..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Anlamak beðenmenin baþlangýcýdýr. -Spinoza
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Özcan Nevres




18 Eylül 2001
Deli Metin  
Özcan Nevres
Sürekli oturduðum kahvehanede görürdüm onu. Þiþmanca, tombul yanaklý, kýrmýzý yüzlü, otuz beþ kýrk yaþlarýnda biriydi


:BHIE:
     Sürekli oturduðum kahvehanede görürdüm onu. Þiþmanca, tombul yanaklý, kýrmýzý yüzlü, otuz beþ kýrk yaþlarýnda biriydi. Arkadaþlarla blüm oynarken, oyunu seyretmek için yanýma oturdu. Çay içmeyi sevmediðimden, çayýmý baþka masalarda oturan tanýdýklarýma gönderirdim. Gelecek çayý savmak için tanýdýk aramama gerek kalmamýþtý. Gelen çaylardan birinin ona verilmesini iþaret ettim. Teþekkür ederek çayý aldý. Bir süre sonra yanýmýzdan ayrýldý. Ertesi gece oturduðum masaya geldi.
Oturmamda bir sakýnca var mý diye sordu.
Buyur otur, garsona bak arkadaþa ne içeçek diye seslendim.
Yok olmaz dedi. Bu gece çaylar benden olacak.
Sen benim üstüme geldin. Baþka zaman da senden içeriz.
Peki öyle olsun diyerek garsondan çay istedi. Gelen çay içerken sordum?
Yabancý olduðunuzu biliyorum. Hayrola ne iþ için burada bulunuyorsun.
Ben alýp satýcýyým. Alýp satmaktansa kendi ürettiðim sebzelerin daha karlý olacaðýný düþünerek, yirmi dönümlük bir tarla kiraladým. Sebze yetiþtirmekten anlamadýðým için, sebzecilikten anlayan birini aradým. Cins lakaplý biriyle tanýþtýrdýlar beni. Tarlayý sürdürdüm, ýzgara çektirdim. Aldýðým tohumlarý fidan olarak yetiþtirmesi için kendisine verdim. Bana,
Sen bana para ve telefonunun numarasýný býrak. Lahanalar yetiþtiðinde ben seni ararým. Ýstediði kadar para býraktým ona. Aradan çok zaman geçti . Ne arayan var ne de soran. Bindim otobüse geldim. Hemen tarlaya gidip baktým. Ne göreyim? Orada bir lahana, burada bir lahana. Saysan yirmi tana çýkmaz. Anlayacaðýn dönüm baþýna bin lahana yerine sadece bir lahana. Gidip adamý buldum, utanmazýn biri. Piþkin mi piþkin. Evire çevire dövsem adamý, baþýma bela. Bizim ikiyüz milyonumuz uçtu gitti. Aht ettim, ben bu parayý bu memlekette kaybettim, bu memlekette yine kazanacaðým.
Nasýl kazanacaksýn bu parayý? Yine tarýmla mý kazanacaðýný umuyorsun?
Ama tarýmla, ama ticaretle ne yapýp yapýp kazanacaðým.
Tarýmý aklýndan çýkar. Ben kendi arazimden para kazanamýyorum. Sen hem icar parasý ödeyeceksin, hem iþçi çalýþtýracaksýn. Ekipmanýn yok. Hele çalýþtýrdýðýn iþçiler tarýmda acemi olduðunu anlasýnlar, çalýþacaklarýna dalga geçmeyi yeðlerler. Tarýmda yaþadýklarýmý anlatayým sana. Domatesleri çapalatýyorum. Ýþçilere arýk baþlarýndaki ve sonlarýndaki mýsýrlarý gösterdim. Bakýn bunlar mýsýr, bunlarda topalak otu. Bu topalaklarý keseceksiniz. Mýsýrlarýn da diplerini domatesler gibi çapalayacaksýnýz. Su motorunu çalýþtýrýp salatalýklarý sulamaya baþladým. Öðle sýcaðýnda sulama iyi olmadýðý için motoru durdurup iþçilerin yanýna gittim. Mýsýrlar kesilmiþ, topalaklarýn dipleri çapalanmýþ. Tepem attý. Baðýrýp çaðýrdým ama, neyi deðiþtirir baðýrýp çaðýrmak. Az sonra domateslerin çapalanmasý bitti. Ýþçiler öðle yemeðine ve dinlenmeye çekildiler. Öðleden sonra lahanalarý çapalattým. Lahana kesildiðinde diðer bitkiler gibi hemen buruþmaz. Ertesi gün bahçeye gittiðimde ne göreyim? Her üç lahana fidanýnýn ikisi kesilmiþ. Bir daha o iþçileri iþe almamam neyi deðiþtirir. Ben almasam baþkasý alýyor. Üzüm kesme zamanýnda tek bir amele bulamazsýn. Onlarda haklý. Hem doya doya üzüm yiyecek, hem de evine birkaç salkým götürecek. Niye gelsin benim bahçeme.
Deme yahu. Sebzecilik bukadar zor demek.
Zor tabi. Zorluðunun yanýnda garantisi de yok. Hale götürdüðün sebze satýlmazsa, boþu boþuna hamaliye ve dökme ücreti ödersin. Eðer ticaretten anlýyorsan anladýðýn iþi yap.
Saðol arkadaþ, ilk defa beni aydýnlatan sen oldun. Daha sonra oyun arkadaþlarý gelince oyuna baþladýk. Ýzin isteyerek gitti.
               ***
Bir gün gelip dert yandý. Ýþ yok, ekmek param bile kalmadý diye. Karþýlýksýz para yardýmý yapmak, ileride ters tepkilere neden olur gibi bir saplantým var.
Eriklere gübre attýracaðým. Yarýn atmaya gelir misin diye sordum.
Gübre nasýl atýlýr bilmiyorum ama, öðretirsen atarým her halde.
Oldukça basit, avuçlayýp avuçlayýp aðaç diplerine atacaksýn.
Tamam ben sabah erkenden gelirim buraya.
Çok erken gelmene gerek yok, güneþ yükselince gideriz. Otlarýn yapraklarý , erken saatlerde nemli olur. Nem kalktýðýnda atýlýrsa, topraða daha iyi iner.
O zaman akþama geç döneriz.
O iþ benim için iki saatlik. O halde beni neden çaðýrýyorsun deme sakýn. Ben ameliyatlýyým. On kilodan fazla kaldýrmam yasak.
Ýþ yarým yöðmiyelik mi?
Hayýr tam yöðmiyelik. Bahçelerde iþ bitmez. Ben sana yöðmiyeni de peþin vereyim dedim ve yöðmiyesini hemen ödedim. Ertesi gün kuþluk vakti bahçeye gittik. Bir yere yýðýlmýþ olan gübre çuvallarýný uygun gördüðüm yerlere daðýttýrdým. Kovanýn birine az miktarda gübre koydurdum. Avuçlayarak aðaç diplerine serptim. Ýki çuval gübreyi attýktan sonra ahlayýp oflamaya baþladý. Öf be ne zor iþmiþ bu diye. Ýþ zor deðil sen iþin acemisisin dediðimde küplere bindi.
Yahu bu iþin de tekniði mi olur? Senin gösterdiðin gibi atýyorum iþte.
Sen gübre atacaðýn alaný çok geniþ tutuyorsun. Boþalan kovayý doldurmak için geri dönüyorsun. Dolu kovayý býraktýðýn yerden baþlamak için taþýyorsun. Atacaðýn alaný kovadaki gübreye uygun ayarlarsan, gübre çuvalýnýn yanýna geldiðinde kova boþalýr. Böylece gereksiz gidip gelmeler ortadan kalkar dediðimde pek aklý yatmadý dediklerime. Yinede uygulamayý denedi. Kalan altý çuval önceki iki çuvaldan tez bitti. Benim iki saatte bitireceðim iþi o ancak beþ saatte bitirebildi. Yeter artýk diyerek arabama binip geri döndük.
Onun parasýz kaldýðýný, çevresine çay söylemekte isteksiz olduðunda hemen anlardým. Yine parasýz bir günündeydi. Yanýma çaðýrdým. Yarýn iþin var mý diye sordum.
Yok be iþ nerede.
Domates çapasý yapabilir misin ?
Hiç yapmadým ama, öðretirsen yaparým.
Benim bahçede domatesler çapalanacak. Üç kadýn bir yöðmiyede bitirir. Sana çapa iþini götürü vereceðim. Ýþi iyi becerirsen sana dört kadýn yöðmiyesi vereceðim.
Tamam patron, sen nasýl istersen öyle olsun. Ertesi gün erkenden bahçeye gittik. Çapalama iþinin nasýl yapýldýðýný gösterdim. Domateslerin köklerine çok yakýn olan otlarý elle alacaksýn diye tembihledim. Ýþi bir an önce bitirmek için var gücüyle çalýþmaya baþladý. Bende küçük bir çapayla çiçek bahçesindeki çiçekleri çapalamaya koyuldum. Ameliyat sonrasý çabuk yoruluyordum. Kendimi fazla zorlamak istemiyordum. Çardak altýna gidip oturdum. Bir ara çapalanan yerlere baktým. Yer yer yeþil otlar görünüyordu. Yanýna gittim. Geride kalan otlarý gösterdim.
Ne olur birkaç ot olursa diye terslendi. Bu kez de ben terslendim ona, otlarýn zararý yoksa çapalamasak ta olur dedim. Küplere bindi. Hemen kalkýp gitmek istedi. Býrakmadým.
Gel sana yapabileceðin bir iþ vereyim dedim.
Eksik olsun senin vereceðin iþ, hadi gidelim.
Bak yol orada. Ben buraya çalýþmaya geldim. Bu çiçek bahçesinin iþini bitirmeden bir yere gitmem.
Ne yani akþama kadar burada seni mi bekliyeceðim.
Ýstersen bekleme. Görünen köy klavuz istemez. Bak karþýya gideceðin yer görünüyor. Korkma yolda kaybolmazsýn. Beþ kilometrelik yolu gözü kesmedi.
Ne iþ yapacaðým ben diye sordu.
Dama gir ve küreklerden geniþ olanýný al dedim. Girip küreði aldý. Bahçenin kuzey sýnýrýna gittik.
Elindeki kürekle iki arteziyen arasýna arýk açacaksýn. Asmalarýn dibine tam yaklaþmayacaksýn. Ortalama yirmi santim ara býrakacaksýn
Tamam dedi ve iþe koyuldu. Çalýþmasýný izliyorum. Oldukça isteksiz çalýþýyor. Öðlen paydosunda çardaðýn altýna oturduk. Helva, peynir ve domatesten oluþan azýðýmýzý yedik. Ýki litrelik termustan bol bol çay içtik. Ovaya çaysýz gelmediðimi bilen iki komþu da çay içmeye geldiler. Ben komþularla sohbet ederken o kalktý ve
Ben çalýþmaya gidiyorum diyerek uzaklaþtý. Komþularým sordular
Nereden buldun bu hýmbýlý. Ýþi gücü oturmak.
Sormayýn be arkadaþlar, bu garibaný bizim buradan biri çok kötü kazýklamýþ, çok parasýzlýk çekiyor. Ona yardým etmek istiyorum ama, onda anlayacak kafa yok. Þu bahçe çapasýný br öðrense hiç boþ kalmaz. Gel gör ki Temel Reis gibi adam. Hep onun dediði dedik. Öðrenmek kim o kim.
Koyver yakasýný yahu, allahýn acýmadýðýna sen mi acýyacaksýn dediler. Paydos saati yaklaþtýðýnda yanýna gittim.
Nasýl oluyor mu diye sordu.
Eh fena olmamýþ, bir yöðmiyelik bir iþti bu, þimdi iki yöðmiyelik oldu dediðimde yine küplere bindi.
Bir daha senin iþine gelirsem þu býyýklarýmý dibinden yolarým. Siz patron deðilmisiniz? Adama kaþýkla verir sapýyla gözünü çýkarýrsýnýz.
