..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > Canip Doðutürk




27 Mart 2012
Terör, Kaddafi, Van Depremi ve Ardýndaki Vahþet Üzerine  
Canip Doðutürk
Bana diktatörlüðün olmadýðý bir yer gösterin. Ýnsaný insanlýktan çýkaran, terörist yapan bu düzenin sorgulanmasý, yargýlanmasý, sonlandýrýlmasý ve yeni bir dünya düzeninin kurulmasý umuduyla…


:BADE:


'Sömürünün ve faþist yönetimlerin egemen olduðu dünyamýzda halklarýn özgürlüðünden ve barýþtan söz edilemez. Özgürlük ve barýþ sömürünün olmadýðý bir düzenle saðlanýr ancak.'

Karl Heinrich Marx, gerçek bir barýþýn ancak sosyalizmle mümkün olacaðýný söylemiþti. Oysa Emperyalizmin faþist anlayýþý bütün uluslara sirayet ederek, onlarý ayaklarý altýnda ezmeyi sürdürmesi; ‘savaþý’; insan hayatýnýn normal, sýradan ve kabul edilebilir bir parçasý haline getirdi. Ve tüm insanlýk deðerlerini yok sayarak, satarak ve yok ederek; her yere zalimce saldýrýsýný sürdürüyor.

Emperyalist güçlerin varlýðý, toplumlarýn geleneksel ve bilimsel varlýklarýný, doðal yapýlarýný bozmuþ; insanlýðýn tarihsel deðerlerini kullanarak yeni bir inanç sistemi yaratmýþtýr. Ýyi yaþamak yanýlsamasý ile her yolu mubah sayan bir inanç. Bu inanç paralelinde yapýlan; insanlarýn kiþiliðini alt üst etmenin ötesinde, istediði yere sürükleme ve onlarla dama taþý gibi oynamaktýr. Geliþen akýl ve yerleþik tanrý inancý her türlü çýkara karþý yenik düþerek, onur ve erdem yok olmuþtur. Ýþte kapitalizmin zaferi bu!

Toplum ‘de monte’ edilmiþ, günlük üretilen, medyatik ve eklektik bilgiler sarmalýnda gerçek felsefi deðerlerini her geçen gün öz yýkýma uðratýyor... Böylelikle ‘gerçeklik’ kavramý saptýrýlmýþ oluyor. Özgürlüðün felsefi olarak ne olduðunu bilmeyen topluluklar, her an, her yerde birdenbire bir kaos yaratýp; gurur duyduklarý, övündükleri kiþileri bir anda al aþaðý edip; ‘linç’ giriþimi içinde vahþice katledebiliyor!

Acý ve hazin olan þu: toplumlar sömürü sistemine karþý durmuyor, ondan söz etmiyor; o açlýðý ve yoksulluðu var eden, o zalim düzenin varlýðý için zulmün sistemini kuran ve savunanlara karþý bir þey yapamýyor, yapmýyor! Her þeyin düþmaný olanlarý ortadan kaldýrmayý düþünmüyor bile. Onlarýn uydurma yalanlarýna inanarak, hiçbir þeyi sorgulamadan sistemin kölesi olmayý sürdürüyor.

Asýl olan þu; insanlarý sürü sayan, adýna demokrasi denilen maval; insanlara güya önem veriyormuþ görüntüsü takýnarak onlarýn ‘oy’ unu alýp, temsilen onlarýn çýkarlarýný düzenleyerek, adalet saðlama amacýyla bir meclis oluþturmuþtur. ‘Politikacýný seç’ onaylama ritüeli, demokrasi, halk adýna halký kandýrmasýndan baþka hiçbir þey deðildir.


Sýnýflý toplumun varlýðýný derinleþtiren, her türlü ayrýmcýlýðýn, ötekileþtirmenin patentini elinde bulunduran düzenin simsarlarý ‘demokrasi’ diyerek; insanlarý ‘Sürü Psikolojisi’yle yönetiyorlar.

Oysa bu eðilim; ‘diðer teokratik yönetimlere göre daha iyi’ yanýlsamasýnýn yutturulmaya çalýþýlmasýndan baþka bir þey deðildir. Oy vererek yönetimi tayin eden ve sistemin varlýðýný yaþatan; az beslenip, az düþünen büyük halk yýðýnlarý da seçilmiþ ‘dikta’ sistemin temsilcilerinin oyununu çözmeye muktedir deðillerdir. Halkýn yaþama savaþý verdiði bu sisli havada, bir avuç seçilmiþin rant kavgasý karmaþasýnýn adý ‘demokrasi’dir. Sýralý seçilmiþlerin diktatörlüðünün adýdýr demokrasi. Ve gündemi belirleyen terör, savaþ ve ýrkçý söylemleri kendi karanlýðýnda eritip yeniden ve yeniden, güruhu harekete geçirerek vatan millet sevgisini pekiþtiren ritüel söylem ve davranýþ kalýplarý hiç deðiþmez!

Ýnsanlarýný eþkýya yapan bu sistemin sahibi ve onun savunucularý birden bire vatan sevgisi söylemlerini derinleþtirdiler. Halkýn sýrtýndan palazlanan bir avuç halk düþmaný, çirkin davranýþlarýný sergilemeye baþladý. Peki insanlarýn sefalet içinde yaþadýðý, yaþayabilme savaþýnýn verildiði, kadýnlarýn öldürüldüðü, her türlü ayrýmcý, aþaðýlama, ötekileþtirmenin yaþandýðý ve insanlarýn birbirleriyle cebelleþtiði bir düzende vatan sevgisinden söz edilebilir mi?

Bu yaþananlardan daha da acý olan ve kan davasýna dönüþen: adýna diktatör dedikleri Kaddafi’nin sömürücülerin emriyle yakalanýp; bir güruh tarafýndan barbarca ‘linç’ edilerek vahþice sorgusuz, sualsiz öldürülmesi. Emperyal güçlerin silahlandýrdýðý taþýma çeteler, sömürücülere baþ kaldýran Kaddafi’yi vahþice katlederek güya diktatörlüðe son verdiler! Libya’yý emperyalist güçlerin anlayýþýyla demokrasiye kavuþturdular. Irak’a getirdikleri demokrasi ve özgürlük enkazý hala ortada duruyor iþte. Bu nasýl demokrasi ki hukuk yok, yargýlama yok; þiddet kültürüyle yoðrulmuþ, daha dün tapýnan bu köle ruhlu insanlar nasýl oldu da birden isyan ettiler. Ýsyan ettiler ve linç ederek yöneticilerini öldürdüler. Sistem zulme ve sömürüye dayalý ise, yöneticisinin nöbet deðiþimi neyi deðiþtirir ki? Sömürücülerin ortak kararýyla vahþi bir biçimde sonlanan bu Libya iç savaþý ve Kaddafi’nin vahþi bir biçimde yargýsýz, hukuksuz öldürülmesi insanlýk hukuk adýna utanç vericidir ve mutlaka sorgulanmalýdýr!

Bu olayýn arkasýna Van’da yaþanan deprem, insaný sarsan bu acýlar zincirinin arka arkaya gelmesi; insan olan herkesi derinden sarstý. Doðu’da terör, Kaddafi’nin öldürülmesi ve Van depremi. Bu üç olayýn acý etkisiyle sarsýlýrken, arkasýna gelen ýrkçý ve ayrýmcý söylemlerin etkisi, daha çok yaraladý duyarlý insanlarý! Irkçý ve gelenekçi toplumlar, olan her olay ve eylemi mutlaka bir üst bilinmeze havale eder. Birilerini sorumlu tutar, 17 Aðustos Ýzmit depreminde olduðu gibi… Van depremi söylemlerine de bu yüzden þaþmýyorum. Evrenin doðal devinimini -hareketini-, insanlara verilen haklý cezalar olarak algýlayan toplumlardan fazla bir þey beklemiyorum. Gerek dinsel, gerek bilimsel düþünen fakat birazcýk aklý olan her insan þunu bilir ki; insanlýk var olmadan önce evren ve ‘dünya’ vardý, sürekli deðiþiyor, kendini yeniliyordu. Týpký doðum ve ölüm gibi. Ama bunu düþünecek eðitim verilmemiþse! Bu da iþin diðer acý yaný.

Bu üç olayý izleyip dururken; düþündüm ki aslýnda daha olumsuz daha kötü ve daha acý olan bir deprem varsa, o da depremlerin en kötüsü olan bu ‘söylemler’dir. Irkçýlýk hastalýðý ve bu hastalýðýn salgýnlýðý karþýsýnda ki çaresizliðim, nerdeyse ‘beni bana vurdurtacaktý’!

Felaketler, içinde yaþadýðýmýz toplumda, insanlýðýmýzýn bir çeþit sýnavdan geçiriliþi deðil midir? Yaþadýðýmýz coðrafyada kapitalizmin faþist çýðlýklarý, depremin yarattýðý doðal etkiden daha etkili ve daha korkunç bir boyuta varmadý mý?

Þimdi savaþýn, doðal felaketlerin ganimet yiyicileri, müteahhitleri koþun! Yeniden yýkýn yapýn, sömürün! Diye baðýrýyorum.

