Genellikle Otokrat rejimlerle yönetilen Afrika halklarýnýn kahýr ekserinde yönetimlere duyulan hoþnutsuzluðun temel esprisi; iþsizlik, yoksulluk ile bunun getirisi olan farklý sýnýfsal yapýlar ve aralarýnda oluþan derin hatlar. Sonuçta oluþan bu olumsuz Sosyo-kültürel ve siyasi tablo ile oluþan toplumsal farklýlýðýn getirdiði ayýrýmcýlýk ve nifak. Egemen sýnýf ve ekonomiye yön veren çevrelerin diktatörlükleri ve zorbalýklarýyla mensubu olduklarý o toplumun deðerlerini sömürü mekanizmalarýn, baðlý olduklarý Amerika ve Avrupalý devletleriyle iþbirlikçiliði ve…

Yukarýdaki faktörler maddi veya zahiri faktörler sayýlýr. Fakat esas belirleyici temel öðe, Ýnsanoðlunun adalet ve hürriyet ile baðýmsýzlýk içeren deðerler manzumesine olan tutkusudur. Söz konusu bu deðerlerin Ortadoðu’da ise kendine has özel bir yeri vardýr.

Bu kýsa giriþten sonra Ýslam coðrafyasýnýn en etkili hareketlerinin baþýnda gelen Ýslam inkýlabý, bölgedeki diðer Ýslami kurtuluþ ve anti-emperyalist hareketlerinden çok daha saðlam dinamiklere sahipti. Ne yazýk ki bu inkýlap 32 yýl boyunca Ortadoðu’daki baskýcý, Batýcý ve Siyonist iþbirlikçisi rejimler tarafýndan Müslüman halklara korku unsuru olarak gösterildi ve bu korku ile de kendi dikta rejimlerine Batýlý ülkeler nezdinde yasal bir zemin oluþturulmaya çalýþýldý. Esasýnda Batýnýn istediði de buydu!

Ancak Arap sokaklarýndaki aniden yükselen seslerin pekte kendiliðinden yükseldiðine dair hala güçlü bir imaj yok. Yani nasýl olurda bir günden ertesi güne milyonlarýn bilinçlendiðine dair kanaatimizi belirleyip, halklarýn kendi öz hareketliliði olarak kabul edelim? Gerek Tunus’ta ve gerekse Mýsýr’da, günlerce süren halk isyanýn ardýndan devrik diktatörlerin yerine yönetimi devralanlar özellikle Mýsýrýn Yüksek Askeri Konseyi, yeni oluþumu nasýl planlýyor ve hangi güçlerin manipülasyonu altýnda olabilir? ABD ve Ýsrail Alanya Fransa kýsaca Batý bu iþin neresinde? Yemende rejime karþý kýyam eden halk hareketine karþý Suudi rejimi ile Ýsrail ve ABD’nin yemen hükümetine verdiði desteðe karþýlýk, Mýsýr ve Tunus’taki deðiþimlerden pekte rahatsýz olmamasý, bize farklý düþünme haklýlýðýný veriyor.

Kaldý ki ABD ve Batý dünyasýnýn, HAMAS gibi gücü kendi halkýndan alan ayný coðrafyanýn çocuklarýný terör ilan etmesi, mevut Arap rejimlerin Hamas ve Hizbullah’a karþý takýndýklarý olumsuz tutumlara üç maymunlarý oynayan ABD Batý ve onlarýn yerli yanlýlarý sorunun aslýnda bölgedeki dikta rejimlerin kýrmýzýçizgisi sayýlan yoksul halk kitlelerin içindeki asýl kýrmýzýçizgi olan öz Ýslami dinamik olduðu ayan beyan ortadadýr. Daha ilginç olaný ise Türk Ýslamcýlarýn kendi mahallesindeki pisliði Kedi takvasý ile örterek, bölgeye ABD ve ultra kapitalizmin öncülüðü adýna demokrasi havarisi kesilmesidir. Bu ucubelik onlara aslýnda nasýl da Emevist Ýslamcý izleri taþýdýklarýnýn da dýþa yansýmasýdýr! Batý dünyasý acaba Türkiye gibi Batý politikalarýna endekslenen bir yapýya dönüþmesi için mýsýrda neler tasarlýyor? Olasý edilgen demokrasiye geçiþ döneminde Muhammed el Baradey’in ABD’nin Irak’a zorla kabul ettirdiði CÝA Ajaný olduðu söylenen Ýyad Allavi örnekliðindeki gibi senaryolarýn tekrarý sözde demokrasi ve insan haklarý adýna oynanacak oyunlara hazýrlanalý mý? ABD için Mýsýrda Her þeyden daha önemli olan Mýsýr’daki deðiþikliklerin sonucu ne olursa olsun yeter ki ABD çýkarlarýna zarar verecek sonuçlar doðurmamasýdýr. Nitekim Mýsýr’ý, sözde “Demokratik süreçlere taþýmakla görevlendirilen askeri yetkililere sandýktan kendilerine ve Ýsrail’e müttefik bir Mýsýr çýkarmalarý yönünde mesaj verdiklerini” yangýnda kurtarýlmasý öncelikli olan demirbaþ listesini andýran bir durum sergilemesi gibi çok anlamlýydý. Arap dünyasýndaki en büyük askeri müttefikini kaybetme endiþesini taþýdýðý izlenimi veren korsan Ýsrail ise adeta büyük bir paniðe kapýlýyor havasý estirirken, esasýnda ironi anlamda kullanýlan “nabza göre þerbet” deyimini hatýrlatýyordu.

Mýsýr Askeri yetkililerin geçmiþteki anlaþmalara sadýk kalacaðýný deklere ederek terör rejimini rahatlatmasý, esasýnda kontrollü halk isyanýna devrim izlenimi vermek istenirken, Mýsýrdaki isyanýn dümeninin kimlerin elinde olduðunun ipuçlarýný da gösteriyordu.

Baþta ABD, Ýsrail ve AB’ye göre, Türkiye’nin Ortadoðu’da öncü izlerle sahneye çýkartýlmasý, bölge halkýnýn dolaylý kontrolünün gerçekte söz konusu üçlünün çýkarlarýný korumaya dayalý bir taktikten öte bir þey de deðildir.

Ankara hükümeti; mevcut statükonun temellerini deðiþtirmeden restore ettiði sistemiyle, Ortadoðu’da öz Ýslam akýmýna karþý batýlýlardan yana olduklarýný her fýrsatta dile getirmekten çekinmemiþlerdir.

Ýran, Irak ve Lübnan’daki siyasal Ýslam hareketlerinin duruþlarý ve bölgedeki etkisinden rahatsýz olan Batý, bu hareketliliðe engel olabilecek edilgen Ýslami motifli deðerler taþýyan Türkiye’ye gereken yardýmý yapmamasý düþünülemezdi.
Türkiye; Batýnýn adeta arka bahçesi olan Ýslam coðrafyasýnda sürekli bekçiliðini üstlenme isteði ve bu arzuya etken olan temel neden geçmiþe dönük hayallerinin yardýmcý olduðu da unutulmamalýydý!

Yine Batýnýn sömürü arzularýný tatmin edecek þekilde dizayn edilmiþ eski halli bir Ortadoðu’nun, günümüz þartlarýna hitap etmediðinden, yeniden tanzim edilmesi gereken yönetimlere ihtiyaç olduðunu Batý alenen dillendiriyordu. Doðrudur ki bölgenin çaðdýþý rejimleri bugüne kadar ayakta kalmasý ve enva-i zulmü yaþatmasý dahi Batýnýn istekleri doðrultusundaydý!

Bu isteðin temelinde Batýnýn sömürü arzusu sürekliliði ile Ýsrail’in güvenliðine dayandýðýný artýk herkesim tarafýndan bilinir olmasý, esasýnda ABD’nin son baþkanlýk seçimlerinde Siyahi renk jokey kartýný kullanmasý, bu konu ile ne denli örtüþtüðünü gösteriyordu. Asya’daki ekonomik ve siyasi denklemde ki yenilgisinden sonra adeta son kalesi olan Afrika’ya daha bir önem ve özen göstermesi ise baþlý baþýna bir konudur.

30 yýl boyunca Mübarek rejimine saðlanan desteklerle Ýsrail’i meþrulaþtýrmaya çalýþan ABD ve Batý, bölge halklarýnýn alttan yukarýya doðru baskýsý onlara yeni bir yöntemin uygulanmasýný zorunlu kýlar olmuþtu.

Bu minvalde de Batýlý deðerlere sadýk Türkiye’deki sistemi bu bölgeye alternatif olarak sunmasý uygun görülmüþtür.

Sözde Serbest seçimlerden eðitim haklarýna, Batýlý anlamda kadýn haklarýndan, serbest piyasa ekonomisine, gelir daðýlýmýndaki dengesizlikten, üretim koþullarýnýn ýslahýna kadar bir dizi yeniliklerin saðlanmasý ile reform taleplerinin ana hedefi Mýsýr’dan bir Batý demokrasisi örneði çýkarmaktan ziyade, ülkenin sosyal ve siyasal patlama noktasýndan kurtarýlmasý için Türkiye tarafýndan uygulanan edilgen modelin yansýmasý olacaktýr.

ABD; Arap dünyasýndaki petrol ve gaz ve doðal zenginlikler uðruna bölgedeki kabile reisleri statüsünde olan Krallarý sýký fýký iliþkilerde bulunmaktan çekinmezken, Ýsrail’in güvenliði uðruna bölgedeki en demokratik ve meþruluðunu halkan alan Hamas, Hizbullah ve Ýran rejimlerini terörizmle suçlayarak, onlara karþý mücadele için de Mübarek gibi diktatörlerin zulmüne sessiz kamayý tercih etmesi, ABD’nin demokrasi ve insan haklarýna ne denli saygýlý olduðunun da örneðini sergiliyordu.

Kenyalý Obama’nýn malum localar tarafýndan iþbaþýna getirilmesinden hemen sonra Ankara ve Mýsýrda Entelektüel paradigmalar ile süslenmiþ iki meþhur nutkun akabinde, dersinin ne olduðunu anlamakta gecikmeyen Ankara ve hükümetinin üstüne düþeni yerine getirmeye gereken özeni göstermeyen Kahire’nin son diktatörü!

Tunus ve Mýsýr’daki olaylardaki halkýn kendi iç dinamiklerinin neler yapabileceðini reddetmek elbette mümkün deðil. Ne var ki her ikisinde de halk hareketinden çok askerin tavrý dikkat çekiciydi! Bu ülkelerdeki yönetimlerin birden fazla dýþa baðýmlý ayaklarý olur. Söz konusu ayaklarýn aktörleri halký nasýl yönlendireceklerini merkezi sistemden aldýklarý desteklerle o ülkenin dengelerini deðiþtirirler.

Öyle ki Müslüman kardeþler olarak bilinen Ýslami dokulu oluþumun yeni dönemdeki etki alanýný mýsýr ordusu belirleyecek! Bu konu Türkiye’deki mevcut hükümetin oluþumundaki asýl misyonla paralellik gösterecek. Nitekim kýsa bir sürede halka kabul ettirilen mevcut Türk hükümetinin baþkanýnýn siyasi sahaya inebilmesi için dünyanýn en kutlu iksiri olan demokrasinin bir günlükte olsa tatile gönderilmesi ve Jet hýzý ile bir ildeki seçimlerin soncunda söz konusu partiye intikal ettirilen zevat! Yani Sanýldýðý gibi Mýsýr’daki olaylarýn özünde Türkiye’de olduðu gibi halklarýn öz iradesinin tecellisi olmayacak.

Bütün bu olumsuz tablolara raðmen, Ýslam dünyasý mahþeri bir hareketlilik içinde kendi özünü bulacaðý asýl mecrasýna doðru akýyor.

Denilebilir ki Ýslam inkýlabýnýn otuz küsur yýllýk sürecinden sonra üstüne serpilen mevt topraðýnýn altýndan canlanan gerçek adalet ve hürriyet bayraðýnýn sahipleri Ortadoðu’daki var olan “ortaçaðý” kapatýp yeni bir çaða giriyor.

Arap kabile iktidarlarý ve onlarýn hamilerinin asýl sorunu, kendi öz dinamiklerinden beslenen hareketlerin çekirdek kadrolarý Amr bin As kurnazlýðýný görebilmesini engelleyememesidir