..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ölümden önce yaþam var mý? -Duvaryazýsý
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > Þenol Durmuþ




3 Aralýk 2011
Gerzekler  
Þenol Durmuþ
Ona göre insanlarýn büyük çoðunluðu gerzek sýnýfýna giriyordu. Bu tip insanlarý gördüðünde ya da birine kýzdýðýnda ona kýsaca gerzo demekten çekinmezdi. Yolda, minibüste, çarþýda, pazarda kimi görse hiç fark etmiyordu. Yeter ki öyle birisini görmesin.


:BBJD:
Ona göre insanlarýn büyük çoðunluðu gerzek sýnýfýna giriyordu. Bu tip insanlarý gördüðünde ya da birine kýzdýðýnda ona kýsaca gerzo demekten çekinmezdi. Yolda, minibüste, çarþýda, pazarda kimi görse hiç fark etmiyordu. Yeter ki öyle birisini görmesin. Onu gören birisi ise mutlaka þaþýrýrdý. Arkasýný döner bir daha ona bakardý. Ýri yapýlý, uzun beyaz saçlý, altmýþ yaþlarýnda, kot pantolonlu, çizmeli adam sýradan bir Türk’e benzemiyordu. Üstelik yaþýný da göstermiyordu. O da bunu bildiði için mümkün olduðu kadar þehrin varoþlarýnda dolaþmazdý.

Niçin neden dolaþacaktý ki? O sefil sokaklarda bu gerzo insanlarýn arasýnda ne iþi vardý?.. Bu yüzden çoðunlukla Sultanahmet’te Beyoðlu’nda, Ýstiklal Caddesi’nde gezmeyi tercih ederdi. Kapalýçarþý’da, kartpostal, inci boncuk satan dükkanlarýn önünde dolaþýrdý. Onu gören tezgahtar hemen yerinden fýrlar: “Yes Sir” der ve ona gülümserdi. O ise gayet ciddi bir yüz ifadesiyle: “Hým hýmm” yapar, kafasýný sallayýp çekip giderdi. Tezgahtar yine bir turist kaçýrmanýn üzüntüsüyle arkasýndan küfür ederdi. Rutin olarak yaptýðý günlük Ýstanbul turunu tamamladýktan sonra semtine döner, altýlý ganyan bayisine uðrar, bir kupon doldurduktan sonra oradan çýkar, hemen bitiþiðindeki kahveye girer, kalabalýða seslenir: “Hey gerzolar okey oynayan var mý?” diye sorardý.

Semtin eski serserilerinden, kumarbazlarýndan, futbolcularýndan, Gavur Ali yine kumar oynamaya gelmiþtir. Ama kimse ona Gavur lakabýyla seslenemez, hatta cesaret bile edemez. Ama bazý yaþýtlarýnýn bir ayrýcalýðý olmuþtur. Gavur Ali eski serseridir, acýmasýzdýr ve serttir. Masadaki oyunculardan birine kýzdýðý zaman da: “Çabuk oyna, sýra sende lavuk” diye çýkýþýr. Gerzo’dan sonra insanlara lavuklar sürüsü gözüyle de bakar. Yaþlý, ihtiyar, genç biri hiç fark etmez. Hata yapan biri onun için þimdi lavuktur. Herkes oyunu kurallarýna göre oynamalýdýr. Kumar masasý onun için kutsal bir alandýr. Bir mabed gibi.

Eli ayaðý titreyen, altýna kaçýran ihtiyar bir bunaðýn bu masada ne iþi vardý?.. Aslýnda birçoðu yaþýtý sayýlýrdý. Bazen onlarý uyarýr, kibarca “Hey moruk sýra sende, uyuma” diye ikaz da eder. Ýhtiyar kumarbazlar, bunaklar, onun için bir avantajdýr. Gözü görmeyen, taþý, kaðýdý, zarý bile fark edemeyen bir insanýn kaybetme þansý yüksektir ve onlar her zaman kaybeder. Gavur Ali ise sürekli kazanýr. Bazý kiþiler onun yaþlýlara saygý göstermediðinden yakýnýr, durur. Ali bu suçlamalar karþýsýnda þaþýrýr: “Ne yani Allah’ýn belasý kahvede bu ihtiyar keçilerden baþka bir oyuncu yoksa benim ne kabahatim var” diye kendini savunur. Onun bir felsefesi vardýr. Doðduðu günden beri çalýþmayan bir adam nasýl geçinecekti?.. Hayatýnýn büyük bir bölümünü içki, esrar içerek, kumar oynayarak geçiren bir adamýn geçimini elbette diðer insanlar karþýlayacaktý. Bu da yaþamda gayet normal bir durumdu.

Semt nüfusunun büyük çoðunluðu gibi Balkan göçmenlerinden biridir Gavur Ali. Bazýlarý onu Sýrp asýllý olmakla suçlar. O ise kýzar, bunu kabul etmez, hemen karþýlýk verir: “Ne diyon lan sen kara kafa, daha dün geldiniz Ýstanbul’a. Allahýn gerzolarý!” der. Bazen tartýþmalarda suçlamalar daha da çoðalýr. Bu defa hýrsýz Ali derler.

Çocukluðunda komþularýnýn bakýr tencerelerini çaldýðýný söylerler. Bunlarý söyleyenlerin büyük çoðunluðu da anýnda yumruðu yer. Ali öfkelenmiþtir. Bu suçlamayý kabul etmez. Dört beþ kiþi onu zor zaptetmiþtir. Dürüstlüðü, iyi ahlaký, Avrupa’lý görünümü ile övünen Gavur Ali için bu kabul edilemez bir þeydir. Eðer hýrsýzlýk yapmýþsa ki mutlaka yapmýþtýr, o saf duygularla çocukluðunda yapmýþ olduðu masum bir eylemdir. Ama soyduðu evlerin sayýsýný hatýrlamadýðýndan bahsetmez. Bakýr sattýðý hurdacýyý bile soyduðunu, sonra o paralarla ilkokul önlüðü bile üstünde olmasýna raðmen panayýrdaki Çingene çadýrýna giderek zar attýðýný söylemez. Sadece kendi mahallesi deðil çevre mahallelere de giderek misket oynayan çocuklarý döverek, misketlerini ve paralarýný zorla aldýðýndan söz etmez.

Bir gün þikayet üzerine semt karakoluna alýnýp, saçlarýnýn kazýtýldýktan sonra, üstelik kafasýna bir de damga vurulup sonra da salýndýðýndan bahsetmez. O bahsetmese de yediden yetmiþe bütün herkes bilir. Çünkü bu semtin dedikodu kazaný sürekli çalýþýr. Hem de gece gündüz, onlarca yýl aralýksýz bu kazan görev baþýndadýr. Babasý onu yola gelmesi için hiç acýmadan yýllarca dövmüþtür. Zavallý adam elden ayaktan düþtükten sonra bu kez Gavur Ali onu dövecektir. Dedikodular yine sahnededir. Güya o zavallý yaþlý babasýný dövmekle de kalmýyormuþ, elinden emekli maaþýný da zorla alýyormuþ. O bunu kabul etmese de eski arkadaþlarýndan biri onu suç üstü yakalamýþtýr. “Madem öyle ibnetor sabahýn köründe Ziraat bankasýnda kuyrukta, emeklilerin arasýnda ne iþin vardý?” diye sormuþtur. Babasýnýn biraz bunadýðýný söyleyerek kendisini savunmuþtur. Güya babasý ondan sürekli gofret istiyormuþ. Herkes bir noktada hemfikirdi. Gavur Ali yaþlýlara saygý göstermiyordu.

Çocukluðunda baþlayan hýrçýn, kavgacý yapýsý, asiliði ve bu uzun saçlý býyýklý, keçi sakalýyla Gavur lakabýný kazanmayý hak etmiþti. O bir Fransýz’a, Alman’a benziyordu. Bir Yozgatlý’ya ve ya Maraþlý’ya benzemekten daha iyiydi onun için. Yetmiþ vilayetteki gerzolara da hiç benzemek istemiyordu. Gece gündüz içki içen bir esrarkeþ nasýl iyi bir futbolcu olurdu. Evet Gavur Ali semtin tarihi kulübünde en iyi topçularýndan biri olmuþtu. Beyoðlu’nda pavyonlarda sabaha kadar içen, sonra eve gelip birkaç saatlik uykuyla öðle saatinde maça çýkan, üstelik gol atan, sonra da kýzdýðýnda karþý takýmdaki oyunculara saldýran, hakemin yakasýna yapýþan bu adam, bu enerjiyi nereden alýyordu. Amatör ligde, Ýstanbul’da bir efsaneydi. Oyunculuðundan çok hýrçýnlýðý ve kavgacýlýðýyla dikkat çekmiþti. Ona bir tekme atan ya da kart gösteren bir hakemin vay haline. Topu býrakýp bu kez onlarý kovalardý. Attýðý gollerden daha fazla sahadan atýlmýþtý.

Bunlara raðmen üçüncü lige de transfer olmayý baþardý. Ýstanbul’dan Kýrþehirspor’a gidip orada iki hafta kalýp geri dönmesi de transferi kadar hýzlý oluyordu. Niçin, neden döndün gibi sorulara ise öfkeyle cevap verdi. “Ne diyorsunuz lan gerzolar, böyle bir þehir mi olur?.. Bir tane caddesi var, köy ulan resmen köy orasý.” diyordu. Bir daha deðil Anadolu’ya gitmek, Kadýköy yakasýna bile geçmeye tövbe ediyordu. Ona göre bu gerzo ülke’de yaþanabilecek tek yer, sadece Ýstanbul’un Avrupa yakasýydý. Bir ayaðýn her an Beyoðlu’nda ya da Sultanahmet’te olabiliyordu. Eh bulunduðu semt de buralara yarým saat kadar bir mesafedeydi. Üstelik 68 kuþaðý gençlerinden biriydi Ali. Semtin Rock gruplarý vardý. Hemen herkes Beatles, Pink Floyd dinliyordu. Dinleyenler bol bol esrar içiyor, içki tüketiyordu. Hayat buradaydý iþte.

Gündüz kahve kumarý, akþam üstü bir yerde esrar çekmek ve müzik dinlemek, sonra da gece yarýsý ver elini Beyoðlu… Bundan daha güzel bir yaþam düþünülebilir miydi?.. O bir enayi deðildi. Diðer insanlar gibi çalýþmak ona göre ters bir iþti. Sürekli: “Ne yani ben bu dünyaya bir makine’ye bakmak için mi geldim gerzolar?.. Bir televizyon alýp beþ sene taksit mi ödeyeceðim sizin gibi. Sabancý, Koç’u mu zengin edeceðim” diyordu. O diðer insanlar gibi tavþan da deðildi. Evli arkadaþlarý ise onu kadýnlarla iliþki kurmamakla eleþtirirken “Yoksa sen çýt mýsýn” diye soruyordu. O soruyu soranlarýn birçoðu da elbette Ali’nin yumruðunu yemiþti. Geçmiþte pavyonda bir dostu vardý. Pavyonun assolisti olan kadýný sevmiþti. Üstelik bir gün semtte evine bile getirmiþti. Görgü þahitleri vardý. Ama o bir kadýna elini bile sürmeyecek kadar onurlu bir insandý. Kadýna: “Evlenmeden olmaz” diyordu. Sayýsýz müþteriyle yatan pavyon kadýný þaþýrmýþtý. Kadýn bir süre ondan evlenme teklifi beklerken, assolistlikten düþmüþtü. Pavyonda çiçek satan kadýndý. Zaman hýzla geçiyordu. Son olarak pavyonun tuvaletine bakacaktý. Onlarca yýl geçmiþti ama gavur Ali’den evlenme teklifi hala gelmiyordu.


Zaman durmuyordu. Ýnsanlar yaþlanýyordu. Arkadaþlarýnýn birçoðu içmekten helak olmuþtu. Kalp krizi geçirenler, gýrtlak, akciðer kanseri olanlar, ölenler vardý. Ama ona bir þey olmuyordu. Saçý döküldü ama o döküldükçe uzattý. Önden döküldükçe, arkadan býraktý. Yüksek tansiyona raðmen hiç durmadan aralýksýz içti. Altmýþ yaþýný geçmesine raðmen o hala uzun saçlý, içki içen, kumar oynayan bir serseriydi. Yaþýtlarý bastonlarla dolaþýrken, o çizmesiyle yere sert basýyordu. Ona hala Sultanahmet’te tezgahtarlar “Yes Sir” diye karþýlýyor. Misketlerini çaldýðý çocuklar þimdiler de takma diþleriyle ona okeyde eþlik ederlerken, hala onlarý soymaya devam ediyor. Her þeye raðmen o semtinde gençler için bir idol olmayý baþarmýþtý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yeraltý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hýrsýzlar Kralý
Köpeklerin Aþký
Topal Hayri
Pavlovun Köpekleri
Cafer Kalfanýn Ýsyaný
Pavlovun Köpekleri 2
Cafer Kalfa
Cafer Kalfa Konstantinopoliste
Ýþsiz ve Öfkeli
Bizim Mahalle

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Güzel Ýstanbul
Sarýgöl Roman Mahallesi 2
Ýdam Ýsteriz
Pavyon Sokaklarý
Dilenciler Köyü
Gel Abi...
Emret Baþkaným
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


Þenol Durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.