Tamam zýrlama dedim. Ben de karar verdim, bir daha bahçelerimde erkek amele çalýþtýrmamaya. Bu yüzden ne benim sana iþim düþer, ne de sen gelirsin iþime. Arabadan inerken yöðmiyesini verdim.
                    ***
Yine parasýzlýðý yüzünden okunuyordu. Benden iþ istemeye yüzü yok. Yanýma çaðýrdým. Çay söyledim. Çayýný içerken sordum?
Ne iþler yapýyorsun ?
Ne iþi yahu. Memlekette iþ mi var?
Erik bahçesinde, iki metre uzunluðunda, bir metre geniþliðinde ve iki metre derinliðinde bir çukur açýlacak. Açabilir misin diye sordum.
Kazma kürek olduktan sonra niye açamayayým ki?
O halde yarýn sabah buraya gel, ben seni bahçeye götüreyim. Ýþinin ehli için iþ yarým günlük. Onun bir günde bitirebileceðinden kuþkuluyum. Ertesi gün, bahçeye giderken yanýna yiyecek almadýðýný fark ettim. Bir bakkal dükkanýnýn önünde durarak ekmek helva ve peynir aldým. Damdan kazma ve küreði çýkardým. Çalýþmaya baþlayýnca, baþka iþlerim nedeniyle geri döndüm. Öðleden sonra yanýna gittiðimde, çukur daha bir metre bile kazýlmamýþtý. Paydos saatinde geri döndük.
Yarýn devam edecek miyiz diye sordu.
Yarýn benim baþka iþlerim var, baþka bir gün devam ederiz dedim.
Ýyi öyleyse, senin erik bahçesinin batýsýndaki tarlada da ayný þekilde bir çukur açýlacakmýþ, iki yüz liraya anlaþtým. Yarýn onu kazmaya baþlarým. Kendiliðinden ayaðýna gelen iþ onu çok sevindirmiþti.
                    ***
Kardeþim onu bostan bekçisi olarak tuttu. Sabah bostan tarlasýna gittiðinde, bostanýn bir kýsmýna su bastýðýný gördü. Metin’e
Metin bu suyun bostana girmesini niye engellemedin. Kapak anahtarýný vermiþtim sana. Gidip kapaðý niye kapatmadýn dediðinde verdiði yanýt kimi olsa çýldýrtýrdý.
Bana ne yahu, ben bostan bekçisiyim. Su bekçisi deðilim. Ona boþuna deli lakabý takýlmamýþtý. Bu tutumu nedeniyle kendisine kimsenin iþ vermeyeceðini aklýnýn kenarýndan bile geçirmiyordu.Onun kafasýnda tek bir düþünce vardý. O da
Ben bu memlekete milyoner geldim, milyarder gideceðim. Peki ama nasýl? Karnýný dahi doyuracak bir iþ bulamazken, bulduðu iþi de baþaramazken milyarder olmayý nasýl baþaracaktý. Lafla peynir gemisi yüzer miydi? Birkaç kez belki taþýn sert olduðunu anlamýþtýr düþüncesiyle ona iþ verdim. Ýþ bitmeden kavga dövüþ ayrýldýk.
Kahvehanede otururken tepeme dikildi.
Patron kestane vereyim sana. Bir torba beþ yüz lira. Gýrgýr geçtiðini sanmýþtým. Elindeki naylon torbaya göz attým. Gerçekten torbada kestane vardý.
Ocaða býrak giderken alýrým dedim. Yanýma geldiðinde bedeli olan beþ yüz lirayý verdim. Söylediðim çayý içerken, tüm kahvehanede duyulacak þekilde,
Gördün mü patron, ben artýk tüccar oldum.
Ýzmir halinden mi aldýn diye sordum
Yok dedi Zonguldak civarýndan satýn alýp geldim. Yüz liradan aldým, iki yüz liradan satýyorum.
Hayýrlý olsun, sakýn elindeki paralarla yine lahana dikmeye kalkýþma.
Yok yahu, adým Deli Metin ama o kadar da deli deðilim. Kestane iþi bitince, yine ayný bölgeden getirdiði peynir ve tereyaðlarýný pazarladý. Pazar yerinde kiraladýðý bir dükkaný hem iþ yeri, hem de yatacak yer olarak kullanýyordu.
Bir gün yine yanýma geldi.
Patron ben hastayým. Öyle zannediyorum bende yüksek þeker var.
Hadi hastaneye gidelim. Bakalým doktor ne diyecek. Beraberce hastaneye gittik. Baþhekim yardýmcýsýnýn odasýna girdik. Birbirleriyle tanýþtýrdým ve Metin’in sorununu anlattým. Týbbi bir þeyler söyledi.
Yarýn aç karýnla gelsin, gerekli tahlilleri yaptýralým dedi.
Bu arkadaþ gariban, tahlil bedeli çok yüksekse, ödeyemez.
Gelsin ben ona yüzde elli indirim yaptýrýrým dedi. Teþekkür ederek ayrýldýk. Dýþarý çýktýðýmýzda
Benim babam da þekerden öldü. Tahlil yaptýrdý da ne oldu? Ölmedi mi. Tahlilden sonra bir sürü perhiz vereceklerini biliyorum. Aç ölmektense tok ölmeyi yeðlerim.
Metin deli olma. Parayý da düþünme. Gerekirse ben sana destek olurum.
Yok abi ben tahlile gitmeyeceðim. Ýnan bana iki ekmek, yanýnda yarým kilo helva, koca bir topan peynir yiyorum, yine de doymuyorum.
Birden kesme. Yavaþ yavaþ azaltýrsan, daha az yemeye alýþýrsýn.
Yok, yok ben yapamam onu diyerek yanýmdan ayrýldý.
                    ***
Ýstanbul dönüþü her zaman çýktýðým kahvehaneye çýktým. O saatte Deli Metin’in orada olmasý gerekirdi. Masadaki arkadaþlarýma sordum.
Deli Metin yok ya, darýlttýnýz mý yoksa. Biri,
Hem de ne darýlma. Bir daha buraya gelemez.
Hayrola yahu, ne bu büyük dargýnlýk böyle.
Haberin mi yok, yoksa bizimle dalga mý geçiyorsun.
Ýstanbul’dan bu akþam geldim. Niye sizinle dalga geçeyim?
Metin pazaryerindeki dükkan ýnýnda helva, peynir ve ekmekle sabah kahvaltýsý yaparken birden fenalaþýp yere düþmüþ ve düþtüðü yerde can vermiþ. Doktor, ölümüne yüksek tansiyonunun neden olduðunu söylemiþ. Daha sonra kardeþi gelip, cenazesini Zonguldak’a götürmüþ. Ölümü hiç þaþýrtmadý beni. O motorlu araçlarýn arkasýndaki sloganýn az deðiþiðini seçmiþti kendine. Motorlu taþýtlarýn arkasýnda, hýzlý yaþa genç öl diye yazýlý bir slogan vardýr genelde. O ise çok yiyip genç ölmeyi yeðlemiþti. 2000-03-12
                              Özcan NEVRES










Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Zamanlar Ben De Politikacýydým
Giritli Nevres Cafer Aða
Maltýz Keçim Elmas
Deli Aziz
Egenin Abant'ý Karagöl
Deli Ahmet
Büyük Þef
Ah O Afganistan
Arkadaþ Acýsý
Deli Serpil

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhabbet Kuþlarý Nasýl Üretilir
Onu Ölesiye Sevmiþti
Severek Ayrılalım
Mutluluðu Ölümü Ararken Buldu
Mustafa Efe
Neden Terk Ettin
Baðýmsýz Aday Deli Osman
Güz Gülleri Gibi
O Yalancının Biriydi
Tarýmda Neden Ýlerliyemiyoruz

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Acýlarla Yaþamak [Þiir]
Özleyiþ [Þiir]
[Þiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Þiir]
Sevgiliye [Þiir]
Seni Düþündüm Yine [Þiir]
Alýn Götürün Beni Dalgalar [Þiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Þiir]
Bir Rüzgardýr Yaþamak [Þiir]
Uyan Be Memet [Þiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Ümit Yaþar Oðuzcan Fazýl hüsnü Daðlarca


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.