Kutuyu eve getirip mutfak tezgahýnýn üzerine býrakýp alt çekmeceden büyük boy buzdolabý poþedi çýkarttým. Soft'u dikkatli bir þekilde kutudan çýkarttým. Soðumuþtu. Cesedi, her an kýrýlabilecek hassas bir þeymiþ gibi dikkatle poþede yerleþtirdim. Poþedin açýk aðzýndan sarkan kuyruðunu arka ayaklarýnýn arasýna doðru ittim. Poþedin içindeki havayý çýkartarak aðzýný dikkatle bantladým ve buzluða, donmuþ bira kutularýnýn yanýna yatýrdým. Ýçerden üç kutu çýkartýp tezgahýn üzerine býraktým.

Salona döndüðümde evden çýkmadan önce attýðým kutudaki çözülmüþ biranýn döküldüðünü gördüm. Zemine, köpükleri kullanarak iþaret ve orta parmaðýmla Muazzez Soft yazdým. Kutuda kalan bir kaç yudumu boðazýma teyelledim. Tuvalete gittim. Aynada, yüzümdeki izlere ve kýrýþýklara baktým.

Yaþlanmak için fazla yaþlý hissediyordum kendimi. Direkt gidebilirdim kaliteli bir ölümün peþinden.

Birkaç saat önce þiir okuduðum kanepeye uzandým. Elimle uzanýp ýþýðý söndürdüm. Karanlýkta gözlerimin akýnýn görünüp görünmediðini merak ederek kalktým. Merakým anlamsýz geldi, geri yattým. Kalktým... yeniden mutfaða gidip çýkardýðým kutulardan birini aldým. Koltuða yayýlarak oturdum. Elime, koltuðun minderleri arasýna girmiþ olan müzik seti kumandasý geldi. Trt 3'ü açýp biraz daha yayýldým. Endülüs Bahçeleri yayýnlanýyordu. Gitara eþlik eden kadýnýn sesi çatlama seviyesinde yükselip alçalýrken hüzünlü bir þeylerden bahsettiði duygusuna kapýldým. Ýçimden bir þeylerin çekildiði, yerine ise bir þey dolmadýðý hissi benliðime yayýldý. Terleyen kutunun üstünden akan su parmaklarýmý buruþturacak kadar ýslatmýþtý. Kendimi karanlýða teslim ettim.

■* *
Bir karton kutunun týrmalanma sesine kalkýyorum. Koridora býraktýðým kutu boþ. Odaya dönüp kanepeye oturuyorum ve yarým kalmýþ biramý yudumluyorum. Yerde duran, sayfalarý bira ýslaðý kitabýmý alýp bir þiir seçiyorum.

ah zavallý Soft
zýplamayý ben öðreteceðim sana
ölüme düþmeden
sarhoþ gezmeyi

karþýdan karþýya geçerken misal
ezilmeyecek kadar þanslý olmayý
bir yanýnýnla hep dokuz canýný koruyup
yýldýz sayýp eve dönmeyi

Bu þiiri yazdýðýmý hatýrlamýyorum. Kitabýn kapaðýna bakýyorum. Soft'un boynunda bir kravatla vesikalýk fotoðrafý var. Fakat kravat Soft'un boynunu fazlasýyla sýkmýþ, gözleri yuvalarýnda ters dönmüþ. Ölü. Kitabý elimden hýzla fýrlatýyorum. Kanepenin altýndan týrmalama sesleri gelmeye baþlýyor.

“Soft, çýk kýzým dýþarý...” diyorum. Hamam böceði büyüklüðünde binlerce kedi çýkýyor. Miyavlayarak koþuþuyorlar. Kanepede büzüþüyorum. Zýplayýp kanepeye çýkmaya baþlýyorlar. Elimin tersiyle minderin yüzeyini süpürüyorum, onlarcasý düþüyor kanepeden. Odadan çýkmak tek çare görünüyor. Kanepeden fýrlýyorum. Kapýya koþarken ayaklarýmýn altýnda onlarcasý eziliyor. Her yer kan içinde kalýyor. Aklýmýn içinde binlerce kedi miyavlýyor.

Mutfaða sýðýnýyorum. Tezgahtaki biralardan birini içmek için hamle yapýyorum Korkumu bastýrmak istiyorum. Buzluktan týrmalama sesi geliyor.

■* *
Gözlerimi araladýðýmda üstüm baþým sýrýlsýklam. Kanepede doðruldum. Gün ýþýðý pencereyi zorluyordu. Ayaklarýmý korkuyla topladým. Kanepenin minderine çýrpar gibi vurdum. Ses yok. Evi toparlamaya karar verdim. Tüm günü temizlikle geçirecek ve aklýmdan Soft'u silecektim.

■* *

Aradan geçen üç aylýk süre içinde Sevþan'la iki kez görüþmüþtüm ama Soft'un ölümünden bahsetmemiþtim. Sordukça iyi olduðunu söylüyordum. Ona eski kedime ait hikayeleri Soft 'muþ gibi anlatýyor kahkahayý da basýyordum. Oysa kediler komik hayvanlar deðillerdi. Neden bütün hikayelerimi abartýlý kahkahalar eþliðinde anlattýðýmý bilmiyordum.

Bu kez aradýðýmda aðlýyordum. Ona Soft öldü, dedim. Bunun benim için çok zor olduðunu bildiði için hemen geleceðini söyledi. Oysa üç aydýr kabuslarla, buzdolabýnýn buzluðunda yavru kedi cesediyle yaþýyordum. Onu gömmek için en uygun tarihin sonbahar mevsimi olduðuna kanaat getirdim. Ekim sonu yaðmurlarýnýn altýnda bir cenaze törenini hakediyordu.

■* *
Sevþan geldi. Kedinin cesedini ne yaptýðýmý sordu. Buzlukta olduðunu ve yaðmurlu bir gecede ona cenaze töreni düzenleyeceðimi söyledim. Baþka arkadaþlarýmdan da söz almýþtým. Arayacaktým, herkes törende hazýr bulunacaktý. Sevþan yaptýðýmýn delilik olduðunu söyledi. Soft'un saygýyý hakettiði konusunda ýsrar edince kabullendi. Onun gözünde her gün daha da kötüye gidiyordum. Acil tedaviye ihtiyacým vardý. Ýnkar ettim.

Bir hafta sonra hava bozdu. Akþam saatlerinde yaðmur baþladý.

“Bu gece” dedim. Herkesi aradým. Gece on bire doðru önceden ayarladýðým hocayý da evinden aldým. Sevþan bu merasime inanamýyordu. Üstümde siyah takým elbisem vardý. Bir buket de çiçek yaptýrmýþtým. Arkadaþlarým da en siyah kýyafetleriyle kumsala geldiler.

Hoca aldýðý bir teklik karþýsýnda okuyabileceði tüm dualarý okudu ve gitti. Kumsalýn hemen arkasýndaki toprak alaný belime kadar kazdým ve Soft'u dikkatle içine yerleþtirdim. Yaðmur þiddetini arttýrdý. Herkes evine daðýldý. Bir tek Sevþan ve ben kaldýk. Ayakta, küçücük mezara bakýp ayný þiþeden sýrayla þarap içiyorduk. Üþüdüðünü söyledi. Þiþeyi bana uzattý. O da arabaya gidip oturdu. Þimþek çaktý. Aðlýyordum.

“Yarýmlýðýma iyi geliyordun kýzým.” dedim hýçkýrarak.

Omzuma yaprak gibi bir elin dokunduðunu hissettim.

Muazzez...