..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalýnamayaný anlatýyor. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Levent Ölçer




20 Haziran 2012
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (2. Bölüm)  
Levent Ölçer
Bir süre sonra ayaðý topallayarak ve peleriniyle cüppesi uðursuz seslerle yerlerde sürünerek içeriye Baþrahip Stakios Leþkesen girdi. Ýki korven döndü ve ikisi de rahibe uðursuz ama ölçülü bakýþlar fýrlattý. Rahibin eski püskü ve kýlýksýz, kirli hali, üzerindeki açýk taze hastalýk yaralarý ve bir korven için bile iðrenç olan kokusu sanki etrafýndaki güç halesinin bir gereðiydi. Rahibin yaydýðý o uðursuz ve tekinsiz güç hissini hissetmemek elde deðildi. Rahip gülümseyerek yaklaþtý. Yüzündeki gülümseme tehlikeli ve memnundu. Tek gözü soðuk mavi beyaz bir ýþýltýyla yanýyor ve soðuk dumanlar ile tütüyordu.


:ACIF:
Bu ada adýný, sahillerine vuran eþsiz güzellikteki deniz kabuklarýndan, sýðlýklarýndaki kabuklu deniz yaratýklarýndan ve küçük koylarýndaki inci yataklarýndan adýný almýþtý. Kabukada idi adý. Beþ Þehir'den biri olarak anýlsa da aslýnda ilk rolü fareadamlarýn ve orklarýn sulardan gelen yüzer akýnlarýna karþý bir karakol olmasý idi. Bir balýkçý köyü ve küçük Beþ Þehir donanmasý için bir limandý burasý. Burasý þu anda bir meclise evsahipliði yapýyordu. Beþ Þehir yöneticileri olan sözcüler toplantý halindeydi. Kuup'un bulduðu þeyler üzerine Neekor acil bir toplantý istemiþti ve yarým saat geçmeden sözcülerin hepsi ulaþým çemberlerine koþup bu adaya toplanmýþtý.

Neekor Derindere sözcüsü ve yöneticisi idi. Ýkinci büyük þehrin yöneticisi ve buradaki ikinci en nüfuzlu kiþiydi. Siyah derili, dazlak kafalý ve keçi sakallý genç büyücü; mor cüppesi, büyülü kristallerle bezenmiþ gümüþ madalyonu ve parmaklarýndaki gösteriþli yüzükleriyle, Safir taþlarla süslü gümüþ savaþasasýyla her zamanki gibi etkileyici görünüyordu. Neekor hem savaþçý, hem filozof, hem de yönetici olarak sevilen ve saygý duyulan bir kiþiydi.
Evsahibi Kabukada'nýn sözcüsü eski korsan ve sonradan tüccar Tutez idi. Cüce iþi büyülü zincir zýrhýnýn üstündeki beyaz ipek gömleðini ve siyah gemici pantolonunu, gemici çizmelerini kýrmýzý astarlý siyah bir pelerin ile süslüyordu. Belinde uzun ve eðri namlulu kalýn bir düello kýlýcý bir dumanyay ile karþýlýklý sallanýyordu. Kara saçlý ve kara sakallý, güneþ yanýðý tenli iriyarý adam, ilerlemiþ yaþýna raðmen güçlü ve dinç duruyordu. Yüzünde yine ince bir tebessüm ve gözlerinde engin bir ýþýltý vardý. Tutez karizmatik, pragmatik, egzantrik, egzotik bir liderdi.
Kristalköy sözcüsü Ulmatores Haným idi. Büyücülerin yönetimindeki küçük yerleþimin lideri hem güçlü hem de son derece güzel bir hanýmdý. Kuzguni parlaklýktaki uzun ve düz kara saçlarý, çekik gözleri, çifte kavrulmuþ esmer teni ve ýþýldayan kara gözleriyle, kara cüppe giyen bu hanýmefendi büyüleyiciydi. Üzerindeki ölçülü derecede gösteriþli takýlarýndaki sayýsýz mücevher ve kristalin hepsi büyüler ve güçler ile yüklüydü. Elinde taþýdýðý asasý turkuazdan denizatý tasviriyle þekillenmiþ baþ kýsmýyla çok zarif ve güçlü görünüyordu. Hanýmýn adalet ve doðrudan yana atan kalbi, güçlü ve sorumluluklarýna sonuna kadar baðlý olmasý ile biliniyordu.
Kýlýçkasaba'nýn lideri ayný zamanda bir generaldi. Komþusu olan korvenlerin Kýrýkdiþ hisarýndan her ay düzenli olarak bu adamý öldürmeye suikastçiler akýn ediyordu. Gri kocaman bir zýrh içindeki yeþil pelerinli kocaman savaþçý, sýrtýndaki koca kýlýcý ve kolundaki koca kalkaný ile tek baþýna bir tabur gibi dövüþmesiyle ünlüydü. Ozan, general ve savaþçý olan Gilmos bir efsane, bir kahraman idi. Yýlmaz ve kýrýlmaz ruhu ile savaþçý ruhun bir abidesiydi Gilmos.
Uðultuluþehir'in sözcüsü Busenger bu guruptaki savaþçýlýktan en uzak ama en kuvvetli kiþiydi. Busenger'in gücü kelimelerdi. Busenger halkýn kalbini ve nabzýný elinde tutarak güce hakim olan bir yöneticiydi. Babasýndan sonra baþa geçmiþ ve sadece kan yoluyla deðil hakkýyla o koltukta oturduðunu göstermiþti. Hakkýyla ama... Busenger kýsa siyah saçlarý, temiz þýk giyimi ve iyi traþlý yüzündeki ölçülü gülümsemesi ile tanýnýrdý. Bununla beraber diðer yöneticiler bu iyi giyimli ve nur yüzlü adamýn aslýnda çok tehlikeli olduðunun çok farkýndaydý. Busenger'in muhaliflerinin çoðu, kýsa sürede susmalarý ya da uzun yolculuklara çýkýp dönmemeleri ile bilinirdi ama bunu yüksek sesle söyleyebilenlerin elinde asla yeterli kanýt olmadýðýndan, karizmatik lider hala halkýn sevgilisi idi.

Bu beþ yönetici yeni gelen haberler ýþýðýnda þimdi düþünceli biçimde oturuyor ve kendi içlerinde durumu tartýyordu. Haberlere göre yedi fareadam kabilesinin hepsinin armalarý vardý Kýrýkdiþ kalesinde. Bu tek baþýna bile kötüye iþaretti. Neredeyse 150 yýldýr görülmemiþ bir birlikti bu. Buna görülmemiþ sayýda kuþatma makinesi ve cephane, çok sayýda etdevi ve etkanat da ekleniyordu. Kuup'un burnu çok güçlü leþkanat kokusu almýþtý ve bu da iyi bir þey deðildi. Geçitten çýkan demiryolundan Hastalýk Limaný'na taþýnan mavnalarýn ve kadýrgalarýn sayýsý can sýkacak kadar çoktu. Nöbetçilerin ve devriyelerin sayýsý ve sýklýðý çok fazlaydý. Büyülü muhafýz totemleri alýþýlmadýk kuvvette ve sayýda etrafa ustaca dizilmiþti. Gece avcýsý bölükleri çok sayýdaydý ve bu sinsi katiller, bu seçkin birlikler Kuup'un endiþe kaynaðýydý. Bunlar savaþta çok karýþýklýk çýkarýp çok can alacak belalardý.
Ve buradaki en önemli bilgi ise uðursuz bir histi. Evet bir his. Çok uðursuz. Kuup ensesinden aþaðý inen ürpertiyi söylediðinde sözcülerin hepsi bir þekilde rahatsýzlýklarýný göstererek kýpýrdanmýþtý çünkü Kuup asla kolay kolay böyle tepkileri dile getirmemesi ile bilinirdi.

Korven ordularý aslýnda bu bölgede çok can sýkýcý ama hala alýþýldýk bir güruhken þimdi çok sakýnýlasý bir his ordunun üzerine bir zýrh gibi yerleþmiþti. Hisardaki korvenler bile ürkmüþ görünüyordu ve gergin gibi duruyordu. Liderin etkisi miydi bu? Korkunç Rorklutch'ýn bununla ilgisi olabilir miydi? Korven Büyükþefi sakýnýlasý bir lider ve sinsi bir general olarak savaþalanýnda haklý bir üne sahipti.
Baþrahibin deðiþimi ile ilgili sözler ne oluyordu peki? Kuup'un kýsaca kulak misafiri olabildiði o küçük ve rahatsýz konuþmalar klanlar arasý gerginliklerden daha fazlasýný mý iþaret ediyordu? Tanrý mý dokundu baþrahibe diyen sorunun anlamý neydi? Savaþþefi rahibi dinliyor, korven savaþa gidiyor, insanlar ve diðerleri bu havzadan silinecek diye konuþan korvenler sadece olaðan böbürlenmelerini mi yapýyordu yoksa ortada dönen gizli kapaklý büyük bir þey mi vardý?

Konuþmalar ortaya dökülen sorulara karþýlýk gelen az sayýda cevap ile daha çok sorunun dile geldiði bir hal alýnca Busenger ve Gilmos'un sözleri ortalýðý süratle toparlamýþtý. Ýki sözcü diðerlerine göre daha berrak akýllý ve daha kendine güvenir bir pozisyonda idi.
Korven daha önce de güçlü ve kalabalýk gelmiþti ve hak ettiðini alarak kuyruðunu kýstýrýp geri gitmiþti. Elbette bir bedeli olacaktý ama Beþ Þehir yine -her zaman olduðu gibi- ödemesi gereken en düþük bedelden daha fazlasýný ödememeye çok kararlýydý. Pek çok defa savaþmýþtýlar ve bundan sonra da pek çok savaþ olacaktý. Bu savaþ diðerlerinden pek o kadar da farklý deðildi. Busenger ve Gilmos buna inanýyor ve bunu söylüyordu. Hazýrlýklar buna göre yapýlacaktý.
Sert ve kalabalýk saldýrý bekleniyordu ve bu kabul ediliyordu. Sürprizler de olabilirdi, bu da tamamdý. Ama Kýlýçkasaba inançlýydý. Derindere bütün imkanlarýyla büyük bir çarpýþmaya hazýrlanýyordu. Uðultuluþehir alarma geçiyor ve ihtiyat birlikleri olacak olan kuvvetlerini uygun konumlara sessizce ve süratle konumlandýrmaya baþlýyordu. Kabukada filosu gizlice limandan açýlýp sahaya yayýlýyordu. Kristalköy büyücüleri savaþ için büyülerini ve büyücüsel unsurlarý hazýrlýyordu... Bir yandan bunlar olurken bir yandan da Þehirler her ihtimale karþý büyülü ulaþým geçitlerini açýk tutuyor ve birbirine destek için acil destek kýtalarýný organize ediyordu. Geçitler sadece küçük birliklerin belirli aralýklarla transferine izin verecek güçte olsa da bazen doðru bir adam bile savaþýn yönünü tersine çevirebilirdi.

Kýlýçkasaba sözcüsü ve Uðultuluþehir yöneticisi en kalabalýk savaþ güçlerine sahip güçlü sözcüler olarak kararlý sesleriyle öne çýkýyordu ve Neekor da þimdilik onlarýn sesine karþý gelmiyordu ama büyücü yönetici çok rahatsýz hislerin pençesindeydi. Bu defa korvenin tarzý pek fareadam gibi deðildi sanki...

**************************

Büyükþef Rorklutch korkutucu ve büyük, ürkütücü derecede kocaman kaslý, simsiyah bir fareadamdý. Yüzünde ve vücunda sayýsýz yara izi vardý. Yüzünde rütbesinin törensel kýrmýzý dövmeleri yýrtýcý biçimde göze çarpýyordu. Zýrhý kalýn ve kocaman, týlsýmlarla örülü bir zýrhtý. Sýrtýnda kocaman ve uðursuz görünüþlü efsunlu bir savaþtopuzu asýlýydý. Elindeki parþömeni gözden geçiriyor ve emektar Albayý Duumkla'nýn sözlü raporlarýný dinliyordu.
Korkunç Rorklutch korkunç derecede öfkeliydi. Kýrýkdiþ kulesinin en yüksek katýndaki pencere önünden hisarýn hasarýný ve ordusunu izliyordu. Bunun o lanet gececi Kuup olduðuna sahip olduðu herþey üzerine bahse girerdi. Bu kadar sýký korunan bir kaleye elini kolunu sallayarak girip etrafý bir güzel casuslamýþ, en iyi mühendislerinden beþ tanesini doðramýþ, seçkin geceavcýlarýndan bir bölüðünü sinsice zehirlemiþti. Otuz savaþ makinesini ve bunlara ait yüklü miktarda kuþatma cephanesini patlatmýþtý. Açýkçasý Rorklutch da patlamanýn eþiðindeydi.
"Onu elime geçiricemmm. Bi gün... Ve bu olduðunda o lanet holeni dünyaya geldiðine binlerce kez piþman edicem. Baara baara tekrar tekrar gebertecem o iblis dölünü," diye öfkeyle týslayarak konuþuyordu Büyükþef.
Albay Duumkla sessizce dinliyordu. Bu kadar sene hayatta kalmasýný bir korvene göre çok sabýrlý ve sakin olmasýna, zamanlamayý iyi bilmesine borçluydu. Yaralý yüzlü ve aðýr zýrhlý Albay, belindeki ikiz kýlýçlarýnýn kabzalarýyla oynayarak baþýný onayla sallayýp duruyordu. Rorklutch'ý iyi tanýyordu ve yakýnda sakinleþeceðini biliyordu. Büyükþef yerini hak eden bir liderdi ve o da sýradan bir korven deðildi. Tanrýnýn seçilmiþlerinden biriydi. Bir seçilmiþçene ve bir liderdi. Güçleri ve yetenekleri kadar düþünceleri de sýradan faredamlarýn ötesindeydi.

Bir süre sonra ayaðý topallayarak ve peleriniyle cüppesi uðursuz seslerle yerlerde sürünerek içeriye Baþrahip Stakios Leþkesen girdi. Ýki korven döndü ve ikisi de rahibe uðursuz ama ölçülü bakýþlar fýrlattý. Rahibin eski püskü ve kýlýksýz, kirli hali, üzerindeki açýk taze hastalýk yaralarý ve bir korven için bile iðrenç olan kokusu sanki etrafýndaki güç halesinin bir gereðiydi. Rahibin yaydýðý o uðursuz ve tekinsiz güç hissini hissetmemek elde deðildi.
Rahip gülümseyerek yaklaþtý. Yüzündeki gülümseme tehlikeli ve memnundu. Tek gözü soðuk mavi beyaz bir ýþýltýyla yanýyor ve soðuk dumanlar ile tütüyordu. O lanet günden beri böyleydi rahip. O güne ve rahibe ve korven açgözlülüðüne lanet okudu Rorklutch. Ýçine düþtüðü tuzaða bir kez daha bir küfürler dizisi okudu.
"Ne durumdayýz? Bu seferin üzerine nasýl bir etki yapacak?" diye derinlerden sordu Rahip Stakios Leþkesen'in sesi. Ses buz gibi dondurucu ve ürkütücüydü.

Rorklutch son raporlar ýþýðýnda konuþtu.
"Artýk geldiðimizi ve çok sýký geldiðimizi biliyorlar. Hazýrlýklý olacaklar. Verdiðimiz kayýplarý göz önüne alýrsak planlanan tarihten bir hafta sonra yola çýkmayý öneriyorum," diye söylemeye çalýþtý Rorklutch. Konuþmasý yarýda kesildi.
"Yeter," diye fýsýldadý ve sessizliði getirdi Rahip Leþkesen. Yeri göðü inleten bir öfkeyle kükreseydi de bu etkiyi yaratabilirdi. Rorklutch bile ürkmüþ ve farkýnda olmadan geriye bir adým atmak zorunda kalmýþtý. Lanet olsundu o güne. Rahibe lanetler okudu.
"Hemen þimdi yola çýkýlacak. Beklemeye tahammülüm kalmadý. Sizlerin acýnasý oyunlarý yüzünden zaten yeterince geciktim. Hemen yola çýkýn. Savaþý baþlat Rorklutch. Beþ Þehir'i yerle bir et. Tek bir canlý kalmasýn, hepsini katledin. Þimdi, git. Ve hemen savaþý baþlat!" diye bu defa gerçekten kükredi Rahibin sesi. Bu ses dondurucu ve ezici bir sesti ve Rorklutch yine uzun uzun söverek süratle arkasýný döndü, yanýnda albay ile ordusuna hareket emirlerini vermeye gitti.
"Ýstediðiniz gibi efendimiz," diye zorlanarak ve sesi titreyerek konuþtu rahibin sesi. Yaltaklanýyordu. Cevap veren de yine rahibin sesiydi ama bu defa ses ölüm gibi soðuk ve karanlýktý.
"Sonunda..."

Büyükþef Rorklutch hareket için henüz çok erken olduðunu biliyordu ama yapabileceði baþka bir þeyi yoktu. Emir demiri keserdi. Bir kez karþý koymayý denemiþti ve bunun bedelini fazlasýyla ödedikten sonra bir kez daha denememeye kararlýydý. Yani en uygun an gelene dek. Diþini kin ve nefretle sýktý seçilmiþçene. "Sabýr..." diye söyledi kendi kendine. Fýrsatýný kollayacaktý... Ama þimdi, savaþý baþlatýyordu.

Korven hisarýndaki üçlü buluþmanýn bir saat sonrasýnda Kýrýkdiþ Kalesinin çevresindeki uðursuz sislerin içinden koca bir ordu, bir hastalýk gibi Altýngöl havzasýna yayýlýyordu. Ýlerleyen bu devasa güruh ucu bucaðý olmayan devasa kara bir yangýn gibiydi.
Korven ordusu süratli hareket eden vurucu bir ordu olmasý ile ünlüydü. Yýldýrýmlý saldýrýlarý çok yýkýcý ve kuþatmalarý da çok pisti. Bir korven ordusunun pek az ciddi zayýflýðý vardý ve bunlardan birisi Beþ Þehir'in þimdiye kadar fazlasýyla kullanýp istismar ettiði moral zaafiyetiydi. Bir korven cephesi eðer yarýlýp süratle sayýlarý bir noktada kökü kazýnma noktasýna getirilebilirse, bunun sonuçlarý genelde bütün cepheye yayýlan bir bozgun havasý ve önlenemez bir panik olurdu. Ama burada o kadar büyük bir ordu vardý ki bu orduyu paniðe itecek kadar büyük kayýplar verdirmek mümkün olmayabilirdi. Ýþte bunlarý düþünüyordu Kabukadalý Tutez. Altýngöl sularýnýn yaklaþýk yirmi metre üzerinde süzülen koca bir gökkalyonunun; Gölün Ahtapotu'nun, kýçkalesinden büyülü emektar dürbünüyle düþmanýný izliyordu. Çok kalabalýktýlar. Hem de pek çok.
Sislerin içinden dýþarýya fýrlayan kama düzenindeki fareadam filosu demirburun kadýrgalarý ve þiþmangöbek mavnalardan oluþuyordu. Yukarda hançerdiþ zeplinleri bu filoyla beraber ilerliyordu.
Tutez iletiþim için kullandýklarý ve dümenin yanýndaki bir kürsüde bulunan taþa doðru seslendi. Ayna gibi berrak yüzeyli, amber renkli büyük oval taþýn yüzeyinde dost bir yüz ortaya çýktý.
"Gerçekten de çok kalabalýklar Neekor. Büyülü pislik sislerinin ardýndaki Hastalýk Limaný'ndan çýkan 100 kadýga(10 000 korven) ve 40 mavna(16 000 korven) saydým ve daha da geliyorlar."
"Anlýyorum. Olabildiðince izlemede kal Tutez, uzaktan izleyebildiðin kadar izle lütfen."
"Bu hiç eðlenceli deðil ama Neekor," diye surat astý eski korsan. Savaþ istiyordu Tutez.
"Ne kadar çok þey görürsek o kadar iyi," dedi Neekor.
"Kaptan! Gelenler var efendim. Leþkanatlar ve etkanatlar efendim. Sayýlarý cehennemden buraya koca bir delik açýlmýþ kadar çok Tutez!" diye her zamanki tatsýz sesiyle konuþtu makine cücesi ikinci kaptan Krenksi.
"Ahh, sanýrým izlemek buraya kadar!" diyerek güldü Tutez. Kýlýcýný çekti ve emirler haykýrmaya baþladý! "Mitralyözler beklesin. Leþkanatlara bir salvo torpido saçýyoruz ve sonra tam bir borda gösterirken mitralyözler de ateþe baþlýyor. Sonra tam hýz uzaklaþma manevralarýna baþlayýn. O zamana kadar güverteye ilk etkanatlar inmiþ olur," diye kahkahalarla güldü Tutez.

Leþkanatlar leþ gibi kokan ve büyüyle deðiþtirilmiþ ejdersilerdi. Solucan boyunlu ve gözsüz koca aðýzlý ejderler çok sayýda minik ama öðütücü diþli aðýzlarýyla tiz çýðlýklar atarak geliyordu. Kara lekelere benzeyen yaratýklarýn devasa ve ürkütücü görünüþlü kara kanatlarýndan leþ kokusu uzun mesafelere yayýlýyordu. Süvarileri olmadan bile diþleri, pençeleri ve neþter gibi kesip mýzrak gibi saplanan kuyruklarýyla tehlikeliydiler. Ama bunlar süvarisiz gezmezdi ve genelde savaþ büyücüleri, menzilli silahþörler bunlara eþlik ederdi.
Leþkanatlarý izleyen 3 metrelik kas yýðýnlarý ise sýrtlarýndaki koca ve kalýn yarasa kanatlarýyla etkanat adýný almýþ fareadamlardý. Korven gölgeörücüler ve savaþ mühendislerinin ürünü olan bu melez yaratýklar korven ordusunun þok hava gücüydü. Tepeden yaðdýrdýklarý hastalýk þiþeleri ya da ateþ fýçýlarýndan baþka ellerindeki koca dumanzýpkýnlarý ve kesici delici silahlarýyla da belalýydýlar. Çok güçlü ve vahþi yaratýklardý bunlar.

Tutez'in dümenbüyücüsü irtifa kazanmak için -gemiye uçuþ gücünü veren "aðtutucular"ýn büyüsünü kuvvetlendiren- gerekli ayarlamalarý süratle yapýyordu. Kalyonun üzerinde uçtuðu þeffaf ve silik ama bariz mavi ýþýltý; ýþýktan dalgalar, biraz daha yoðunlaþýyordu. Gölün Ahtapotu süratle yükseliyor ve uygun konuma yaklaþýyordu. Ýlk önce, dört güverteli koca kalyonun zýrhlý, ahtapot ilhamlý pruvasýndan sekiz ateþtenmýzrak fýrladý. Bu gökmýzraklarý torpidolardý.
Büyü kullanýcýsý olan niþancýlarýn bir ölçüye kadar -becerileri dahilinde- güttüðü sekiz mýzrak, iyi eðitimli ve tecrübeli niþancýlarýn yüzünü kara çýkarmadý. Sekiz köþeye ustaca gönderilen torpidolar leþkanat saflarýna doðru dumandan kuyruklarýyla süratle süzüldüler ve hedeflerine yaklaþtýkça kenarlara daha çok yayýlarak bir çiçek deseni gibi tablo çizdiler. Sonra patlamalar oldu ve çiçek ateþlerle rengarenk açtý. Gök aydýnlandý.
Leþkanat saflarýndan parçalanmýþ ya da yanarak düþenlerin sayýsý hiç az deðildi. Gelenler þimdi eskisi kadar birbirine yakýn uçmuyordu ama hala mitralyöz ateþi için oldukça kümelenmiþ haldeydiler! Mitralyözler tam borda geçiþi esnasýnda bin metreye gürlemeye baþladý. Etkanat ve leþkanat saflarýndan dökülmeye baþlayan kanat parçalarý kanlý bir yaðmurdu.
Kalyonun 4 güvertesindeki savaþ makineleri, otomatonlar tarafýndan doldurulan 64 adet 100'lük toplardý. Gemikýyýcý ve etkýyýcý iki farklý tipte mermilerle yüklenmiþ toplarýn niþancýlarý dörder topa komuta ediyordu. Fosforlu ve büyü ile güçlendirilmiþ cephane havada uçuþmaya baþladýðýnda manzara bir ýþýk gösterisinden aþaðý kalmýyordu. Havai fiþek gösterisini andýran kýzýl sarý fosforlu mermiler kalan leþkanatlara ve etkanatlara, yaklaþmaya çabalayan sivridiþ zeplinlerine durmaksýzýn yaðýyordu.
Yaðmur yaðarken geminin bu savaþa bakmayan yüzünün kalkansýz olacaðýný bilen etkanatlar çoktan dolanýyor ve mitralyözler karþýsýnda düþseler de hala kalabalýk sayýlarýyla güverteye konmaya baþlýyordu. Tutez'in savaþ çýðlýðý ve etkanatlarýn arasýna fýrtýna gibi dalýþý tayfasýna yine ilham veriyordu! Kahramanlar et doðramaya baþlamýþtý iþte. Güverte kýsa süre içinde kan ile kýrmýzýya boyanacaktý.

Neekor bütün bu olanlarý Derindere'deki savaþ salonunda, yanýnda Ulmatores ile izliyordu. Kadýn iyice sokulmuþ ve sýkýca sarýlmýþtý adama. Kadýn öyle korku içinde filan deðildi hani. Ama adamýn arkadaþlýðýný ve sýcak dokunuþunu seviyordu. Sevgililer uzun süre birbirine dokunmadan duramazdý zaten. Yalnýz olmalarý aradaki resmi rütbeleri rafa kaldýrdýðýndan rahatça birbirinden güç alarak fikir yürütebiliyordular.
"Önceki korven taktikleri hýzlý ve sinsi akýnlardý. Bunlar klasik saldýrý taktikleriydi. Sinsi vuruþlar, yaðma akýnlarý, biz baþkasýyla uðraþýrken yapýlan fýrsatçý saldýrýlardý bunlar. Yýpratma saldýrýlarý ve güç deneyen akýnlar vardý. Þimdi bir deðiþiklik seziyorum Neekor."
"Haklýsýn Ulma. Ben de tam anlayabilmiþ deðilim. Yýllardýr korven ile savaþýyoruz. Rorklutch taktiklerinde deðiþimi sevmez. Güneþin doðuþu ve batýþý gibi öngörülebilir bir komutandýr o. Bu deðiþikliðin sebebini bilmek isterdim."
"Sanýrým yakýnda bunun ne olduðu ortaya çýkacak," diye karanlýk bir sesle konuþtu büyücü kadýn.
"Evet. Yakýnda." diye düþünceli biçimde kafasýný sallayarak cevap verdi Neekor. Gözleri salonun ortasýnda asýlý duran büyülü yansýmadaydý. Gökteki savaþý ve korvenlerin hareketini izliyordu. Ýçi hiç rahat deðildi. Çok sýkýntýlýydý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
2012: Ölülerin Ýntikamý
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - )
2012: Ölülerin Ýntikamý (3)
Yeþilgözlü Þeytan'ýn Gecesi
Güneþ ve Ölüm (Giriþ)
Yaþam Hasatlayan Smir
Güneþ ve Ölüm (3. Bölüm)
Cennette Bir Sabah
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (6. Bölüm)
Yaþam Hasatlayan Smir (2)

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tatlý Sert
Zeytin Karasý
1996 Yýlý
Ufuklar: Kýrmýzý Bölge - 18
Kovan Savaþlarý (1. Bölüm)
Kovan Savaþlarý (2. Bölüm)
Yaz 2011
Ufuklar: Diversity Antalya
Ufuklar: Bronz'un Mesajý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Barbar Conan'ýn Ölüm Þarkýsý [Þiir]
Her Ýnsan Öldürür Sevdiðini [Þiir]
Kovan Savaþlarý Öyküleri [Roman]
Uzun Yol (1. - 100. Sayfalar) [Roman]
Sevgi, Mutluluk, Özgürlük ve Hayat Üzerine Felsefe [Deneme]
Tanklamak Ne Demek? [Deneme]
Ya Ýstiklal Ya Ölüm [Deneme]
Ölüm / Kalým [Deneme]
Uyanýklýk [Deneme]
Uzayda Hayat Var mý? [Deneme]


Levent Ölçer kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon Ýldar'da buluþuyor. 07/10/2017 tarihinde þimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadým. . . 2 senedir yazar tarafým ölü. oysa oldugum þeyler içinde olmayý en sevdiðim þey yazar olmaktý :) Topraðý bol olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.