Bir gün karþýma biri çýkacak ve bana: "Herþey olmasý gerektiði gibi olmaktadýr, efendim" diyecektir. -A. Aðaoðlu, Yazsonu |
|
||||||||||
|
Herkesin olduðu gibi onun da bir zayýf noktasý vardý: Hastalýk hastasý olmasý ve saflýk derecesi! Ama o bu zayýflýðýnýn bilincine henüz varamamýþtý. Cezaevi yaþamý monotondur; tek düzedir. Siyasi tutsaklar her günü eþit parçalara ayýrýrlar ve her parçaya ayrý bir aktivite sýkýþtýrýlýr. Gerçi diðer adli koðuþlarda da buna benzer durumlar olurdu. Tutsaklar kendi aralarýnda eðleþir, bir takým akýl almaz oyunlar icat eder, aralarýnda seçtikleri birine eþek þakasý yaparak onunla eðlenirler ve çeþitli muziplik yaparak zamanlarýný geçirirlerdi. Kýsacýk da olsa dudaklarýna bir gülümseme kýrýntýsýný yerleþtirmeyi becerirlerdi. Her koðuþun bir ‘’gülü’ vardýr. Bu gül ya çok saftýr; sürekli iþletilen, ya da anasýnýn gözüdür; iþleten. Cin gibidir, uyanýktýr; herkesi dolandýrýr kýsacasý madik atmadýðý adam býrakmaz. Tayfun birinci gruba dâhildir. Saftýr, gözü açýlmamýþtýr henüz. Zamanla gözünün önündeki sis perdesi daðýlýr, gerçekleri görerek çelikleþir nasýlsa. O zaman o baþlar, saðda solda birileri ile dalga geçmeye. Bilirsiniz tavla öðrenmenin yolu: Çay aðacý olmaktan geçer. Bu bir kural gibidir neredeyse. Bu kurala kimseler sesini çýkarmaz, aksine ayak uydurur. Öðrenmenin yolu buradan geçer. Tutsaklar sabahlarý erken uyanmayý sevmezler, uyanmak istemezler hatta. Geceleri geç vakitlere kadar aralarýnda konuþurlar, sohbet ederler ve gündemi tartýþýrlar. Sabahlarý narkoz almýþ bir hasta gibi uyuþuk uyuþuk gezinir dururlar. Ama Tayfun’u görenin uykusu hemen daðýlýr ve cin kesilir. Biri baðýrýr hemen: ‘’Tayfun nedir bu halin böyle?’’ Bir diðeri: ‘’Yüzün kireç gibi, bembeyaz olmuþ. Hasta mýsýn yoksa?’’ Tayfun ellerini yüzünde gezdirir, kontrol eder þaþkýnlýkla, gözlerini irice açarak… Bir üçüncüsü oracýkta teþhisini koyar: ‘Kansýzlýktan olmalý.’’ der. ‘’Bol bol kan yapýcý þeyleri yemen gerekir.’’ Bir dördüncüsü: ‘Hemen revire kaldýralým, derim.’’ der. ‘’ Vakit geç olmadan.’’ Karar verilir ve Tayfun revire yazdýrýlýr. Zaten tüm bu konuþmalarýn üzerine Tayfun çoktan kendini þartlandýrmýþ, hemencecik hastalanmýþ ve vücudunda müthiþ aðrýlar hissetmeye baþlamýþtýr. Cezaevi doktoru ona bildiði tüm gerçeði anlatsa da, ikna edemez Tayfun’u. O sonunda reçetesini yazdýrmayý baþarýr; ilaçlarýný alarak koðuþuna döner. Aslýnda Tayfun’un ranzasýna asýlý bir halde sallanan bir ilaç torbasý vardý hep. Arkadaþlarý buradan yararlanmýyor deðil. Tayfun gönlü boldur; sen bir tek ilaç iste, o ilacý kutusuyla verir. Tayfun en çok Kadir’i sever, onu koðuþ arkadaþlarýndan ayrý tutar. Kadir ciddi ve sert görünümlü olmasý yanýnda, çok hoþ sohbet, her türlü þakayý kaldýran, küskünlük nedir bilmeyen iyi biridir. Ýyi baðlama çalar! Karþýsýnda duraný (kim olursa fark etmezdi bu) bir iki dakika içinde hemen onu kafaya alýr ve acayip iþletirdi. Çok inandýrýcý þakalar yapardý. Onu tanýmayan biri, þaka yollu mu ya da ciddi mi konuþuyor, diye ikircime düþerdi. Kadir son günlerde yeni bir konu bulmuþtu kendince: Tayfun’un diþleri ve diþetleri! Tayfun’la ranzasýnda oturur ya da birlikte havalandýrmada voltaya dururlar, ona diþ ve diþ etleri üzerine uzun uzun konferanslar verirdi. Bu arada sözlerinin arasýnda bolca týbbý terimler kullanmayý da ihmal etmezdi: Gingivit, Piyare, Periondit gibi... Tayfun, anlatýlanlara öylesine kaptýrýr ki kendini, o saat aynanýn karþýsýndadýr artýk. Diþlerini tek tek inceler, dakikalarca sürerdi bu. Sabahý zor eder, uyuyamaz. Kalkar kalkmaz ilk iþi, sakal týraþý olur; sakalý köse olsa da fark etmez. Güzelce giyinir ve revirin yolunu tutar. Koðuþta herkes onun yolunu gözler. Elinde kabarýk bir ilaç torbasýyla döner, koðuþa. Reçeteyi Kadir’e uzatýr. Çünkü Kadir Týp’tan terktir; ilaçlarýn dozajlarýný iyi bilir. Son gelen reçeteyi, sessizce okurdu: 1.Jansidon diþ kremi 2.Becoxim C ( günde iki kez tok karnýna alýnacak.) 3.Gargara ( yemek sonrasý günde üç kez.) Bu kez sýra gelmiþtir Kadir’in reçeteyi kendince yorumlayýþýna: ‘’Beni iyi dinle Tayfun.’’ diye söze baþlardý. Ardýndan devam ederdi: ‘’Senin aðýz ve çene kaslarýn son derece zayýf durumda. Bu yüzden Doktor sana, her yemek sonrasý, çene ve aðýz kaslarýný güçlendirmen için, günde üç kez ‘’yaygara’’ yapmaný yazmýþ reçetene.’’ Etrafýna sinsice bakýnýr, göz kýrpardý, çok ciddi durur ve gülmezdi. Tayfun anlatýlanlara inanmýþtýr. Mantýklý bulmuþtur. Üstelik bunu söyleyen Kadir’dir! Her yemek sonrasý tayfun saatlerce yaygara yapmaya baþlamýþtýr artýk. Aðzýný açar, kapatýr, baðýrýr çaðýrýr… Kimse durduramaz onu bu eyleminden. Kadir reçeteyi yorumlayýþýna piþman olmuþtur. Þaka “þaka” olmaktan çýkýp kaka olmuþtur artýk. Koðuþtakilere rahat yoktur, huzurlarý kaçmýþtýr. Sabah kahvaltýsý: 7.30 Öðlen yemeði: 12.00 Akþam yemeði: 18.00 Tayfun üç yemek arasý bir saatten fazla yaygara yapmaktadýr. Kimse uyuyamaz, dinlenemez. Tayfun umursamaz, kendince doðru olaný yapmaktadýr. Baðýrýr çaðýrýr, türkü çýðýrýr, böðürür, çenesini saða sola oynatýr, çene jimnastiði yapar, kuru diþ fýrçasý ile diþ etlerine mesaj uygular. Sabah ayný, öðlen ayný, akþam ayný tekrarlamalar. Koðuþ canýndan bezmiþtir artýk. Oysa ilk baþlarda herkes gülüp geçmiþtir, Tayfun’un bu haline. Gelecek günlerde nelerin olacaðýný uslarýna bile getiremezlerdi. Gülme sýrasýnýn aðlama nöbetine dönüþeceðini nereden bileceklerdi. Koðuþun keyfi ve huzuru yoktur artýk. Buna bir dur demenin zamaný gelmiþtir artýk. Tayfun bir köþeye çekilir. Olay tüm gerçekliði ile anlatýlýr Tayfun’a. Ýnanmaz Tayfun. Ýnanmak istemez. Tayfun’u bu fikrinden vazgeçirmek için Kadir ve tüm koðuþtakiler, baþ baþa vermiþ bir halde, çareler ararken, Tayfun yaygara yapmaya devam etmektedir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Necmettin Yalcinkaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |