..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamýn her aný hakkýný ister. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




10 Nisan 2012
Büyük Öðretmen Boykotu…  
Bizim Köyün Ayýlarý..

Kemal Yavuz Paracýkoðlu


Tahir amcamýn baþkanlýðýný yaptýðý Türkiye Öðretmenler Sendikasý, tüm öðretmenleri ilan ettikleri “BÜYÜK ÖÐRETMEN BOYKOTUNA” katýlmaya ve desteklemeye çaðýrýyordu. Caddelerde ve park, kahvehane gibi oturma yerlerinde buna dair bildirileri daðýtýyorduk. Çeþitli yerlere yapýþtýrýlan afiþler için de tercihimiz akþam karanlýðý oluyordu.


:BAFI:

Eskiden Namýk ile birlikte geldiðimiz lokale daha çok kendi baþýma gelir olmuþtum.
O günlerde çok önemli iþler yapar olmuþtuk. Ben, yaptýðým iþe, hem arkadaþ çevremdeki popülaritemin artmasýný saðlamasýndan, hem de Tahir amcama bir hizmet görmekten dolayý iki misli önem veriyordum.
Tahir amcamýn baþkanlýðýný yaptýðý Türkiye Öðretmenler Sendikasý, tüm öðretmenleri ilan ettikleri “BÜYÜK ÖÐRETMEN BOYKOTUNA” katýlmaya ve desteklemeye çaðýrýyordu. Caddelerde ve park, kahvehane gibi oturma yerlerinde buna dair bildirileri daðýtýyorduk. Çeþitli yerlere yapýþtýrýlan afiþler için de tercihimiz akþam karanlýðý oluyordu.

Okul Ýdaresi, Saide’nin evinde geçirdiðim gecenin hesabýný sormak için yazýlý savunmamý almýþtý. Hemen iki satýrda, babamýn Eskiþehir’den ziyaretime geldiðini, o geceyi bir akrabamýzýn evinde babam ile geçirdiðimi yazýp vermiþtim. Ýnanmamýþlardý tabii ki, böyle durumlarda velilerin okul idaresine baþvurarak çocuklarý için izin aldýklarýný söyleyerek yalan söylediðimi iddia ediyorlardý.
“Valla billa doðruyu söylüyorum hocam!”
Karýncaezmez, “ikiyüzaltmýþaltý!” diye seslenerek yanýna çaðýrdýðýnda, ondan da zýlgýtý yiteceðimi hemen anlamýþtým. Okulda herkesi numarasýyla çaðýrýrken bir tek beni adýmla çaðýran Karýncaezmez, bu defa beni de numaramla çaðýrarak aramýza peþinen bir mesafe koymuþtu. Yanýna gider gitmez, “disiplin kuruluna sevk edilmene karar verildi,” dedi. Bunun ne anlama geldiðini idrak etmekten bile yoksundum. Umursamaz tavýrlarýmý görünce, Karýncaezmez, uyarý veya kýnama cezalarýný okul idaresinin verdiðini, disiplin kurulunda da okuldan uzaklaþtýrmak, okuldan atýlmak gibi daha aðýr cezalarýn verildiðini açýkladý. Bu açýklama, baþýmý nasýl bir derde soktuðumu anlamam için yetmiþti.
“Bana, o gece ne oldu da yatakhaneye dönmedin, olduðu gibi anlat ki, ne yapabileceðimize bir bakalým,” deyince, ona Saide’den bahsettim.
“Hayatýmda ilk kez bir kadýnla olmak, hata yapmama sebep oldu efendim.”
Durumum onu güldürdü. “Beþ dakikalýk bir heyecan için baþýna açtýðýn þu iþe bak!” Ciddileþerek, “neyse, dinle þimdi,” dedi; “senin o gün benden izin alarak gittiðini söyleyeceðim idareye. Evraklarýný disiplin kuruluýna sevk edilmeden bir uyarý cezasýyla yýrtabiliriz belki. Sana sorulursa da Fikret öðretmenden izin almýþtý dersin, tamam mý?”
“Tamam efendim!”
Böylece, gerçekten de ucuz atlattýðým bir beladan kurtulmuþtum.
Kurtulmuþtum, ama bu defa da Karýncaezmez’in baskýsý altýna girmiþtim. Okul duvarlarýnýn dýþýna çýkmam için bile izin vermiyordu. Gitmek istediðim sinema, tiyatro gibi bir yer olursa ona söylememi, beni kendisinin götüreceðini söylüyordu. Gitmek istediðim tek yer Saide’ye kavuþabileceðim dernek lokaliydi, onu da söyleyemiyordum.
Saide hakkýnda alabildiðim bilgile Namýk’ýn ilettiklerinden ibaretti. O da, güya kýzdan soðumamý saðlamak için abartýlý þeyler anlatýyordu. Neymiþ, kýz beni bir defa bile sormamýþ, anmamýþ, baþka bir oðlanla çýkmaya baþlamýþ, falan, filan… O, bunlarý anlattýkça, dýþarý çýkabilmek için deli oluyordum, ama Karýncaezmez’i aþlýp da çýkmak ne mümkün?
Mümkün! Mümkün!
Niye mümkün olmasýn ki?
Allah, çektiðim acýya merhamet gösterir, bana bütün kapýlarý açardý.
Evet! Öyle oldu.
Okul müdürü, öðrencilerin toplu olduðu sabah töreninde, “çocuklar!” diye seslendi. “Ankara’da tanýdýðý, akrabasý olanlar, yarýndan itibaren dört gün süreyle onlarýn yanýnda kalabilirler! Bu öðrencileri, yanýnda kalacaklarý yakýnlarý gelip idareye adres kaydettirerek teslim alacaklar.”
Bu bildiriden itibaren okulun neredeyse yarýsý boþalývermiþti. Benim gibilerin ise, mahkumiyeti devam ediyordu.
On beþ Aralýk günü, öðretmenlerin büyük boykotu baþlatýldý. Ne kadar öðretmen varsa hepsi boykotta. Bizim okulda iki, üç tane bayan öðretmenle okul müdürü dýþýndaki tüm öðretmenler boykota iþtirak etmiþti. Hayatýný okuluna ve öðrencilerine adamýþ olduðu halde, Karýncaezmez bile boykottaydý; hem de boykotun öncülerindendi. Evci çýkamayan öðrenciler de iyice baþýboþ býrakýlmýþlardý. Okul müdürü, son sýnýf öðrencilerini devreye sokarak düzeni korumak istemiþti, ama nafile…
Çarþýya çýktýðýmda ortamýn ne denli karýþýk olduðunu fark ettim. Öðretmen boykotunu destekleyen pek çok memur ve iþçi,ler de iþbaþý yapmamýþlardý. Sloganlar eþliðinde gelen, giden gruplar ve her tarafý tutmuþ olan polis ve jandarma… Taþkýnlýk yapanlar oldu mu hemen joplarla özel bir muameleye tabi tutuluyordu.
Bu karmaþa ortamýnda Saide’yi lokalde kuzu kuzu oturmuþ, beni beklerken bulmak mümkün mü? Ne Saide, ne Namýk, hiç kimse yoktu ortalýkta. Onlarý çýkýp aramak da olmazdý. Ben onlarý ararken, ya onlar buraya dönerse? Lokalin çalýþaný, “neredeyse gelirler,” diyerek, beni bir kenarda oturttu. Çaresiz, beklemeye koyuldum.
Saide de, Namýk da, tam da gelmelerinden ümidimi kesmeðe baþladýðýmda bir damperli kamyonla çýkýp geldiler. Kalabalýk bir grup halinde lokale doluþtular.
Saide, beni, daha dün berabermiþiz gibi karþýlamýþtý.
“Hoþ geldin! Hayrola, kimi bekliyorsun?”
“Hoþ bulduk! Seni bekliyordum. Namýk ile ikinizi.”
“Çok beklettik mi?”
“Sorun deðil, yapýlacak baþka bir iþim yoktu.”
Saide’yi, Ankara kazan, ben kepçe, bütün Ankara’yý arasam bile, zaten bulamayacakmýþým. Onlar, o sýralarda þeytanýn aklýna bile gelmeyecek bir yerde, iþçilerle memurlarýn bu boykottaki büyük dayanýþmasýný vurgulayan, “ÝÞÇÝ, MEMUR EL ELE; GENEL GREVDE!” diye yazdýklarý bir bez afiþ hazýrlamakla meþgulmüþler. Afiþin asýl dikkat çeken tarafý ise, sahte bir bomba düzeneði ile hazýrlanmýþ olmasýydý.
Saide, “Tamam! Bu gece bizimlesin o halde?” dedi.
“Elbette! Burada mý takýlacaðýz?”
“Sayýlýr. Gece yarýsý bir bez afiþ asacak arkadaþlar. Sanýrým Sakarya caddesinin oralarda… Biz de onlara gözcülük yapacaðýz.”
“Neden gece yarýsý?” diye sordum.
Kýsaca, “yasak da ondan,” diye yaný verdi.
     Bir an, yapýlacak iþi kafamýn içinde tartmaya çalýþtým. Afiþ asmak yasak bir þey olmasa gerekti. Caddelerde spor kulüplerinin, siyasi partilerin, festivallerin, akla gelebilecek her þeyin boy boy bayraklarý, yazýlý afiþleri asýlý deðil miydi, her zaman tepemizde dalgalanýp durmuyorlar mýydý? Yasak olsa, onlar da asýlmazdý…
Kafamý boþ yere yorup durduðum için kendi kendime kýzdým; Saide, yasak dediyse yasaktý demek ki...


15-18 Aralýk 1969 günleri gerçekleþtirilen Büyük Öðretmen Boykotu yasadýþý bir genel grevdi.

Türkiye iþçi sýnýfýnýn geniþ katýlýmlý bu ilk genel grevini, iþçi sýnýfýnýn “memur” statüsünde istihdam edilen öðretmen örgütleri düzenledi.
Bu genel grev, 15-16 Haziran 1970 olaylarýndan da, DÝSK’in 16-19 Eylül 1976 DGM Direniþi’nden de daha etkili ve baþarýlý oldu.
TÖS Genel Yürütme Kurulu’nun 10 Aralýk 1969 günlü Büyük Öðretmen Boykotu Çaðrýsý’nda yer alan isteklerin bazýlarý þunlardý:
“Ýsteklerimiz þunlardýr: (a) Yetkili hükümet temsilcisi, yetkili temsilcilerimizle görüþmeyi ve sonunda bir ortak protokol imzalamayý kabul ve beyan etmelidir. (b) Bu protokolda ilk iþ olarak, yabancý uzmanlarýn ve barýþ gönüllülerinin bütün eðitim kurumlarýndan atýlacaðý ve zehirli niteliðini saptadýðýmýz yabancý malzemeli beslenme eðitiminin durdurulacaðý belirtilmelidir.”
4 günlük Büyük Öðretmen Boykotu’na 109 bin öðretmen katýldý. Bunlarýn 88 bini bu eyleme 4 gün süreyle katýlýrken, 12 bin 100’ü ilk gün katýlmayýp, daha sonraki üç gün eylemdeydi. 9 bin 500 öðretmen ise birinci gün boykota katýlmasýna karþýn, diðer günler eylemde yoktu. Boykota hiç katýlmayan öðretmen sayýsý ise 47 bindi.
Eyleme katýldýklarý için 50 bin 300 öðretmen hakkýnda kovuþturmaya gidildi. Bunlarýn 19 bin 250’si takipsizlikle sonuçlandý. 2 bin 118 öðretmen açýða alýndý. 65 öðretmen bakanlýk emrine alýndý. 45 bin 520 öðretmene maaþ kesimi cezasý, 3 bin 900 öðretmene kýdem indirimi cezasý verildi. 590 öðretmen bir baþka ile sürgün edildi. 6 bin 600 öðretmen ise il içinde bir baþka yere atandý. 400 müdür görevden alýndý. 1200 öðretmene derece indirme cezasý verildi. 11 kiþi ihraç edildi.
Babamýn gördüðü ceza da, Eskiþehir Ziya Gökalp ilkokulunda vekaleten yürüttüðü müdürlük görevinden alýnarak gene il içinde Osmangazi Ýlkokulu öðretmenliðine verilmesi olmuþtu.
TÖS, boykot nedeniyle açýða alýnan veya görevden el çektirilen öðretmenlerin ücretlerini ödedi. Bu süreçte Muammer Aksoy’un giriþimiyle Türk Hukuk Kurumu’nun ve ayrýca CHP Genel Baþkaný Ýsmet Ýnönü’nün destek mesajlarý, eylemi güçlendirdi. Birçok okul müdürünün TÖS üyesi olmasý da eylemin baþarýsýna katký yaptý.
12 Mart 1971 darbesi sonrasýnda DÝSK hakkýnda kapatma davasý açýlmazken, TÖS hakkýnda böyle bir davanýn açýlmýþ olmasýnýn herhalde en önemli nedeni, bu baþarýlý genel grev ve TÖS’ün kamuoyunu etkileyen çizgisi ve mücadeleleridir. TÖS’lüleri saygýyla anýyorum.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Balkonlu Ev...
Bizim Köyün Ayýlarý... 2.
Babam…
Madam...
Çöpçatan...
Tip Tip Tipsizler…
Anneanne...
Safinaz Abla...
Son Söz...
Bohçacý...

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhittin Amca...
Hempa...
Krallarýn Kraliçesi
Hanýmeli...
Siktiriboktan…
Basgitar...
Nerede O Eski Öðretmenler…
Nil Kraliçesi.
Kur'an Ayetlerinden
Öpücük Tutkusu...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.