..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kendi görüþlerim var -saðlam görüþler-, yine de her zaman onlara katýlmýyorum. -G. Bush
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > pýnar




22 Haziran 2012
Kýzýmý Ben Oðlumu Sen Öldürdün  
iki aile-1.bölüm

pýnar


üç kuþaðýn geçiþli olarak birbirlerine psikolojik açýdan yaptýklarý etki. Büyük dedenin yaptýðý hata sonucu oðlunun çocuðuna kadar yansýmasý ve ödenen bedeller.


:BEDE:
-ÝKÝ AÝLE- (1.bölüm)


Bergama kralý ikinci Aktolos, akýncýlara, “Gidin, bana yeryüzünün cennetini bulun.”der. Akýncýlar, kralýn bu emri ile yola çýkýp diyar diyar dolaþýr ve sonunda Antalya’nýn bulunduðu yere geldiklerinde, karþýlarýnda eþsiz güzelliðe bakarak, “Cenneti bulduk.” derler. Ol hikaye, kendi güzelliðinin baþlangýcýný, Antalya’nýn, en yakýnýndaki, portakallarý ile süslü ilçesi olan Finike’de baþlatmýþtý.


1920 yýlýnda, ülke kargaþa dolu günler içindeydi. Sert ve keskin koþullar tüm ülkeyi sarmýþtý. Ayaklanmalar, isyanlar, iþgal altýndaki bir çok yeri kurtarmak adýna, iç savaþlar ve dýþ savaþlar devam ediyordu. Ülke ayakta durmaya çalýþýp, yenilenme çabalarý devam ederken, ayný yenilenme Sapan ve Güçlü aileleri içinde geçerli idi.

Ýki aile, Finike’nin geçmiþten bugüne dek gelen, en büyük, birbirinden baðýmsýz pirinç tarlalarýna sahip iken yeni kuþaðýn temsilcisi Güçlü ve Sapan ailesinin beyleri, güçlerini birleþtirip, daha geniþ arazilere sahip olmayý baþarmýþlardý. Bu birleþmenin verdiði güç ile orduya, en yakýn köy ve kasabalara pirinç ticareti yapýyor, kendi içlerinde ki destek ile ayakta kalýyorlardý. Gücün bölünmemesi adýna, Sapan ailesinin kýzý, Güçlü ailesinin oðlu ile Güçlü ailesinin ortanca kýzý da, Sapan ailesinin oðlu ile evlenmiþti.

Sapan ailesinin gelini, iki kýz çocuðunu az ara ile doðurmasýna raðmen, 1920’de yine hamile kalmýþtý. Doðuma üç ay vardý. Ýki aile de, soyun devamý, ileride iþleri yürütmek, tüm aileye sahip çýkmak adýna, gelecek olan bebeðin erkek(erkek çocuk demek bey olmak demekti) olmasýný umut ediyorlardý.

Kýþ mevsiminden, Ýlkbahar’a geçiþ, hiç olmadýðý kadar coþkulu yaðýþlara ve sellere tanýk olmaya baþlamýþken, Nisan ayýnýn ortalarýna gelinmiþ ve birinci kazým iþlemi tamamlanýp, yaðmurlar, ikinci kazýma engel olmuþtu. Aþýrý yaðmurlar, sel felaketinin habercisi olmaya baþlayýnca, pirinç tarlalarýnda, suyun kaçmamasý için yapýlan tümsekler, yaðmurun þiddetine fazla dayanamamýþtý. Sel, pirinç tarlalarýnda ki fazla suyu atmasý için, yapýlan kanallarý týkamak üzereydi. En önemlisi, pirinç tarlalarýnýn yakýnýnda ki dere taþma sýnýrýna gelmiþti. Sapan ve Güçlü ailesinin, iki beyi, tarlalarda ki durumu, kuþluk vakti, eve gelen, kalfa kýzdan öðrenip, sýcak yataklarýný telaþ içinde terk edip, ekim yerlerine gittiler. Pirinç tarlalarýnda çalýþanlarýn çoðunu kýz çocuklarý ve kadýnlar oluþturuyordu çünkü erkekler savaþtayken çalýþma þartlarýna en elveriþli olanlar kýz çocuklarý ve kadýnlardý. Kimsenin bundan bir þikayeti yoktu. Savaþ yýllarýnýn getirisi olan acýlarý unutmanýn en iyi yolu belki de buydu.

Pirinç tarlasýna varýldýðýnda, derenin taþmamasý için, önce kaya büyüklüðünde ki taþlarla, suyun, tarlaya akýþýný engellemeye çalýþýlýrken, bir sürü iþçi kadýn, diz kapaklarýna kadar suyun içinde, ekmek paralarýný kurtarma peþindeydi. Pirinç tarlalarýnda çalýþmayanlar dahil, yardýma koþmuþtu ve pirinç tarlalarý, panayýr yeriydi adeta.

Kanallar bin bir zorlukla açýlýp, atýk olan su akýtýlmaya koyulurken, uzaktan Sapan ailesinin kahyasý gözüktü. Güç bela, pirinç tarlalarýna varýp, iki beye de doðumun baþlamak üzere olduðunu bildirmek için yanlarýndaydý. Beyler iþçiler ile birlikte canla baþla çalýþýrken, bir yandan yaðmurun, diðer yandan rüzgarýn þiddeti içinde kahyayý zar zor duydular. Ve nihayetinde doðum gelip çatmýþtý. Ýki bey ellerinde ki iþi býrakýp býrakmamakta tereddüde kapýlýp, birbirlerinden onay beklercesine bakýþtýlar. Ýki bey de çocuklarýnýn doðumuna tanýklýk etmekten asla vazgeçmemiþlerdi. Þimdi pirinç tarlalarýnýn gidiþatý ne kadar zor veya akýbeti tedirginlik verici olsa da, doðumdan daha önemli deðildi.

Ýki ailenin beyi, eve geldiðinde, ebe çoktan içerde iþe koyulmuþtu. Sapan Bey’in karýsýnýn, baðrýþlarý, yaðan yaðmurun þiddetli sesini bastýrmaya yetiyordu. Ýçeriye sürekli kadýnlardan biri girip, biri çýkýyordu. Ýki bey de, kendilerine hazýrlanan odaya geçti. Pirinç tarlasýnda çalýþýrken, üstleri baþlarý, periþan olmuþtu ama umurlarýnda deðildi. Islak ve yorgun þekilde, tütünlerini sarýp beklemeye koyuldular. Bulunduklarý odadan, doðum odasýna gireni çýkaný, gözleri ile takip edebiliyorlardý.

Üç saat aradan sonra, öðlene doðru, yaðmur, yerini gülümseyen güneþe býrakýrken, odadan bebek sesi duyuldu. Ýki bey þaþkýnlýk içinde, birbirine bakarken, Güçlü ailesinin kýzý, koþar adam iki beyin yanýna geldi.


“Bebek erkekkkk” diye baðýrdý. Ýki bey birbirine sarýldý. Ailenin soyunu, iþlerini devam ettirecek veliaht gelmiþti. Pirinç tarlalarýn da, yaþanan curcuna, veliahttýn geldiði dakikalarda son bulmuþtu. Sular durulmuþtu.

Güçlü ailesinin beyi, Sapan ailesinin beyinin omuzlarýndan tutarak, “Yaðmurlar kadar bereketli, güneþ kadar aydýnlýk bir erkek olacaðýný belli etti. Doða bize mesajýný verdi.”dedi.

Erkek bebeðe, vefat eden dedesinin ismi verildi. Küçük Rýdvan doðduðu günden beri, iki ailenin gözbebeði olmayý baþarýp, beylerin, üç kýzý da bu durumu yadýrgayýp, içerleseler de, belli etmeden biri yengesine, diðerleri de annesine yardýmlarýný esirgemiyordu.

Pirinç tarlalarýnda iþler yolundaydý. Küçük Rýdvan’ýn doðumu dahil, büyürken de þansýnýn devamý söz konusuydu. Herkes küçük Rýdvan’ýn uðuruna inanýyordu. Kasaba ahalisi tarafýndan; Güçlü ailesinin beyi ve Sapan ailesinin beyinin mütevazi yaþam tarzlarý, kazandýklarýnýn bir kýsmýný ülkenin yardýma ihtiyacý olduðu alanlara aktarmakta geri kalmamalarý, her hanede kadýnlara iþ gücü saðlamak için tarlalarýnda çalýþtýrmalarý, adalet duygularýnýn geliþmiþ olmasý, çalýþanlarý ile aile olmayý baþarmýþ olmalarý iþlerinin rast gitmesinde etken olduðu, düþünülürdü. Çalýþanlar ve çevre halkýn en sevdiði gelin ise Sapan ailesinin geliniydi çünkü Bey eþi olduðunu asla hissettirmezdi. Güçlü ailesinin gelininde ise tam tersi durum söz konusuydu.

Birbirlerine yakýn olan ailelerde, kadýnlardan biri doðum yaptý mý, diðeri onu takiptedir. Bu ezberlenmiþ bir kural gibi devam ederdi. Güçlü ailesinin gelininin hýrsý, zorlu hamile kalma sürecinin bile üstüne çýkmýþ, her hamileliði sorun olmasý, kendisini durdurmaya yetmemiþti.

1922 yýlýnýn þubat ayýnda, iki aileye de yeni haber tez geldi. Güçlü ailesinin gelini hamileydi. Ýki ailenin de, en büyük arzusu, yine erkek bebek gelmesiydi. Böylece küçük Rýdvan’ýn; iþ ortaðý, can yoldaþý olacak ve ailenin bölünmezlik ilkesi perçinleþecekti.

Güçlü ailesinin gelininin karný büyüdükçe sivrileþiyor ve bütün yorumlar erkek olacak yönündeydi. Hatta gelini yataða yatýrýp, karnýnýn üstünde ipe baðlý yüzük çevirip, yüzük sola döndükçe, erkek olma ihtimali kesin gözüküyordu.

1922 Yýlýnýn Eylül ayýnda, Güçlü ailesinin evinde, yeni bir bebek sesi yükseliyordu. Küçük Rýdvan’ý doðurtan ebe gene hazýr bulunmuþ, erkeklere içerdeki oda hazýr edilmiþti. Küçük Rýdvan, iki yaþýnda, tüm sevimliliði ile babasýnýn kucaðýnda, tahta at oyuncaðý ile oynuyordu. Bu sefer içerden koþan, Sapan ailesinin, büyük kýzýydý.

“Bebek kýzzzzz.”diye baðýrýyordu.

Halbuki beklentilerini, ne büyük umutlarla dokuz ay beslemiþlerdi. Bütün belirtiler, erkek bebeðe alýþmalarýný saðlamýþtý. Küçük Rýdvan’ýn doðumundan sonra yapýlanýn tam tersi yapýlýp, kuzular çevrilmeyip, çevre halka daðýtýlmamasýndan, kasaba ahalisine hüzünlerini belli etmiþ olacaklardý.

Güçlü ailesinin torunu(Saadet), erkeklerin bulunduðu odanýn eþiðinde, babasýna bakmaya cesareti yoktu, gözlerini ayaklarýna dikerek,“Annem çok aðlýyor. Kendine kusurlu diyor. Bebeði emzirmek istemiyor.” dedi.

Sapan ailesinin beyi ile Güçlü ailesinin beyinin gözleri, küçük kýza takýldý. Küçük kýzý yatýþtýrmak babasýna düþtü. “Öyle þey olmaz. Sen üzülme. Annen yeni doðumdan çýktý, yorgunluktan öyle diyor. Bebeðe ismini sen koymak ister misin?”deyip, kýzýna sarýldý.

Kýzýnýn gözleri parladý. “Gerçekten mi? O kadar güzel ki baba. Ýnci tanesi gibi. Ýsmi Ýnci olsun.” deyip, annesinin odasýna, haberi vermeye koþarak gitti.

Güçlü ailesinin gelini, sürekli aðlýyordu. Büyük kýzý sevinç çýðlýklarý ile odasýna girip, kardeþinin ismini kendisinin koyacaðýný söylediðinde, tepki bile vermedi. Gözleri tavaný seyreder durumdayken “Nasýl isterseniz öyle olsun” diyebildi.

Güçlü ailesinin gelini, dölün kendisinde çabuk tutmadýðýný, iki kýzýna hamile kalmakta zorlanmasýndan ötürü biliyordu. Üstelik, erkek evlat verememekten dolayý, kendini kusurlu görüyordu. Ýki ailenin temelini saðlamlaþtýracak, planlarý kendince mahvetmiþti.

Güçlü ailesinin beyi, karýsýna kör aþýk bir adamdý. Yeni doðan bebeðin karýsýnýn üzerinde oluþturduðu baskýdan dolayý, karýsý bebekten uzak duruyordu. Güçlü ailesinin beyinin tek derdi, karýsýnýn günlerce, odadan çýkmayýp, kendisini lanetlemesine çözüm bulmaktý. Dünya yansa umurunda olmadýðý gibi, karýsýnýn üstüne gereksiz eðilimleri, karýsýnýn psikolojisini düzeltmek yerine, var olan þýmarýk kadýn halini hýzla arttýrýyordu.

Güçlü ailesinin gelini, çocuðuna süt vermemek için elinden geleni yapýyor, yeni doðan kýzýný, görmek bir yana ölse mutlu olacak þekilde tepkiler vermekten, söylemlerde bulunmaktan çekinmiyordu.

Bu durum, Sapan ailesinin beyini ve eþini rahatsýz ediyordu. Güçlü ailesinin gelini, küçük Rýdvan’ý gördükçe, aðlama krizlerine girip, çocuðu görmemek için bahaneler buluyordu. Bu durumu, Sapan ailesinin gelini olgunlukla karþýlamaya çalýþýyordu, çünkü Güçlü ailesinin beyi abisi olmasýnýn yaný sýra, abisinin karýsý ise can yoldaþý, yengesi idi. Sapan ailesinin beyi ise Güçlü ailesinin beyinin iþe olan duyarsýzlýðýný, savsaklamalarýný görmemezlikten gelmek için çabalýyordu.

Küçük      Ýnci için, ablasýnýn(Saadet), annelik modeline giriþmesi, isim annesi olmasý ile baþlamýþtý. Ýnci’nin emzirme saatinden, altýnýn deðiþmesinden, ateþinden, hastalanma sorununa kadar her þeyi ile evde ki kahya ile birlikte ilgileniyordu.

Küçük Rýdvan, büyürken uysal bir çocuktu. Babasýnýn Ýstanbul’dan getirttiði tahta oyuncaklar en büyük eðlencesiydi. Küçük Rýdvan’a gösterilen itinadan, kýzlar rahatsýzdýlar ve bu yüzden, küçük Rýdvan’ýn oyuncaklarý, ablalarý tarafýndan her an parçalanýp, odalardan birinin köþesine atýlabiliyordu.

Saadet, eskiden Sapan ailesinin evine çok sýk giderdi. Kýzlarla arasý iyiydi ama artýk durum tam tersine dönüþmüþtü. Kýzlar, yengelerinden dolayý, Güçlü ailesinin evine daha sýk gider olmuþtu. Küçük Rýdvan ise, ne zaman Güçlü ailesinin evine gelse, soluðu küçük Ýnci’nin yanýnda alýyordu. Her çocuk, deðer verilip, sevildiði yeri bilirdi. Yengesi, ona karþý her an tepkili, kýzlar küçük Rýdvan’ý kýskançlýklarýndan dolayý dýþlamaya meyilli iken, küçük Ýnci, ona hep gülüyordu.

Ol hikayenin bütününde, küçük Ýnci ile küçük Rýdvan’ýn her buluþmasýnda, küçük Ýnci’nin odasýnýn kapýsýný açtýklarýnda, küçük Rýdvan, beþiðinde uyuyan inci tanesinin parmaklarýný kendi elinin içinde kenetleyip, uykuya dalmýþ bulurlardý.

Küçük Rýdvan, kimseler farkýna varmadan, hatta kendisi bile farkýna varmadan çoktan sevgi tomurcuklarýný atmaya baþlamýþtý. En sevdiði, oyuncaðý olan tahta atýný, inci tanesinin beþiðinin baþucuna kimse görmeden yerleþtirmiþ ve her ikisine duyulan öfke yumaðý, beþiðinde ki bebek ile iki yaþýndaki Rýdvan’ý o dönemde birbirlerine baðlamaya yetmiþti.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kýzýmý Ben Oðlumu Sen Öldürdün - 2. Bölüm
Kýzýmý Ben Oðlumu Sen Öldürdün - 3. Bölüm

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Caným Kocama [Öykü]
Yalnýzlýða Doymuþ Çocukluk [Öykü]
Sessiz Çýðlýk [Öykü]
Bisiklet [Öykü]
Ne Dün, Ne Yarýn, Sadece Bugün [Öykü]


pýnar kimdir?

en büyük silahým kalemim ve kalemimin ucundaki özgürlük. ve bu özgürlüðün çözümü ancak beni ifade edebiliyor. Biliyorum ki ben bir gün kaðýdýmýn ve kalemimin ucunda son nefesimi vericem. Son nefesimde bir gülümseme olacak insanlarý aydýnlattýðým için.

Etkilendiði Yazarlar:
duygu asena, inci aral, elif þafak, orhan pamuk,hýfzý topuz, reþat nuri güntekin,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © pýnar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.