..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Mutlu köle çoktur. -Darwin
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




4 Nisan 2012
Tahir Amca…  
Bizim Köyün Ayýlarý..

Kemal Yavuz Paracýkoðlu


Karýncaezmez, “babaný benim kadar seven bir dostuyla tanýþtýracaðým seni,” dediði zaman kafam karýþtý. “Onun asýl adý Tahir; ama sen onu Fakir Baykurt olarak tanýyorsundur.” “Fakir Baykurt mu? Þu meþhur yazar mý?”


:ADAJ:



Karýncaezmez, “babaný benim kadar seven bir dostuyla tanýþtýracaðým seni,” dediði zaman kafam karýþtý. “Onun asýl adý Tahir; ama sen onu Fakir Baykurt olarak tanýyorsundur.”
“Fakir Baykurt mu? Þu meþhur yazar mý?”
Fakir Baykurt, babamý tanýyormuþ ve üstelik çok seviyormuþ. Ýyi de, bu nasýl olabilirdi ki? Babam gibi sýradan bir öðretmen ile Fakir Baykurt gibi dünya çapýnda bir yazar...
Yazarýn o dönemde, Yýlanlarýn Öcü, Irazcanýn Dirliði, Onuncu Köy gibi çok ünlü romanlarý vardý. Yurt dýþýnda ve yurt içinde ödüller alýyorlardý. Özellikle Yýlanlarýn Öcü yabacý dillere de çevrilmiþ çok ünlü bir romanýydý.
Babam ise sýradan bir insan olarak evinin kirasý ile teberleþiyordu…
Kafamýn karýþtýðýný Karýncaezmez de fark ederek, “sana babanla Gönen’de ki köy enstitüsünden arkadaþ olduðumuzu söylemiþtim ya… Bu gün seni tanýþtýracaðým o meþhur yazar da ayný enstitüden arkadaþýmýzdý bizim,” deyip sustu, bekledi, benim büyük bir merakla bir þeyler anlatmasýný beklediðimi görerek hikayeyi tamamlamaya karar verdi. “Ama, o sýnýf arkadaþýmýz deðildi. Bir alt sýnýfýmýzdaydý. Enstitüye ilk geldiði zaman fukara, ezik, yabanýl biriydi. Baban keþfetti onu, birlikte kütüphaneden çýkmaz olmuþlardý, çünkü ikisi de þiir yazmayý ve okumayý çok seviyorlardý.”
Evet, burasý çok doðruydu; babam þiir yazmayý da nesir yazmayý da, okumayý çok severdi. Para vererek kitap almazdý, alamazdý, ama üye olduðu Ýl Halk Kütüphanesinden ve benzeri yerlerden bir sürü kitap getirerek odasýna kapanmadýðý tek bir gün yoktu. Odasýndaki daktilo o evdeyken susmamacasýna týkýrdardý. Yazdýðý þeyleri bir yerlere yollar, neticelerini ise annemle paylaþýrdý. “Bak, Varlýkta öyküm yayýnlandý… Çetin Altan, þiirimi yayýnladý Akþam Gazetesindeki köþesinde… Remzi Kitapevi, romanýmý basmayý kabul etti…” gibi bir çok sohbetine kulak misafiri olduðumu hatýrlýyorum.
Karýncaezmez, anlatmaya devam etti. “Ben þiiri onlar kadar beceremiyordum, ama yazdýklarý þiirleri inatla dinleterek kafamý da þiþiriyorlardý. Ýþte böyle bir üçlüydük biz. Yemekhanede, yatakhanede, atölyede, bahçede, tarlada, ahýrda, her yerde beraberdik…”
Anlatýlanlarý kavramýþtým. O an nasýl kibirlendiðimi anlatamam. Benim babam çok büyük adamdý, çok. Bunu Eskiþehir’deyken tam olarak fark edememiþ olsam da…
Aðzýmdan, “sonra?” diye bir soru çýktý kendiliðinden. Onlarýn arkadaþlýðý saatlerce, sýkýlmadan dinleye bileceðim bir masal kadar cazipti.
“Sonrasý, sonra…” dedi Karýncaezmez. Güldü. “Okulumuz bitti, hepimizi verdiler birer köy okuluna. Tahir amcan…” Tahir amcan deyince, bir an, mutlulukla irkildim. Nail amcamdan daha öz bir amcaymýþ gibi hissettim onu. “memleketi Burdur’da Yeþilova’nýn bir köyüne tayin edildi. Ben, Ankara Nallýhan’ýn bir köyüne tayin edildim. Baban Samsun Havza’nýn bir köyüne tayin edildi. Darma duman olduk, ama uzun yýllar mektuplaþtýk ta… Sonra sonra kaybettik birbirimizin izini, ama þunu iyi bil ki, birbirimize sevgimizi asla kaybetmedik.”
Yeniden, “sonra?” diye sordum. Bitmesini istemiyordum anlattýklarýnýn.
Karýncaezmez, “sonrasýný da Tahir amcan anlatýr,” dedi. “Öðlen yemeðinden sonra bekliyor bizi; buluþacaðýz. Doðru dürüst, temiz bir þeyler giyin emi…”
Ne demek? Tabii ki, en iyi kýyafetlerimi giyinecektim.
Karýncaezmez, “Tahir’ciðim bu sana bahsettiðim Kemal Yavuz,” diyerek tanýþtýrdýðý adam, masasýnýn önünde oturan bir baþka adama bir þeyler anlatýyordu ki, lafýný kesti, adama, “devam ederiz hocam,” diyerek bizi karþýladý.
“Ali’nin oðlu?”
“Evet!”
“Hoþ geldin delikanlý!”
Babama ne kadar da benziyordu. Ýkisi de kýrk yaþýnda, kavruk, zayýf, ama yakýþýklý. Yoksa, gerçekten de amcam mýydý?
“Hoþ bulduk Tahir amca!” diyerek eðilip elini öptüm.
O, tutamadý kendini, güldü, “Tahir amca mý?” diye sordu. “Baban mý bahsetti kardeþliðimizden, ha?” Çok deðiþik bir diksiyonu vardý, etkileyici, týpký þiir okur gibi.
“Yok efendim,” diye izah ettim ona; “Babam pek bahsetmez böyle þeylerden. Fikret öðretmenim anlattý.”
“Tamam,” dedi Fakir Baykurt, “ben senin Tahir amcaným…” Bizi masasý önündeki diðer koltuklara oturttu. “Baban Ali, öz kardeþim kadar kardeþti bana! Eskiþehir’deymiþ, ha?”
Bu “ha?” soru sözcüðünü ikidir kullanmasý dikkatimi çekmiþti. “Eskiþehir’de efendim,” diye cevap verdim ona.
“Vay benim canýmýn içi abim. Bir de özledim ki…” Karýncaezmez’e döndü. “Abi, ansýzýn bir ziyaret edelim mi þunu, ne dersin?”
Ben, bu önerinin gerçekleþmesi ihtimaliyle sevince belenirken, Karýncaezmez ona sitem ederek, “çok edersin!” diye çýkýþtý. “Sendikadan fýrsat bulabilecekmiþsin gibi… Sendikal olaylar daha çok enterese ediyor seni.”
“Enterese etmek de ne demek, ha?” diyerek güldü. “Þu Türkçeyi katletmeyin yahu…”
Karýncaezmez, “Sendika olaylarý daha çok ilgilendiriyor seni,” diyerek düzeltti.
Fakir Baykurt, “ya, ne demezsin, o bizim her þeyimiz. Gene de bir fýrsat yaratalým basalým þunu be, burnumda tütüyor vallahi…”
“Eh, sendikadan vakit ayýrýrsan gideriz.”
“Sendika ya… Sana da dedik gir yönetime diye ama kaytardýn, ne güzel iþlerimin yarýsý yýkardým sana,” diyerek gülmeyi sürdürdü.
Karýncaezmez de gülerek, “oradan kaytarmasaydým, baþka yerlerden kaytarmam gerekecekti,” dedi. Onun, okula, öðrencilere adanmýþ hayatýný düþününce ne demek istediðini anlamýþtým.
“Ben de, hocama Kayseri Alemdar Sinemasý'ndaki genel kongreyi anlatýyordum geldiðiniz de.”
“Anlat da biz de dinleyelim o halde!”
Fakir Baykurt, “tamam,” dedi. “Önce, Kemal’e hediye paketini vereyim de…” Masasýndaki zili çalýp az bekledi. Yaþlý bir müstahdem geldiðinde, “þu hediye paketini getiriver Sami!” dedi. Sami dediði adam çýktýktan hemen sonra kucaðýnda büyükçe bir koliyle geldi. “Koy delikanlýnýn yanýna!” Adam hediye paketi denilen koca koliyi oturduðum yerin yaný baþýna býraktý. “Ýçinde benim kitaplarým, dergiler ve birkaç kýrtasiye var.”
“Teþekkür ederim efendim!” Geldiðimizde yaptýðým gibi, bu defa Tahir amca diye hitap edememiþtim.
O, büyüklerle konuþmayý sürdürerek, “... kongrenin toplanma zamanýna yakýn iki camiye ve bir imam-hatip okuluna bomba atmýþlar. Allahsýz komünistler camileri bombaladý ve komünist öldüren cennetlik olur, propagandasý yayýlmýþ Kayseri'ye… Çok kýsa bir sürede binlerce kiþilik bir linç kalabalýðý sinemanýn önüne toplanmýþtý. Tam o arada, ben de açýlýþ konuþmasýný yapýyordum. Dursun, kulaðýma, gericilerin, baðnazlarýn saldýrýsýna uðramak üzere olduðumuzu ve büyük bir kalabalýðýn kongremizi basmak için þu anda sinema kapýsýna çok yakýn bir yerde olduklarýný, söyleyince bu bilgiyi ben de salondakilere aktarmýþtým... derken milisler tekbir getirerek yaklaþýk 800 öðretmenin toplandýðý salona taþ ve gazlý paçavralar atmaya baþladýlar, top yekün taarruza geçtiler. On binlerce öfkeli, ne yaptýðýný bilmez baðnaz, beþ katlý sinemaya saldýrdý. Bulabildikleri her þeyi yakýp yýktýlar. Pencerelerden dumanlý, sisli yalýmlar yükseliyordu. Bu arada, yalýmlar arasýnda genç bir öðretmen boðulmak üzere, parça parça sesiyle bir marþ söylüyor, üzerinde yaðan taþ ve þiþeleri görmüyordu sanki. Marþýn boðuk ezgisi, yalýmlarýn çatýrtýsýna, on binlerce öfke-korkunun uðultusuna karýþýyordu. Sinema ateþe verildi, öðretmenlere saldýrýldý. Askerin çabuk müdahalesi sayesinde öðretmenler kordona alýnarak tahliye edildiler. Neyse ki kimse hayatýný kaybetmedi. Beþ yüze yakýn yaralý vardý ama...”
Aðzým bir karýþ açýk dinlemiþtim anlatýlanlarý. Duygularýma yaþanmýþ olan vahþet hükmederken, Tahir Amca’nýn babamdan da büyük bir adam olduðuna karar vermiþtim.
O, sadece dünya çapýnda bir yazar deðil, halký ve öðretmen meslektaþlarý için, babam için, savaþan bir kahramandý.













Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Balkonlu Ev...
Bizim Köyün Ayýlarý... 2.
Babam…
Madam...
Büyük Öðretmen Boykotu…
Çöpçatan...
Tip Tip Tipsizler…
Anneanne...
Safinaz Abla...
Son Söz...

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhittin Amca...
Hempa...
Krallarýn Kraliçesi
Hanýmeli...
Siktiriboktan…
Basgitar...
Nerede O Eski Öðretmenler…
Nil Kraliçesi.
Kur'an Ayetlerinden
Öpücük Tutkusu...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.