..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Olgunluða eriþmemiþ þairler ödünç alýr, olgunluða eriþenler çalar. -George Eliot
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > Özcan Nevres




18 Eylül 2001
Çýldýrtan Aþk  
Özcan Nevres
Bu kadehi boynuzlularýn þerefine içiyorum dedi. Söylenenler bana mý, yoksa baþkasýna mý diye bakýndý etrafýna. Kendinden baþka kimse olmadýðýný gördü


:CFEA:
     Muzaffer ondokuz yaþýný doldurduuðunda iri yarý ve oldukça yakýþýklý bir delikanlý olmuþtu. Baba mesleði olan marangozluðu seçmiþti meslek olarak kendine. Babasý atölyedeki tüm iþleri ona býrakmýþtý. Hele bir askere git gel, seni bir evlendireyim. Atölyeyi sana devredeyim. Benim emeklilik zamaným geldi artýk diyordu.
     Bir komþu düðününde ablasýyla dansederken, kýz kýza danseden bir çift gördü. Birinin yeþil gözlerine takýldý gözleri. Sýmsýcak bir þeylerin aktýðýný hissetti içinde. Kýz gülümseyerek bakýyordu kendisine. Ayaklarý dolaþtý bribirine. Kýzýn gülümsemesine nasýl karþýlýk vereceðini bilemiyordu. O da gülümsedi kýza. Atölyelerinden baþka bir düþüncesi olmamýþtý bu güne kadar. Bir kýza nasýl yaklaþýlýr, onunla nasýl tanýþýlýr, nasýl konuþulur bilmiyordu. Ablasýnýn kulaðýna eðildi
     Abla þu yan tarafýmýzda danseden iki kýz var. Sarýþýn yeþil gözlü olana dikkatlice bak.
     Hayrola, ne yapacaksýn o kýzý
     Abla ben aþýk oldum galiba
     Ne aþký be oðlum, hemen bir görüþte mi
     Evet abla, yýldýrým aþký dedikleri bu galiba. Ne olur abla onun kimlerden olduðunu öðreniver bana.
     Peki öðrenelim bakalým dedi ablasý. Kýsa bir araþtýrmada kýzýn ailesini öðrendi. Kardeþine müjdeledi
     O senin bir görüþte aþýk olduðun kýz nalýncýlarýn Þükrü efendinin kýzýymýþ. Çok temiz bir aile onlar. Hele seninkinin hiçbir þekilde adý dillenmemiþ. Anlayacaðýn temiz bir ailenin temiz kýzý. Babama da açtým konuyu. Eðer mutlaka o kýzý istiyorsa gidip isteyelim. Verirlerse kýzý niþanlarýz. Askerliðini bitirir bitirmez eveririz onlarý.
     Abla doðru mu söylüyorsun, gerçekten isteyecekler mi bana kýzý. Sevinci kýsa sürdü. Ýçini bir þüphe kemirmeye baþlamýþtý. Ya vermezlerse kýzý. Atölyesinde çalýþýrken bile bu karamsarlýðý atamýyordu kafasýndan
     Kýz tarafýna haber salýndý, kýzýnýza görücü gelmek istiyoruz diye. Kýz tarafý olumlu karþýladý bu isteði. Muzaffer sevincinden uçuyordu. Hemen pastaneye gidip koca bir tepsi baklava ýsmarladý. Ýlçelerinde çiçek satýcýsý yoktu. Devlet Su Ýþlerinin bahçevanýndan kendisine bir demet çiçek toplamasýný rica etti.
     Hayrola dedi bahçevan, ne yapacaksýn çiçekleri
     Bana kýz istemeye gidiyoruz da
     Anlaþýldý, anlaþýldý heyecanýndan belli. Kocaman bir demet gül hazýrladý bahçevan. Gül demetini verirken,
     Hadi bakalým hayýrlýsý, allah tamamýna erdirir inþallah. Muzaffer teþekkür ederek demeti kaparcasýna aldý bahçevanýn elinden. Yolunun üzerindeki kýrtasiyeciden jelatin kaðýdý aldý. Eve gittiðinde çiçek demetini jelatin kðýdýyla güzelce sardý. Tuhafiyeciye gidip yeþil kordela aldý. Çiçek demetinin sap kýsmýna özenle baðladý. Ablasý gülüyordu kardeþinin bu heyecanýna.
     Muzaffer bu ne telaþ, bu heyecan, hemen damat olacaksýn sanki.
     Ne yaparsýn be abla aþk bu dedi ablasýna.
     Akþam yemeðinden sonra, hadi davranýn bakalým, gidelim müstakbel gelinimizin evine dedi babasý. Bakalým talih baba ne gösterecek. Hazýrlýklar tamamdý zaten. Hemen yola çýktýlar. Bir hayli aralýydý kýzýn evi. Eve varýp kapýyý çaldýklarýnda, Muzaffer’in yüreði yerinden fýrlayacaktý sanki. Kapýyý gelin adayýnýn kardeþi açtý. Buyur etti konuklarý. Ýçeriye girdiklerinde ev sahipleri ayakta karþýladýlar konuklarýný. Baklava tepsisi ve çiçekler için
     Niye zahmet ettiniz dediler. Gelin adayýnýn gözlerinin içi gülüyordu. El öpmeler tokalaþýp sarýlmalar sona erdikten sonra oturdular. Gelin adayý ve kardeþi kahve yapmak için mutfaða gittiler. Kahveye ne gerek vardý, þuraya oturup seni doya doya seyretseydim daha iyi olmaz mýydý diye geçirdi içinden. Öf be ne zormuþ bu damat adaylýðý. Az sonra elinde tepsiyle geri döndü gelin adayý. Kahve fincanlarý dans ediyordu sanki tepsinin içinde. Ýkram sýrasý Muzaffer’e geldiðinde, güçlükle alabildi kahve fncanýný tepsiden. En az sevdiði kýz kadar titriyordu onun da elleri. Kahveler içilip fincan lar toplandýktan sonra sohbet faslý baþladý.
     Hadi be diyordu içinden, isteyin artýk þu kýzý ne uzatýp duruyorsunuz böyle. Ýçinden geçenleri babasý okumuþtu sanki
     Hasan efendi diye seslendi babasý kýzýn babasýna. Biz buraya hayýrlý bir iþ için geldik.
     Bir dakika dedi kýzýn babasý ve kýzýna iþaret etti sen içeriye git diye. Kýz kalkýp yan odaya giderken kýz kardeþide arkasýndan gitti. Ýki kýz tüm dikkatlerini kulaklarýnda toplamýþlar, ne olup bittiðini anlamýya çalýþýyorlardý. Muzaffer’in babasý
     Hasan efendi, biz allahýn izni, peygamber efendimizin kavliyle kýzýnýz Ayþe’yi oðlumuz Muzaffer’e istemeye geldik. Uygun görürseniz çok mutlu edersiniz bizi dedi. Hasan efendi
     Biraz düþünelim diye yanýtladý bu isteði. Malum bizimde hýsýmýmz, akrabamýz var. Onlarla bir görüþelim, gereken haberi salarýz size.
     Elbette gerekeni yapacaksýnýz. Bizim nasýl insanlar olduðumuzu araþtýrmanýz en doðal hakkýnýz. Lütfen fazla uzatmayalým.Dileðimiz haberinizin olumlu olmasý. Ýnanýn bana çok sevdim sizleri. Ýnþallah dünür oluruz dedi Muzaffer’in babasý
     Ýnþallah diye yanýtladý kýzýn babasý. Vedalaþýp ayrýldýlar kýz evinden. Yolda babasý takýldý oðluna, hadi oðlum muradýna ereceksin gibi geliyor bana. Nedenini sorarsan çok sýcak karþýladýlar bizi.
     Günler bir türlü geçmiyordu. Kos koca bir hafta geçmesine raðmen, kýz tarafýndan hiçbir ses gelmemiþti. Onuncu gün beklenen haber geldi. Gelip isteyebilirler diye. Haber gelir gelmez gerekli hazýrlýklarý yaptýlar. Götürecekleri hediyeleri güzelce süslediler.Akþam yemeðinden sonra yine düþtüler yollara. Kýz evi olabildiðince sýcak karþýladý gelenleri. O gece söz kestiler. Niþan tarihini gelecek ay içerisinde belirlemeye karar verdiler. Kýzýn babasý kýzlarýna seslendi
     Haydi bakalým kýzlar bu iþ oldu. Getirin bakalým tatlýlarý. Tatlý yiyelim, tatlý gitsin iþimiz. Kýzlar mutfaða gittiler tatlýlarý hazýrlamak için. Amca kýzý kulaðýna eðildi ayþe’nin,
     Amca kýzý ne kadar da þanslýymýþsýn, eniþtemiz ne kadar da yakýþýklý. Nasýl buldun bu kadar yakýþýklý delikanlýyý. Ýnan bana imreniyorum sana. Ýnþallah darýsý da benim baþýma olur dedi
     Kýz ben bulmadým onu, o buldu beni.
     O buldu sen buldun ne farkeder ki. Ýnan bana ikiniz de biribirinize çok yakýþýyorsunuz. Amca kýzýnýn söyledikleri çok mutlu etmiþti ayþe’yi. O gece geç vakte kadar þarkýlar söyleyip dansettiler ve doya doya eðlendiler.
     Niþan gecesi bir peri kadar güzeldi gelin ayþe. Damada da siyah giysiler çok yakýþmýþtý.
     Tüh tüh maþþallah, Nede yakýþmýþlar biribirlerine, aman nazar ilmesin diyordu yaþlýlar.
     Gelinle damat sýmsýký sarýlmýþlar biribirlerine, durmadan, yorulmadan dans ediyorlardý. Daha çok beraber olmak için bu niþan düðününün hiç bitmemesini arzuluyorlardý. Gece yarýsýnda polislerin uyarýsýyla sona erdirdiler düðünü.
     Kýz ailesi tutucuydu. Kýzlarýnýn niþanlýsýyla yalnýz gezmesine izin vermiyordu. Bu yüzden baþ baþa kalma olanaðýný bulamýyorlardý. Ah þu askerlik olmasaydý hemen düðünümüzü yapar biribirimize tezden kavuþurduk diye fýsýldýyordu nýþanlýsýnýn kulaðýna. Ayþe
     Muzaffer’cim, sabreden derviþ muradýna erermiþ derler. Çaresi yok bekleyeceðiz derdi
     Askerlik günü geldi çattý Muzaffer’in. Bir veda gecesi düzenlediler Muzaffer’in baba evinde. Ayþe niþanlýsý için hazýrladýðý yolluðu verirken,
     Güle güle git, güle güle gel sevgilim, seni deðil iki yýl, ömür boyu bile beklerim. Gözün arkada kalmasýn dedi. Muzaffer Ayþe’sine sým sýký sarýldý. Gözlerinden akan yaþý gizlemeye bile gerek görmeden     Sana güveniyorum sevgilim, hep aklýmda olacaksýn. Hep hayalinle yaþayacaðým. Ne olur yazacaðým mektuplarý yanýtsýz býrakma. Askerlik bu , belli olmaz, göndereceðim mektuplar kaybolabilir. Sen hep yaz bana.     Hiç merak etme çok sýk yazacaðým sana. Zor ayrýldýlar biribirlerinden.                                             ***
     Günler su gibi akýp gidiyordu. Mektuplarýn biri gidip biri geliyordu. Mektuplar açýlýp okunduðunu bildikleri için, havadan sudandý hep yazdýklarý. Gün geçtikçe yazacak bir þeyler bulamadýklarýndan olacak, mektuplarýn arasý uzamaya baþlamýþtý. Bir yýlýn sonunda, aylýk izinle geldiðinde büyük bir sevinçle karþýladý niþanlýsýný Ayþe. Ne yazýk ki bir gün gibi gelip geçti o bir ay. Doyamadan ayrýldýlar yine biribirlerinden.
                         ***
     Ayþe’lerin karþýlarýndaki kiralýk eve yeni bir komþu taþýnmýþtý. Komþularýnýn oldukça yakýþýklý bir oðullarý vardý. Lacivert elbisesinin altýna kar gibi beyaz gömlek giyerdi. Beyaz gömleðinin üstüne çizgili bir kravat takardý. Bu yakýþýklý genç aklýný almýþtý baþýndan Ayþe’nin. Hep onu düþünüyordu. Muzaffer’i ise aklýna bile getirmek istemiyordu. Aþk bu mu yoksa diye soruyordu kendi kendine. Kapýnýn önüne çýktý. Delikanlýnýn iþe gitme saatýydý. Karþý kapýnýn açýldýðýný gördüðünde kalbi yerinden fýrlayacakmýþ gibi oldu. Delikanlý dýþarý çýktýðýnda Ayþe ile göz göze geldiler.
     Günaydýn komþu diyerek selamladý Ayþe’yi. Yürüyüp giderken, gözden kayboluncaya kadar baktý Ayþe arkasýndan. Ne kadar yakýþýklý ve ne kadar da güzel giyiniyor diye geçirdi içinden. Her gün ayný saatte evin önünü süpürmeye çýkýyordu. Amacý evin önünü mü süpürmek, yoksa o yakýþýklý delikanlýyý görmek mi bir türlü karar veremiyordu. Bazen bana ne o delikanlýdan demek istiyordu ama, diyemiyordu. Her gün ayný saatlerde kapýnýn önündeydi. Delikanlý evinden çýkýp kendisine günaydýn deyinceye kadar sürdürürdü bu temizlik iþini.
     Yine evinin önünü süpürüyordu. Yine heyecanla delikanlýnýn evinden çýkýp günaydýn diyeceði aný bekliyordu. Delikanlý yine çýktý evinden. Ýyice yakýnýna gelerek
     Günaydýn dedi ve yere önüne bir kibrit kutusu attý. Ayþe bakakaldý delikanlýnýn arkasýndan. Kibrit kutusunu diðer çöplerle birlikte faraþa doldurdu. Götürüp çöp tenekesine boþaltýrken kibrit kutusunu alýp koynuna yerleþtirdi. Hemen avluyu geçip evine girdi. Kýz kardeþine
     Bu gün keyfim yok her halde, girip biraz uzanacaðým, bu gün yemeði sen yap dedi ve yatak odasýna girip uzandý. Dýþarýdan kardeþi sesleniyordu
     Sen merak etme ablacýðým ben yemeði de yaparým temizliði de.Kardeþinin kendisini gözetlemediðine emin olduktan sonra, koynundan kibrit kutusunu çýkarýp içindeki mektubu aldý. Heyecanla okumaya baþladý. “ Güzeller güzeli komþum benim. Seni ilk gördüðümde, iþte hayallerimi süsleyen kýz demiþtim kendi kendime. Her gün iþe gitmek üzere evimden çýkarken, heyecanla yine görecek miyim o güzel kýzý diye soruyorum kendime. Seni görmek öylesine mutlu ediyor ki beni. Niþanlý olduðunu öðrenince inan bana dünya baþýma yýkýldý. Acabalar takýldý kafama. Boþ bir umudun peþinde mi sürükleniyorum diye. Umutsuz bir aþkýn peþinde harap olup gitmektense sana duygularýmý açmayý uygun gördüm. Seni ölesiye, çýldýrasýya seviyorum. Niþan nedir ki. Atarsýn olur biter. Bu satýrlarý yazdýðým için belki kýzacaksýn bana. Ne olur kýzma bana sevgilim. Bilki seni çooook, çoook seviyorum. Sensiz yaþamaktansa ölmek bir kurtuluþtur benim için. Seni delicesine seven Murat” diye noktalamýþtý mektubu. Dudaklarýna götürdü mektubu. Uzun uzun öptü. Dikkatlice yine koynuna yerleþtirdi. Bir yerlere saklasa bulunabilir ele geçer diye düþündü. Ne yapacaktý þimdi? Bir tarafta niþanlýsý Muzaffer, diðer tarafta kendisine sýrýlsýklam aþýk olduðunu yazan Murat. Bu ikilem arasýnda yataðýn içine iyice gömüldü ve uzun uzun aðladý.
     Her geçen gün Murata olan aþký dayanýlmaz bir hal alýyordu. O da Murat’ýn mektuplarýný yanýtlýyordu. Annesiyle konuþmaya karar verdi.
     Anne seninle konuþmak istiyorum dediðinde heyecandan boðulacak gibiydi. Annesi nasýl bir tepki gösterecekti. Hele babasý, belki de kýzýný öldürmek bile isteyecekti. O Murat’ý için ölmeye bile razýydý.
     Hadi konuþsana be kýzým, niye konuþ muyorsun?
     Anne ben niþanýmý atmak istiyorum
     Neden, ne oldu kýzým. Muzafferi çok seviyordun. Seni kýracak bir þey mi yazdý sana.
     Yok anne, öyle bir þey yapmadý ama, ne bileyim iþte, birdenbire soðudum ondan.
     Peki kýzým babanla konuþurum bu gece. Sabýrsýzlýkla bekledi geceyi ve yatma zamanýný. Zira biliyordu annesi yatýnca kocasýna açacaktý kýzýnýn isteðini. Kulaðý kiriþte, yatak odasýndan gelecek gürültüye vermiþti tüm dikkatini. Hayret hiçbir ses gelmemiþti yatak odasýndan. Sabaha kadar uyuyamadý. Sabah kalkýp kahvaltý masasýna oturduklarýnda, babasý dikkatle baktý kýzýnýn yüzüne
     Kýzým annen bana bu gece senin niþaný atmak istediðini söyledi. Neden ayrýlmak istiyorsun? Sana kýrýcý bir þey mi yazdý niþanlýn
     Yok baba, öyle bir þey yapmadý. Nedense soðudum ondan.
     Peki kýzým sen bilirsin. Zorla güzellik olmaz. Ýyi düþün, sonra piþman olmayasýn.
     Hayýr baba, piþman olmayacaðým.
     Haným, niþan için gelenleri topla ve iade et onlarý. Zararlarý neyse bildirsinler, ödeyelim. Annesi hemen yaþlý komþularý Þakire teyzeye gitti. Hoþ beþten sonra erkenden kendisini ziyarete geliþinin nedenini açýkladý
     Kýzým niþanýný atmak istiyor. Ben nasýl gider alýn hediyeliklerinizi biz niþaný atýyoruz derim. Ne olursun yardým et bana dedi. Þakire teyze
     Anlýyorum seni kýzým dedi. Sen üzülme ben giderim oraya ve gerekeni söylerim. Þakire teyze komþusunun kendisine verdiði bohçayý alýp Muzaffer’in baba evine gitti. Buyur ettiler yaþlý kadýný.
     Ýnsanlar hiç tanýmadýðý insanlarýn yanýna iyi haberler için gitmek isterler. Ne yazýkki ben size kötü haberle geldim. Gelininiz Ayþe niþanýný atmak istiyor. Bohçada takýlarýnýz ve kullanýlmamýþ eþyalarýnýz var. Bir de soruyorlar zararýnýz ne kadar diye. Söylesinler karþýlayalým diyorlar.
     Ama neden, neden atmak istiyorlar diye sorarken hýçkýra hýçkýra aðlýyordu Muzaffer’in annesi. Ben ne diyeceðim oðluma.
     Nedenini bende bilmiyorum. Elçiye zeval olmaz. Ne diyelim Takdiri ilahi bu. Bana müsaade diyerek kalktý Þakire teyze. Anne yýkýlmýþtý iyiden iyiye. Kalkýp uðurlayamadý bile Þakire teyzeyi. Elleriyle yüzünü kapattý.
Nasýl, nasýl anlatacaðým ben bunu oðluma. O Ayþe’yi ölesiye seviyor. Yikilacak benim dað gibi oðlum. Kocasý eve gelinceye kadar sürdü aðlamasý. Kocasý, karýsýný aðlamaktan kýzarmýþ ve þiþmiþ gözlerini görünce merakla sordu
Karýcýðým ne oldu sana böyle. Ne olduki böylesine gözlerin þiþinceye kadar aðlmýþsýn.
Ben aðlamayayým da kimler aðlasýn.     
Hayrola ne oldu anlatsana be kadýn. Meraktan öldüreceksin beni. Oðlumuza bir þey mi oldu.
Gelinimiz niþaný attý. Ona aðlýyorum.
Hay allah ben de oðlumuza bir þey mi oldu diye meraktan ölecektim.
Daha ne olsun efendi. Nasýl anlatacaðýz bunu oðlumuza. O nun niþanlýsýný ne kadar çok sevdiðini sen de bilirsin.
Neden atmýþlar niþaný, bizim oðlan bir densizlik mi yapmýþ yoksa
Bir þey söylemediler.
Ne yapalým, Amasya’nýn bardaðý, biri olmazsa biri daha. Bizde oðlumuza baþka birini buluruz. Ekmek aslanýn aðzýnda bu zamanda. Bizim oðlumuzun evi de var iþide. Kimin kapýsýný çalsak boþ çýkmayýz her halde. Ama yinede oðlumuzdan niþanýnýn atýldýðýný gizleyelim bir süre. Þurada askerliðinin bitmesine ne kaldý ki. Hadi kes artýk aðlamayý, sofrayý hazýrla, yemeðimizi yiyelim. Oðlumuz gelince uygun bir dille olanlarý anlatýrýz.
Muzaffer niþanlýsýndan gelen mektuplarýn birden kesilmesine bir anlam veremiyordu. Mektuplarýn kaybolduðuna inandýrmak istiyordu kendisini. Ýple çekiyordu terhis olacaðý günü. Terhisinde gerekir diye her zamankinden daha çok para göndermiþti babasý. Posta kutusuna bir mektup daha attý. Terhis oluyorum, az kaldý kavuþmamýza diyordu mktubunda.
Terhis belgesini aldýðýnda yol için kesilecek sülüsü beklemedi bile. Otobüs garýna gidip biletini aldý. Otobüs sanki hiç kalkmayacakmýþ gibi geliyordu ona. Otobüs hareket ettikten sonra bile zaman sanki durmuþtu. Niþanlýsý Ayþe’ye kavuþacaðý aný düþlüyordu. Sýmsýký sarýlacaktý boynuna. Bak artýk terhis oldum ve sana kavuþmanýn mutluluðunu yaþýyorum diyecekti. Askerliði kadar uzun gelmiþti otobüs yolculuðu. Ah diyordu ah bitse þu yolculuk.
Evinin sokaðýna girdiðinde, komþu çocuklarý çýðlýklar atarak koþtular babasýnýn evine. Müjdeeee, müjdeee,müjdemizi isteriz diye baðýrýyorlardý. Annesi hazýrlýklýydý. Elindeki paralarý daðýtmaya baþladý çocuklara Önüne gelip dikilen oðlunun boynuna sarýldý sýmsýký
Oðlum, oðlum diyordu þükür bizi kavuþturana. Gözlerinden akan sevinç göz yaþlarý oðlunun ensesini ýslatýyordu.
Anne yeter artýk deyip kollarýndan tutup ayýrdý annesini. Bak artýk kavuþtuk biribirimize neden aðlýyorsun? Ben sevinmeni görmek istiyorum, aðlamaný istemiyorum. Hadi bakalým içeri girelim. Muzaffer önde annesi arkada girdiler eve. Gözleri niþanlýsýný aradý. Göremeyince haberi yoktur diye düþündü. Babasýna da müjdeciler gitmiþti. Soluk soluða geldi evine
Hoþ geldin oðlum diye sarýldý oðlunun boynuna.
Baba sende mi aðlýyorsun. Ben sevineceðinizi zannediyordum. Ne bu aðlamalar böyle. Hadi bakalým sevinin artýk. Ayrýlýk bitti. Hep beraben olacaðýz bundan sonra.
Açmýsýn oðlum diye sordu annesi. Kavuþmamýzýn sevinciyle düþünemedim aç olacaðýný.
Yok be anne aç deðilim. Yolda gelirken yemiþtim bir þeyler. Ben gidip niþanlýma da haber vereyim geldiðimi.
Dur oðlum diye baðýrdý annesi. Sakýn gitme oraya
Ne oldu be anneciðim, neden gitmeyeyim niþanlýma.
Gitme oðlum o artýk senin niþanlýn deðil: O bir baþkasýyla evlendi bile.
Ne diyorsun sen Anne, benim Ayþe’m bir baþkasý ile mi evlendi. Dönüp annesinin boynuna sarýldý. Ne olur anneciðim söyle bana. Söylediðim doðru deðil de anne. Söyle anne, hadi söyle doðru mu söylediðin anne diye sarsýyordu annesini. Annesi boynunu büktü, göz yaþlarý sanki sel olmuþtu gözlerinde.
Doðru oðlum, ne yazýk k doðru. Ayþe artýk bizim için öldü. Ben de çok sevmiþtim onu. Ne yazýk ki vefasýz çýktý. Muzaffer gidip divana oturdu. Daha fazla ayakta kalacak gücü kalmamýþtý. Baþýný divanýn arkalaðýna dayadý. Uzun uzun aðladý. Ben Ayþe’siz ne yapacaðým, Ayþe’siz bir hayat yaþamaya deðer mi diye düþündü. Gidip onu ellerimle boðacým dedi yavaþ bir sesle. Baþýný kaldýrdýðýnda babasýnýn aðlayan gözleriyle karþýlaþtý gözleri
Ne olur yapma oðlum aklýndan geçenleri seziyorum. Gençliðine yazýk. Sana biz Ayþe gibi ne kýzlar buluruz dedi babasý.
Haklýsýn baba, ben bu acýyý içime gömeceðim. Hadi atölyemize gidelim ve çalýþmaya baþlayalým.
Dur oðlum gidip çalýþman için çok erken, hele bir dinlen bakalým.
Yok baba yorgun deðilim, bu acýyý kalbime gömebilmek için çalýþmalýyým. Ýþ yapmak acýlarýmý unutturur belki.
Peki gidelim oðlum diyerek kalktý babasý.
Baba oðul yoðun bir çalýþmanýn içinde buldular kendilerini. Oðlu durmadan çalýþýyordu. Kimse ile konuþmak istemiyordu. Varsa iþ, yoksa iþ. Komþular merak ediyorlardý, niþanýnýn atýlmasýný nasýl karþýladý oðlun diye soruyorlardý. Komþularýnýn yakýþýklý oðullarýný kendi kýzlarýna uygun bulan anneler, ayrýlmaz olmuþlardý Muzaffer’in annesinden.
Hadi bir kýz bul oðluna artýk. Daha tez unutur acýsýný.
Söyledim be komþularým, söyledim ama nuh diyor peygamber demiyor. Ben evlenmek istemiyorum, iþimle evliliðim yeter bana diyor da baþka bir þey demiyor. Ne yapayým, zorla da evlendiremem ki.
               ***
Akþam olmuþtu. Caný eve gitmek istemiyordu. Gidip bir lokantada yiyeyim yemeðimi diye düþündü. Evine telefon etti. Telefona çýkan annesine
Anne beni yemeðe bekleme, bu akþam yemeðimi dýþarýda yiyeceðim dedi. Kapattý telefonu. Ýþ yerini kapatýp, askere gitmeden önce takýldýðý içkili lokantaya doðru yürüdü. Lokantaya girdiðinde lokantanýn sahibi sevgiyle karþýladý.
Ne o be evlat özlettin kendini, hayli zaman oldu terhis olman, daha yeni görüyoruz yüzünü. Geç bakalým þöyle. Yakýnýma otur, fýrsat buldukça laflarýz. Gösterilen yere oturdu. Yemeðini yerken içkisini de yudumluyordu. Karþý masada oturan çocukluk arkadaþý alaylý alaylý bakýyordu kendisine. Anlam veremedi çocukluk arkadaþýnýn yüzündeki ifadeye. Belki yapýsý öyledir diye aldýrmadý. Çocukluk arkadaþý kadehini kaldýrdý ve yüksek sesle
Bu kadehimi boynuzlularýn þerefine içiyorum dedi. Söylenenler bana mý yoksa baþkasýna mý diye bakýndý etrafýna, kendinden baþka kimsenin olmadýðýný gördü. Belli ki bu aðýr taþ kendisineydi.
Kime dedin ulan o sözleri sen diye sordu Muzaffer.
Sana dedim ulan sana. Nasýl terketti seni elin kýzý, ne yüzle sokaða çýkýyorsun sen ulan boynuzlu Adam olsaydýn sokaða bile çýkmazdýn ama sende nerde o adamlýk. Ayaða kalktý ve gidip kendisine laf atanýn karþýsýna dikildi.
Sözünü geri al ulan. Yoksa senin beynini daðýtýrým.Ýt oðlu it Sataþan da ayaða kalktý
Almazsam ne yaparsýn ulan boynuzlu. Önce sen boynuzlarýný kýr, sonra bana cevap ver. Gözleri karardý Muzaffer’in, baþý döndü. Düþmemek için masaya tutundu. Habire konuþuyordu karþýsýndaki. Ne söylediðini duymadý bile. Yumruðunu sýktý, vurmakla vurmamak arasýnda kararsýz kaldý. Tam,
Hadi benden bulma diyecekti, karþýsýndaki baðýrdý
Ne bakýyorsun ulan aval aval, yoksa söylediklerimden bir þey anlamýyor musun. Yumruðunu var gücüyle vurdu çocukluk arkadaþýnýn suratýna. Sýrtüstü yýkýlýrken duvara çarptý kafasý. Düþtüðü yer bir anda kan gölüne dönmüþtü. Lokanta sahibi düþenin yanýna gitti, kaldýrmak istedi. Kaldýrmanýn gereksiz olduðunu anladý. Müþteri sataþmanýn bedelini hayatýyla ödemiþti. Yapacaðý bir þey yoktu. Ayaða kalktýðýnda Muzaffer’in yerinden fýrlamýþ, boþ bakan gözleriyle karþýlaþtý. Çok korkmuþtu Muzaffer’in boþ bakýþlarýndan. Dýþarýya çýkýp devriye gezen polisleri aradý. Yakýndaymýþ polisler. Kýsaca anlattý olanlarý. Polisler lokantaya girdiklerinde halen Muzaffer’in boþ gözlerle baktýðýný gördüler. Polis dürttü Muzaffer’i
Hey arkadaþ, kendine gel bakalým, hadi yürü karakola gidelim. Hiç tepki göstermedi. Yzünü tokatladý polisler, tokatlandýðýný hissetmedi bile. Polislerden biri beraber devriye gezdikleri bekçiye
Hadi git bir taksi bul gel dedi.
Baþ üstüne diyerek koþar adýmlarla uzaklaþtý bekçi. Az sonra bir taksiyle geri döndü. Taksiye binidrdiler Muzaffer’i. Karakola götürüp nezarete kapattýlar. Polisler bekçiye sordular
Tanýyormusun bu delikanlýyý
Tanýyorum efendim.
Hadi gitte babasýna haber ver.
Baþ üstüne efendim. Bekçi çok iyi biliyordu muzaffer’in evini. Gidip kapýyý çaldý. Babasý çýktý kapýya. Bekçiyi görünce þaþýrdý
Hayrola bir þey mi var diye sordru bekçiye
Benimle karakola kadar gelir misin
Geleyim ama neden?
Oðlunuz birini öldürdü de.
Ne dedin, ne dedin sen anlýyamadým. Oðlum adam mý öldürmüþ
Maalesef öyle. Duyduklarýna inanmak istemiyordu. Eve girip ceketini giydi Bekçiye
Hadi gidelim dedi. Karakola gittiklerinde nezaret haneye götürdüler marangoz Recep ustayý. Gözetleme penceresinden oðluyla konuþmasýný söylediler.
Oðlum benim sen ne yaptýn böyle. Doðru mu bana söylenenler. Yanýt vermiyordu oðlu. Gözleri yine bir noktaya takýlmýþ boþ boþ bakýyordu.
Konuþ be oðlum konuþ, bak ben geldim. Ben senin için canýmý bile veririm. Söyle bana nasýl yaptýn bu iþi. Konuþmuyordu oðlu. Nöbetçi polise gitti.
Ne olmuþ benim oðluma böyle. Dövdünüz mü yoksa onu.
Ne dövmesi Recep usta, neden dövelim biz senin oðlunu. Buraya getirildiðinden beri kimseyle konuþmuyor.
Oðlum belli ki þokta. Ona bir doktor getirebilir miyim.
Kurallara aykýrý ama getir bakalým. Hýzla çýktý karakoldan. Ýyi tanýdýðý bir doktor vardý. Evinde buldu doktoru, durumu anlattý.
Þoka girmiþtir dedi doktor, çaresine bakarýz. Çantasýný aldý ve beraberce karakola gittiler. Daha görür görmez
Ne oldu bu çocuða böyle. Çok aðýr bir þoka girmiþ dedi. Çantasýný açýp iki iðne yaptý. Vurduðu iðnelere bile tepki göstermemiþti hasta.
Ýðnelerin etkisiyle derin bir uykuya dalacak, uyandýðýnda þoktan kurtulmuþ olur inþallah. Doktor uzaklaþmak istediðinde
Bir dakika doktor bey diye seslendi Recep usta. Size borcumu ödeyeyim.
Ne borcu Recep usta, bu delikanlý bizim de çocuðumuz. Ben þimdi eve gidiyorum. Gerek duyulursa yine çaðýr beni. Donup kaldý Recep usta
Ne iyi insanlar var diye geçirdi içinden
               ***
Sabah mahkemeye çýkardýlar Muzafferi. Sorulara yanýt vermek bir tarafa, sorulanlarý anlamýyordu bile
Konuþ be oðlum, niye konuþmuyorsun diye üsteledi hakim. Duvardan ses gelirdi ama Muzaffer’den ses gelmiyordu.
Yahu bu çocuk aklýný duygularýný yitirmiþ, yok mu bunun bir yakýný. Bir avukat tutsunlar buna. Tam o sýrada avukat Tamer Muhtar girdi duruþma salonuna
ayýn mahkeme heyeti, ben bu çocuða vekil atandým. Noter sözleþmesi duruþma sonrasý konulacaktýr dosyasýna. Uygun görürseniz savunmasýný hemen üstlenmek istiyorum. Hakim
Tamam dedi, vekaletnameyi daha sonra koyarsýn dosyaya. Ne biliyorsan anlat bakalým
Sayýn yargý üyeleri, gördüðünüz gibi müvekkilim aðýr bir þokta, önce onun ahstaneye kaldýrýlmasýný, saðlýðýna kavuþtuktan sonra duruþmaya devam edilmesini diliyorum. Kýsa bir aradan sonra mahkeme heyeti kararýný bildirdi. Sanýðýn hastaneye sevki uygundur.
Hemen hastaneye götürdüler. Hastanýn durumunu aðýr gören doktorlar Manisa Sinir ve Ruh Hastalýklarý hastanesine sevkettiler hastayý. Dört yýl sürdü tedavisi. Taburcu edilirken cezai ehliyeti yoktur diye rapor verdiler hastaya. Muzaffer özgürdü artýk. Oysa o özgürlüðün ne olduðunu anlayacak durumda deðildi. Bu arada oðlunun baþýna gelenlere çok üzülen babasý, kalbine yinik düþmüþtü. Annesinin de kendisine hayrý yoktu. Tek dayanaðý ablasýydý artýk.
Evlerinin az ötesindeki caddede duvara yaslanýr, gelene geçene boþ gözlele bakardý.Bir yumrukta adam öldürene çýkmýþtý namý. Bu yüzden kimse onunla konuþmaya cesaret edemiyordu. Annesinin ölümüyle iyice yýkýlmýþtý. Ýyice saldýrgan olmaya baþlamýþtý. Yine Manisa’ya gönderdiler. Ýki yýl kaldý hastanede. Taburcu edildiðinde çok bitkindi. Ýyice zayýflamýþ, yürüyecek hali kalmamýþtý. Hastalýðý kanserdi. Çok az yaþadý hastaneden çýktýktan sonra. Ölüm daha otuzuna girmeden yakalamýþtý onu.
Son günlerini yaþýyordu yataðýnda. Durmadan Ayþe’sini sayýklýyordu. Artýk belleðini de kaybetmiþti. Ablasý çok üzülüyordu kardeþinin haline. Hasta ziyaretine gelen komþu kýzýna
Emel tut aðabeyimin elini. Ben Ayþe’yim. Bak sana geldim de.
Nasýl olur abla ya anlarsa benim Ayþe olmadýðýmý?
Anlamaz, artýk kimseyi tanýyamýyor. Emel hastanýn üzerine eðildi. Elini tuttu,
Bak ben geldim. Ben senin Ayþen’im. Yine seninle beraber olacaðýz dedi. Yüzünü sese doðru çevirmeye çalýþtý. Bir tebessüm kapladý yüzünü. Birþeyler mýrýldandý. Ne söylediðini anlamak olasý deðildi. Bütün bedeni sarsýldý ve gözleri bir noktaya saplandý. Ölmüþtü. Ölüm yüzündeki tebessümünü silememiþti.

                                        Özcan NEVRES
                         



.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýronik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yasak Aþk
Karýsýndan Çok Çekmiþti
Aykýrý Aþklar
Cani Sevgililer
Bahadýr Delikanlý
Kasçak Kuþ
Aþýk Mucidin Sonu
Bir Yalnýz Adam

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhabbet Kuþlarý Nasýl Üretilir
Onu Ölesiye Sevmiþti
Severek Ayrılalım
Mutluluðu Ölümü Ararken Buldu
Mustafa Efe
Bir Zamanlar Ben De Politikacýydým
Neden Terk Ettin
Baðýmsýz Aday Deli Osman
Güz Gülleri Gibi
O Yalancının Biriydi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Acýlarla Yaþamak [Þiir]
Özleyiþ [Þiir]
[Þiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Þiir]
Sevgiliye [Þiir]
Seni Düþündüm Yine [Þiir]
Alýn Götürün Beni Dalgalar [Þiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Þiir]
Bir Rüzgardýr Yaþamak [Þiir]
Uyan Be Memet [Þiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Ümit Yaþar Oðuzcan Fazýl hüsnü Daðlarca


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.