Hiçbir kýþ sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uðramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
Ya hava gereðinden fazla sýcaktý, ya ben çok sarhoþtum. Muazzez’le birlikte ayný maðaranýn yarasasý olma hayali kurdum. Perde kanatlarýmýn arasýnda onu geceden sakýnacaktým. Doðasýndan. Ýnsan gözünü þaþýrtmak içindi belki her þey. Maðara karanlýðýnda baþaþaðý sarkarken, kanatlarýmý aniden açtýðýmda, göðsüme yapýþýk olarak görecekleri Muazzez’i, ikinci bir yarasa sanacaklar. Aptallar. Bilmeyecekler ki o ikinci bir yarasa deðil, büyük bir sevdanýn öteki yarýsý. Týrnaðýmý kutunun üstündeki kilide taktým. Soðuktu kutu. Hafifçe kaldýrdým ve kilit esneyince parmaðýmýn ucunu kutuyla kilit arasýna sýkýþtýrdým. Biraz daha zorladým. Tuhaf bir tahrik hissi... kilit kutunun üstüne baský yapýnca kapak içe doðru yýrtýldý. Hava sesiyle birlikte parmaðýmda soðuk biranýn ýsýnmýþ beyaz köpüðünü hissettim. Yerden yaklaþýk otuz metre yüksekteki dairenin balkonunda dimdik ayakta dururken, kendimi bir minare gibi hissettim. Büyük, alkolik bir minare. Aþaðýdaki insanlar bana bakýp haþmetimle sarsýlýyorlar mýyýdý, yoksa farketmeden geçiyorlar mýydý? Bugün denizi baþýmýn üstüne þapka gibi takmanýn, yerle göðü ayýrana karþý gücümü gösterip “sen ayýrýyorsan ben de yerlerini deðiþtiriyorum” deme vakti. Yarasa olma vakti. Biramdan iki yudum içip derin bir soluk verdim. Aðzýmý elimin tersiyle sildim. Balkon demirine kýçýmý koyup aðýrlýðýmý arkaya verip ellerimi býraktýðýmda, balkon demirine kancalanmýþ dizlerimin arkasýndan baþka bir yerim beni tutmuyordu. Baþýmdan taksiler geçiyordu. Ýnsanlarla aramýzdaki otuz metreyi saymazsak onlarla kafa kafayaydýk. Kýsa sürede aþaðýda insanlar toplanýp bana bir þeyler söylemeye baþladýlar. Baðýrýyorlar ama anlaþýlmýyordu. Apartmanýn altýndaki kebapçýnýn garsonlarý çýktý. Kara kuru, beyaz gömlekli, saçlarý yana bastýrýlarak taranmýþ çocuklar. Geceyi önce yaratan tanrý, gecenin içinde güneþimi beklememi istemiyordu. Doðruldum. Aþaðýdakiler heyecanlandý. Balkon demirine tutunarak kendimi içeri çektim. Biramý alýp onlarý kutuyla selamladým ve bir yudum daha aldým. Kapý çalýndý. Bakmadým. Israr etti. Aþaðýdaki kalabalýk hayran kitlemi bir kez daha selamlayarak içeri girdim. Reverans. Kapýyý açtým. Güneþimin bu kadar erken doðmasýný beklemiyordum. Muazzez kapýdaydý. Bana en az sekiz aylýk hamileydi. Karný sivriydi... kafamýn amorfu... “Sen miydin o?” diye sorduðunda gözlerindeki dehþet neredeyse beni de etkileyecekti. Oysa ben Muazzez’in dehþetinden deðil, kendisinden etkileniyordum. “Evet.” “Sen deli misin? Ýntihar mý ediyordun? Hayvan! Çocuðumu düþürecektim korkudan. Balkonda uyuyacaktým ben.” “Sakin ol Muazzez, rahminde sakladýðýn hiçbir çocuk otuz metreden düþemez.” “Ne saçmalýyorsun sen? Polisi aradým gelecekler.” Muazzez’in düþmesinden endiþe ettiði çocuk ben deðildim. Benden bahsetmiyordu. Oysa onun rahmindeki çocukluk bana ait olmalýydý. Güneþim yakýcý bir güçle kapýda parlarken, ýþýðý ruhumu söndürecek güce ulaþmýþtý. Asansörün kapýsý yeniden açýldý. Genç bir adam kapýyý apartman boþluðuna iterek çýktý. Asansörün kapýsýný tuttu. Muazzez’in kolundan çekerek onu asansöre bindirdi. Ona karýcýðým, diye hitap ettiðini duydum. Kapýyý kapamadan tekrar balkona çýktým. Kalabalýk daðýlmýþtý. Aþaðýdaki polis arabasýnýn mavi kýrmýzý lambalarý yanýyordu. Bazýlarý inmiþ garsonlarla konuþuyordu. Garsonun biri balkonumu iþaret etti. Aðlayasým geldi. Kendimi, ispiyonlandýðýný gören devrimci gibi hissettim. Üstüme “cop killer” yazýlý tiþörtümü giyip gelmelerini bekledim. Karakola gittik. Birkaç soru sorduktan sonra beklettiler. Onlara ünlü bir þair ve yazar olduðumu söyledim. Chao’yum ben, dedim. Umursamadýlar. Bir süre sonra bekletmenin bir anlamý olmadýðýný farkedip beni gecenin içine geri býraktýlar. Apartmanýn balkonlarýna baktým. Muazzez içerde bir yerde uyuyor olmalýydý. Olmadý. O apartmanda bir daha onu görmedim.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © chaotica, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |