Kýyamet, insanlarýn hiç düþünmedikleri bir anda, daha önce hiç duymadýklarý bir sesin duyulmasý ile baþlar. Ve insanlar her þeyin çok yolunda gittiðini ve o þekilde deðiþmeden devam edeceðini düþündükleri anda, ani bir yakalanýþla yakalanýrlar.

Sur’a üfürülmesinden hemen önceki olaylarýn herhangi bir günden hiçbir farký yoktur. Ýnsanlar yaþamýna devam etmekte, çoðu yaþam amacýný ve sonunu aklýna bile getirmeden yalnýzca günü yaþamaktadýr. Bir kýsmý ertesi gün arkadaþýna giderken giyeceði giysiyi, bir kýsmý iþ toplantýsýnda konuþacaklarýný düþünürken, bazýlarý uyurken ya da Allah’ý unutmuþ çýlgýnca dans edip eðlenirken bu sesi duyacaktýr. “Sur’a üfürüldü; böylece Allah’ýn diledikleri dýþýnda, göklerde ve yerde olanlar çarpýlýp-yýkýlýverdi. Sonra bir daha ona üfürüldü, artýk onlar ayaða kalkmýþ durumda gözetliyorlar.” (Zümer Suresi, 68) ayetiyle haber verildiði üzere, her þey bir anda baþlayacak ve bir anda son bulacaktýr.

Ýnsanýn övündüðü, gücünden dolayý böbürlendiði bedeni “(Çünkü o gün) Suçlu-günahkarlar, simalarýndan tanýnýr da alýnlarýndan ve ayaklarýndan yakalanýrlar .”(Rahman Suresi, 41) ayetindeki gibi hiç ummadýðý bir anda her yandan ölümle sarýlýp kuþatýlacaktýr. Kiþinin, yaþadýðý korkunun þiddetinden, tutkuyla baðlandýðý, sahip olmak için her türlü fedakarlýðý göze aldýðý hiçbir þeyi o an görmez olur; çünkü o gün yalnýzca ‘can derdi’ vardýr.

O gün yaþanacaklar Kuran ayetlerinde detaylý olarak anlatýlýr. Ýnsan, karþýlaþtýðý dehþetli sarsýntýlar, yerin aðýrlýklarýný dýþarý fýrlatmasý, daðlarýn kökünden savrulup atýlmasý, denizlerin tutuþmasý ve taþmasý, göðün yarýlýp çatlamasý, ayýn yarýlmasý, güneþ ve ayýn birleþmesi, yýldýzlarýn daðýlýp yayýlmasý ve dökülmesi gibi aklýn kavrayýþýnýn ötesindeki bu dehþet verici olaylar karþýsýnda, “..Ýnsan o gün: ’Kaçýþ nereye?’ der. Hayýr, sýðýnacak herhangi bir yer yok. O gün, ’sonunda varýlýp karar kýlýnacak yer (müstakar)’ yalnýzca Rabbinin katýdýr. Ýnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri þeylerle haber verilir. (Kýyamet Suresi, 8-13) ayetiyle bildirildiði gibi, kaçacak yer arayacak, ancak bulamayacaktýr.

Kýyamet günü yaþanan korku ve dehþet dünya hayatýný inkarla sürdüren kiþinin aldýðý bir karþýlýktýr. O gün yaþadýðý dayanýlmaz zorluklarla dolu azap, sonsuza kadar inkarcýnýn peþini býrakmayacaktýr. Birbiri ardýna meydana gelen akýllara durgunluk veren olaylar, yüz çevirdiði Allah’ýn sonsuz gücünü sergiler. Ýnsan bu güç karþýsýnda alabildiðine aciz, çaresiz ve panik içindedir. Yaþadýðý, piþmanlýk, üzüntü ve korkudur. Her an kendisine sonsuza dek sunulacak olan azaba daha da yaklaþtýðýný hisseder. Yaþadýðý korku dolu anlar, yalnýzca bu azaptan sýnýrlý kesitlerdir.

Kýyamet gününde yaþanan olaylar insan için hiçbir kurtulma olasýlýðýnýn bulunmadýðýný tüm açýklýðýyla ortaya koyar. Ýnkarcýlarýn inanmadýklarý o gün, apaçýk gözleri önüne serilmiþtir. Þimdi, evrenin bir yaratýcýsýnýn ve düzenleyicisinin olduðunu, O dilediði anda da her þeyin yok olacaðýný anlamýþlardýr.

Ey insanlar, Rabbinizden korkup-sakýnýn, çünkü kýyamet saatinin sarsýntýsý büyük bir þeydir. (Hac Suresi, 1)