Bundan önceki yazýmda, çok genel bir bakýþla 12 Eylül 1980 Darbesi’yle ilgili görüþlerimi paylaþmýþ, o davayla ilgili duygu ve düþüncelerimi bu yazýya aktarmýþtým.

Darbeden bu yana, köprülerin altýndan çok sular aktý. Türkiye, dünya kapitalizmiyle iyice bütünleþti. Yeraltý, yerüstü servetleri daha çok yaðmalandý.

Üretim yerine, özelleþtirmelerle bol bol satýþlar yapýldý.

Sýcak paralar girdi, çýktý.

AB’ye gireceðiz, demokratikleþeceðiz dendi, girilmedi, girilmeyecek.

Ýnsan haklarý, demokrasi lafý dillerden düþmedi, eskiyi mumla aratacak bir yola çýkýldý.

Demokrasilerde olmasý gereken, çoðulculuðun karar ve yönetime yansýmasý anlayýþý, çoðunluðun tek kiþi kararlarýyla yönetilmesi biçimine dönüþmekte.

Otuz yýlda, iktidar kaç kez el deðiþtirdi. Hiçbiri, darbenin kurduðu ezici sistemin üzerine gitmedi. Aksine ondan çýkarlarý için yararlandý. Sonuçta, demokrasinin taþýyýcý gücü orta katmanlar sönümlendi. Yoksullar artarken yeni zenginler türedi. Yaþamýn her alanýnda, bu yazýya sýðmayacak deðiþimler yaþadýk. Dünyada da çok þey deðiþti.

12 Eylül’den sonra sistemin getirdiði bütün olumsuzluklarla mücadele edeceðini, ileri demokrasiyi kuracaðýný vadeden ve Türkiye için çok uzun sayýlacak bir süre boyunca iþbaþýnda olan bir iktidarýmýz var.

Bu süreçte, ileri demokrasiye, Ýkinci Cumhuriyete giden yollar döþenirken neler gördük, görüyoruz?

Zaman aþýmýna uðrayan davalar:

-Ýþkence görerek yaþamýný kaybedenlerin ve iþkence yaptýklarý saptanan polislerin davalarý

-Ýsrail’den alýnan, nerede, nasýl kullanýldýðý bilinmeyen (Faili meçhullerde kullanýlmýþ olamaz herhalde) kayýp silahlar için 10 polise açýlan dava

-Sivas’ta insanlarý cayýr cayýr yakanlarýn davalarý... Hem de baþbakanýmýz tarafýndan “Vatana millete hayýrlý olsun, onlarýn da gözü yaþlý bekleyenleri vardý” diye kutsanarak...

-Banka batýrýp devleti 1.7 milyar dolar zarara uðratarak parayý götüren bankacý davasý

-Dolandýrýlarak(!) örtülü ödenekten dolandýrýcýya ödendiði öne sürülen, 5,5 milyar lira davasý

-Eski bir belediye baþkanýnýn kocasýna açýlan milyarlarca liralýk naylon fatura yolsuzluðu davasý ve baþka paravan þirketlerden alýnan sahte fatura davalarý

-Hayali ihracat davalarý

-Marmara depreminde yýkýlan binalar için müteahhitlere açýlmýþ yüzlerce dava

-Þimdi, liderinin çocuklarýný birbirine düþüren, bir siyasi partinin gizli kasasýnda toplanan trilyonlarýn davasý
Ýleri demokrasi döneminde bunlar hemen akla gelen zaman aþýmý davalarý.
............

Bugün süren davalarýn durumu ve demokrasi açýsýndan genel görünüm:

-15 yaþýnda kaç kiþinin tecavüzüne uðrayan N.Ç davasýnda zaman aþýmýnýn eli kulaðýnda.

- Deniz Feneri davasýnda, Almanya’da suçlu bulunan sanýklar, burada derhal tahliye edildiler. Mahkeme heyetleri deðiþtirildi, giden heyet üyelerinin soruþturmalarla baþý dertte.

- Yargýda yapýlan deðiþiklerle, eskisinden daha demokratik ve adil bir yargý sistemi oluþturulmadýðý, aksine siyasi iktidara daha da baðýmlý bir sisteme geçme.

-Derin devlete ve darbecilere karþý açýlan davalar ve bunlarýn aklýmýzda ve vicdanýmýzdaki izdüþümleri:

.Darbe yaptýðý için yargýlanan sanýklarýn, ilk duruþmada tahliyesi istenirken darbe yapmamýþ ama yapacaðý varsayýlan insanlarýn, yargý süreci uzatýlarak,uzun tutukluluk süresiyle cezalandýrýlmalarý.

.Bu süreçte, ayný suçtan yargýlanmalarý beklenen baþka kiþilerin neden dýþarda tutulduðunun anlaþýlamamasý.

.Faili meçhullerdeki rolü, yalnýzca basýný izleyen kiþilerce bile apaçýk bilinen kimi kiþilerin, neden dýþarda olduðunun da anlaþýlamamasý.

.Mod Medyan þifre skandalý, ABD basýnýndan bize yansýyan ve referandumdaki %10’luk “evet” artýþýný saptayan bilgisayar hilesi

.Süren davalarda, düzmece belge ve bilgilerle ilgili medyanýn tüm gizleme çabalarýna karþýn ortaya çýkan bilgiler... Bu nedenle avukatlarýn Balyoz Davasýnda cübbe çýkarmalarý ve bunun da yargý ve ana medya tarafýndan önemsenmemesi.

-Rahatlýkla çoðaltabileceðimiz bu verilerin yanýsýra, davalarýn, tamamen muhalifleri susturma, korkutma, sindirme amaçlý olduðu kuþkularýnýn sürekli güçlenmesi.

-160 tutuklu gazeteci

-Basýn özgürlüðünde, dünyada 138. sýrada bulunuþumuz

-Bakan Ömer Dinçer’in son 2 yýlda soruþturma açýlan 7 bin üniversiteliden 4 bin 600'ünün okuldan uzaklaþtýrýldýðýný, 55'inin atýldýðýný açýklamasý

-Zaten bilimsellikten uzak olan eðitim sisteminde, sürekli deðiþikliðe gidilerek, eðitimin dinselleþtirilmeye çalýþýlmasý ve bunu yeni anayasayla güçlendirilerek kalýcýlaþtýrmayý hedeflemesi

-Dünyada ilk kez, protesto amaçlý yumurta kullanmaya, yumurta baþýna ceza kesilmesi

-Sürekli dinsel, mezhepsel, etnik çeliþkilerin derinleþtirilmeye çalýþýlmasý.

-Terörü önlemek yerine, biri diðerine uymayan kararlarla þiddetin körüklenmesi

-En sýradan hak arama gösteri ve yürüþlerinin þiddetle, biber gazlarýyla bastýrýlmasý ve bakanýn “Biber gazý saðlýða zararlý deðildir” yaklaþýmý.

-Taþeronlaþtýrmayla, sendikasýzlaþtýrma ve kýdem tazminatlarýna saldýrý

-Ýþsizlik, yoksulluk, gizlenen enflasyon, dolaylý dolaysýz vergilerde çalýþanlar, emekçiler aleyhine sürekli artýþ

-Yalnýzca, son bir yýlda, iþkazalarýnda 1500 iþçi ölüyor da “Takdiri ilahi” denerek açýklamalar yapýlýyor, o iþverenlere, iþyerlerine ciddi bir þey yapýlmýyorsa

- Van’da insanlar çadýrlarda donarken, egemenlerin kýþkýrttýðý savaþ için dünya para harcanarak lojistik hizmet kamplarý kurulmasý

Görüldüðü gibi akla geldikçe sýralayýverdiðimiz bu gözlemlerimizle, bildiðimiz bu verilerle, demokrasiden geçtik de nasýl bir rejimde yaþadýðýmýzý, nereye gittiðimizi sorgulamayacak mýyýz?...

Bugüne deðin atýlan adýmlar, ileri deðil de geriye geriye götürürken... Bu adýmlarý atanlar, 12 Eylül’ün, ardýndan 28 Þubat’ýn döþediði yollardan koþar adým geçip bugünlere ulaþmýþsa... 12 Eylül Davasý, bütün alt birimler göz ardý edilerek iki elebaþýyla sýnýrlandýrýlýrken... Bu davada adaletin tecelli edeceðine dair en ufak bir umut nasýl yeþerebilir?

Sevgili okur, iþte ben bunlarý görünce, davaya müdahil olamadým. Aksine, bu davanýn bir figüraný yapýlarak, demokratik görünüm yanýlsamasýna katkýda bulunacaðýmý düþündüm. Çünkü gücümüz, desteðimiz henüz bu oyunlarý bozacak boyutta deðil. Kendimizi baþ rolde hissedeceðimiz, toplumu da yanýltan bir oyun olduðunu düþündüm. Hiçbir umut göremedim.

Görenleri anlamaya çalýþtým, çalýþýyorum. Asla kýnamýyorum. Özellikle 1978’liler Hareketi’nin yýllardýr gösterdiði yürekli, özverili çabayý selamlýyorum. Ne ki sonuçta herkes kendi birikimi ve psiko-sosyal dinamikleriyle düþünür, davranýr. Bende aðýr basan duygu ve düþünceler bunlar oldu.

Ben, geçmiþteki acýlarýmýn bugüne sarkan umutlar haline dönüþerek; korkularýmýn esiri olacaðým, beni onlarýn yönlendireceði , iktidarýn demokratikleþme oyununda kullanýlacaðým kaygýsýný taþýdým. Elbette biraz umut görseydim bu kaygý oluþmayacaktý.

Devletin elinde arþivi var. Belgeler orada. Gerçek bir yargýlama yapmaya niyeti olan devlet, baþvurulardan hareket ederek arþivilerini açar, yaþayan herkesi tanýklýða çaðýrabilir.

Yargýlama en çok, iki yaþlý elebaþýnýn ev ya da hastanede gözetimi altýnda tutulmasýyla sonuçlanabilir. Davaya bir kaç ünlü isim eklenebilir.

Yanýlmýþ olmayý dilerim. O zaman, bu düþüncelerimin utancýný taþýmak bana düþer. Ama aksi olursa, bugün gelinen noktayý, ülkenin demokratikleþmesi olarak sunanlara da utanmak düþer.

Yiðidin hakkýný da verelim. Bütün darbe ve darbeye teþebbüs davalarý, demokratikleþme amacýyla deðil de iktidarýn tüm kurum ve kuruluþlarýyla ele geçirilme, iktidarý pekiþtirme amaçlý da olsa, þu gerçeði, toplumsal belleðe kazýyacaktýr. Hiç kimse dokunulmaz deðildir. Herkese birgün dokunulabilinir. Hiçbir iktidar kalýcý deðildir.

Ýþte tek kazanýmýmýz bu gerçek olacaktýr.

Yaþam böyle iþte sevgili okur... Her zaman, güç seçimlere zorlar bizi.

11.04.2012
Vildan Sevil