..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamak ne güzel þey be kardeþim. -Nâzým Hikmet
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > sirin aydin




7 Aralýk 2011
Kendine Hapsolmak  
sirin aydin
kendine hapsolmuþluk


:BCIE:
Kimseye bagimli degildim ama bagli olduklarim vardi herkes gibi. Kahramanlarimi kendilestirdikçe, kendime sevgimi artirdiklari ve hayatima anlam kattýklarý için daha bir bagli oluyordum onlara. Terkedemezdim onlari, gidemezdim cunku ben biraz onlarin kalbi, biraz beyni, biraz gosterdikleri yoldum, onlar da ben-di birer parça. Biz artik asla ben olamazdik hem de hicbirimiz. Terkedememelerimiz bundandi birbirimizi. Hep vardik ama hic yoktuk aslinda. Aileydik kimisiyle, kimisiyle dost, kimisiyle sevgili, kimisiyle arkadaþ. Bir çoðumuz farkindaligina varmistik hayatin, hepimiz yalnýzlýðýmýzla yasamaya alismistik. Kimimiz aynýydýk, kimimizse herkesten baska, sadece biraz daha aptaldik bazen, direniyor ya da diretiyorduk belki de, bir baskalik vardi ama ne oldugunu cozememistim ben de. Bazen birlikte keyif alarak yaþamayý bilmiyorduk, nasýlsa yollarý ayýrmak gerektiðinde dostça hoþçakal diyemeyecektik, mesela ölüme aðlýyorduk gittiðin yerde mutlu ol demek yerine! Ölene bile kýzýyorduk bencilce, nasýl terkedersin bizi diye. O yüzden yalnýzlýðýmýza alýþmayý seçiyorduk. Bilmiyormuyduk ki gitmeler olmazsa gelmelerin, bitiþler olmazsa baþlangýçlarýn olmayacaðýný. Benim için 'insan'a baðýmlýlýk deðildi konu, yasadigimiz evrende hicbirseye bagimli degildim ben, bir tutkum yoktu, ya da tutkumu yaþýyordum ve farkýndasýzdým, yazamadýðýmda anlayacaktým yaþayamadýðýmý. Cogu zamanimsa, sebebini hala bulamadigim 'neden yasiyoruz' sorusuyla gecer benim. Anlamlandiramadigim hicbir seye deger veremem ben. Ve yasama anlam veremiyordum kimi zaman. Neden yaþýyorduk ki gerçekten? Sonunda yokluk yok muydu? Hýrslarýmýz, baþarýlarýmýz, kýzmalarýmýz, sahiplenmelerimiz, mutluluklarýmýz neden vardý? Bir gün yokluk olacaðýný bile bile nasýl kaptýrýp gidebiliyorduk ki hayatlarýmýza? Ya da neden hep herþeyin anlam kaybettiði bir zaman gelir ve yeniden anlamlandýrma çabasýna gireriz ki? Farkýndalýklý ve düþünerek yaþamak neden bu kadar zordu? Neden yaþadýðýmýzýn cevabýný bulduðum vakit hayat birdenbire daha anlamlý bir hale gelecek miydi?Yoksa büsbütün anlam mý kaybedecekti? Bazen anlamýný kaybediyordu iþte bu yuzdendi sizden kopuklugum. Siz deðildiniz konu aslýnda 'yaþam'dý. Anlamýný kaybettiðinde o, uyuyordum yaþamak yerine. Uyumak yaþamak deðildi benim için. Ve yine uyuyordum, gördüðüm bir rüyaydý:

Hic kimsenin duymadigi bir sesti duydugum. Bagirdigi anlasiliyordu yani bir haykiristi cok uzaktan geliyordu, derinden. Ben bu kadar zor iþitiyorken bu haykirisi cevremdeki birileri de duyuyor olmaliydi, bu ses birilerine daha yakindan geliyor olmaliydi. Ancak hic kimse duymuyor gibiydi. Yoksa gercek degilmi diye sorgularken bile, haykirisi duyabiliyordum "biri beni kurtarsin" diyordu. Kendi cemberinde hapsoldugunu ve cikamadigini soyluyordu. Soylediklerine bir anlam veremiyordum. Anlam veremedigim bu cumleleri kendim uyduruyor olamazdim, gercekten haykiran birileri vardi ama kalabalikta ben disinda hickimse aldirmiyordu. Dort bir yana dogru kosmaya basladim, ne tarafa gittiysem de degismedi o ses; ne daha yuksek ne de alcak. Eve gitmeye karar verdim, galiba sorun bendeydi, eve gelip yatagima uzanmistim ve hala o sesi duyuyordum. Kendi cemberime hapsoldum kurtar beni diyordu. Bir zaman sonra sesin kime ait oldugunu algiladim, nasil bu kadar uzun surmustu anlamam, bu ses benim sesimden baskasina ait degildi. Susturamiyordum. Hapsoldugunu soyluyordu. Nasil yardim edebilirdim, bilmiyordum.

Neden sonra bir gürültüyle uyandým. Yukarý kattan geliyordu ses. Hepimizin birilerine bencilliklerinden dolayi kizdigimiz zaman soyledigimiz gibi `dunya senin cevrende donuyor saniyorsun ama degil` diye bagirtilar isitiyordum. Bir yandan hickirarak aglamamak icin kendini zor tutan, diger yandan hiddetle yillardir susup biriktirdiklerinin agirligindan kendini kurtarmaya calisircasina durmaksizin konusan kadin. Adam susuyordu. Dünyanýn kendi çevresinde dödüðünü de düþündüðü yoktu adamýn. Ortada bir anlasmazlik vardi hepsi bu, olagandi, her zaman her iliskide olan seylerdi. Ayný sorunlari Kardesimizle, dostumuzla, is yerinde bir arkadasla her zaman her yerde yaþamiyor muyduk? Mantikli yaklasiyordu adam. Kadinin ofkesini anlamiyordu da. Gercekten buyuk bir anlasmazlik mi vardi yoksa herzamanki gibi siradan bir sorun muydu adam idrak edememisti. Zaten bir sure sonra orada deðildi artik adam, pencereden dýþarý bakip, yaðan karý izliyordu, zihninden geçenler kadýný duymasýna da engel oluyordu. Bu muydu yaþam? Adam mutlu muydu? Olmasi gereken neydi, daha dogru bir olmasi gereken var miydi ki?

On iki saattir uyuyordum, hala da yataktan kalkasým yoktu, on iki saatlik uykuya raðmen hiç zorlanmadan yeniden uykuya daldým. Uyandýðýmda kararývermýþti hava, zaten artýk çok çabuk kararýyordu, saat dört buçuk olmuþtu. Yataktan kalkýp, perdeyi araladým. Camdan bakýverdiðimde, amaçsýzca yaðan karý farkettim; yaðmurdan baþkaydý o, çok baþka. Amaçsýzdý bir kere, umurunda deðildi hýzla yeryüzüne inmek, yavaþ yavaþ yaðýyordu, rüzgarýn esintisiyle oradan oraya savrulduðu oluyordu, savrulmayý seviyordu, eðlenceliydi bir kere, kendi eðlenirken insanlarý da mutlu ediyordu. Yýlýn ilk karýydý yaðan. Yýlýn ilk yaðmuru yoktu ama, ilk kar hep konuþulurdu. Her sene heyecanla fotoðrafýný çektiðim, yýlýn ilk karýný fotoðraflamak hiç içimden gelmemiþti. Evde tektim ve gördüðüm rüyanýn da etkisiyle olsa gerek ki hapsolmuþ hissediyordum kendimi. Dýþarý çýkmam gerekiyordu, saatlerce yürümem belki de bakanlýk yollarýnda, üþüyerek ve düþünerek... Düþünmek mi dedim? Hayýr doðruyu söylemedim. O an yapmak isteyeceðim en son þeydi düþünmek. Montumu giyip, Noel babanýn þapkasýna benzer ama rengarenk olan beremi takýp yollara düþtüm. Çok güzel yaðýyordu kar. Biraz üþüdükten sonra yürümenin etkisiyle ýsýndým. Ýyi ki çýkmýþtým dýþarý, o an sadece karanlýk, sokak lambalarýnýn sarý aydýnlatmasý ve eðlenerek yaðan kar vardý, zihnimse bomboþtu. Farkýndasýzca saatlerce yürüyüp, her zaman, sevdigim bir arkadaþýmla gittiðim, Ankarayý ayaklarýmýn altýnda hissettiðim o tepeye tek basima gitmistim. Ayni keyfi almadim ama baska bir keyif vardi bu kez, yilin ilk kari vardi.. Biz o tepeye beraber gider kimi zaman saatlerce susardik, kimi zaman dertleþir, kimi zaman birer bira alýp saatlerce müzik dinlerdik. Simdi o güzel tepeden Ankarayý izliyordum tek basima karlar altýnda. Yýlýn ilk karýydý , fotoðraflamalýydým diye makinemi bulmaya çalýþýrken üst komþumu gördüm sanki, evet oydu. Nefes almadan konuþan o kadýnýn kocasýydý, kavga daha da þiddetlenmiþti ve adam belki de hava almaya çýkýyorum deyip atývermiþti kendini dýþarý, belki de tatlýya baðlanmýþtý herþey, adam biraz yürümek istemiþti. Sonra her aksam iþ dönüþü yolda yururken yemek icin aldýðý o köþe baþýndaki kestaneciden, bu kez karýsý ve kendisi için sýcacýk kestane ve kiralýk film dükkanlarýndan birinden güzel bir film alýp dönecekti eve. Evet bu senaryoyu sevmiþtim. Adam da biliyordu ki, mutluluklar kadar mutsuzluklarýn, yalnýzlýklar kadar birlikteliklerin, kýzmalar kadar sevmelerin olduðunu hayatta. Böyle güzeldi ve böyle yaþanýlasýydý zaten. Fotoðraf makinemi bulmuþtum, hemen kar makinemi daha fazla ýslatmadan, en guzel paylasilmisliklarin yeri, o karanlik tepeden, uzak isiklariyla Ankara'yi fotografladim, anýlarý ve saga sola savrularak, eglenip, þýmararak yagan kari, sýgdýrdým fotograf kareme. Eve doðru yürüken gördüðüm rüyayý düþündüm, o ses benim sesimdi ve kendime hapsolduðumu söylüyordu. Ne saçmaydý, kar altýnda mutlulukla yürürken ne kadar özgür olduðumu düþünüyordum, düþünmekten öte hissediyorum bunu. Eve giderken bir fotoðrafçýya uðrayýverdim. Çektiðim fotoðrafý çok buyuk bir boyutta çýkartmasýný istedim fotografcidan. Üþümüþ olmaliydim ki hýzla yürüyüp eve vardým, fotoðrafýn arkasýna iki bin on bir yýlýnýn ilk karý diye not düþerek, hemen odama astým. Odamda yine yalnýzdým belki ama, karanlýk, ýþýklar, kar, Ankara ve o tepedeki sýcak dostluk vardý artýk benimle birlikte odamda. Hayat buydu, bir parça tek baþýnalýk bir parça da paylaþýlmýþlýklarýmýz, böyle mutluyduk biz, bir parça sevdiklerimiz bir parça kendimiz..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gidenin Ardýndan
Ben Karmaþasý
Çok Sesin Konuþan Teki
Denemem

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yasak Mýydý Sahiden?
Ýcimde Ölen Birsey
Kayboluþ
Duygunun Cozulen Dili
Degisen Dunya
Guzel Aldirmazlik
Ýki Kelime
Kendi Kalarak Deðiþim

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Varlýðýný Hissetmek [Þiir]
Bir Bakterinin Güncesi [Þiir]
Mutluluk [Þiir]
Öylesine [Þiir]
Hayatý [Þiir]
Öyle Böyle [Þiir]
Gitmek [Þiir]
Noktalar [Þiir]
Görmek Ýçin [Þiir]
Yine Yine [Þiir]


sirin aydin kimdir?

Duygularýný, düþüncelerini, hissettiklerini paylaþmazsa yaþayamayacaðýna inandýðý zamanlarda yazan, sýradan bir ölümlü.

Etkilendiði Yazarlar:
Ýhsan Oktay Anar (Puslu Kitalar Atlasi, Amat, Suskunlar), Wladimir Bartol (Alamut), Noah Gordon (Hekim), Amin Maalouf, Gabriel Garcia Marquez, Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Engin Geçtan


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © sirin aydin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.