Eðer

Eðer, devlet çatýsýnda bulunanlarý, devletin insan varlýklarý olarak görüyor, devlet adýna sorumlu tutuyor, zararýný karþýlanmasýný diliyorsan.
Eðer, ömür boyu uðradýðýn haksýzlýklardan, devlet çatýsýný sorumlu tuttuðun halde sonuç alamamýþ, adliyeden baþka, ikinci bir kapýsýný bulamamýþ, savunma mekanizman, inandýramadýðýn için çökmüþse ve sen hâlâ yergilerinle devletin manevi gücünü savunuyorsan.
Eðer, otur, oturduðun yerde diyen, adeta sen orada çal, ben bulduðum, bulunduðum yerde çalayým anlayýþýnda, boþ gezenin boþ kalfasý, çýkarcýnýn babasý olan yerde ölmediðine, öldürmediðine hayret ediyor, hâlâ devlet çatýsý altýnda onlarýn muhatabý oluyorsan.
Eðer, cepheye korkmadan giden bir ülkenin evladý olarak, bulunduðun ilde, ilçede, köyde ana ve baba olarak akþam sonu çocuklarýnýn caddede, sokakta, bað, bahçede kalmalarýndan bir fert olarak korku ve tedirginlik duyuyorsan.
Eðer, Devlet’e sýrtýný dayamýþlardan olmayýp, kazandýðýn, kazanacaðýn haklarýndan vazgeçip, onurunu tercih etmiþsen.
Eðer, devlet dairelerine, özel sektörün fabrikasýna girdiðin kadar huzur içinde giremiyorsan.
Eðer, devlet bürokrasisinin yanlýþýndan, önyargýsýndan, emniyetin gazabýndan zarar görmüþsen.
Eðer, aile çevresi içinde hak etmediðin halde sana cephe alýndýðý, hakarete varan davranýþlarýna, aile babasý olarak, ailenin bütünlüðü için sen karþýlýk vermemiþsen.
Eðer, gördüðün lüzum üzerine, ilgini azalttýðýn arkadaþlarýndan, sana zarar gelmiþse.
Eðer, istemeden þahidi olduðun suçlu kiþilerin, belki yakýnlarýnýn iftiraya varan saldýrýlarýna uðramýþsan.
Eðer, içinden bir ses "Bu yükü çekemem deme çeker, o güç sende var" diyorken, dürüstlük
gördüðün ilkeler uðruna tek baþýna yalnýzlýðý seçmiþsen.
Eðer, beklemediðin bir anda sevgilinin veya eþinin önünde, kötü bir sözle rencide edilmiþ, iki taraf
için de nahoþ bir durum çýkmasýn diye susmuþsan.
Eðer, ülke toplumunun oylarýyla iþbaþýna gelen bir hükümet tarafýndan temel haklarýn çiðnenmiþ, sorumlusu hakkýnda idari takibat açýlmamýþ, sen mücadeleni ömür boyu sürdürmeye çalýþýrken, düzen ayný minval hükmünü sürdürüyorsa.
Eðer, bile bile yüksek enflasyona göz yumularak, gelir daðýlýmý arasýnda uçurumlar açýlan bir ülkede ölmeden ayakta kalabilmiþsen.
Eðer, ipsiz dokuma tezgâhlarý kurulan yerde, açýktan yapýþmanýn adý kaynak, küçüklüðün adý, büyüklük, sýra dýþý benzetmesinin adý Kayserililik olarak, deðer yargýlarýný karartan, tersine çeviren magazin haberleri yapýlan ülkede, rahat ve huzurlu, baþýn dik yaþýyorsan.
Eðer, magazini, medyasýyla, eþkýyasý, kâhyasýyla keyfi arzu, her þeyiyle azýn çoðu hükmettiði bir toplumda akýl saðlýðýn yerindeyse.
Eðer, geçmiþini bilmeyen, içinde bulunduðu hali takdir etmeyen, geleceðini düþünmeyen bir neslin ak saçlýsý olarak, söyleyeceklerine fýrsat verilmemiþse.
Eðer, söylev yapýlan meydanlardan, ekranlardan, radyo hoparlöründen, tevil, tezvir, demagoji, iftira seslerinden, stadyumlardan hakeme yapýlan küfürleri, Gooool! Goooool! sesleriyle bastýranlardan uzak kalabiliyorsan, tuttuðun takýmýn galibiyetiyle huzur buluyor, yenilmesiyle hüzünleniyor, çaðýn gereði bu olmamalý diyebiliyorsan.
Eðer, yaþamýn içinde bulunan erdemsizliðin, að kurmuþ baðnazlýklarýn dýþýnda kalarak, devlet insan mý? Devlet iþkence yapar mý? Devlet þantajcý mýdýr? sorularýna cevap arýyor, düþünebiliyor, bu düþünceni amaç edinebiliyorsan.
Eðer, kendi özel hayatýnda gerçekleri söylerken, çevrende yapýlacak tevil, tezvir dedikodulara göðüs gerebiliyorsan.
Eðer, genel yönetim, yerel yönetim, hatta adalet tarafýndan haksýz iþlemlere tabi tutulduðunda, baþkalarýna yapýlmadýðýný görerek, vatan, bayrak aþkýna sana yapýlanlara katlanabiliyorsan.
Eðer, ailesinin sýrrýný, devlet sýrrý gibi ömür boyu, cýlýz bedeniyle ayaklarý üstünde taþýyýp ve bundan sonra da sürdürebiliyorsan.
Eðer, haklýnýn, haksýza; suçsuzun, suçluya; aslanýn, kediye boðdurulduðunu, galebe çaldýrýldýðýný bizzat yaþamýþ ve þahidi olmuþ bir kiþi olarak, ellerinden kurtulmak için sýðýnacak bir yer aramýþsan.
Eðer, küçük hesaplar peþinde olmadan, meselenin özüne inerek kendi ihmallerini de söyleyerek, hasmýna da hak verebiliyorsan.
Eðer, Devlet çatýsýndakilerin kör topal, saðýr, önyargýlý, ihmalkar, Devlet ricaline biraz dikkat etmelerini söylerken, kralýn çýplak olduðunu görerek, kendine tedbirli olmayý söyleyebiliyorsan.
Eðer, ruhla bedenin fiziki yapýsýnýn, ayrý ve ihtiraslý yapýsýyla karþýlaþarak canýný yakan hýrsýzýn, camide dürüstlük vaazý verirken, malý çalýnan biri olarak sessizce dinleyebiliyor, muhakemeni içinden yapýyorsan.
Eðer, senden alýnanlarý, katlarýyla bir baþkasýna verildiðini görerek, alanýn da verenin de, Devlet’in de bir haceti olabileceðini düþünerek, bir kaplumbaða misali kabuðunda yaþamaya devam edebiliyorsan.
Eðer, bir devlet adamýnýn hatasýyla, futbol sahasýndaki futbol hakeminin hatasýnýn ayný olamayacaðýný kabul ettirememiþken, hâlâ benim Devlet’im diyebiliyorsan.
Eðer, zirvedekiler ve en alt tabanda yaþayanlarýn düþüncelerini, duygularýný sen de içinden paylaþabilerek yaþatabilmiþsen.

Sabýr denen yakut kapýnýn arkasýnda, Devlet’in katýksýz vatandaþý, uzun yaþamýn otsuz, çöpsüz Lokman Hekimi, diploman olmasa da sen bir filozofsun oðlum. Deniz geçerken kupkuru çýktýysan diplomalý da olsan, koskocaman kofsun oðlum.