Yüce Allah Hamid’dir; Ancak Kendisi’ne þükredilendir, bütün varlýðýn diliyle yegane övülendir. “…O, Veli’dir, Hamid’dir.” (Þura Suresi, 28)

Evrendeki tüm bitkiler ve hayvanlar, Allah’ýn yeryüzünde kendilerini yerleþtirdiði þekilde yaþar, Allah’ý tesbih edip yüceltirler. Okyanusun derinliklerindeki bir alg de, daðlarda yetiþen bir çiçek de Rabb’ine teslim olmuþtur. Kendileri için takdir edilen kader dahilinde yaþam sürdürmeleri, Allah’ýn koyduðu kanunlara uygun ve düzeni bozmadan yaþamalarý bütün canlýlarýn Allah’ý tesbih ettiklerinin delilidir. Göklerde ve yerde bulunan canlý- cansýz tüm varlýklar, trilyonlarca aðýrlýktaki bulutlar, yine tonlarca sudan oluþan denizler, gökyüzüne uzanan metrelerce uzunluktaki daðlar, yaðan yaðmur, çakan þimþek ve gök gürültüsü de O’nu tesbih eder, yüceltir. Allah’ý tesbih etmeyen hiçbir þey yoktur; tümü O’nun sonsuz ilmini ve eþsiz gücünü insanlara kanýtlar. Ancak kesin bilgiyle iman etmeyenler onlarýn bu tesbihlerini kavrayamazlar.

Yedi gök, yer ve bunlarýn içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir þey yoktur, ancak siz onlarýn tesbihlerini kavramýyorsunuz. Þüphesiz O, halim olandýr, baðýþlayandýr. (Ýsra Suresi, 44)

Samimi iman sahipleri, Allah’ýn Yüceliði ve gücü karþýsýnda O’nu tesbih eder, Katýndan rahmet olarak kendilerine verdiði nimetler için Rabb’lerine þükrederler. Her þeyi yaratan Allah’týr ve yarattýðý her þey O’nun sonsuz öncede belirlediði kader dahilinde yaþam sürer. Kur’an’da, ilim sahibi müminlerin tüm bu gerçeklerin bilincinde olduklarý haber verilir.

Kendilerine ilim verilenler ise, Rabbinden sana indirilenin hakkýn ta kendisi olduðunu ve üstün, güçlü, övülmeye layýk olan (Allah)ýn yoluna yöneltip- ilettiðini görüyorlar. (Sebe Suresi, 6)

Her yerde yalnýzca Allah’ýn mutlak hakimiyeti vardýr; insanlar -isteseler de istemeseler de- Allah’ýn yarattýðý kadere tabi olarak yaþarlar. Yaþamdaki her þey Allah’ýn dilemesiyle gerçekleþir. O’nun izni olmaksýzýn bir yaprak dahi düþmez. Ýþte bu nedenle, kendi varlýðýný üstün görerek büyüklenmek, “ben yaptým” diye düþünmek anlamsýzdýr.

Tarih boyunca kimi DNA’yý, kimi gezegenlerin yörüngelerini keþfetmiþ; bunun üzerine sayýsýz hesaplama ve çalýþma yapmýþ, kimi atomun derinliklerine inmiþ; atom altý parçacýklarýný tespit etmiþ, kimi botanikçi; tek bir polenin kilometrelerce yol kat ederek ayný bitki türünü döllediðini keþfetmiþ, kimileri de insan bedenindeki mucizevi özellikleri açýða çýkarmýþ sayýsýz bilim adamý yaþamýþtýr. Yaptýðý buluþlar ve icatlar nedeniyle birçoðu da ödüller almýþtýr.

Oysa her buluþ, Allah’ýn bir kader üzere belirlediði anda ve belirlediði kiþi sebep kýlýnarak gerçekleþir. Ýcadý yapan, keþifte bulunan kiþiden önce övülmesi gereken varlýk Yüce Allah’týr. O yasalarý koyar; bilim adamlarý bulur ve isimlendirirler; tümünün baþarýsý yalnýzca Allah’ýn dilemesiyledir.

Hamamdan “Eureka, eureka” diye baðýrarak çýkan Archimedes suyun kaldýrma kuvvetini bulmanýn sevincini yaþamýþtý. Ýnanan insan ise o kanunu koyan gücü bulmuþ olmanýn sonsuz sevincini yaþamalý, lütfettiði nimet için O’nu övüp yüceltmelidir. "... Mülk O’nundur, hamd (övgü) de O’nundur. O, herþeye güç yetirendir. (Tegabün Suresi, 1)

Evrendeki tüm yasalar, üstün yaratma sahibi Allah’ýn, insanlarýn faydasýna verdiði büyük nimetlerdir. Tüm ödüller gerçekte O’nun, tüm övgüler ancak Kendisine þükredilen, bütün varlýðýn diliyle yegane övülen Allah’adýr.

Ey insanlar, Allah’ýn üzerinizdeki nimetini anýn. Gökten ve yerden sizi rýzýklandýran Allah’ýn dýþýnda bir baþka Yaratýcý var mý? O’ndan baþka Ýlah yoktur. Öyleyse nasýl olur da çevriliyorsunuz? (Fatýr Suresi, 3)

Fuat Türker