Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapýsý deðil bu kapý. / Nasýlsan öyle gel. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Din dýþý cahiliye toplumunda üstünlük ölçüsü "takva" deðildir; aksine üstünlük kavramý zenginlik, makam, soy gibi yanlýþ kýstaslara dayanýr. Bu toplumlarda, güç ve iktidar sahibi olan, insanlarý kendi görüþlerince yönlendiren, zenginliði ya da gücü ile tanýnan kiþiler vardýr. Kur’an bu kiþilerden, "kavmin önde gelenleri" olarak söz eder. "Kavmin önde gelenleri" kavramý, insanlýk tarihi boyunca her dönemde, her toplumda var olan seçkin/elit kesimi ifade eder. Bu kesimin en önemli özelliði, çok zengin, güçlü ve sözü geçen kiþilerden oluþmasýdýr. Ancak sahip olduklarý "zahiri güç", akledemeyen bu kimselerin kendilerine benlik vermelerine yani enaniyetlerine sebep olur. Onlara göre takva deðil, mal, servet, güç, iktidar gibi özellikler üstünlük sebebidir. Aksini kabul edemezler çünkü o zaman ne denli deðersiz olduklarýný kabul etmiþ olacaklardýr. Vicdanlarý kabul etse de, içlerindeki þiddetli büyüklenme isteði yüzünden inkar ederler. Sahip olduklarý servetin ve gücün, ahirette kendilerine hiçbir yarar saðlamayacaðýný akledemezler. Ýçinde yaþadýklarý toplumun, kendileri gibi aklý ve þuuru kapanmýþ olan bireyleri, iþte bu kendilerince üstün gördükleri "önde gelenler"in peþlerinden gider, her konuda körü körüne onlarý takip ederler. Önde gelenler yöneten, onlara "boyun eðenler" de yönetilenlerdir. Kur’an bu ilginç yönetenler-yönetilenler iliþkisini çok detaylý tanýmlar. Örneðin Firavun, dönemin yöneteni, kavmi de yönetilenidir. Firavun’u yöneten konumuna getiren, elindeki maddi ve askeri güçtür. Kendi fikirlerini kabul etmiþ olan kavmine Firavun þöyle seslenir: "... Ben, size yalnýzca gördüðümü (kendi görüþümü) gösteriyorum ve ben sizi doðru yoldan da baþkasýna yöneltmiyorum." (Mümin Suresi, 29) Ýlahlýk iddiasýnda olan Firavun, kendince tek "yol gösterici"dir. Doðru yoldan çýkmýþ olan kavmi de, "Böylelikle (Firavun) kendi kavmini küçümsedi, onlar da ona boyun eðdiler. Gerçekten onlar, fasýk olan bir kavimdi. (Zuhruf Suresi, 54) ayetinde ifade edildiði üzere, ona itaatle boyun eðer. Tüm cahiliye toplumlarý gibi Firavun kavminin "boyun eðiþi" de, "önde gelenler"in yönlendirdiði ortak sürü psikolojisinin bir örneðidir. Ve bu boyun eðiþ, yönetilen hiçbir kavmi doðruya ulaþtýrmaz; Kur’an’ýn "... onlar Firavun’un emrine uymuþlardý. Oysa Firavun’un emri doðruya-götürücü (irþad edici) deðildi." (Hud Suresi, 97) ayetinde ifade edildiði gibi... Din dýþý yaþam þeklini benimsemiþ olan önde gelenlere itaatle boyun eðen çoðunluk, -doðrularý görmemeleri ya da görmezden gelmeleri nedeniyle- cahiliyenin çarpýk sisteminde yaþamýný sürdürür. Kur’an’da, her ülkede hileli düzenler kurduklarý haber verilen ve suçlu- günahkarlar olarak tarif edilen önde gelenlere dini teblið yapýlmasý çok önemlidir. Çünkü bu kimselerin Kur’an ahlakýný benimsemeleri, onlarýn ardýndan giden çoðunluðun da dine yönelmesine sebep olacaktýr. Yüce Allah, tarih boyunca tüm peygamber ve elçilerini öncelikle bu kesime ayetleriyle göndermiþtir. Peygamber kýssalarýnda bütün elçilerin bu emre itaat ederek önde gelenleri uyardýklarýný görürüz. Örneðin Zuhruf Suresi’nde Allah, "Andolsun, Biz Musa’yý, Firavun’a ve onun ’önde gelen çevresine’ ayetlerimizle gönderdik. O da, dedi ki: "Gerçekten ben, alemlerin Rabbinin elçisiyim." (Zuhruf Suresi, 46) buyurarak bu gerçeði haber verir. Kuran’da, diðer birçok peygamberin de hep kavimlerinin önde gelenleriyle muhatap olduklarý bildirilir. Önde gelenler, kapsamý oldukça geniþ bir kavramdýr. Cahiliye bireyleri üzerinde etkisi olan, örnek alýnan, herkes tarafýndan tanýnan her insan bu tanýma girer. Güç ve iktidar sahibi olan büyük iþ adamlarý, aydýnlar, sanatçýlar, sosyete olarak tanýmlanan kesimden insanlar gibi toplumun, sözlerine deðer verdiði kiþiler önde gelenlerdir. Çok açýktýr ki bu insanlardan birinin bile din ahlakýný yaþamaya baþlamasý, onun yolundaki pek çok insanýn da imanýna vesile olabilir. Mümin, bir insaný takvasý dýþýnda farklý bir kýstasla deðerlendirmez; insanlara takvasý ölçüsünde deðer verir. Ancak Kur’an ahlakýnýn yayýlmasý ve dinin çýkarlarý için en yararlý ve en uygun yöntemleri izler. Müminin dini teblið ettiði toplum, kuþkusuz mümin deðil cahiliye toplumudur. Cahiliye toplumunda yaþýyor da olsa, akýl ve vicdan sahibi insanlar olacaktýr; din bu kiþilere de anlatýlacaktýr. Teblið, Allah’ý tanýmayan, O’nu gereði gibi takdir edemeyen, ihtiyaç içindeki herkese yapýlýr. Tebliðde sýnýrlama yoktur. Ancak Kur’an’da, önde gelenlerin uyarýlmasýna dikkat çekilmesindeki amaç, bu kesim tarafýndan yönlendirilen insanlarýn da gerçekleri görebilmesine sebep olabileceðidir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |