Ýnsan kendini bilmeli. Gerçeði keþfetmeye yaramasa da, yaþamayý öðretiyor. Ve bundan daha güzel birþey yok. -Pascal |
|
||||||||||
|
Kuran’da söz edilen akýl ruhta yaþanan üstün bir özelliktir. Kur’an ayetlerinde ‘akleden kalpler’ ifadesi sýkça geçer. Allah’ýn tarif ettiði akýl, beynin bir fonksiyonu olan zekadan farklýdýr. Kur’an bize aklýn vicdan ile ayný yerde; kalpte bulunduðunu bildirir. Kalpleri körelmiþ olanlar ise akledemeyen kiþilerdir. Ve onlarýn kalpleri üzerine onu kavrayýp anlamalarýný engelleyen kabuklar kulaklarýna da bir aðýrlýk koyduk. Sen Kuran’da sadece Rabbini “bir ve tek” (ilah olarak) andýðýn zaman ‘nefretle kaçar vaziyette’ gerisin geriye giderler. (Ýsra Suresi 46) Öðüt alabilenler, “Hiç þüphesiz bunda kalbi olan ya da bir þahit olarak kulak veren kimse için elbette bir öðüt (zikir) vardýr. (Kaf Suresi, 37) ayeti gereði yalnýzca ‘kalbi olan’ insanlardýr. Akýl kiþinin vicdanî özelliklerine göre artýp-azalabilir. Ýnsanýn vicdaný güçlenir ve aklý arttýðýnda, Rabb’i ona “doðruyu yanlýþtan ayýran bir nur ve anlayýþ” (Enfal Suresi, 29) verir. Kuþkusuz bu, Allah’ýn yaratmasýndaki bir sýrdýr. Rabb’inden korkmayan kul ise bu “anlayýþ”tan yoksun olduðu için gerçek akla da sahip deðildir. Bu insan üstün zekaya sahip bir bilim adamý da olabilir; ancak üzerinde araþtýrma yaptýðý þeylerin gerçek sahibinin kim olduðunu anlayacak vicdan ve akla sahip olmayabilir. Ýþte bu insanýn keþfettiði her þey gururlanmasýna neden olur; kiþi, Allah’ý deðil kendisini yüceltir. Þimdi sen kendi hevasýný ilah edinen ve Allah’ýn bir ilim üzere kendisini saptýrdýðý kulaðýný ve kalbini mühürlediði ve gözü üstüne bir perde çektiði kimseyi gördün mü? ArtýkAllah’tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öðüt alýp-düþünmüyor musunuz? (Casiye Suresi 23) Yaptýklarýný kendinden bilip, doðrularý göremeyenler, “Allah, onlarýn kalplerini ve kulaklarýný mühürlemiþtir; gözlerinin üzerinde perdeler vardýr. Ve büyük azap onlaradýr. (Bakara Suresi 7) ayetinde söz edilen kavrayýþ ve anlayýþlarý yok olanlardýr. Ýman etmeyen bu kimseler, çevrelerindeki sayýsýz ayeti/delili göremezler. “ Göklerde ve yerde nice ayetler vardýr ki, üzerinden geçerler de, ona sýrtlarýný dönüp giderler.” (Yusuf Suresi, 105) ayetindeki gibi Allah’ýn varlýðýnýn apaçýk delillerinden gaflettedirler. Bu duyarsýzlýklarýnýn nedeni, kalpleri üzerindeki kavramalarýný engelleyen mühürdür. Sahabe hanýmlardan Ufeyre b. el-Velid’in þöyle söylediði rivayet edilir: “Kalbin Allah Teala’ya karþý kör olmasý, dünya gözünün kör olmasýndan daha þiddetli bir beladýr. Allah’a yemin ederim ki, Allah Teala’nýn beni muhabbetinin künhüne vasýl kýlmasý karþýlýðýnda bütün azalarýmý almasýný arzu ederdim.” (es-Safedî, Nektu’l- Himyân) Her kalp Allah’ý anmak ister ancak sinesindeki kalbi körelen kiþi bunu yapamaz. Mühürlenmemiþ kalbe ise Allah lafzý girer; iþte o kiþi Yüce Allah’ý tanýyabilir ve vicdanýný devreye sokarak öðüt alabilir. Dini bilmiyor da olsa, kendisine anlatýldýðýnda, hakký, vicdaný ve kalbiyle görür, iman eder. Kur’an’da kýssalarý anlatýlan, yeryüzünde þýmarýp azgýnlaþmýþ bazý toplumlar, kendi elleriyle kaçýnýlmaz azaba doðru sürüklenmiþlerdir. Ancak öylesine kör ve basiretsizdirler ki, hatalarý ve günahlarýna raðmen, yaklaþan azabýn kendilerine bir hayýr getireceðini zannetmiþlerdir. Derken, onu (azabý) vadilerine doðru yönelerek gelen bir bulut þeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yaðmur yaðdýracak olan bir buluttur" dediler. Hayýr, o, kendisi için acele ettiðiniz þeydir. Bir rüzgar; onda acýklý bir azab vardýr. Rabbinin emriyle herþeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden baþka, hiçbir þey(leri) görünemez duruma düþtüler. Ýþte Biz, suçlu-günahkar bir kavmi böyle cezalandýrýrýz. (Ahkaf Suresi, 24-25) Kalpler Allah’ýn elindedir; O, ’Mukallib’dir. Samimi olan ve Kendisi’ne ulaþmak için yol arayan kulunun kalbini yumuþatýr, kalbine imaný ve Allah aþkýný yerleþtirir. Samimiyetsiz olan, uyarýlara kulak vermeyen kulunun ise kalbini çevirerek, dilerse imandan geri döndürür. Allah dilerse bizim de kalbimizi mühürler. Bir saat sonra kalbimizin mühürleneceði söylense, panik halinde dua ederiz. O halde kýssada söz edilen geçmiþ kavimlerin hatalarýna düþmeyelim. Allah’ýn sonsuz merhametiyle yaptýðý hatýrlatmalardan, çevremizdeki inanan insanlarýn uyarýlarýndan ders çýkarmamýz gerektiðini gözardý etmeyelim. "Semud’a gelince; Biz onlara doðru yolu gösterdik, fakat onlar körlüðü hidayete tercih ettiler…" (Fussilet Suresi, 17) ayetiyle haber verildiði gibi körlüðü tercih etmeyelim. Allah’ýn sýnamak ve imanýmýzý olgunlaþtýrmak amacýyla karþýmýza çýkardýðý tüm olaylardan ibret almamýz gerektiðini anlamazlýktan gelmeyelim.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |