ï¿½zEdebiyat - Eylem Yurtsever - Twitter'da Yazmakta Olduï¿½um Bir Tefrika ï¿½kinci Bï¿½lï¿½m

"Aya hoþ geldin. Umarým memnun kalýrsýn. Biz de memnun kalýrýz umarým." Gülümsedi. "Acýkmýþsýndýr, yemek hazýr. Birlikte yiyebiliriz..."
Çocuk gülümsedi ve arkalarýndan yürümeye koyuldu. Köylerde yer sofrasý denilebilecek alçak ama uzun ve oval, ahþap bir masaya geçtiler.
Masanýn çevresinde küçük sandalyeler vardý; ama çocuk için sandalye olmayan bir yer de açýlmýþtý. Hemen oturdu ve yemeklere göz gezdirdi.
Yemeklerin görünümü çok ilginçti. Aslýnda gerçekten çok ilginçti! Eðer masanýn üzerinde ve tabaðýn içinde olmasalardý, bu þeylerin yemek
olduðuna kesinlikle inanmazdý çocuk. Çocuðun önündeki tabakta Aðza ve buruna takýlan bir aparat ve bu aparatýn arkasýnda kafasý kadar bir
hazne vardý. Diðerlerinin önündeki aletler çocuðunkiyle ayný olsalar da boyut olarak küçüktü doðallýkla.
Bu hazne kapalý bir hazneydi. Belki yemek bunun içinde olabilirdi; ama neden böyle bir þeye gerek duyulduðunu anlamamýþtý çocuk.
O öylece yemeklere bakarken herkes yerine yerleþmiþti bile. Ýçlerinden biri kalkarak konuþmaya baþladý: "Böylesine bir ziyafetin
nedenini hepimiz biliyoruz. Þimdi, dünyadan gelen ilk, belki de tek misafirimize hayallerindekini yaþatma mutluluðunu tadacaðýz hepimiz.
Ve elbette biz de bu fýrsatý deðerlendirerek hayalimizdekini yaþayacaðýz... Çok nadir bir mutluluk bu arkadaþlar! Deðerini bilmelisiniz."
"Hiçbir þey anlamýyorum! Bu aðýzlýk ve burunlukla ne yapacaðýz? Nasýl yemek yiyeceðiz?" "Aluva sana silindirin nasýl yapýldýðýndan
bahsetti... Hayalgücüyle tepkimeye giren bir maddenin varlýðýný biliyorsun. Ýþte tabaklardaki haznelerde bir miktar o maddeden var...
Aðýzlýk ve burunluk da senin hayalgücünle o maddenin tepkimeye girmesini saðlayan düzeneðin gerektirdiði parçalar... Onlarý yerlerine
taktýðýnda o madde senin hayallerindeki yemek olacak. Konsantrasyon ve hayalgücü sayesinde adeta cennet bahçelerinde yemeyi hayal ettiðin
yemekleri yiyecek, içecekleri içeceksin..." "Ama Aluva bu maddeyi kullanmak için deneyimli olmam gerektiðini söylemiþti." "Evet...
Gerçekten de öyle; ama yanýmýzda bu iþin ustalarý var ve az zamanda sana bu iþi öðretebilirler. Yaþýn küçük olduðundan çabuk öðrenirsin."
"Ne zaman baþlýyoruz peki?" Çocuðun bu sorusunu duyunca herkes çocuðun saðýndakine baktý. Ýçlerinden biri: "O kadar þanslýsýn ki, bu
maddeyi keþfedip ne iþe yaradýðýný bulan kiþi öðretecek sana onu nasýl kullanacaðýný," dedi çocuða. Çocuðun saðýndaki gülümseyerek:
"Evet, ben bulmuþtum bu maddeyi; ama onu en iyi benim kullandýðýmý iddia edemem kesinlikle. Kullanmayý bilmekle iyi kullanmak arasýnda
önemli bir fark var... Bu maddeyi iyi kullanmak için hayalgücünün, konsantrasyonunun ve inanabilme potansiyelinin yüksek olmasý gerekiyor
ve senin inanabilme potansiyelinin fazla olduðunu düþünüyorum.Çocuklarýn hayalgüçleri zaten fazladýr.Geriye kalan tek þey konsantrasyon.
Þimdi de konsantrasyonunu sýnayacaðýz," dedikten sonra küçük deri çantasýndan kaðýda benzeyen bir þey çýkartýp çocuðun önüne koydu.
"Bu da ayný maddeden yapýlma ve sen buna üç boyutlu bir resim çizeceksin..." "Ne ile?" Çantasýný bir daha açtý ve içinden küçücük, yarý
büyütece yarý masa lambasýna benzeyen bir cihaz çýkardý. "Ýþte bununla çizeceksin." aletin üzerindeki küçük bir merceði göstererek:
"Bu merceðe gözünü dikip yapmak istediðin þeyi hayal edeceksin. Düþüncelerini bir an dahi yapmak istediðin þeyden ayýrmadan... Sonra,
yapmak istediðin þey gözünün önünde þekillendiðinde merceðin aþaðýsýndaki düðmeye basýp tüm dikkatinle yapmak istediðin þeyin yapýsýna
odaklanacaksýn. Onun o maddeye iþlenmekte olduðuna tüm inanabilme potansiyelini kullanarak inanacaksýn. O þey ne kadar imkansýz olursa