Ama diyorum ki :
‘Bana diktatörlüðün olmadýðý bir yer gösterin’! Çocuklarýn taciz edilmediði, törelerin kadýnlarý öldürtmediði, çocuklarýn sevgisizlikten sokaða kaçmadýðý, tiner çekmediði, iþ hanlarýnýn havalandýrma boþluklarýnda birbirlerine sarýlarak yatmak zorunda kalýp, ölmediði, hapishanelerin dolup taþmadýðý, okullarýn yüksek duvarlý hapishanelere benzemediði, okul önlerinde uyuþturucu satýcýlarýnýn cirit atmadýðý, çocuklarýn okula yalnýzca bir diploma almak için gitmediði; insanlarýn dolandýrýlmadýðý, sahte çekin, senedin olmadýðý, icranýn, hacizin olmadýðý, iflaslarýn yaþanmadýðý, hastane kuyruklarýnýn olmadýðý, küçük kýzlarýn satýlmadýðý, insanlarýn yaþamak için organlarýný satmadýðý, kadýn bedeninin metalaþmadýðý, yolsuzluðun olmadýðý, insanlarýn birbirlerini boðazlamadýðý, ‘burasý neresi diye’ soran bir yabancýya ‘komisyonumu verirsen, ‘söylerim’ denilmediði, þiddetin olmadýðý, þiddet dizilerinin, banalliðin olmadýðý, çocuklarýn doða içinde özgürce eðitildiði, 10 yaþýndaki çocuða kelepçe takýlmadýðý, 14’ünde terörist fiþlemesi yapýlmadýðý, 17 yaþýnda idam edilmediði ve sistemin kendisinin diktatörler yaratýp tapýnmadýðý; bir yer gösterin! 13 yaþýnda kýz çocuðunun 26 kiþinin tecavüzüne maruz kalmadýðý, tecavüz edenlerin aklanýp tecavüze uðrayanýn suçlanmadýðý; para kazanabilmek için bir çocuk tecrübesizliði ve çaresizliðiyle kendini satmak zorunda býrakýlmadýðý ve tecavüzcüleri aklayan ‘daha büyük tecavüzcülerin’ kurumsallaþmadýðý bir hukuk sistemi gösterin.. Var edin! Bu hepimizin zihinlerine tecavüz eden iþleyiþin son bulacaðýný söyleyin artýk! Bu karar bu suçu iþleme potansiyeli olan zavallý ve eðitimsiz insanlarý haklý çýkarmýyor mu, bu suça teþvik deðil mi?


Ve savaþ çýðýrtkanlýðý yapan seslerin, görüntülerin, Kaddafi’nin o vahþice öldürülme anýnýn, tekmelenme görüntülerinin; depremin ve insanlarýn o çürük yapýlar arasýnda can çekiþmelerinin sessiz çýðlýklarý ile duyduðumuz o lümpen ve faþist düþüncelerin aykýrý sesleri silinebilir mi aklýmýzdan!

Nazým Hikmet’in Vatan Haini þiirini okumamak olmaz bu günlerde… Çünkü þimdi hepimiz vatan hainiyiz…

VATAN HAÝNÝ

"Nâzým Hikmet vatan hainliðine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarý sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzým Hikmet vatan hainliðine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çýktý bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykýran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoðrafý yanýnda Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, aðzý kulaklarýnda, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarý sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzým Hikmet vatan hainliðine devam ediyor hâlâ."
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarýnýzýn ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, þose boylarýnda gebermekse açlýktan,
vatan, soðukta it gibi titremek ve sýtmadan kývranmaksa yazýn,
fabrikalarýnýzda al kanýmýzý içmekse vatan,
vatan týrnaklarýysa aðalarýnýzýn,
vatan, mýzraklý ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaþlarýnýzsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombasý, Amerikan donanmasý topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuþ karanlýðýmýzdan,
ben vatan hainiyim.

Yazýn üç sütun üstüne kapkara haykýran puntolarla :
Nâzým Hikmet vatan hainliðine devam ediyor hâlâ.

28.7.1962
Nâzým Hikmet Ran

Bana diktatörlüðün olmadýðý bir yer gösterin. Ýnsaný insanlýktan çýkaran, terörist yapan bu düzenin sorgulanmasý, yargýlanmasý, sonlandýrýlmasý ve yeni bir dünya düzeninin kurulmasý umuduyla…

Canip Doðutürk


Karikatür: Kasým H.J., [Iraklý karikatürist]



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn unutulamayan dönemler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Terör Üzerine
Sivas Vahþeti Üzerine
Server Tanilli ve O’nun Aydýnlýðý Üzerine
Eðitimin Çýkmazý Üzerine

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Düþünen Adam’ý Kim Delirtti?
Kadýnlar Üzerine
Duvarlar Üzerine
Yaþama Davet Üzerine
Kamu Alanlarý ve Ýnsanýn Tutsaðý: ‘insan’ Üzerine
Yýlmaz Güney, Castro, Stalin, Kýzlarý ve Halk Üzerine
Nâzým Hikmet Ran Üzerine
Obezite Üzerine
'Kürtaj' ve Yaþam Hakký Üzerine
'Arabesk Yavþaklýðýndan Utanýyorum’’üzerine

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Döner Faþizmin Kurþunu [Þiir]
Ýnsanlýk Anýtý Üzerine [Eleþtiri]


Canip Doðutürk kimdir?

Güzel sanatlarla uðraþan bir eðitimci ve heykel sanatçýsýyým. Ayrýca, deneme, makale, þiir yazarak duygu ve düþüncelerimi paylaþmaya çalýþýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Karl Marx,Freud, Nietzsche, Adorno, Dostoyevski, Mayakovski, Anton Çehov,Marquez,Emile Zola, Bertolt Brecth, Kafka, Aragon, Neruda, Lorca, Ahmet Arif, Nâzým Hikmet, Orhan Kemal ...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Canip Doðutürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.