Konuþ ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Daha adýnýn ilk duyulduðu yýllarda ürküntü vermiþtir bana. O zamanlar adý kopitür olan aygýt için, “Olaðanüstü bir þeymiþ, ne sorarsan yanýt verirmiþ, boþu yokmuþ.” diye anlatýrlardý. Yine övünerek bir þey daha anlatýrlardý, bizim aklýevvellerden biri de çýkmýþ, “Ne var ne yok?” demiþ; kompitür ne diyeceðini bilememiþ, infilak etmiþ. Ben yine de bu aygýttan o gün bu gündür korkmuþumdur. Nazik alet ne de olsa. Ne adýnýn bilgisayara dönüþmesi ne de “Ne var ne yok?” sorusuna yanýt veremeyip patlamasý azaltabildi korkumu. … Bu korkumun hiç de yersiz olmadýðýný daha sonra yaþayarak gördüm. Yakýn zamanlara kadar daktiloyu elimden býrakamayýþýmýn sebebi sanýrým buydu. Sonunda her gelenin “Hala býrakamadýn mý?”, “Teknoloji diye bir þey var, duymadýn mý?”, “Beceriksizlik caným!”, “Çocuklar kadar olamadýn!” gibi sözleri, dayanýlmaz oldu. Sonunda, “Getirin, kurun!” dedirtti. Asýl sorun da bundan sonra baþladý. Bu kez de dokunmaya korkuyorum. Ama korkunun ecele faydasý yok. Baþa gelen çekilir, deyip; gözümü de karartýp orasýndan burasýndan dokunmaya baþladým. Arada çocuklar gelip “Oh oh oh, olmuþ olmuþ, düðmeye basma eylemi süper” gibi sözlerle alay ediyorlar. Çocuklar; onlarýn birer bilgisayar canavarý olduðunu bu aygýtýn geliþinden sonra anladým biliyor musunuz? Düðmeye basýyorlar ne olacaksa oluyor, ayný yere ben basýyorum, arýza. “Basmaktan basmaya fark yook!” diye baðýrmaktan yoruldum. … Aylar yýllar böyle geçti. Bugün bir sözleþme hazýrlayacaðým, ilgililer bir kaç saat sonra gelir. Sýrf yazý yazýp çýktý almayý da, övünmek gibi olmasýn öðrendim, diyececektim ama; bu aygýtýn oyunlarý da bitmiyor ki. Bir an elektrik mi gitti geldi bilmem, ekran karardý. Baþladým saðý solu aramaya, bilgisayarcýlarýn hepsi meþgul. Arada biri “Her þeyi sök getir.” dedi. Ama ben ne o her þeyi sökmeyi becerebilirim, ne de o kadar vaktim var. Neyse ki, bir baþkasýnýn durumu uygunmuþ, hemen de geldi. Çok aðzý kalabalýk biri deðil gibi. Hoþ geldiniz, dedim. Saygý duruþu sona ermiþ de “Rahat!” demiþim gibi, bir kez baþýný salladý. Ama doðal karþýladým. Bu kadar zor bir iþi öðrenirken arada þirinlik dersi de almasý beklenemez. … Bilgisayara ne olduðunu, nasýl olduðunu anlatmaya baþladým, dur iþareti yaptý. Anlaþýlan konuþmamanýn yanýnda konuþturmama huyu da var. Ben de artýk olabildiðince iþaretlerle, mimiklerle hoþ sohbet bir ev sahibi görüntüsü sergilemeye çalýþýyorum. Onarýma gittiðimiz bürodaki adam ne soðuk biriymiþ, demesin diye. Ýnceledi inceledi. Düðmelere bastý; açtý kapadý. Sonunda ilk sözcük parçasý dilinden sekti. Sözcük diyemiyorum, seken ses açýk anlamý olan dört baþý mamur bir ses deðil: - Hým! Hým, dediðin her anlama gelir. Acaba söylemek istediði þey iyi mi kötü mü? Güzel mi çirkin mi? Önemli bir þeyi yok mu demek istiyor, at yenisini al mý? Ben bilgisayarý býraktým, adamý izliyorum. Devinimlerinden, göz kýrpýþlarýndan bir anlam çýkarmaya çalýþýyorum. Adam ser veriyor, sýr vermiyor. Yalnýz, orasýný burasýný kurcalarken aðzýndan bir söz daha çýktý. Bu kez daha uzunca ama, yine anlamý belirsiz: - Kötü! Eðer kötü demek istediyse bizim bilgisayarýn durumu iyi deðil. Durduk yerde bir sürü masraf. Ama her þeyi de hemen kötüye yormamak gerek. Acaba kötü mü dedi, baþka bir þey mi dedi. Bizim Bayýndýr’da köfteye köftü, derler. O da köftü demiþtir belki. Öðlen yemeði saati de yaklaþýyor, “Köfteleri söyle!” demiþ olamaz mý? Küçük olasýlýk olsa da sormak gerekiyor. Duyarsýz kalmýþ olmayalým. “Köfte mi?” dedim, ama; demesem iyiymiþ. Adam baþýný bir çeyrek döndürüp yüzüme baktý; alay ettiðimi mi düþündü bilmem, bakýþý hiç hayra alamet deðildi. Þöyle iki adým geri çekildim. Tanýmadýðým adam, elinin tersiyle bir tane kaptýrýr mý kaptýrýr. Neyse, ortalýk daha çok gerilmedi. Bizim bilgisayarcý bilgisayarýn orasýný burasýný karýþtýrmaya, bir þeyler açýp kapamaya devam ediyor. Ben de pür dikkat izliyorum; ve o an aðzýndan üçüncü bir ses yankýlandý odanýn içine: - Iýh! Çok korkunç bir ses bu. Ne “Hým” gibi iyiye de kötüye de yorulabilecek bir ses, ne de “Köfte mi dedi, acaba” diye düþünülebilecek köfteden bir söz. Bu açýk açýk umut yok, demek, hayýr demek. Olmayacak bir yerine, dokunduðum kesin. Masraflý arýzalar da garantinin bitiminden bir gün sonra ortaya çýkmayý severler. Umutlar gitgide azalýyor. Azaldýkça da kötü haber vermeye programlanmýþ gibi bilgisayarcýnýn çenesi düþüyor. Bu kez: - Iýh. Cýk. Yani çaresi yok “Ölmüþ bu aygýt!” demek istiyor. Ah benim ellerim, hangi elimle hangi yanlýþ düðmesine bastým acaba? Sað olsun bilgisayarcý yine de bir þeyler yapmaya, kurtarmaya çalýþýyor ama, o da ne yapsýn? Ben yanlýþ yunnuþ yerlerine basýp düzelmeyecek biçimde bozduysam onun elinden ne gelir? Nitekim en hoþsohbet tavrýyla yüzüme baktý: - Iýh. Cýk. Olmaz. Bundan ötesi yok artýk. En uzun sohbeti ‘Iýh’tan ibaret olan adam, kendince kitap yazacak kadar laf etti. Onarmanýn bir yolu yöntemi olsa, bu kadar gevezeliðe gerek duyar mýydý? Olmayýnca kalktý, el salladý, sessizce gitti. … Az sonra ayný yerden bir bilgisayarcý daha geldi. Meðer önceki gelen bilgisayarcýnýn dükkaný açýk dursun, diye oturttuðu bir yakýnýymýþ. Benim çok zorda oluþuma dayanamayýp insanlýk namýna gelmiþmiþ. Þimdi bilgisayar düzeldi, ama ben yine dokunmaya korkuyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |