..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Konuþ ki seni göreyim. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Aslý Orhon




17 Þubat 2012
Erol Evgin, Seni Çok Sevdim  
Aslý Orhon
Öyle çok sevdim ki seni, Öyle çok anlatamam o 1 yýlýn anlamýný, 1000 yýl geçse unutamam


:BAHJ:
                                             
EROL EVGÝN, SENÝ ÇOK SEVDÝM

Kývýr kývýr, tahmin edebileceðinizden de kývýr, fýrçanýn ve taraðýn zor girdiði saçlarýyla baþýnýn dertte olduðunu, kötü bir çocuk olduðu için Allah’ýn onu bu saçlar ile cezalandýrdýðýný ve bu kývýrcýk saçlarý yüzünden anne ve babasýnýn devamlý tartýþtýðýna inanan 5 yaþýndaki Aslý’nýn annesi ve babasý aralarýnda fýsýr fýsýr konuþuyorlardý:
“Bu yaþtaki çocuðu nasýl götüreceðiz tiyatroya, alýrlar mý kapýdan” diyordu babasý. “ Hem alsalar da durmaz ki, uykusu gelir, acýkýr, aðlar eder, rezil eder. Sonra da Barýþ çocuða baðýrma diye sen baþlarsýn feryada”
“ Baðýrýp durma sen de çocuða o zaman” dedi annesi “Annenlerin de misafirliðe gideceði tuttu,yok býrakacak kimse,hem ben bu oyuna gitmek istiyorum Barýþ. Aylardýr bir yere çýktýðýmýz yok zaten. Konuþur, anlatýrýz, güzel güzel, anlatýnca anlýyor pekala”
Sonra gözlerini umutsuzca onlarý merak ve kaygýyla izleyen Aslý’ya çevirdiler. Aslý gerektiðinde odasýna hýzlýca kaçabilmek için hemen geriye doðru küçük bir adým attý. Babasý, kýrdýðý viski bardaðýný farkýna varmýþtý heralde, belki de banyodaki detarjanýn döküldüðünü anlamýþlardý. Oysa ki dökülen detarjanýn hepsini güzelce termosifonun altýna itmiþ, temizlik günü de Gül Haným silmiþti onu, annesine söylemezdi Gül Teyze’si, yoksa söylemiþ miydi?...
“Seni bir tiyatroya götüreceðiz” dedi annesi ona daha büyük bir adýmla yaklaþarak..” Hisseli Harikalar Kumpanyasý” adý. “Tiyatro nedir biliyorsun zaten. Ama orada konuþmak, baðýrmak yerinden kalkmak yok. Hemen çýkarýrlar, kolundan tutup götürürler seni tiyatrodan bir daha bulamayýz vallahi.Tamam mý, söz mü? Söz annecim de?”
“ Söz annecim” diye ince, ürkek bir ses çýktý küçük kýzdan. Gül Teyze’sine içinden teþekkür ediyordu bir yandan da küçük sýrrýný ele vermemiþ olduðu için...

Annem, saçlarýmý sýmsýký örüp, kývýrcýk olduðunun dýþarýdan kesinlikle belli olmadýðýna ikna olduktan sonra en güzel elbisemi ve kýrmýzý rugan ayakkabýlarýmý giydirmiþti o gece. Tiyatro salonuna vardýðýmýzda annemle babamýn arasýna ön sýralardaki yerimize oturmuþ, tembihli bir suskunlukla perdenin açýlmasýný beklemeye baþlamýþtým.
Perde ne zaman açýldý, niye sahnede bu kadar insan dans edip þarkýlar söylüyordü, neden seyirciler kahkahalarla gülüyor ve neden kimse gülenleri kolundan tutup dýþarý atmýyordu, bilmiyordum. Bilmek de istemiyordum, nefesim kilitlenmiþ, bütün vücudum donmuþtu sanki. Sahnedeki adam bana gülümsüyor, bana bakarak þarkýlar söylüyor, benim için dans ediyordu. “Bir tanem söyle caným ne istersen iste benden” diye kadife sesi ile bana seslendikçe, ýlýk bir heyecan boðazýmdan aþaðýya akýyor, sonra kol ve bacaklarýma iniyordu. Kýpýrdayamýyor,gülemiyor, konuþamýyor, duyamýyordum. Gözlerimiz ayný noktada birleþmiþti. O beni farketmiþti, ben onu. Baþka kimse kalmamýþtý sanki salonda, bir o bir de ben. Annem haklý idi, güldükleri için salondakileri götürmiþlerdi.
“Hep böyle kal diyordu” bana. “ Herkes birþey aldý götürdü benden, sen baþkalarýna benzeme sakýn, hep böyle kal”
Aþkýn ne olduðunu o an anlamýþtým. Ona aþýk olduðumu anlamýþtým. Ama bunu bir sýr olarak saklamalýydým, söyleyemezdim, aþk büyükler içindi, 4 yaþýndaki bir çocuðun aþýk olmasý ne kadar da ayýptý. Hele aþýk olduðu kiþi babasýysa...
O gece, çocuk aklýmla sahnedeki adamýn babam, babamýn da Erol Evgin olduðuna inanmýþtým. Ayný þekilde taranmýþ siyah saçlarý, hafif çekik yeþil gözleri, oldukça güzel suratý ile ikisini birbirine benzetmek oldukça kolaydý. Hele ki çocuk gönlünüz buna gerçekten inanmak isterse...
Buna ne kadar süre kendimi inandýrdým, ne kadar süre bu tatlý yalanla yaþadým, televizyonda gördüðüm bu sevgi saçan adamýn akþam eve geldiðinde nasýl yorgun, asýk suratlý birine dönüþtüðünü kendime nasýl açýkladým, bilmiyorum. Bir süre sonra onun sadece Erol Evgin olduðunu, ama benim onu çok sevdiðimi biliyordum.
Birgün sokakta top oynarken alt komþumuz Yunus’un “ Senin baban amma da Erol Evgin’e benziyor” dediðinde, bunu kendimden sonra çevreme de inandýrmaya karar vermiþtim.
Anaokulu boyunca tüm arkadaþlarýma, babamýn Erol Evgin olduðunu söylerken, ilkokul 1 hatta 2 ye kadar devam ettrdim bu romantik yalaný. Arada çatlak sesler çýkýyordu tabii,
“ Hani baban doktordu, sen de o yüzden Kýzýlay Kolu Baþkaný olmuþtun” diye karþýmda sýrýtýyordu þimdi adýný hatýrlamadýðým diþsiz çocuk. Diþinin olmadýðý yerden tükürükler sýçrýyordu yüzüme.
“Erol Evgin Ýstanbul’da yaþýyormuþ bir kere, senin baban Ankara’da” diye elini beline koyarak þýmarýkça soruyordu Yasemin.”Kolaysa yemin et bakalým, annem yalansa yemin edemez dedi.” Biliyordum kýskançlýðýndan yapýyordu, çekemiyordu onun kýzý olmamý. Onun babasý yaþlý ve çirkindi, benim babamsa Erol Evgin’di.
Oysa ki hepsine verecek cevabým vardý. Ýki mesleði var babamýn diyordum, hem doktor, hem þarkýcý. (Erol Evgin de aslýnda hem mimar hem þarkýcý deðil miydi) Ayrýca haftasonlarý geliyor yanýmýza, inanmazsanýz Pazar günü bize gelin,görün...
Verdiðim cevaplara neredeyse kendimi bile inandýrdýðým günlerde emin olduðum tek þey onu sevdiðim, hem de çok sevdiðimdi. Babamýn evde olmadýðýna emin olduðum zamanlarda teybin yanýna gider, kasetini koyar, o þarkýlarýný bana söylerken, ben hülyalara dalardým. Bazen onu düþünürdüm, onunla evlendiðimi, evlenirken dansettiðimizi, onun bana sarýldýðýný. Bazen Ali’ye kayardý aklým, sýnýftaki sarýþýn çocuk. Bu sefer onunla dansetmeye baþlardým babanemin diktiði Emel Sayýn kostümümü giyerek. Sonra birden kendime gelir piþman olurdum, sanki hissederdi Erol Evgin baþkasýný düþündüðümü, sesi incelir, daha bir duygusallaþýr,
“Öyle çok sevdim ki seni,
Öyle çok anlatamam o 1 yýlýn anlamýný, 1000 yýl geçse unutamam derdi.
Hemen kendime gelir ve gene onu düþlemeye baþlardým. Belki de onu bu kadar sýk onu düþündüðüm için ilkokul öðretmenim,
“Hayalgücü çok yüksek bir çocuk devamlý birþeyler kuruyor” demiþti anneme. Annem bana dönüp “Ne hayaller kuruyorsun bakalým küçükhaným” dediðinde “Erol Evgin” diyememiþtim.
Benim yaþýmdaki kýzlarýn yarýsýndan fazlasýnýn ona aþýk olduðunu öðrendiðimde, onunla ilgili ilk darbeyi almýþtým. 2. Darbe bir bahar gününde geldi:
Ankara’nýn Mayýs’ý. Hava anca ýsýnmýþ, annem boya badana telaþýnda. Evde ustalar, annem bir yandan onlara çay yapýyor bir yandan da kýymetlilerini neolur, neolmaz diyerek çekmecelerin gizli bölgelerine sýkýþtýrmaya çalýþýyor.
Kapý çalýndý, kapýcýnýn kýzý Filiz aðzýndaki sakýzý balon yapýp patlatarak geldi. Filiz benden birkaç yaþ büyüktü. Ýkimiz de Erol Evgin’i sevdiðimiz için görünmez bir rekabet vardý aramýzda.
“Biliyor musun Erol Evgin kelmiþ, saçý da perukmuþ” dedi aðzýný yaya yaya konuþarak.” Abim söyledi. Ben artýk onu sevmiyorum, Ahmet Özhan’ý seveceðim. Keltoþ senin olsun”
“ Yalan söylüyorsun dedim, onu sevmemem için böyle diyorsun”
Hemen yan odada merdivenin üstünde boya yapan ustaya koþtum.
“ Boyacý Amca, Erol Evgin kel mi”
“ OOOO hem de ne kel, tam kel, benden bile” diyerek güldü.
Son bir umutla anneme koþtum, “ Saçý çok erken dökülmüþ yavrum, o yüzden peruk takýyormuþ” diyerek beni teselliye çalýþtý mahçup bir tavýrla.
O akþam yemek yiyemedim. Babam ceza verip erkenden yataðýma gönderdiðinde gözümde yaþlarla þarkýlarýný mýrýldandým bütün gece.Kýzgýndým ona. Kel olduðu için deðil, beni aldattýðý için kýzmýþtým, beni kandýrmaya çalýþtýðý için. Belki de hiçbir zaman benim olmayacaðý için kýzgýndým.
O günden sonra, ona olan sevgim hiç bitmedi, hiç deðiþmedi. Onun yerini hiçbir zaman Ahmet Özhan ya da Coþkun Demir almadý. Hatta onu daha da çok sevmeye baþladým o günden sonra, daha çok anlamaya. Ne de olsa ikimiz de saçýmýzdan dertliydik. Benimki kývýrcýktý, onunkisi ise hiç yoktu!
Yýllar geçti, 70 li yýllarda doðan, Tipitip sakýzý çiðneyip, sokaklarda topaç oynayan, ilk aþký Erol Evgin ile tadan kýz çocuklarý büyüdü. Kimisi evlendi, kendi çocuklarý oldu. Bir çoðu için Erol Evgin, 80li yýllarýn iyi bir þarkýcýsý olarak, çocukluklarý ile birlikte saklý kaldý.
Ben, ben onu unutamadým, unutmadým. Hala her þarkýsýný dinlediðimde kendimi 4 yaþýnda, saçlarý sýmsýký örülmüþ, Arý Sinemasý’nda oturduðu koltuðun içinde kaybolmuþ Hisseli Harikalar Kumpanyasýný nefessiz izleyen kýz çocuðu olarak bulurum. Boðazým düðümlenir, gözlerim yaþlanýr. Koþmak,sarýlmak isterim ona ama yapamam. Saatlerce sohbet etmek isterim, bunca yýllýk kendimi anlatmak, biraz da onu anlamak isterim. Seni öyle çok seviyorum ki demeyi isterim, yapamam..

65 yaþýna gelmiþ babamý, ne kadar güzel yaþlandýðýný ve hala ona ne kadar benzediðini düþünerek hayranlýkla izlerim... Boðazým düðümlenir, gözlerim yaþlanýr, sarýlmak isterim ona ama yapamam. Saatlerce sohbet etmek isterim, bunca yýllýk kendimi anlatmak,biraz da onu anlamak isterim; seni öyle çok seviyorum ki demeyi isterim… Yapamam.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Zehir Fýsýldayan Köpükler
Soðuk Toprak
Denizin Üzerine Kar Yaðýyor
Pazar Pazar
Hayat
Sahneden Ýndim

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Düþük Yasaklansýn! [Deneme]


Aslý Orhon kimdir?

Yazmak, küçük yaþlardayken keþfettiðim, kimse görmesin diye adamdak gardrobun arkasýna sýkýþtýrýp sakladýðým küçük bir paket. Yýllar sonra þimdi baþka bir çocuðun uyuduðu o odadan, baþka bir ailenin yaþadýðý o evden, baþka insanlarýn koþuþturduðu o þehirden çýkýp beni buldu. Belki de ben onu arayýp duruyordum senelerdir ve bendim onu çaðýran.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aslý Orhon, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.