Benim yaradýlýþýmda fevkalade olan birþey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Grip, ilaçla yedi günde, ilaçsýz bir haftada geçermiþ. Hafta da doldu yedi gün de ama biz birbirimize çok alýþtýk, pek kaynaþtýk ayrýlamýyoruz. Grip deðil ama bir odada yalnýz baþýma ateþler içersinde uyumak ve bir sürü abuk sabuk rüya görmekten nefret ediyorum. Ihlamur, çorba, portakal suyu ve antibiyotikten oluþan beslenme diyeti de bir o kadar iðrenç oluyor. Hastalanýnca pek bir nazlý oluyormuþum. Bilmiyordum evdekiler söylüyor. Yataðýmý salondaki divanýn üzerine taþýdým. Taþýdým dediðime bakmayýn. Bir battaniye, bir yastýk. Sizi bilmem ama ben grip olunca onlarca kez, yüzlerce kez ayný rüyayý görürüm. Sürekli yinelen rüyalar anlatamayacaðým þekilde zihinsel acýlar vermeye baþlýyorlar. Bir orman gördüm örneðin aklýmda kalan rüyalarýmýn birinde. Uzun gürgen aðaçlarý bütün orman tabanýný sarý, turuncu ve açýk yeþil yapraklarla kaplamýþ. Aðaçlarýn arasýndan incecik bir dere akýyor. Ama pýrýl pýrýl, tertemiz bir dere. Aðaçlardan dökülen o rengârenk yapraklarýn bir kýsmý sularýn üzerinde yüzüyor. Bir kýsmý sularla derenin durgun kenarlarýna yýðýlmýþ. Derenin küçücük vadisinden azýcýk yukarýlarýnda mor mor çuha çiçekleri açmýþ. Süslü yapraklarý ile sýklamenler de var. Yani bir orman sonbaharda ancak bu kadar güzel olabilir. Dereye iniyorum ve bir kucak dolusu rengârenk yapraðý sulara býrakýyorum. Yapraklarýn içerisinden küçücük bir kertenkele çýkýyor. Elimi uzatýp sudan çýkarmak istiyorum. Daha ben eðilmeden küçük kuyruðuyla göz açýp kapayýncaya kadar hýzlýca yüzüp karþýya geçiveriyor. Böyle bir rüyaya can kurban elbette... Ama bu rüya beyninizde yüz kez tekrarlanýyor. Yinelendikçe ne olacaðýný bildiðiniz için rüyadan çýkýp gitmek istiyorsunuz. Yapraklarý dereye atmaktan vaz geçmek istiyorsunuz. Ama ne mümkün? Ýstemediðiniz bir oyuna zorla katýlmýþçasýna sürekli rüyanýn içinde kalýyorsunuz. Bir de rüya gibi olmayan rüyalar görüyorum. Örneðin bizim sokaðýn az ilersindeki sokaklarýn birinde yaþlý iki adam kalýyormuþ. Ve her nedense ben onlarýn bazý ayak iþerini görüyorum. Onlar için bakkala gidiyorum. Günlük alýþ veriþlerini yapýyorum. Faturalarýný falan ödüyorum. Çöplerini çýkarýyorum. Kamu hizmeti cezasýna mý çarptýrýldým ben de bilmiyorum. Durumdan çok þikâyetçi de deðilim. Bana her zaman çok nazik ve sevecen davranýyorlar. O iki yaþlý amcayý seviyorum. Çok akýllý olduklarýný düþünüyorum. Ýki yaþlý erkeðin birlikte ev tutup birbirlerine can yoldaþý olmalarýný, çocuklarýn merhametine sýðýnmaktan farklý bir çözüm üretmiþ olmalarýný çok akýllýca buluyorum. Ne güzel, biraz daha yaþlanýnca ben de böyle bir þey planlamalýyým diye düþünüyorum. Bakkala gidiyorum amcalar teþekkür ediyor. Tüpçüye telefon ediyorum, faturalarý yatýrýyorum… Bunu bir rüyanýn içinde bin kez tekrarlayýnca amcalardan da, rüyadan da, sokaklardan da nefret ediyorsunuz. Fatura yatýrmayý kim sever ki? Ayný rüyanýn içersinde yüzlerce kez ayný mekânda sýra bekleyip fatura yatýrýyorum. Beynime bir kurþun sýkýp susturasým geliyor. Ben tam kâbusa dönüþen bir rüyadan çýkmayý baþarýyorum. Bakýyorum ki sehpanýn üzerinde bol limonlu bir ýhlamurun dumanlarý tütüyor. Al sana bir baþka kabus… Hayatta en nefret ettiðim þey gripken ýhlamur içmektir. Bir de tarhana çorbasý. Evde bir ses olsun diye televizyonu açýyorum. "Lan ne olacak bu memleketin hali," diyorum. Meþhur kanalda Alçý ve Kekeç ikilisi yine o bildik sohbetlerin birindeler. Biri pas atýyor öteki CHP'yi eleþtiriyor. Ama onlar da haklýlar. Cemaati veya iktidarý eleþtirmeleri mümkün olmayýnca geriye bu kalýyor. Esra bütün bekârlarý evlendiriyor. Bekârlar hiç uslu durmuyorlar. Televizyonda daha çok görünebilmek için birbirlerinin en hayâsýz ve en mahrem yerlerine saldýrýyorlar. Bu itiþmeler bol bol reyting ve para oluyor. Bütün logolarýný iktidar partisinin renkleriyle süsleyen ve bütün habercileri iþten çýkaran Türkiye'nin haber kanalý Mýsýr'da Arap baharýnýn kýþa döndüðünü, Tahrir meydanýnda insanlarýn öldüðünü söylüyor. Amerikan kaynaklý Baradey iktidara gelmeden sular durulmayacak gibi görünüyor. Deprem bölgesinde soðuktan ölen çocuklarý görmezden gelip Suriye'ye demokrasi getirme derdinin peþinden koþuyor. Bütün muhaliflerini ceza evine kapatan, on iki bin kiþinin üzerinde terör suçlamasýyla içerde yatan insanýyla dünya rekorlarý kýrmaya çalýþan ülkem kendi gözündeki merteði görmeyip baþkasýnýn gözündeki saman çöpünü görüyor. Açýk açýk gazeteciler yazmaktan, televizyoncular haber yapmaktan korktuklarýný söylüyorlar. Bizim artýk umut veren bir ekonomimiz ve kocaman bir korku demokrasimiz var. Amerikalý yetkili açýklama yapmýþ. Türkiye'nin Suriye politikasýný çok umut verici buluyoruz. (Bu gidiþle kendinizi savaþýn içinde bulacaksýnýz) Aferin, çok güzel gidiyorsunuz demiþ. Bir de Dersim sorunumuz var ki tadýndan yenmez. Televizyon grip olan bir hastayý karabasanlardan bile daha çok bunaltýyor. Rengini çoktan unutmuþ eþofmanlarým içinde uzanýp Bu Gün Ne Giysem programýný izliyorum. Eðer eþim ve çocuklarým kýllýk yapmazsa evlilik programlarýna bir gün mutlaka gideceðim. Benim de kriterlerim, negatif hatta pozitif elektriðim var, ben de insaným. Bu ülkede benden baþka otuz yýldýr ayný kadýnla evli kaç erkek kaldý. Hakikatten biz kaç kiþiyiz yahu? Bu gün 24 Kasým, Öðretmenler günü. Ve ben hala azýcýk gribim. Son günlerde öðretmenliðin belalý hatta beddualý bir meslek olduðunu düþünmeye baþladým. Teröristler Öðretmenleri kaçýrýr, öðretmenleri öldürür, polis siyasi nedenlerle en çok onlarý tutuklar, sel baskýnlarýnda, trafik kazalarýnda ama illa depremlerde hep onlar ölür. Otuz yýla yakýndýr acýlarla kesiþmeyen bir tek öðretmenler gününe denk gelemedim. Üstelik öðretmenler günümüz de azýcýk çakma… Kenan paþa öyle emretti, 24 Kasým öðretmenler günü oldu. Bu ülke tarihinde onun kadar Atatürk kelimesini çok söylemiþ ama Atatürk düþmanlýðýna ve karþýt devrime bu kadar çok hizmet etmiþ baþka biri yoktur. Keþke Atatürk'ün Baþöðretmen olarak tahta baþýna geçtiði günü kendimiz Türkiye Öðretmenleri Günü olarak ilan etmiþ olabilseydik. Bu günü hediye günü gibi algýlayan, kolaycý, duyarsýz, keyfi týkýr öðretmenlerin deðil ama, bütün acýlara ve sýkýntýlara raðmen yine de her gün sýnýfýna umutla, sevgiyle giren ve çocuklarýný caný gibi seven, onlara zarar gelmesin diye diri diri yanmaya razý olan bütün öðretmenlerin ÖÐRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |