Tanrý insaný yarattý, insan da sanat yapýtýný. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Neyse… Her baþlangýç bir hedef uðruna kendini feda eder. Bu böyledir. Ýmam Huseyn(a.s) Kerbela’da kendini ve Ehl-i Beyt’ini, Ýslam’ýn deðiþtirilmek istenen özünün, deðiþmeden baki kalmasý için feda ettiðinde, o tarih, Ýslam tarihinde zulme karþý takýnýlacak tavrýn aynasý olmayý da beraberinde getirecekti. Ben Ebu Zer’i anlamanýn daha kolay anlaþýlmasý için baþlangýç ta Ýmam Ali’nin Muaviye’ye karþý yaptýðý Sýffin savaþýndan geçeceðini düþünenlerdenim. Gerçi Sýffin savaþýnda Ebu zer’in bedeni çoktan toprak olmuþtu. Bu konunun Ebu-zer’le ne alakasý olabilir? Diye düþünenlerde çýkabilir. Gel gör ki, Sýffin savaþýnýn ilk kývýlcýmlarý Rebeze sürgününden çok önce can yakýcý bir kor gibi sinelere düþmüþtü. Ebu-zer’in Kab-ul Ahbar’ýn kafasýna vurduðu deve kemiði, taþýdýðý anlam ve verdiði mesaj itibarý ile Osman’ýn kafasýnadýr. Osman, Ebu-zer’i Mervan’ýn emriyle Þam’a sürgüne gönderilmesini, /Ebu-zer’in hýrçýnlýðý önce Muaviye’ye bildirilmiþti. Muaviye’de kendisine gönderilmesinde sakýnca görmedi. Bazý sahabeleri para ve sair þeylerle susturduðu gibi Ebu-zer’i para ile satýn alacaðýný düþünmüþtü!?/ Ali’nin konuþan dilini kestiðini düþünerek almýþtý. Deðil ki, Ebu-zer’in þahsýna takýnýlacak tavýr olarak düþünmek, bu yönde düþünmek saflýk ve bir nevi Tevhidin Emri-bil maruf ilkesini anlamamaktý. Ebu-zer’in Bakara suresinden bir ayeti* slogan olarak kullandýðý kuþkuludur! Kuþkuludur derken, mezkûr ayeti sosyal adaletsizlik ilkesini anýmsatma açýsýndan ifade etmediði anlaþýlmamalý. Öyle olsa dahi Ebu-zer Kur-an’ýn sosyal adalet kýstasýný bu ayette toplamayý bilmiþti! Nitekim Ömer’in adalet konusundaki Ýslam dýþý uygulamalarý, kendi canýna mal olmasýna sebep oldu. Ömerin ölmeden önce tasarladýðý ve Osman’ýn malum þura ile bir þekilde hilafete getiriliþi, Ben-i Umeyye hanedanýn yanýp tutuþtuðu Ýslam öncesi Mekke Dar-un Nedbe yönetim sistemi hedefine çok yaklaþtýðýný, böylece eskinin tekrarýna ramak kaldýðýný gören Ben-i Umeyye’nin yaþlý kurdu Ebu Sufyan, soluðunu Uhud Mezarlýðýnda alýr. Uhud savaþýnda vahþiye verilen görev icabý þehid edilen ve ciðerleri Ebu Sufyan’ýn karýsý Hind tarafýndan çýkarýlarak çiðnenen, parmak uçlarýndan kendine gerdanlýk yapan Hind’in kocasý Ebu Sufyan! Hamza’ya hitaben; —Be kalk Hamza! Kaldýr þu baþýný mezarýndan, Bedirdekilerin düþtüðü þu durumu kalk ta gör. Artýk çok az insanýn sadece dilinde Muhammed'in adý kalacak! Muhammed'in gücü artýk Ümeyye oðullarý'nýn eline geçti. Þam valisi benim oðlumdur, Hind'in oðlu Muaviye. —Ciðerin Hamza! Ciðerin Hamza! Biliyor musun amcaoðullarýnýn artýk hiçbirinin itibarýnýn kalmadýðýný? —…! Ebu Sufyan bunlarý söylerken, Ýslam dünyasýnda peygamberin vefatýyla birlikte ilk siyasi kýrýlmalarýn olduðu, Ýslam Peygamberi Muhammed(s.a.a)’den sonra tahrip edilen Ýslam ümmetinin dini deðerleri, zedelenen toplumsal müminlik kimliði, yeniden teþekkül ve ihyasý için çaba sarf Ali nerede ve ne yapýyordu? …! Ali ne yapýyordu ya cevap aramandan önce, bu/Medine/ toplumun içinde Ýmanýn parametresi olan sahabelerin varlýðý hala tükenmiþ deðil ilk günkü gibi inançlarýný ve Ýslam olan baðlýlýklarýný, büyük bir aþkla yaþýyor, yaþatmaya çalýþýyorlardý. Ýþte bu kýrýlmalarý gören ve büyük üzüntü duyan sahabelerden bir de, “Evinde ekmek olmadýðý halde kýnýndan sýyrýlmýþ kýlýcýyla baþkaldýrmayan adama þaþarým” diyen, veya ''Yoksulluk kapýdan girince iman pencereden çýkar'' diyen Ýslam peygamberinin hadisini halka anlatmaya çaba sarf eden, ekonomik refahýn yükselmesi ile manevi yozlaþmaya baþlamýþ, Gýffar’lý Ebu-zer’di. … Dönem; Mervan’ýn vezir, Osman’ýnda halife olduðu bir dönem. Ebu-Zerin sürgün kararýný veren, halifenin fetvasýnýn geçerliliðini Ebu-Zer'e refakatlik yaparak iptal eden Ali ve evlatlarý dönemi! Dönem; Ali ve evlatlarý, Ebu-zer’i Rebeze’ye uðurlamaya gitmeleri, Osman’ýn verdiði fetvanýn geçerliðinin olmadýðýný ve meþru halife görmediðini okuyamayan Ýslam ümmeti dönemi!? Ebu-zer’in; Ali’nin taraftarý olmasý peygambere olan sadakatinin ispatýydý. Ebu-zer Gadir-i Hum’un ne tür mesajlar taþýdýðýný çok iyi biliyordu. Þu halde Osman’ýn, peygamber adýna yürüttüðü hükümetini ve iktidarýnýn aldýðý kararlarýn meþruluðunu yitirdiðini söylemek istiyordu. O/Ebu-zer/, bunlarý söylemek istediðinde, Ebu Sufyan hanedaný da, Aliye þu mesajý veriyordu. Senin temsil ettiðin Ýslam’ý, Ebu-zer’in þahsýnda Rebeze’ye sürüyoruz! Ebu-zer; hilafete karþý salt ekonomik etkenlerden dolayý isyan ettiðini düþünmek ve bu þekilde deðerlendirmek, Ebu-zer’in hareketini bir bütün olarak anlamamýza yardýmcý olmaz. O, Ýslam davetini kabul ettiði günün ilk aþkýyla elde ettiði deðerleri öylece olduðu gibi korumaya çalýþan bir kimlikti. O’nun mevcut hükümete karþý çýkýþý, Tevhidin ona yüklediði bir sorumluluk olarak iman etmesinden kaynaklandýðýný çok iyi biliyordu. … Ýslam’ýn ilk döneminden sonra oluþturulmaya çalýþýlan ve yüzyýllarca süregelen, hem Osmancý hem Ebu-zer’ci sentezlerle, Ýslam’ý anlamaya çalýþmak; Emevi saltanatýnýn farklý siyasi bir oyunudur. Kirlenmenin getirdiði çok ekollü Ýslam anlayýþý, iþin içinden çýkýlmaz bir hal aldýrmýþ ve esasýnda böyle bir Ýslam gülünç ve bir o kadarda rezildir! Bu tür ekollere Ýslam’i demek dahi Ýslam vurulacak en büyük darbe ve baþlý baþýna bir sorundur. … Ebu-zer’i; Sosyalist olarak deðerlendirenler, Ebu-zer’e Osman’dan ve Muaviye’den daha büyük bir zulüm yaptýðýný bilmeliler. Bu tür davrananlarýn durumu, Sýffin savaþýnda karþý karþýya gelen Ali ile Muaviye hakkýnda; “Ali haksýz deðildi, Muaviye’de Batýl deðildi” demek gibi ikilemli düþünenlerdir. Ebu-zer’in Osman’a karþý duruþundaki asýl gaye, peygamberin “Ben-i Umeyye evlatlarý 40. yýlda Allahýn kullarýný köle edinir, Kitabýnda kusur bulur ve malýný helal kabul eder” Mealindeki hadisin, Osman’ýn saltanatýnda aleni bir hale dönüþtüðünü, Ehl-i Beyt’le birlikte bilip, görenlerden olmasýdýr. Sanýldýðý gibi Ebu-zer büyük bir devrimci deðildi. O, sadece evrimleþme safhasýnda olan Ýslam’ýn, toplumsal sosyal adalet mekanizmasýnýn emin ve ehil ellerde olmasýnýn zorunlu olduðunu, Ýslam öðretilerinden öðrendiði, her Müslüman’ýn bilincinde olmasý gereken metotla, vurgulamaya ve yaþamaya çalýþmýþ bir sahabeydi. Ýslam; devrimci bir din olarak devrimin daha olgunlaþmasý için evrimleþmesi gerekiri ýsrarla iþlemiþ. Nitekim Ali (a.s) yaþantýsý ile Osman’ýn tavýrlarýnýn farklýlýðý, bu farklýlýðýn kaynaðý ve tezat teþkil etmesindeki etkenin nasýllýðý, böylece birisinde sorun olduðu, topluma yansýtmada ki ýsrarcýlýðýdýr. Ali yýllýk kazandýðý elinin emeðini ayný gün fakirlere bölüþtürüp evine dönerken, Ebu-zer Bakara suresindeki ayetin tefsirini, Ali’nin pratiðindeki ilkelere dikkat çekmek için iþliyordu!? Ve tabidir ki, Osman ve çevresindeki Umeyye evlatlarý, bu durumdan rahatsýz oluyordu. Bu hanedanýn asýl hedefi, Ýslam yönetimini ele geçirmek, bunun için gerekli olan operasyonlarý, aþama aþama, evre evre saltanata giden yola hizmet ettirme gayretleri süreci… Ve hilafet sistemi bir nevi umeyye aristokrat’larýnýn toplanma merkezi oldu. Ýslam tarihinde her zaman sorun olan hilafet sistemi, ciddi olarak eleþtiren Ýslami tek ekol Þii ekolüdür. Þii ekolü bu açýdan kusursuz denecek kadar doðrular barýndýrýr. Böyle olmakla birlikte, Ýslam mezheplere indirgenmeyi asla kabul etmeyen Âdemi mekteptir. Âdemin fýtratý Ýslam’dýr ve Ýslam fýtrattýr. Þu halde birden fazla Ýslami ekolün oluþu var olmasý gereken gerçek Âdemi kimliði manipüle etmektir. Dönelim Ebu-zer’e: Ebu-zer’i salt sosyal adaletçi olarak deðerlendirmek diyalektik materyalizmin düþtüðü ikilemdir! Yani Ebu-zer’i insanlarýn özel mülkiyetine karþý olumsuz tavrý olan bir kiþilik olarak okumak yanýlgýsýdýr. Bu yanýlgýnýn baþka bir boyutu da, mülkiyetin bütünsel kamulaþmasý gerektiði çýkýþlarýdýr. Sanýldýðý gibi I. halife Ebu Bekir sonraki halife Ömer dönemlerin de sosyal adalet mekanizmasý nebevi metodun kaymamýþ kurallarý ile iþlemiyordu. Bilakis kapital tek-el’leþmeye doðru olanca hýzý ile ilerlemiþti. Zenginleþmenin özel kiþilerce kontrol altýna alýnmasýna zenim oluþturma süreci olduðu için daha kendini toplumda net olarak göstermiþ deðildi. Mesela Ebu Bekir ve Ömer döneminde Þam’da saltanatýný güçlendirmesi için Muaviye’ye özel imtiyazlar verilmiþ. Muaviye Ýslami kýstaslara riayet etmeden geleceðe yönelik iktidarýnýn temellerini saðlamlaþtýrmakla meþguldü. Bunlar adaletin timsali olarak gösterilen Ömer döneminde oluyordu. Ömer, Fey ve ganimetlerin Beyt’ul-Mal/hazine/’ýn daðýtýlmasýnda Arap olanlarla, olmayanlar arasýnda fark gözetiyordu. Ömer’in bu farklý adalet anlayýþý ve anlayýþýndaki ýsrarcý tutumu, o’nun canýna mal oldu. Oysa adalet Ýslam’ýn vazgeçilmez bir kýstasýydý. Buna raðmen Ömer’e atfedilen adaletin timsali künyesi umeyye hanedanýnca yaygýnlaþtýrýldýðýný tarih bize unutturdu! Kýsaca; Ebu-zer’in itirazýnýn özünde ferdi sosyal adaletsizlikten ziyade iktidarýn toplumsal adalet anlayýþýna olan itirazý ve bunun tesisindeki nihai mecinin adil olmadýðý çaðrýþýmý vardý. Peki, Ýslam’da sosyal adalet konusu olunca, neden sahabeler arasýnda Ebu-zer yâd edilir? Ýslam dinin kabul eden ilk sahabelerden olan ve adaleti þiar edinen Ebu-zer’in gündeme gelmesi ve ya getirilmesinde, birçok neden ve etkenler var. 1- Ýzm’sel Sosyal adaletin eksikliðini Ýslam deðerleri ile giderme gayretleri. 2- Ýmam Ali’nin geçek mahiyetinin gölgede kalmasý isteði 3- Ýslam’ýn temel kýstaslarýndan olan adalet kavramýnýn kendine has çekim alaný etkisi 4- Ýslami adalet kavramý ile mevcut sitemlerin týkanmýþ ekonomisine yön verme istekleri! 5- Metropollere yýðýlmýþ kýrsal kesimin ezilmiþliði ve yönlendirmeli Ýslam akýmlarý ile deþarj edilme politikasý. 6- Ýslamcý aydýnlarýn hilafet ekolündeki adaletsizliði görüp direk eleþtirecek cesaretten yoksun olduklarýndan. 7- Dolaylý olarak hilafet ekolüne olan eleþtirilerini, Ebu-zer üzerinden göndermede bulunarak ifa etme. 8- Ýzm’i düzenlerin din adamlarýnca, Ebu-zer’i hilafet ekolüyle uyumlu hale getirebilmek için zorlama yorumlarla Ebu-zer’i manipüle etme gayretleri. 9- 20. Yüzyýl Ýslam devrimi ile ana akýmý tali akýmlara dönüþtürme gayretleri 10- Ve Ebu-zer’in sinesinde Ýslam’la þereflenmeden önceki fýtri deðerlerin, …!? Ve… Pekâlâ, Metropollerin Rebeze arayýþýna sebep olan neden neydi? Hala Muaviye saltanatý ile gerçek Ýslam’ý temsil ettiklerini ýsrarla vurgulayan Ýslamcýlarýn görmek istemedikleri sorunlardan biri de, Ömer’in adalet anlayýþý altýnda sürdürmek istedikleri saltanat Ýslam’ýdýr! Ve biz bu Ýslam’a Emevi Ýslam’ý diyoruz. Bu Ýslam’ýn gücü, Ebu Sufyan’larýn hizmetine sunan zihniyet, hilafet ekolü Ýslam almayýþýdýr. Seyyit Kutup burada çýkmaza düþmüþtür. O, “Ýslam’da sosyal adalet” kavramýný incelerken sýnýfta kalmasýna yol açan temel çýkýþý, adalet kavramýnýn kalkýþ adresini iyi tespit edemeyiþindendir. Türk Ýslamcýlarýn ýsrarla Seyyit Kutup’ta takýlý kalmak istemeleri yazgýlarýnýn kör tesadüfü deðildir! Ýslamcý medyanýn sermaye kaynaklarý da bu anlayýþ üstüne bina edilmiþtir. Türk Ýslamcýlarýn Ýslami ekolü Ýstanbulda evrimleþir, bu evrimleþmenin derinliklerinde Osmanlý saltanat Ýslam’ý ve geriye doðru seyrinde Emevi Ýslam’ý vardýr. Ebu-zer’in ve bizim asla kabul etmeyip, barýþmayacaðýmýz islamda bu Ýslam’dýr. NOT: Bu makale yazýlýrken, taraf olmadan, Ýslami ekollerin çeþitli deðerleri kaile alýnmadan, irdelediði konularda objektif olmaya azami çaba göstermiþtir. *Bakara/219 Muhammed CAN
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |