Her toplumda dinî, hukukî ve ahlakî kurallar, yasaklar ve yaptýrýmlar bulunur. Kur’an, insanlarýn yararýna olmak üzere bazý yasaklamalar getirir ve inananlarý bunlardan sorumlu tutar.

Helal ve haram sýnýrlarý, dünya hayatýndaki imtihanýn en önemli unsurlarýndandýr. Çünkü helalin haram ya da haramýn helal olduðuna inanmak küfür olur. Bu yüzden helal ve haramlar konusunda bilgi sahibi olmak ve bu sorumluluðun bilincinde yaþamak önemlidir.

De ki: "Rabbim yalnýzca çirkin-hayasýzlýklarý -onlardan açýkta olanlarýný ve gizli olanlarýný,- günah iþlemeyi, haklý nedeni olmayan ’isyan ve saldýrýyý’ kendisi hakkýnda ispatlayýcý bir delil indirmediði þeyi Allah’a þirk koþmanýzý ve Allah’a karþý bilmediðiniz þeyleri söylemenizi haram kýlmýþtýr."(A’raf Suresi, 33)

Ýnsan, daðlara sunulan ancak onlarýn yüklenmekten kaçýndýðý sorumluluklarý yüklenir. Eðer bu gerçeðin bilincinde ise imtihan gereði yaþadýðý her zorlukta itaatini, sadakatini ve kararlýlýðýný kanýtlayarak imani derinliði kazanýr.

Ýnsanlýk tarihi boyunca resuller, marufu yani güzel olan her þeyi; barýþ, kardeþlik, sevgi, huzur ve iyilikleri emreder, münkeri yani kötülükleri; adam öldürmeyi, zulmü yasaklarlar. Allah’ýn bildirdiði temiz þeyleri helal, murdar þeyleri haram kýlarlar.

Resullerin, insanlarýn üzerindeki aðýrlýk ve zorluklarý, toplumun telkin ettiði batýl inançlarý kaldýrdýðý ve onlarý özgür kýldýðý haber verilir. Dünyada ve ahirette kurtuluþa erecek olanlarýn da resullerin yolundaki müminler olduðu müjdelenir:

…" O, onlara marufu (iyiliði) emrediyor, münkeri (kötülüðü) yasaklýyor, temiz þeyleri helal, murdar þeyleri haram kýlýyor ve onlarýn aðýr yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardým edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; iþte kurtuluþa erenler bunlardýr. " (Araf Suresi, 157)

Domuz eti, þarap, kan, Allah adýna kesilmeyen yiyecekler, Peygamberimiz (s.a.v.)’in Kur’an ayetleriyle haram olarak belirttiði murdar þeylerdir. Müþrikler her devirde, Allah’ýn buyurmadýðý yüzlerce yasak getirir ve dini zorlaþtýrýrlar. Resuller de insanlarýn üzerine yüklenen bu aðýrlýklarý indirir, yasak zincirlerini kýrar, onlarý þirkten kurtarýrlar.

Cahiliye mantýðýndan kaynaklanan düþüncelerden, batýl inançlardan arýnan ve Kur’anî akla sahip olan insan özgür, doðru ve isabetli kararlar alabilir. Böyle bir insan, diðer insanlarýn istek ve beklentilerinden sýyrýlýr, yalnýzca Rabb’inin hoþnutluðuna yönelir. Ýnsanlarýn, hakkýnda ne söyleyeceklerinin, ne düþüneceklerinin hiçbir önemi yoktur. Bunun nedeni, Kur’an’ýn sýnýrlarýný kýstas alýyor olmasýdýr. Samimi iman eden insan için Allah’ýn rýzasýný kazanmak, O’nun beðendiði ahlaký O’nun sýnýrlarý içinde yaþamak dýþýnda bir hayat þekli yoktur. Bu gerçeði kavradýðýnda insan, içinde yaþýyor da olsa cahiliyenin batýl inançlarýndan tümüyle sýyrýlýr.

Allah bir þeyi helal ya da haram kýlarken mutlaka insanlarýn fiziki durumuna ve ihtiyacýna göre hükmetmez. Bir þeyin haram kýlýnmasýna akýl ve mantýk hüküm veremez. Helal ve harama hüküm vermek yalnýzca Allah’a aittir.

Örneðin, Kur’an’da söz edilen cumartesi yasaðý yalnýzca Museviler içindir. Ya da Hz. Salih’in kavmine konan deveyi kesme yasaðý. Deve zaten kesilen ve eti yenen bir hayvandýr. Ýnsan saðlýðý için zararlý deðildir. Ancak Allah kesmemelerini buyurur. Dolayýsýyla Allah bir þeyi yasaklar ve kulunu, buyruðuna itaat edip etmediðiyle imtihan eder.

Ýnsan için zararlý olup haram kýlýnanlara örnek olarak kumar, içki, domuz eti ve yalan gibi örnekleri verebiliriz. Kumar oynamak örneðin; insaný yorar, yýpratýr, dengesini altüst eder.

Allah, içki içmememizi buyurur. Ýçki içmemek bize saðlýk getirir; dinç, canlý ve þevkli oluruz. Ya da domuz eti... Hem insanýn nefsinin çekeceði bir yiyecek deðildir hem de insan saðlýðý için triþine sebep olmasý nedeniyle zararlýdýr.

Allah yalaný yasaklar; dürüstlüðün ne kadar önemli bir özellik olduðu açýktýr. Herkes dürüst, samimi, güven veren bir insanla birlikte olmak ister. Güven duymak büyük bir nimettir.

Bediüzzaman, helal dairesinin geniþ ve keyfe kâfi olduðunu, harama girmeye ise hiç lüzum olmadýðýný söyler. Ýnsan helalle çok mutlu olabilir. Her türlü nimetten yararlanabilir. Helal dairesi içinde en mükemmel hayat yaþanabilir. Helaller ve haramlarýn getirdiði sýnýr, bizim için bir nimettir.

Dolayýsýyla helaller çok fazla, haramlar çok azdýr. Yasaklananlar da zaten insan için zararlý olanlardýr.

Helaller ise oldukça güzeldir. Dilediðimizi yiyebileceðimiz milyonlarca meyve sebze çeþidi vardýr. Ýnsan helal sýnýrlarý içinde de dilerse çok güzel eðlenebilir. Ancak haramýn içerisine girdiðinde dünyasý kararýr. Ýnsan, mutsuz, zevksiz, karanlýklar içinde kalýr. Helal sýnýrlarý içinde ise insanýn vicdaný rahattýr, Allah’a karþý gönlü rahattýr, dolayýsýyla mutlu ve huzurludur.

O halde insan haramý nasýl bir yanýlgý sonucu seçer? O an insaný çeken þey nedir?..

Þeytani/deccali sistem, örneðin içki ve kumarýn muhteþem zevk verdiði telkininde bulunur. Ýnsan, içki içerek bir an neþeleneceðini, mutlu olacaðýný düþünür. Oysa gerçekte içki insaný sersemleþtirir, dikkatini daðýtýr. Kumarý çekici gösterir deccaliyet; kiþi gider kumar oynar, dünyanýn parasýný hiç çalýþmadan bir anda kazanýr. Ancak onun kazancý bir baþkasýnýn kaybý, belki de yýkýmýdýr. Tüm parasý bir gecede yok olan insan müthiþ kin duyar; dolayýsýyla kâr eden kiþi için büyük bir düþmandýr. Böylece "Gerçekten þeytan, içki ve kumarla aranýza düþmanlýk ve kin düþürmek, sizi, Allah’ý anmaktan ve namazdan alýkoymak ister. Artýk vazgeçtiniz deðil mi? (Maide Suresi, 91) ayeti de gerçekleþmiþ olur.

Baþýmýza bela ve musibet getiren, rahatsýz eden, huzuru kaçýran bir sistemdir bu. Ýnsan ancak helal dairesi içinde saðlýklýdýr, mutludur. Sevgiden zevk alýr, yiyecekten, sohbetten ve eðlenmekten zevk alýr.

Allah’ýn Helal Kýldýklarýný Haram Kýlanlar

Allah Maide Suresi 87. ayette, “… Allah’ýn sizin için helal kýldýðý güzel þeyleri haram kýlmayýn ve haddi aþmayýn. Þüphesiz Allah, haddi aþanlarý sevmez” buyurur. Münafýk ve müþrikler ise kendi dinlerini yaþar, kendi helal ve haramlarýný koyar, kendi hurafelerine inanýrlar. Allah’ýn vahyetmediði, Peygamberimiz(sav)’in bildirmediði hükümlere uyarlar. Onlar, Allah dýþýnda ilahlar edinmiþlerdir ve o ilahlarý Allah’a ortak koþarlar. Bu yüzden müþriktirler.

Okuduklarýný insanlarýn kitaptan zannetmeleri için dillerini kitaba doðru eðip büken bu kiþiler "bu Allah Katýndandýr" derler. Oysa Allah Katýndan deðildir. Kendileri de gerçeði bildikleri halde Allah’a karþý yalan söylerler. (Ali Ýmran Suresi, 78)

Münafýk ve müþrikler dini yok etmek için dini içten vurmanýn en iyi yol olduðunu bilirler. Bu yüzden uydurma bir din geliþtirir, dini içinden çýkýlmayacak hale getirirler. Haramlarý helal yapar, helalleri haram kýlarlar ve güzelliði, sevinci, Müslümanlarýn þevkini yok edecek her türlü tedbiri alýrlar. Ýnsan öyle bir duruma gelir ki, beyni adeta felç olur. Sonunda dini yaþayamayacaðýna karar verir. Bu þeytanî bir yöntemdir. Þeytan dine saldýrarak deðil, insanlarý içinden çýkýlamaz bir kýskaca alarak dini yok etmeyi planlar. Ancak, "Allah’a karþý yalan uyduranlar kurtuluþa ermezler.” Bu nedenle küfrün sonu hep helak olmaktýr.

Allah’ýn haram kýldýðý bir þeyi, helal kýlma konusunda çaba gösteren ve kendilerince kanýtlar öne süren müþriklere inanmak ve uymak, onlardan olmak anlamýna gelir. “Üzerinde Allah’ýn isminin anýlmadýðý þeyi yemeyin; çünkü bu fýsk’týr (yoldan çýkýþtýr). Gerçekten þeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarýna gizli-çaðrýlarda bulunurlar. Onlarla itaat ederseniz þüphesiz siz de müþriklersiniz. (En’am Suresi, 121) ayetiyle bildirildiði gibi...

Sonuç Olarak; Ýnanan insan Kur’an’a uygun olmayan bir þey yaptýðýnda ruhu þiddetle kasýlýr. Duyduðu vicdan azabý nedeniyle çöker. Ve Allah orada bir mutluluk vermez. Ancak helal dairesinde her an mutluluk yaþanýr.

Haram kýlýnan hiçbir þeyde insanýn yararýna olan, bilimsel olarak tespit edilmiþ bir bulgu yoktur. Olabilirdi de. Çok yararlý olurdu ve insan Allah’ýn rýzasý olmadýðýný bile bile harama yönelebilirdi. Olmamasý, sonsuz merhamet sahibi Allah’ýn kullarýna saðladýðý bir kolaylýktýr ve bir mucizesidir.

Ýþte böyle; kim Allah’ýn haram kýldýklarýný (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbinin katýnda kendisi için hayýrlýdýr… (Hac Suresi, 30)


Fuat Türker