Dün ki Osman’ýn kanýnda zerre kadar suçu olmayan Ýmam Ali’ye dayatýlan üç ayrý savaþýn gafletindeki askerler, o gün için rollerinin ne kadar ve nereye kadar olduðunu ne kadar anladýlarsa, bugün Suriye deki iç savaþta da kim, kim adýna? Ne istediðini bilmeyenlerde ayný gafletin kurbanlarý!

Gel gör ki o günkü bulanýk suda balýk avlamak isteyen Arabýn Amr bin As tilkisi ile Muaviye kurnazlýðý, bugün de ayný bulanýk suda avlanmak isteyenlerle adýna Selahattin Eþ ve gibilerine mi düþer?

Kiþioðlu: Gazeteciyse; mesleðini, Yazarsa; yazýlarýný yazar, kitaplarýný bastýrýr. Seyyahsa; anýlarýný yayýnlar. Amma kendini kanaat önderi olarak görmek veya öyle algýlatmak isteyen biriyse, sözün namusu veya fikrin onuru adýna dürüst olmak zorunluktur. Ancak sözün namusu veya fikrin onurunu koruyanlar tarih önünde aklanabilirler.

Nitekim bir maslahat uðruna nice yýllar adýmlanan Tahran sokaklarýndan, Almanya sokaklarýna geçiþte/ayrý bir konudur!/, sözün namusu ve fikrin onuru adýna, hala Huseyni mekteb'in Kerbela yolunda ilerleyen ve oraya yetiþmek için didinip çabalayan gençlere; Velayet-i Fakih'in berrak pýnarýný bulandýrarak, ''Çelme takmak'' ile olmaz. Kimi zaman bir yere kadar suskunluk ise Ali'nin yol ve yordamýndan'dýr!..

Oysa; deðil Arap ve Ýslam dünyasýnda ki Ýslamcý kanaat önderleri, Siyonist çete önderleri/Meir Deggan gibi/ kadar bile Velayet-i fakih'i ve onun taþýdýðý kutsal misyonu tanýmak ve onurlu olmak gerekmez miydi?

Tamda ''Bu noktada, Tayyîb Erdoðan’ýn, Beþþâr Esed’e hitaben, ’Ölünceye kadar savaþacaðýný beyan ettiðin kimler? Kendi halkýn deðil mi? Kendi halkýna karþý ölünceye kadar savaþacaðýna; 44 yýldýr Ýsrail elinden kurtaramadýðýn Golan Tepeleri’ni geri almak savaþsaydýn ya!..’ þeklindeki sözleri düþündürücüydü...'' Gibi ebleh bir haklýlýk payý ile kendisine yöneltilecek ''madem öyle 30 yýlý aþkýn süreden bu yana arkasýnda ABD ve Ýsrail'in olduðunu söylediðiniz/ki doðrudur/, PKK örgütünü bu þekilde Türkiye'ye karþý kullanan, bu iki devletle niçin vuruþmuyorsun? 30 yýlý aþkýn süredir, kendi halkýndan kabul ettiðin, Kürt halkýna karþý, ölünceye kadar savaþacakmýsýn, diye sormazlar mý? Kaldý ki zikri, fikri, fiziki olarak gayya çukuruna düþürdüðünüz bu halkýnýn içinden, bugüne kadar madem öyle ise ABD ve Ýsrail'in en yakýn dostu ve Stratejik ortaklýðýný yapan Türkiye deðil mi? Þeklinde bir soruya, Türk islamcýlarýn verebilecek makul cevabýnýn olabileceðini sanmýyorum.

Doðrudur ki Türk Ýslam sentezi ve Pan-Ýslamizm'in suyu, Kemalizm diktasýnda sýkýþtýrýlýp ve geriye posasý býrakýldý. Bu posayý tekrar canlandýrmak için yeni bir ÝZM veya idea gerekliydi. Ýþte tamda bu kulvarda iki ana akým bu mecrada akýtýlmaya baþlandý.

Birincisi: Kemalizm'in kontolünde olmasý gereken ''Kemalist Þiilik.'' Ýkincisi yine ayný erk'in mahiyetinde ve çok önceden palazlanmasýna müsaade edilen ''Nursizm!''
Sistem her ikisini de kontrollü olarak kendi ana gövdesine baðlamayý bir kez daha baþardý. Öyle ki bu iki akým içinden AKP þahsýnda sisteme palazlanan Türk Ýslamcýlarý öncüsü olan Nursizm, bir kez daha rotasýný Kürtlere yöneltti!Nitekim Nursizmin kapalý kapýlar ardýnda yükselttiði þu meþhur: ''Kürtlerin öncüsü dinsizler olursa, terör bizim için kolay lokma olacak. Peki ya Kürtlerin siyasetçileri Ýslami bir dille konuþurlarsa ne yapacaðýz?''

Evet! Türk Ýslamcý dostlarýmýz; Kürtleri kardeþ olarak gördükleri ve bunu her fýrsatta dile getirmekten çekinmedikleri ve hakkýmýzdaki bu iyimser tutumlarýndan dolayý þükanlarýmýzý bildirmezsek, nankörlük yaptýðýmýzý söylememe bilmem gerek var mý?

Son yarýmyüzyýl boyunca, Türk egemen güçleri tarafýndan sol Paradigma kucaðýna atýlan Kürtler, ki yüzyýllar boyunca egemenler, her türlü hile ve desiselere raðmen Kürtleri Ýslamdan uzaklaþtýrmayý baþaramamýþlardý. Bugün AKP'nin þahsýnda iktidarda olan Türk Ýslamcýlarýn, Ýslam dünyasýna olan iþtiyaklarý ve bu uðurda ki düþ ve didiþmeleri çölde ki suya hasret bedevi serapýndan baþkaca bir þey deðildir. Türk Ýslamcýlarýn Stepnesinde ki Kemalizm'e ram olan þia'cýlýkta tutmayacaktýr. Bugün Kemalizm'in kanatlarý altýna sýðýnan, iki koltuk ile bir sokaða berdel, ana Fatýma'nýn evinin risalet kokusunu satanlar, Kemalizmin zulmu ile yoðrulmuþ bu topraklarýn egemenliðine, ''güzel Cumhuriyetimiz'' diye mehdiyeler dizen bu þiacýlýðýn versiyonlarýný, ne bugünün, ne de yarýnýn ''Velayet güneþi'nin evlatlarý'', onlarý; tarihin önünde yargýlamaktan alsa vazgeçmeyecek ve af etmeyecektir. Tarih; her dönemde egemenlerin payandasýna ram olmuþ, zamane saray mollalarýný, esefle kara sayfasýna kaydetmiþtir. Tarih; bir satýr da olsa, Huseyni duruþ sergileyerek, tarihin ak sayfasýna harf harf kayd düþenleri gelecek zamana asla unutturamaz. Türk Ýslamcýlarýn, her dönem de zamana ve mekana göre renk deðiþmesi, yalnýþlýklarýndaki yeni bir sürecin baþlangýcýný, onlarýn çýkmazda olduklarýný göstermektedir.

Egemen güçlerin, kýlýç zoruyla Kürdistanda tarihe gömdükleri Velayet eksenli islam, yeniden dirilmeyi baþarmýþtýr. Bu baþarýnýn verdiði telaþ olamlý ki Türk islamcýlarý ve bu cümleden Selahattin Eþ gibi kimi þahýslar ''Velayet ekolü'' Ýslamýna saldýrmaktadýr. Tuhaf olan þu ki bu yöntemi genelde Ýran ile ve ya Al-i Resul(s.a.a)'le ilgili herhangi bir konuyu yazdýðýnda iþlemekte!Kürdistan; dün olduðu gibi bugün de Ali'nin ve soyunun Velayetine ram olmuþ, nice gençleri baðrýnda taþýmaktan gurur duymuþtur. Bu Kürdistan Türk islamcýlarýn arka bahçesi olmalý ki ABD'nin ýlýmlý islamý bu kapýdan islam dünyasýna akabilsin!

Yine bu Kürdistan, ýlýmlý Ýslamla sulanmalý. Ki Kýrmýzý Þerhadet çizgisinin varisleri Zagroslarýn eteklerinde ablukaya alýnsýn. Öyle bir abluka ki dünün Mekkesinde, Þib'i Ebi Talip! Öyle bir abluka ki Musa'nýn Sina'sý, öyle bir abluka ki, Neynova Kerbelasý, öyle bir abluka ki Humeyni'nin Cemeran'ý, öyle bir abluka ki...

Þu halde Suriyede þu an ABD adýna savaþan isyancýlar ile Huseyn'in ön karakolluðunu üstlenmiþ güçler arasýnda bir savaþ var. Bu savaþ, Temmuz 2006'da 33 gün boyunca ''Huseyni vuruþ'lu Nasrullah'' ve 2009'da Gazzede ki dökme kurþun savaþýn da Ýzzetli duruþ sergileyen Hamasýn verdiði savaþýn devamýdýr!

Türk Ýslamcý Dostlarýmýz! Ýmam Ali'nin tabiri ile ''ahmak dostansa, akýllý düþman tercih edilir'' mealindeki sözünü duymamýþ olduklarýný sanmam. Çünkü düþman; her zaman düþmanýna karþý, onun ahmak dostlarýný kullanýr!

Ne diyelim? ''Kutsal aþk okulu''nda; sevginin doruklarýna ulaþabilmek için, savaþ meydanlarýna inmeye zorlanan o saf aþkýn kutsal çocuklarýna, sevgi ile yeryüzünü okþayýp yine sevdasý ile büyütmek istedikleri o kutsal ve temiz aðacýn meyvelerinin varislerine, bu hakký çok görenlere, ne diyelim? ''Kendi zamaný'nýn Huseyn'ini tanýmayan biri, ister Suriye askeri olsun veya isterse isyancý biri olsun, her ikisi de temiz aðacýn düþmaný. Ne fark eder?''

Dün, Sýffinde Ali'nin safýnda olan Eþas ile Cemelde Karþýsýnda duran Talha veya Zubeyr! Ne fark etti?

Þimdi:

2- Ýkinci Halife Hattab oðlu Ömer:

Ebu Kuhafe'nin oðlu, 2 yýl 3 ay gibi pekte uzun olmayan hilafetin þa'þaasý ve akabinde Dar-ý Ukba'ya gidiþi. Onun vasiyeti ile halife atanan ve böylece vasisi olan Hattab oðlu Ömer, Þam diyarýna, daha sonra hakkýnda gelen þikayetlerden dolayý, Ömer'in tabiri ile ''O'nu rahat býrakýn, o Arabýn Kayzeri'dir'' dediði Muaviye bin Ebu Sufyan'ý yerleþtirerek tabiri caiz ise devlet içinde devlet olabilecek bir merhaleye gelmeye müsaait olunca, Ömer'in ipinin çekilme zamaný gelmiþti!

Nihayet Ebu Sufyan'ýn ajanlarýnýn baþ kumandaný olan Muðire ibn-i Þube'nin kölesi Ebu Lu'lu; efendisi Muðire tarafýndan Ömeri öldürmekle görevlendirince, Ebu Lu'lu'da görevini hakký ile ifa etti. Böylece Ebu Sufyan Hanedaný, 2. Halife Ömer'in defterini dürdü.
Halife Ömer; karnýndan aldýðý beþ-altý býçak darbesi ile yaralanýp yataða düþünce, Ebu Sufyan; Planýn ikinci aþamasýný uygulamaya geçirmeyi pekala unutmuþ deðildi!..

Sürecek...

Muhammed CAN
mcan313@msn.com
Frankfurt 08-12-2011