..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Pek çok doktorun yardýmý ile ölüyorum. -Büyük Ýskender
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Kesinlikle Karþýyým! > Vildan Sevil




11 Nisan 2012
12 Eylül Vahþeti ve Davasý Üzerine (I)  
12 Eylül, dünya kapitalizminin, Yeni Dünya Düzeni/ Globalleþme evresine geçerken, iliþkide olduðu, sözünü dinleteceði ülkelerde, bu sürece uyum saðlatma operasyonudur.

Vildan Sevil


Bizler, o gün muhaliftik, bugün de... Yaþarsak yarýn da muhalif olacaðýz. Çünkü iktidar, paranýn egemenliði, çeþitli dozda da olsa þiddet olmadan sürdürülemez. Para ve güç kirleticidir, baþtan çýkarýcýdýr. Her iktidarýn muhalefeti olmak zorundadýr, olacaktýr. Tarihte olduðu gibi her dönemde, ama hep az sayýda, doðruluklarý sonradan anlaþýlan, kadim erdemlere, özlemlere, doðrulara inananlar da olacaktýr


:BAEC:
12 Eylül Vahþeti ve Davasý Üzerine (I)

Üzerinde çok yazýlan, konuþulan bu konuya girme niyetim hiç yoktu. Artýk herkesin bir fikrinin oluþtuðunu düþünüyordum. Ancak dostlarýmdan ve okurlardan gelen “O dönemi acýlý bir biçimde yaþayanlardan olduðun halde neden bu konuda yazmýyorsun?” sorusu beni düþündürdü. Demek ki “Bu dava, ülkemize ne getirecek, ne götürecek?” sorusunun yanýtý kafalarýnda henüz tam oluþmamýþtý. Yapýlan TV programlarý, okuduklarý, hatta o dönemi yaþamýþ bile olsalar, belki de bugünkü kaos içinde daha çok bilgiye, görüþe, tanýklýða gereksinim duyuyorlardý. Ben de bu nedenle, düþündüklerimi, gecikerek de olsa yazmaya karar verdim.

Bu yazý sizlerle birlikte, konuyu yeniden sesli düþünmek biçiminde olacak. Ayrýntýlý bilgilere baþvurmayacaðým. Onlarý bu yazýnýn sonuna ekleyeceðim. Yalnýz hemen þunu belirteyim; 12 Eylül’de, gözaltýna alýnan kiþilerden iþkence görmeden çýkanlarýn sayýsý yok denecek azdýr. Ailelerine reva görülen, en hafifinden son derece aþaðýlayýcý davranýþlar da cabasý. Bu gerçek bile vahþetin boyutlarý hakkýnda fikir verebilir.

Öncelikle ayrýntýya girmeden, þu saptamayý yapalým: 12 Eylül 1980 darbesi; dünya kapitalizminin(Emperyalizmin), Yeni Dünya Düzeni/Globalleþme evresine geçerken, iliþkide olduðu, sözünü dinleteceði ülkelerde, bu sürece uyum saðlatma operasyonudur. Doymak bilmez kâr ve sömürü güdüsüyle sürdürülen SSCB’yi çökertme, Yeþil Kuþak oluþturma, tüm geliþmekte olan ve az geliþmiþ ülkelerde tamamen egemenlik kurma projesinin uzantýsýdýr.

Ülkemizde, 24 Ocak Kararlarý denilen ekonomik düzenlemeleri kolayca kabul etmeyecek olan sýnýf ve katmanlarý, onlarýn örgütlü gücünü susturma, daðýtma, yok etme operasyonudur. Bu da iyice güdümlü bir politik iktidar gereksinimi yaratmýþtýr. Genç okurlardan bilmeyenler, bu kararlarýn ne olduðunu ve kimlerin sahiplendiðini ve uygulanabilmesi için terörün nasýl oluþturulduðunu mutlaka öðrenmeli.

O gün, var olan iktidar ve görece demokratik örgütlenmeler ile, bu büyük ekonomik yükü, emekçi sýnýflar üzerine yýkamazlardý, þiddete gereksinimleri vardý. Ýktidarlar, oy kaybý kaygýsýyla bu reçeteyi tümüyle uygulayamýyorlardý. Demokratik örgütlenmeleri kýsýtlayan 12 Mart 1971 darbesi de, 1973’ten sonra halktaki uyanýþ nedeniyle etkisini yitirmekteydi. Hýzla sendikalar güçlenmiþ, diðer demokratik örgütler toparlanmýþ, hak aramaya baþlamýþlardý. Egemenlerin, bunlarý daðýtmasý gerekiyordu çýkarlarý gereði.

Bu nedenle, yurdun en özverili, yoksulluða, eþitsizliðe, adaletsizliðe, haksýzlýklara baþkaldýran bu emekçi sýnýflarýn aktivistlerine, onlarýn aydýnlarýna ve örgütlenmelerine karþý, ordu aracýlýðýyla þiddet uygulandý.

Darbecilerin uyguladýðý, daðýtma yok etme, sindirme, korkutma politikalarý, görece de olsa var olan demokratik düzende uygulanamazdý. Bu nedenle, darbecilerin yaptýklarý, asla unutulacak þeyler deðildir.

Bu yurttaþlarýn bir bölümü 12 Mart 1971 darbesinde de ayný biçimde cezalandýrýlmýþlardý. Diyeceksiniz ki, “Onlar, teröre bulaþmýþlardý. Sokaklarda kan gövdeyi götürüyordu.” Hayýr... Çok az bir bölümü bulaþmýþtý ve çok gençtiler. Bana ve pek çok veriye göre ise “Bulaþtýrýlmýþlar, zorlanmýþlardý.” Bu yargým, o zaman, karþý safta yer alan, cezadan, þu ya da bu biçimde yakayý sýyýramayan, koruyup kollanmayan ülkücü gençleri de içermektedir. Çünkü elebaþýlarý, sonradan milletvekili, spor klübü baþkaný, büyük iþadamý oldular. Örgütsel olarak da fazla darbe yemediler. Daha sonra yine baþka acýmasýzlýklara giden yollarý döþemek üzere, daha yumuþak görünümle örgütlendiler ve her ihtiyaç duyulduðunda, sisteme destek oldular, olmaktalar.

12 Eylül’den önce ve sonra, bizlerin de pek çoðumuzun para peþinde koþma, daha iyi yaþama kavuþma olanaklarýmýz vardý. Onlarý gözümüz görmedi, bugün de görmüyor. Kimimiz de koþtu, her yeni gelen iktidara uyum saðladý, dünyalýðýný kaptý. Kimimiz de öyle saftýk ki, dünyalýðý kapmasak da dostlarýmýzýn böyle bir þey için deðiþebileceðine inanamadýk, peþlerine takýldýk.

Bizler, o gün muhaliftik, bugün de... Yaþarsak yarýn da muhalif olacaðýz. Çünkü iktidar, paranýn egemenliði, dozu zamana göre deðiþiklik gösterse de þiddet olmadan sürdürülemez. Para ve güç kirleticidir, baþtan çýkarýcýdýr. Her iktidarýn karþýsýnda, muhalefet olmak zorundadýr, olacaktýr. Tarihte olduðu gibi her çaðda ama hep az sayýda, doðruluklarý sonradan anlaþýlan, kadim erdemlere, özlemlere, doðrulara inanan bilinçli insanlar da olacaktýr.

Ýþte bizler, ülkemizin insanlarýnýn ve insanlýðýn kadim özlemlerinin taþýyýcýsýyýz. Hep gurur duyduðumuz, duyacaðýmýz bir seçim bu. Keþke her dönem örgütlü ve güçlü olmayý baþarabilsek... Ne yazýk ki bazý geçiþ dönemlerinde, böylesine aþýrý baskýlar, faþizm daðýlmamýza neden olur. Bu kez tek tek yazarýz, tek tek konuþuruz, küçük gruplar oluþtururuz. Biliriz ki birileri bizi duyar, anlar. Bocalarýz ama “Sol memenin altýndaki cevahir” hiç kararmaz.

Ýnanýyoruz ki; insanlýk, dünya egemenlerinin ve onlarýn iþbirlikçilerinin reva gördüklerine mahkûm deðildir. Bu geçici bir süreçtir. Ýnsanlýk tarihinde, 50, 100, 300 yýlýn yeri nedir ki?... Hani Firavunlar, Sezarlar, Mussolini, Hitler, Franko, Salazar, Somoza, Markos...Pinoþet... Hani nerede onlarýn düzenleri?... Ya Saddam, Kaddafi, Mübarek... Sonuncularý daha farklý kategoride deðerlendirmek gerekse de, egemen olduklarý dönemlerdeki muhteþem güçleri nerede?... Hepsinin hazineleri, ülke dýþýnda paralarý vardý, ne oldu?...

Ne var ki bizim yurdumuzun ve kültürümüzün yarýsý batýda, yarýsý doðuda. Bugünkü uzun süreli sancýmýz bundandýr. Çekeceðiz.

Dün, komünizm düþmanlýðý ve terörle kandýrýlýp güdümlendi kitleler.

Bugünse, etnik, dinsel, mezhepsel ayrýmlarla gözler boyanýyor, bölünüyor halk. Korku ve biat kültürü enjekte ediliyor toplumsal hücrelerimize. Bu ilacý kabul etmeyenler, yine cezalandýracaklar. Ama birgün, bugünkü yöntemler de geçerliliðini yitirecek.

Bizler, daha adil ve yaþanasý dünyayý görmeden gideceðimizi biliyoruz. Umutlarýmýzý, tarihten alýp geleceðe uzatýyoruz.

Yarýnýn insanlarý tutacak bir ucundan.
“Onlar haklýydýlar, bizim için bedel ödediler, daha ileri götürmek bizim görevimiz” diyecekler...

Hiç kuþkum yok... Hiç...
.................

Gelelim 12 Eylül Davasý’na...

Müdahil olmak ya da olmamak...

Kenan Evren ve Þahinkaya’yý; cakasýný taþýmaya çabalayan, omuzlarý çökmüþ, süklüm püklüm olmadýklarýný sergilemeye uðraþan bir durumda, mahkeme salonlarýnda görmek... Ölmeden bunlarý görmek...

Ammaaa... Ýþte bu ”Ammalar” olmasaydý, sevinç duyabilir miydim bu görüntülerden?... Þimdiki gibi kaskatý, duygusuzca ve onlarca soruyla uðraþýr mýydým?... Bilemiyorum... Yaþamadýðýmýz duygular adýna ne söylesek boþ.

Onlara baktýkça, demirparmaklýklar ardýnda annelerini gören çocuklarýmýn hiç unutamadýðým bakýþlarý yapýþýyor TV ekranýna... Çocuklarýmýn bakýþlarýnda, öfkenin itici gücü zorluyor hýncýmý, sevince dönüþtürmeye uðraþýyor. Ama, hazretleri orada görmek yine sevindiremiyor beni. Ýþkencedeki çýðlýklar kulaðýmý delse de “Oh olsun!...” diyemiyorum.

Kaskatý bakýyorum. Ne acýma, ne öfke, ne sevinç ne de coþku... Duygular almýþ baþýný gitmiþ. Boþalmýþ bir yürek...

Gelin, konunun devamýný, sorularýn yanýtlarýný, bu donukluðu, bir sonraki yazýda, birlikte sorgulayýp bulalým sevgili okur.

Ama geçmiþteki yýllarý, yaþamlarý kim geri verebilir?...

Bugün ayný durumdaki yaþamlarý, yarýn kim geri verecek?... Yýllardýr, iþimize gelmediði gibi düþündüðü için içerde yatýrýlan; onca gazeteci, yazar, bilim adamý, öðrenci, iþçi, memur, taþ atan/attýrýlan, cezaevlerinde tecavüze uðrayan çocuklar...

Bugün insanlarýn yaþamlarýyla oynayanlar, yarýn, artýk halklar daha kül yutmaz hale geldiðinde ne olacak? Gelin, bunlarý düþünerek aþaðýdaki bilançoyu inceleyelim.

Ýþte Cumhuriyet Gazetesi tarafýndan 2000 yýlýnda yayýnlanan 12 Eylül Darbesinin Bilançosu
650.000 kiþi göz altýna alýndý.
1 milyon 683 bin kiþi fiþlendi.
Açýlan 210 bin davada 230 bin kiþi yargýlandý.
7 bin kiþi için idam cezasý istendi.
517 kiþiye idam cezasý verildi.
Haklarýnda idam cezasý verilenlerden 50′si asýldý (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1′i Asala militaný).
Ýdamlarý istenen 259 kiþinin dosyasý Meclis’e gönderildi.
71 bin kiþi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargýlandý.
98 bin 404 kiþi örgüt üyesi olmak suçundan yargýlandý.
388 bin kiþiye pasaport verilmedi.
30 bin kiþi sakýncalý olduðu için iþten atýldý.
14 bin kiþi yurttaþlýktan çýkarýldý.
30 bin kiþi siyasi mülteci olarak yurtdýþýna gitti.
300 kiþi kuþkulu bir þekilde öldü.
171 kiþinin iþkenceden öldüðü belgelendi.
937 film sakýncalý bulunduðu için yasaklandý.
23 bin 677 derneðin faaliyeti durduruldu.
3 bin 854 öðretmen, üniversitede görevli 120 öðretim üyesi ve 47 hâkimin iþine son verildi.
400 gazeteci için toplam 4 bin yýl hapis cezasý istendi.
Gazetecilere 3 bin 315 yýl 6 ay hapis cezasý verildi.
31 gazeteci cezaevine girdi.
300 gazeteci saldýrýya uðradý.
3 gazeteci silahla öldürüldü.
Gazeteler 300 gün yayýn yapamadý.
13 büyük gazete için 303 dava açýldý.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.
Cezaevlerinde toplam 299 kiþi yaþamýný yitirdi.
144 kiþi kuþkulu bir þekilde öldü.
14 kiþi açlýk grevinde öldü.
16 kiþi -kaçarken- vuruldu.
95 kiþi -çatýþmada- öldü.
73 kiþiye -doðal ölüm raporu- verildi.
43 kiþinin -intihar ettiði- bildirildi

11.04.2012
Vildan Sevil









Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn kesinlikle karþýyým! kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
N. Ç!.. N. Ç!.. N. Ç"ler!.. Hepimiz Tecavüzcüyüz!..
Geçmiþin Ýzdüþümünde Bir Kýsýr Döngü
Erkek Egemen Toplumdan Erkek Dininin Egemen Olduðu Topluma
Cumhuriyetin Rövanþý Ya da Þeriata Doðru Adým Adým Mý?..
Kadýn Sorunlarý, Piyasa ve Üreme Organlarýmýz/ (8 Mart Yazýlarý - IV)
8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü"nden, Þapþal Þabalak Konserlere, Cicili Bicili Maðazalara // (8 Mart Yazýlarý – I)
2017’nin 8 Mart’ý Bu Ülkede Çýðlýk Çýðlýða #hayýr’dýr
Savaþ… Savaþ… Savaþ… Ölüm… Ölüm… Ölüm...
12 Eylül Vahþeti ve Davasý Üzerine (Iý)
Demokratik Seçim Oyunu Oynayalým Mý?..

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Referandum Gününden Hoþ Sedalar
30 Mart 1972 Kýzýldere Katliamý (Dev, Baþ Ýstiyor/ G. Akýn)
Birgün Ben, Belki Bir Sýðýrcýk Kolonisinin Ýçinde, Belki Yýldýzlarla Birlikte Göklerde…
Ýzedebiyat Üyelerine Açýk Mektup: Koþun, Face Dayatmasýna Karþý Durun!..
Ýzedebiyat Yönetimine ve Üyelerine Açýk Mektup
Teslis Sendromu >> Ücretsiz E - Kitap: Hulki Can Duru
Savcý Mehmet Kiraz, Þafak, Bahtiyar, Elif… ve Dün, Bugün, Yarýn…
Sultanahmet"ten Femen Geçti Amma!.. Biz Ne Anladýk Bu Ýþten?
18 Mart 1915. Çanakkale O Gün Geçilmedi. Ya Bugün?
Tahir Elçi ve Kendi Masumumuz, Kendi Mazlumumuz

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Duruþma [Þiir]
Dedem Düþlerime Giriyor [Öykü]
Çocuklarýn Çýðlýðýndan Göklerin Týlsýmýna [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Ýlk Sosyalist Muhtar Fevzi Aðabey [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artýk Türkülerle Deðil, Ateþlerle Anýlmaktasýn [Öykü]
Düþselin Gerçeðinde, Gerçeðin Düþselliðinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aþk"a Geldin, Hoþ Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koþuþturmaktan yoruldu. Altmýþýndan sonra, çok yabancýsý olduðu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktý. Ýletiþim kurmak, duygu, düþünce, birikim paylaþmak, genç kuþaklardan yeni þeyler öðrenmek istedi. Yazarlýk deneyimine burada adým attý. Ýþte böyle sýnýr tanýmaz bir "dinazor ". . . Baþarýr mý acaba ?

Etkilendiði Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransýz yazýný, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlý Amin Maalouf...Elbette Nazým, Aragon, Neruda ve nice ozan/þair...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.