Dünya hayatýndaki her saniye insanlar için çok deðerlidir. Ýmtihan mekaný olan dünyada belli bir süre yaþanacaktýr ve onda yapýp edilenlerden hesap sorulacaktýr. Bu nedenle yaþanan her an Allah’ýn hoþnutluðu aranmalýdýr. Kendimizi bir gözden geçirirsek:

Vaktimizi boþ ve yarar saðlamayacak konularla geçiriyorsak?

Yaptýðýmýz iþin ya da üzerinde düþündüðümüz konunun ahiretimiz için bir yararý yoksa?

Salih bir amelde bulunabileceðiniz fýrsatlarla dolu vaktimizi, saatlerce televizyon karþýsýnda ya da arkadaþlarýmýzla dedikodu yaparak harcýyorsak?

Tam da o boþ geçirdiðimiz anda ölüm meleklerini karþýmýzda görecek olursak?..

Yapmamýz gereken; sýraladýðýmýz bu umursamaz davranýþlardan sakýnmak, karþýlaþabileceðimiz tehlikeli durumun þuurunda olup, þeytanýn hoþ gösterdiði ‘boþ’ iþlerden ve düþüncelerden tamamen uzaklaþmaktýr.

Yüce Allah’a samimi olarak inanan insan, dünya hayatýndaki çekici kýlýnmýþ boþ uðraþlardan tamamen uzak durmalýdýr. Ancak bu þekilde açýk bir þuurla düþünmesi gereken konulara yoðunlaþabilir.

Boþ vakit geçirmeyi güzel görmek, þeytanýn telkinlerinden biridir. Yararsýz iþlerle uðraþmak, dinden uzak cahiliye toplumunda kullanýlan ifadesiyle "zaman öldürmek" insanlarýn çok yaygýn yaptýklarý bir davranýþtýr. Ancak mümin, Allah’ýn lütfettiði vaktini, yine O’nu anarak, yarattýklarý üzerinde derin düþünerek ve O’nun dinine hizmet ederek geçirir. Kuran’da müminlerin, "Onlar, ’tümüyle boþ’ þeylerden yüz çevirenlerdir." (Müminun Suresi, 3) ayetiyle boþ iþlerden yüz çevirdikleri bildirilir.


Zamanýný boþa geçiren kiþi ölümü, ahirette Rabb’i karþýsýnda sorgulanmayý, cenneti, cehennemi derin düþünemez. Oysa dünyadaki her þey imtihan gereði olarak yaratýlmýþtýr ve her insan hýzla ölümüne doðru ilerlemektedir. Ýnsan, Allah’ýn gün içinde kendisine gösterdiði sayýsýz aczini düþünüp, Rabb’ine yakýnlaþmak için vesile aramaya çalýþmalýdýr.
Allah’ýn buyruðu olan Kur’an ahlakýný insanlara anlatma konusunda fikir mücadelesi yapmak varken, þeytanýn çekici gösterdiði yaþamý seçmek çok akýlsýzca olacaktýr. Ahirette hesap anýnda, Allah’ýn verdiði yüzlerce nimeti O’nun rýzasý yönünde kullanmayýp, neden boþ iþlerle vakit geçirdiði elbette sorulacaktýr.

Samimi inananlar, hesap gününde böyle bir durumla karþýlaþma olasýlýðýný asla unutmazlar. Derin düþünür, vicdanlarýný kullanýr, "Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: "Rabbimiz, bizi halký zalim olan bu ülkeden çýkar, bize Katýndan bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katýndan bir yardým eden yolla" diyen erkekler, kadýnlar ve çocuklardan zayýf býrakýlmýþlar adýna savaþmýyorsunuz?" (Nisa Suresi, 75) ayetinde bildirdiði gibi, yaþamlarýný Kur’an ahlakýný yaymak için çaba göstererek sürdürürler.

Peygamberimiz (sav) bu konuda þöyle buyurur :"Saðlýk ve boþ vakit, insanlardan pek çoðunun bunlardan faydalanmak hususunda aldandýklarý iki büyük nimettir." (Buharî, Rikâk 1)

Allah boþ þeylerden yüz çevirmemizi buyuruyor, bunu yapabiliyor muyuz? Dünyayý mý seçiyoruz yoksa?.. Hayat meþgalesi, armudun sapý, üzümün çöpü gibi konularla oyalanmak bizi bir yere vardýrmaz; boþ iþlerdir. Boþ iþler de, insaný kendisiyle birlikte azaba sürükleme çabasýndaki düþmaný þeytandandýr.

Önemli olan bu gerçeðin bilincinde olabilmek, tek bir anýmýzý bile boþa geçirmemek ve Kur’an’da bu yönde samimi çaba gösteren müminler gibi müjdelenebilmektir.

"Ýman edenler ve salih amellerde bulunanlar -ki biz hiç kimseye güç yetireceðinden fazlasýný yüklemeyiz- onlar da cennetin ashabý (halký)dýrlar. Onda sonsuz olarak kalacaklardýr." (Araf Suresi, 42)

Fuat Türker