Bir deliyle aramda tek bir ayrým var. Ben deli deðilim. -Salvador Dali |
|
||||||||||
|
Onunla, kantinde, koridorlarda yanyana takýlarak, diðer erkeklere hava basýyordum. Erkekler arasýnda bu davranýþlarýmdan dolayý kýskananlar da vardý, gýcýk olanlar da…Kýzýn en çok hoþuma giden yaný, erkek tavlamak üzerine bir uzman oluþuydu. Onunla tanýþýklýðýmý kýskanan erkekleri tavlamak üzerine ihtisas sahibiydi. Oðlaný tavlar tavlamaz, yaptýðý ilk iþ, onunla ve okuldan baþka birkaç tiple birlikte çalýþtýðým kafeteryaya gelmek olurdu. Ýstisnasýz her gün, hatta bazen günde iki kez, deðiþik iki erkekle uyguladýðý bir saldýrý yöntemiydi bu… Onun olmadýðý gruplarýn da geldiði oluyordu, beni taciz etmeye. Bunlarý o kadar sýk yaþýyordum ki, kanýksamýþtým iyice.Bilirsiniz iþte, eski sevgiliyi ya da kýskanýlan fakir ama yakýþýklý jönü madara etmenin klasik yöntemi: Zengin züppeler, tesadüfen gelmiþ ayaklarýnda, bir masanýn çevresine çöreklenirlerdi. Arzularý her neyse hizmet ediþimle, bir köle muamelesi yaparak tatmin olurlardý; servis sýrasýnda ya dalga geçerlerdi, ya bir þeyler döküp temizletirlerdi, ya kibirleriyle ezerlerdi, ya da buna benzer davranýþlarýyla sizden üstün olduklarýný kanýtlamaya çalýþýrlardý. Bunu yaparken; ki, metotlarý deðiþse de bazý þeyler hiç deðiþmezdi. Ýllaki, kýza da göstere göstere bol bahþiþ vererek, tatmin duygularýný en üst seviyeye taþýrlardý, fýrlattýklarý yavþak gülüþlerle bed bed bakarlardý…Bazen, baþ zengin züppenin verdiði bahþiþi düþük bulan kýz, hemen müdahale edip, “A, ne kadar ayýp, bu kadarcýk bahþiþ mi olurmuþ!” çýkýþlarýyla bahþiþ miktarýný katlatýrdý. Kýz arkadaþýmaaþkýmý haykýramýyordum, ama çok iyi anlaþýyorduk. Böyle, züppeleri kafeteryaya taþýyarak, onlarýn aþaðýlýk komplesinden bi istifade verdirdiði bahþiþler sayesinde öðrenim hayatýmý hiçbir sýkýntýya düþmeden yürüttüðüm gibi, zaman zaman anneciðime de para gönderebiliyordum; hatta, bazen babasýnýn verdiði harçlýklarý çabuk bitirmiþse, ona da borç veriyordum. Koca bir yarým yýl böylelikle geçip gittikten sonra, okul ara tatile giriyordu. Çalýþtýðým kafeteryada zaten part-týme çalýþtýðým için, bir ay gelmeyeceðim demek zor olmadý. Patronum oldukça anlayýþlýydý bu konularda. Ýlk vizelerimde umduðumdan da iyi notlar almýþtým ve anacýðýmýn yanýna gidecektim, ara tatile bu keyifle çýkmam gerekiyordu. Oysa içim çok buruktu. “Neyin var, Ali?” diye sorduðunda, bir þey diyemedim. Sana sýrýlsýklam aþýk oldum, bir ay boyunca seni göremeyecek olmam beni kahrediyor, demek isterdim, diyemedim. Gelgitler içerisindeydim. Vedalaþtým onunla ve Ankara’yla; bir ay sonra dönmek için ikisinden de ayrýldým. Eskiþehir’e gittiðimde anneciðimle bir arada olmak, kýz arkadaþýma düþkünlüðümü epeyi bir örseledi. Artýk, varsa da, yoksa da annemdi her þeyim. Týpký çocukluðumdaki gibi beni þýmartmasý için elimden geleni yapýyordum ve her gece mutlaka baþýmý kucaðýna koyup saçlarýmý hafif hafif, kaþýr gibi okþatýp öyle uyuyordum. Uyumadan önce de mutlaka kýz arkadaþýmdan anlatýyordum ona ve ona da kýz arkadaþýma aþýk olmadýðýmý söylüyordum. Garip anacýðým, akrabalarý ve dostlarýyla her sohbette benimle duyduðu gururu yansýtýyordu ve “benim oðlum avukatlarýn en yükseði, profesörü olacak,” diyordu onlara. Birkaç kere onun anlayabileceði bir dille açýklamaya çalýþtým. “Profesör demek öðretmenlik yapmak demektir ve azýcýk bir maaþla çalýþýrlar; ben, bir ofis açýp, ünlü bir avukat olarak mahkemelerde davalara girerek, çok paralar kazanýp zengin olacaðým ve seni çok rahat ettireceðim, anneciðim.” Bir türlü anlamýyordu ve ýsrarla , benim oðlum avukatlarýn profesörü olacak, demeyi sürdürüyordu. Bir ay sonra döndüðümde karþýlaþtýðým sürpriz hayatýmý deðiþtirecek olan dönüm noktasýydý. Kýz arkadaþýmýn babasý, kýz arkadaþýmla beni çaðýrtmýþtý, onunla birlikte ofisine gittik. “Sebil, dersleri sýk sýk aksattýðýn halde, vizelerde okulun en yüksek notlarýný senin aldýðýný söyledi. Bu günden tezi yok, Sebil’ in ve senin, benim ofisimde yardýmcým olarak çalýþmanýzý istiyorum; yapacaðýnýz iþ, ders saatlerinin dýþýnda buraya gelmek ve vereceðim dosyalarla ilgili kontrolleri yapmak ve eksik belgeleri ve delilleri temin edip içine koymak olacak!” Kýz Arkadaþým, bu teklife baþlangýçta olumlu yaklaþmak istemedi, ama babasý ona okul harçlýðý vermeyi sonlandýrdýðýný, bundan böyle para kazanmasýnýn tek yolunun bu olduðunu söyleyince çark etmek zorunda kaldý. Benim için ise hayatýmýn dönüm noktasý olacaktý bu teklif: Hem mesleðimle ilgili her þeyi bizzat yaþayarak öðrenecektim, hem de uyku saatlerimin dýþýndaki tüm saatleri kýz arkadaþýma yakýn yerlerde geçirebilecektim. Adama, minnetle teþekkür ederek teklifini kabul ettiðimi belirttim. Bunu kabul ederken, yeni patronumun bana da kýzýyla eþit davranýþ biçimi çok etkin olmuþtu. Hayatýmda ilk defa tanýmýþtým o baba sempatisini…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |