Yalnýzlýk güzel birþey, ama birilerinin yanýnýza gelip yalnýzlýðýn güzel birþey olduðunu söylemesi gerekir. -Balzac |
|
||||||||||
|
Onu gördüðüne dair yemin edenler vardý. Güya midyeci þiþko Raci onu görmüþtü. Hýrsýzbaþý kasket Yaþar dayýda onu görmüþtü. Görenler yemin ederken görmeyenler küfürleri saydýrýyordu. Ertesi gün bu haber dahada çok konuþuldu. Sarýgölün dar sokaklarýndan yola çýkmýþtý haber. Oradan Bozhane semtine sonra Dörtyola, Pazariçine, Yýldýztabya son duraða kadar yayýldý. Piyerloti mezarlýðýnda esrar partisi yapan bir grup gencin sevinç çýðlýklarý da duyulmuþtu. Mezarlarýn üstünde çýlgýnca zýplamýþlardý. Onlarca mezar taþý ters devrilmiþti o gece. Peki, Yakup Turþunun daha yatmasý gereken onlarca yýl hapis cezasýna ne olmuþtu?.. Yoksa mapushaneden mi kaçmýþtý? “Nerede onda o cesaret” dediler. Yakup Turþu iyi bir insandý ama bir o kadarda korkaktý.Yaþlý bir hýrsýzýn söyledikleri inanýlmazdý. ”Onu Abdullah abi affetti” diyordu. “Kimdi bu Abdullah” diye sorulduðunda ihtiyar hýrsýz çok kýzmýþtý.”Kim olacak cahil herifler, Cumhurbaþkaný” diyordu. Onlara haykýrýyordu. ”Yeni yetmeler, hýrsýzlar, keþler, kardeþlerim sizin daha öðrenecek çok þeyiniz var" diyordu. Ýyi de neden, niçin affetmiþti. “Yakup ölüyor ulan haberiniz yok mu sizin. Kanser olmuþ. Boþuna adamý affederler mi?.. Üç aylýk ömrü kalmýþ diye onu salmýþlar” derken aðlýyordu. Doðduðu günden beri afyon çeken, esrar içen, hap yutan bir uyuþturucu satýcýsý için gayet normal beklenen bir sondu. Ama o iyi insandý. Sarýgöl roman mahallesinin en sevilen en saygýn torbacýsýydý. Onun kapýsýný çalan bir insan ister parasý olsun ister olmasýn mutlaka ihtiyacý olan içeceðini alýrdý. Bu yüzden çok sevilirdi ya…Paran yoksa kol saati de olurdu. Ya da fazla eski olmama þartý ile bir ceket, bir çift ayakkabý da fark etmezdi. Eper pezevenksen bir seanslýk karý da olabilirdi. Hýrsýzsan eðer çaldýðýn herhangi bir mal çeþidi de olurdu. Ya hiçbir þeyin yoksa?.. O zamanda biraz yalakalýk yapman gerekirdi. Kim övülmek istemezdi ki?.. Öyle veya böyle otuz küsur sene bu mahallede herkesin iþini bir þekilde iþini görmüþtü. Onun bu ölümü bir bakýma mahalleninde ölümü sayýlabilirdi. Yaþlý hýrsýza ”Hiçbir çare yok mu” diye sormuþlardý. Acý çekercesine cevaplýyordu. ”Cumhurbaþkaný da Yakupun haline çok üzülmüþ” diyordu. Üç ay da hani az bir zaman sayýlmazdý. G.o.paþanýn ara, dar sokaklarýndan insanlar Yakup Turþunun evine doðru koþuyordu. Onlarca hýrsýz, keþ, bitirim, dolandýrýcý evin önünde kuyruða girmiþti.Kapýyý açtýðýnda elinde kiloluk bir kesekaðýdý vardý.Yakup onlara bakarken gülümsüyordu. Görenler inanamadý. Ýþte ayný Yakup'tu. Çürük diþleri, patlak gözleri, kara kuru karga suratý ile bu Yakup'tu. Sadece biraz sesi kýsýlmýþtý. Pili biten bir radyo gibi konuþtukça sesi kýsýlýyordu. Ses parazit yapsa da konuþtuklarý net duyuluyordu. “Arkadaþlar önce nakit çalýþalým. Fiþekler on lira.Eks de harbi Hollanda iþi. Kafti arkadaþlar sizler de mallarýnýza yengenize teslim edin. Hey rambo sen ne zaman çýktýn?. Eyvallah saðol. Cumhurbaþkaný affetti. Harbi baba adammýþ.Evet beyler fazla tantana yapmayýn. Akþam sekizde yeni derman gelecek. Haydi ilerleyin, sonra görüþürüz. Çýkýþa dikkat beyler. Yunuslar, sivil zarbolar gene ortalýkta. Yakalananlarý aynen cebe indiriyorlar ona göre” diyordu. Kapý sertçe kapandýðýnda onlarca müþteri inatla kuyrukta bekliyordu. Kýsýk ses yine duyulmuþtu.” “Suyu kaynat, leðeni hazýrla. z zamaným kaldý” diyordu. Akþam sekizde kapý açýldýðýnda kuyruktakiler hala ona bakýyordu. Hiç kimse hiç bir yere ayrýlmamýþtý. “Evet beyler sýraya…Nakitler öne. Yeni bir ot geldi. Zehir mübarek. Derman biraz pahalý lütfen ibnelik yapmayýn, ona göre.” diyordu. Ertesi günde ayný kiþilere ayný þeyleri söyledi. Diðer günlerde onu takip etti. Bir ay, iki ay bitmek bilmedi. Üçüncü ay dahada zor geçti. Zamanla bir yarýþ söz konusuydu. Devir hesap kitap devriydi. Hýrsýzlar daha çok çaldý. Fahiþeler daha çok çalýþtý. Kapý kapandýðýnda içeriden sürekli o ses duyuluyordu. “Suyu kaynat, leðeni hazýrla” Her mahalleli gibi temel ihtiyaçlarýný istiyordu. “Bir kadýn, bir tavuk, bir þarap, sýcak su ve leðen” Nihayet beklenen o son haberde duyulmuþtu. Üçüncü ayýn son gününde Yakup Turþu ölmüþtü. Hani söz vermiþti. Hani ölmeyecekti?. Gopaþa meydaný tekrar ayaða kalkýyordu. Yine kalabalýklar eve doðru koþmuþtu. Evin önünde bekleyen yaþlý hýrsýzýn feryatlarý ortalýðý inletiyordu. “Bir gün bile fazla yaþatmadýlar. Adalet mi ulan bu?.” diye haykýrýrken aðlýyordu. Tabut camiye doðru götürülürken kalabalýkta azalýyordu. Yaþlý hýrsýzýn dediðine göre camide kamera vardý. Sivil polisler her yeri sarmýþtý. Cemaat tek tek aranacaktý. Hýrsýzlar, gaspçýlar, hapçýlar ortalýktan kayboluyordu. Koca kalabalýktan yirmi civarýnda adam kalmýþtý. Geride kalan beþ erkek çocuk Yakup Turþunun misyonunu devam ettirmek için cami avlusunda and içti…O özel bir adamdý. bu bizim mahalleden devletin en üst makamýna ulaþabilen tek mahalle sakiniydi..
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |