Doðallýk sahip olunan deðil, kazanýlmasý gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
Köpeðini gezdiren ufak bir kýz çocuðu halinden memnun deðil gibiydi. Bir baþka çocuk ise köpek tasmasý benzeri bir þeyle belinden baðlanmýþ halde yürüyordu ayný yolu. Tasmanýn ucu babadaydý. "Bu nasýl bir baba?" diye geçirdi içinden. Baba olduðunda böyle olmayacaktý. Buna yemin edebilir, bayrak üzerine söz bile verebilirdi. Bayrak önemliydi O'nun için, çok hem de. O bu düþünceler içinde kaybolmuþken, bir el dokundu omzuna. Kafasýný çevirip dokunana baktý. Cavit'ti. "N'apýyorsun lan burada tek baþýna?" "Caným sýkkýn aðabey, kafamý daðýtmaya çalýþýyorum" "Lan burada daðýlmaz o kafa. Gel benimle" Cavit'in peþine takýldý. Tahta, küçük bir köprüden geçip bir parka geldiler. Gürültü aynýydý. Buradaki tek fark, önlerinden insanlar geçmiyordu. Parkta beþ-on kiþi vardý. Gruplar halinde daðýlmýþlar, kendi hallerinde takýlýyorlardý. Takýlmak, içki veya esrar içmek demekti bu parkta. Cavit bankta oturan birinin yanýnda durdu. Peþindeki de O'nu taklit etti. Cavit bankta kendinden geçmiþ gibi duran adama seslendi; "La kýro, çavani baþi?" "Ez baþem. Ne istiyorsun?" "La oðlum ben senden ne isterim? Para kazan isterim" Bunu söylerken cebinden çýkardýðý parayý adama uzattý Cavit. Bankta oturan, saçý sakalý birbirine karýþmýþ iri adam da elini cebine attý. Avucu içinde tuttuðu þeyi Cavit'e uzattý. Kesiklerle dolu kolu berikinin dikkatini çekmiþti. "Faça atacak yer kalmamýþ kolunda, bacaklara geç artýk" "Qewitin meyxur!" Cavit ile torbacýnýn yanýndan uzaklaþýp, parkýn diðer köþesinde bir masaya geçtiler. Orada da iki adam oturuyordu. Masada viþne suyu ve votka vardý ve adamlar oldukça sarhoþ görünüyorlardý. "Vay Cavit! Naber lan top?" "Toplar anana atlasýn Rýza" Bu geleneksel selamlaþma þekilleri olmalýydý. El sýkýþtýlar. Cavit 25-26 yaþlarýnda görünen diðer adama döndü. "Ben geldim Mahir, görmedin mi?" "Gördüm aðabey" "O zaman topukla çocuðum. Ebene atlamayayým akþam akþam" "Eyvallah aðabey" Mahir bardaðýný da alýp masadan derhal ayrýldýðýnda, Rýza Cavit'e sitemkar bir bakýþ attý. "Ayýp ediyorsun çocuða Cavit" "O bana ayýp etti. Dövmediðime dua etsin piç!" "Bak hala ya! Oðlum çocuðun kafasý güzeldi be" "Benimki de güzel, ne yapalým þimdi? Ben de anasýna bacýsýna mý sarayým? Ne yapayým Rýza, senin karýný mý… Neyse" Rýza bu lafýn üstüne bir süre sessiz kaldý. Sonra konuyu deðiþtirmek adýna dile geldi; "Bu genç kim Cavit?" "Meczubun biri. Þu karþýda buldum" "O zaman bu meczup bir bardak votka içer herhalde?" "Daha iyisi varken mi?" Cavit az önce satýn aldýðý "malý" cebinden çýkardý. Rýza parlayan gözler ile bakýyordu. Beriki henüz lafa girmemiþ, ne olacaðýný bile düþünmemiþti. Akýþýna býraktýðý akþam yürüyordu... Kafalarý güzel olmuþtu üçünün de. Cavit birkaç metre ötelerinde kasap önünde ciðer bekleyen kedileri andýran Mahir'e seslendi. "Mahir, gel la votka iç" Sesinde neþe vardý. Mahir hiç düþünmeden soluðu yanlarýnda aldý. Hemen bardaðýný votka ile doldurdu. Rýza, zývanayý bulmuþ "malý" bir nefes de olsa nasiplensin diye Mahir'e ayýrmýþtý. O an, büyük bir iþtah ile yeniden yaktýðý "malý" ciðerine çeken Mahir'den mutlusu yoktu. Cavit yanýndakine döndü; "E anlat bakalým Rýza, nasýl iþler?" "Sabaha kadar orospular ile uðraþýyorum a.k. Ne olsun, hayat ayný" "Bak kardeþ, böyle bi hovardalýk iþin filan olursa Rýza aðabeyine git. O sana her türlüsünü ayarlar" "Höst lan! Pezevenk miyim ben?" "Ama toplarý kendine ayýrýr" "E yuh artýk lan!" Kahkahalarý yularýndan kurtulmuþ danalar gibi daðýlýyor, diðer seslere karýþýyordu. Mahir çok mutluydu. Cavit ve Rýza neþeli. Beriki ise düþünceli ve sessiz. "Senin neyin var la?" Beriki biraz düþündü. Ne diyebilirdi ki? Bu adama nasýl anlatabilirdi? Anlatamazdý… "Bi þeyim yok aðabey" "La kandýrma beni. Seni gördüðümden beri düþüncelisin. Anlat da rahatla. Belki bi akýl veren olur, bi çözüm olur" "Çözüm kürtaj" "Kürtaj? Lan! Ne bok yedin?" Düþünceleri ses bulmuþtu bir an. Hiç planda yokken þimdi Cavit ve diðerleri derdini anlamýþlardý. Gerçi tanýmadýðý diðer ikisi sorun deðildi de, Cavit... Lafý toparlamasý gerekiyordu. "Bak aðabey, hassas konu. Lütfen aramýzda kalsýn" "Lafý bile olmaz oðlum. Anlat bakalým aslýný faslýný" "Ya, iþte,.. kaza oldu" "Ne? Leyla kýzým gibidir. Çözümün mantýklý olmalý. Kürtajý O da istiyor mu?" "Daha konuþmadýk" "Anlýyorum kardeþim. Ben de Didem'de, yani ilk çocuðumda afallamýþtým. Ne yapacaðýmý bilememiþtim. Sakin kafayla düþünmek lazým. Bak þimdi dünya tatlýsý bir kýz oldu" "Ýyi de aðabey, sen ilk çocuðunu yaparken evli deðil miydin?" "Evliydim" "Heh, sorun da burada zaten" Bir süre sessizlik oldu. Mahir hariç kimse gülmüyor, sýrýtmýyordu. Rýza sýkýlmýþ gibi saatine bakýyordu sürekli. Cavit'in kafa uzaklara, gençliðine kadar gitmiþti. Beriki ise cevapsýz sorular duvarýna toslamaktan bitap düþmüþ, votka ile beyin hücrelerini öldürmeye devam ediyordu. "Ben gidip Leyla ile konuþayým aðabey" "Tamam Kaan, en doðru çözüm ortak karardýr unutma. Leyla kýzým gibidir, sakýn üzme O'nu" "Eyvallah. Beyler, iyi akþamlar" "Ýyi akþamlar" Rýza yine dile gelebilmiþti. Mahir ise kendinden iyice geçmiþ, elinde tuttuðu plastik bardaðý artýk ne þekilde görüyor ise, þaþkýn bakýþlar atýyor, sýrýtýyordu. Gecenin ilerleyen zamanýnda Cavit'in kýzý hakkýnda müstehcen sözler sarfedecek, bir kez daha aðzý burnu kýrýlacaktý. Þimdilik bardaða bakýp salya akýtýyordu. Kaan, duvarlarý nemden dökülen evine gelmiþti. Ýçeride kendisini bekleyen sevgilisinin suratý asýktý. "Neredesin sen?" "Cavit aðabeye rastladým. Bilirsin, bi yudum içmeden býrakmaz" "Eminim bir yudum içmiþsindir" "Uðraþma benimle Leyla!" "Ya, evli deðiliz diye bu þekilde davranamazsýn" "Onunla ilgisi yok bebeðim. Sen fazla üstüme geliyorsun sadece. Azýcýk rahat olsan?" "Ya sen bu kadar rahat olmasan? Bugün doktora gittim" "E, ne dedi? Umarým olumsuz bir þey yoktur" "Yok çok þükür. Kist deðilmiþ. Yað bezesi dedi. Geçermiþ" "Of ya, bayaðý panik yapmýþtýk. Çok sevindim hayatým" "Bir de umursamaz durmasan... Seviyorum ulen seni!" "Ben de seni seviyorum ulen. Gel buraya!" Sevgililer birbirlerine sarýldýlar. Kaan bezenin olduðu yere dokundu, güldüler. "Aþkým, benim duþ almam lazým" "Tamam caným. Aç mýsýn? Hazýrlayayým mý bi þeyler?" "Kurt gibi desem yalan olmaz. Fena" "Tamam aþkým, sen çýkana kadar bi þeyler hazýrlarým" Kaan duþa gitti. Kapýyý kilitledi. Küvetin kenarýna oturdu ve cebinden telefonunu çýkardý. Mesaj kýsmýna þunlarý yazdý; "Tek çözüm kürtaj. Bak baban ikimizi de öldürür. Mantýklý ol. Beni yarýn ara" Gönderiliyor… Mesaj Gönderildi, Alýcý; Didem
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emilio Santos, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |