..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Din > Kazim Bayar




6 Eylül 2012
Hz. Davud ve 99 Diþi Koyun - 2 -  
Hz. Davud ve "Koyun Devrimi"

Kazim Bayar


Beceriksiz kralý tahttan indiren ve yaðmacý “Yahudi pre-kapitalistlerin” tekelci sermaye oluþumlarýna son vermek isteyen halkýn; bu ihtilalin son aþamasý olarak Hz. Davud’un yanýna gelmeleridir. Ýhtilalin ruhu, ayette “duvardan atlama veya týrmanma” olarak betimlenir.


:BAEG:

Hz. Davud ve 99 Diþi Koyun -2-


Hz. DAVUD ve “Koyun Devrimi”

MÖ. 1020’lerde ayrý kabileler/vassallýklar halindeki Ýsrailoðullarýnýn Kral Talut’la baþlayan siyasi birliði, “Kuzey Ýsrail Krallýðýnýn” kuruluþu ve yükseliþi Hz. Davud’la devam eder. Ardýndan Kudüs ele geçirilip baþkent yapýlýr. Bu sürecin anlaþýlmasý için, coðrafi ve siyasi ortamla ilgili þu özet bilgilere deðinelim. Ýsrail Krallýðý, batýsýnda; kýyý bölgelerinde Fenikelilerin yaþadýðý Akdeniz, doðusunda Lübnan Daðlarý ve kuzeyinde Suriye daðlýk bölgesi bulunan geniþ düzlüklerdeki imarlý kentlerden oluþuyordu. Tarihte Antik Filistinliler diye bilinen ve MÖ. 2000’lerde Akdeniz’den gelip Lübnan Daðlarýna yerleþmiþ olan halklarla birlikte, Suriye’ye doðru uzanan daðlýk kesimlerde yaþayan; bölgenin kadim, en önemli halký olan Amurrular ise ekonomik ve siyasal olarak çökmüþ haldeydi. Yine ayný bölgede Sami halklarýndan; Kuzey Araplarý, Aramiler, Ýbraniler ve Kenaniler olmak üzere, istikrarlý yönetimlerden yoksun birçok kavim, güçlenen Ýsrail Krallýðý egemenliðine açýk haldeydi. Kur’an-ý Kerim, daðlýk/kýrsal bölgelerde yaþayan ve çoðu hayvancýlýkla uðraþan bu karýþýk halklarý topluca “Daðlar” diye adlandýrmaktadýr. (Bugün ülkemizde; hem bir denize hem de kýyýsýnda yaþayan halkýmýza verdiðimiz ismin benzeri; Karadenizli, Egeli gibi.) Ýsrailoðullarý ise daha çok kent merkezlerinde ticaretle uðraþan, askeri ve siyasal güç odaðý haline gelmiþ seçkin topluluklar olarak bulunuyordu…
Hz. Davud (as), Ýsrail Kralý Talut’un komutasýndaki az bir kuvvetle Antik Filistinlilerle giriþtikleri savaþta; güçlü bir orduya sahip Calut’u öldürmesiyle (Kur’an bunu cinayet deðil; yeryüzünün saldýrgan-katil fesatçýlardan temizlenmesi olarak tanýmlar.) Daðlar’ýn kontrolü Ýsrail Krallýðýna geçmiþ ve onu bölgenin tek hâkimi yapmýþtý. Bu zaferden sonra Hz. Davud, büyük olasýlýkla Kral Talut’un (diplomasiden ve ordudan sorumlu) danýþmaný olmuþ (Eller sahibi; iktidar araçlarý, siyasi yetkiler. Bk. Sâd S. 17), geçen yýllar içerisinde siyasal birikim ve hukuk bilgisi de artmýþtýr. (Bakara S. 251, Sâd S. 20)
Uygarlýðýn geliþim sürecinde; siyasal ve ekonomik dönüþümlerin yaþandýðý tarih devirlerinin en önemlisi olarak “Demir Çaðý” kabul edilir. Ýnsanlýðýn MÖ 10.000’ler veya daha öncesinden taþýdýðý (eski çaðlardaki) birikimlerini aktardýðý bu çaða, MÖ 1200-1000’lerde Hititler öncülüðünde demirin ergitilip verimli þekilde kullanýlmaya baþlanmasýyla geçilmiþti. Demiri iþlemenin uygarlýk dönüþümlerine etkisi nedeniyle bu devreye “demir çaðý” adý verilmiþtir. Silah ve tarým aletleri (sanayi) üretiminde demirin yaygýn olarak kullanýlmaya baþlanmasý Hz Davud dönemine rastlar. Bu da bölgesel ekonomik, askeri ve siyasi güç olma konusunda Hz. Davud ve Ýsrail Krallýðý lehine önemli katkýlar saðlamýþtýr. (Bkz. Sebe S. 10-11, Enbiya S. 80)
Yine onun bu iktidar danýþmanlýðý/siyaset yýllarýnda, Ýsrail Krallýðýnýn sýnýrlarý ve gücü epeyce artmýþ; Doðu Akdeniz kýyýsýndaki Fenike ülkesi, fethedilen Filistin topraklarý (Daðlar) ve halklarý Ýsrail Krallýðýna dahil olmuþtur. Asur ve Mýsýr istilasýna karþý; eskiden beri bölgede (Bkz. MÖ. 1274 Kadeþ Savaþý) ticari, siyasi ve güçlü askeri etkisi olan Büyük Hitit Krallýðýnýn ardýllarý olan (Kuþlar) küçük “Geç Hitit Krallýklarý; Karkamýþ, Tabal, Milid, Kýbrýs vd.” ile ticari ve askeri savunma, “iþbirliði anlaþmalarý” yapýlmýþtýr. (Kuþlar: Büyük olasýlýkla bunlar, Geç Hitit krallýklarýna ait anlaþmalý askerlerdir. Mýsýr ve Asur ordularýna karþý Hz. Davud’un emrinde, “çift baþlý kartal sancaðýyla” bölgede bulunuyorlardý. Günümüzdeki BM, NATO askerleri gibi). Burada Hz. Davud’un; Ýsrailoðullarý, Filistin halklarýndan (Daðlar) ve Hititlerin (Kuþlar) askerlerinden oluþturulmuþ büyük karma ordularýn komutasýnda olduðu ihtimalini de göz ardý edemeyiz. Hz. Davud, risalet göreviyle baþta ülkesinin halkýný; hem diðer topluluklarý Allah’a inanmaya ve ibadete yönlendirmiþ hem de sabah-akþam (içtimasýnda verdiði eðitimle) bu birlikleri her açýdan denetleyip idare etmiþtir. (Sâd S. 18-19, Enbiya S. 79).
“Koyun olayýnýn” bu tarihsel dönüþüm çaðýnda yaþanmasý bir tesadüf olmasa gerektir. Yeni bin yýlýn baþlarýnda yaþanan bu devrimle “demir çaðýna” geçiþin son halkasý da tamamlanmýþ olur. Kur’an’ý Kerim’in bu dönemde demiri, iktidarýn siyasetin (mülk) ve askeri gücün (silah) bir aracý olarak betimlemesi; diþi koyunu, iktisadi bir deðiþimin/devrim kavramýna aktararak kullanmasý; ekonomi ve siyasi bilimler açýsýndan dikkate deðerdir…
Ýhtilalcilerin onu “kendi mihrabýnda” (hususi evinde) bulmasýna bakarak; Hz. Davud’un iktidara veya siyasetteki fiili katýlýmýna Talut’un ölümüyle ara verdiðini düþünebiliriz. Bir antik gelenek olarak Talut’un yerine (halef olan) oðlunun geçmesiyle bu yeni kral, Hz. Davud’u “danýþmanlýktan” uzaklaþtýrmýþtýr da diyebiliriz. Mihrabýndaki sükûnetinden yola çýkarak Hz. Davud’un görevinden/saraydan çekilip, yalnýzca zikir ve halký irþat iþlerine döndüðünü de iddia edebiliriz. Diðer taraftan, “Antik-kapitalist Yahudi tüccarlar” zengin sýnýftan olmayan birinin iktidarda olmasýný, yaðma düzenleri açýsýndan belki de riskli görmüþ olabilirler. (Bkz. Bakara S. 257). Hz. Davud’un kraliyet iþlerinden çekilmesinin bir baþka nedeni de; her yönüyle tanýdýðý bu yeni yetme kralýn, riyaset ve adaletten (devlet adamlýðýndan) yoksunluðunu iyi bilmesindendir. Nitekim 5-10 yýl içerisinde ülkede “koyun isyanýnýn” patlak vermesi, bir nebinin ferasetinden kaçmamýþ olmasý gerçeðiyle açýklanabilir…

Koyun Devrimi

Sad suresi 21-23. ayetlerde geçen tüccarlarýn/halkýn durumu ve Hz. Davud’a naklettikleri 99 koyun olayý ile ortaya konan tabloda, ülkedeki ekonomik hayatýn çökmüþ olduðu açýkça belirtilmektedir. Bu tablo, ülkedeki sosyal ve siyasi birliði de bozmuþ olabileceðinin göstergesiydi demiþtik. Büyük olasýlýkla MÖ 1000’li yýllarýn sonuna doðru Ýsrail Krallýðýnda dalga dalga yayýlan bir ayaklanma, “eyyamcý kralý” tahttan indirmiþ; isyancýlarý doðruca Hz. Davud’a getirmiþti. Bu isyan; bir kralý tahttan indirdiði, yönetimi ve iktisadi düzeni/yasalarý deðiþtirdiði için bir devrim niteliði kazanmýþtýr…
Ýhtilalcilerin ayaklarýnýn tozu, isyanýn gürültü ve patýrtýsýyla Hz. Davud’a koþturmalarýnýn iki önemli sebebi vardýr. Birincisi, ihtilalciler Hz. Davud’un ihtilale bakýþýný ve eski düzen konusundaki fikrini almak istemiþlerdir. Ýkincisi ise önceden bildikleri ve adaletine güvendikleri en uygun aday o (nübüvvet sahibi ve iktidar yetisi/siyaset bilgisi) olduðu için ayrýldýðý eski idareciliðine, kral olarak dönüp dönmeyeceði tavrýný öðrenmektir. Ýkinci durumu yazýnýn birinci bölümünde ele almýþtýk. “Devrimin ruhunu anlama” açýsýndan diðer nedenin de irdelenmesi gerekir…
Ýhtilalciler bir koþul olarak; önce “ülkedeki zulme son verecek adil yasalar getirilmesini” isteyip (22. ayette), sonra ülkedeki bu (zulümlere) ticari haksýzlýklara (23. ayette) konu edilen olaya nasýl bir politik çözüm (adil düzen) getireceðini bizzat Hz. Davud’dan duymak isterler. Amaçlarý iþi garantiye almaktýr. Baþta, “Ülkenin içinde olduðu ve çoðumuzun ezildiði bu sömürü ve yaðma düzenine son verecek adil bir düzen istiyoruz! Sen, hem nebi ve güçlü siyasi kiþiliðinle hem de kahramanýmýz olarak adayýmýzsýn, bu yüzden sana geldik.” Sonra da diþi koyun örneklemesiyle “Ýþte halka zulmedip, sorun çýkartan; ticari haklara tecavüz eden düzen bu! Haksýzlýðý giderecek yasalar getirip, bizi adaletle yöneteceksen krallýk senindir.” demiþlerdir. Eðer bunun tersini yapmýþ olsalardý; o zaman Hz. Davud’un o sýrada kral olduðunu ya da devrimcilerin her halükarda onun krallýðýna razý olduklarýný düþünecektik. Ama ihtilalciler önce adaletli yasalar istediklerini, sonra da yeni iktidarýn/yeni düzenin nasýl olacaðýný sormuþlardýr. Bu da ihtilalcilerin Davud’u koþullu kral yapmak istediklerinin belirtisidir. Sözcüler, halkýn devrime verdiði destekle kararlý ve tavizsizdir; en azýndan ezilen taraf öyledir...
Birinci sebepte ihtilalcilerin, Davud’un iktidar fikrini anlamaya çalýþtýklarýný belirtmiþtik. Bu varsayým, 21. ayette geçen “Hz. Davud’un isyancýlarýn gürültüsünden irkilmesi” durumunda saklýdýr. Her siyasal devrimde olduðu gibi bu devrimin de haklý nedenleri; “baþlangýcý, olgunlaþmasý ve sonuca varmasý” gibi yýllarý kapsayan süreçleri olmuþtur. Bu süreci izleyen Hz. Davud; kraliyete yakýn olduðundan, kendisinin de ihtilalcilerin hedefinde olabileceðini düþünmüþ de olabilir. Aklýnda ve gönlünde iktidar isteði olmayan birisine, ihtilalcilerin baskýn vermesi her halde hayra alamet sayýlmaz. Bu ihtimale göre Hz. Davud’un irkilmesi gayet doðaldýr…
Fakat Hz. Davud’un korkusu daha önemli bir þey olmalýdýr. Acaba onu, devrimin kapýya dayanmasý, kendisine kadar ulaþtýðýný görmek mi endiþelendirmiþtir?
Ortada, zalim/beceriksiz kralý deviren ve adaleti arayan cesur ihtilalciler varken; krallýðý/iktidarý hiç düþünmeyen bir insan için her halde (Kral Talut’a) halef olmak büyük bir fitneyi/sýkýntýyý da beraberinde getirecektir. Ýþte bir peygamberi endiþelendiren “fitne/imtihan” bu olmalýdýr…
Evet, “diþi koyunlar olayý” Hz. Davud’u krallýða götürmektedir. Bunun çetin bir imtihan olduðunu, Allah’a karþý nübüvvet görevi içindeyken adaletten sapma korkusu, onda imtihan edildiði/sýnandýðý düþüncesini oluþturmuþtur. 24-26. ayetlerin çevirilerini okuduðumuzda; Hz. Davud’un kendisinin Allah tarafýndan imtihan edildiðini zannetmesi (fitne/çetin bir sýkýntý içerisine gireceðini düþünmesi) iþte bu krallýk teklifi sebebiyle olmalýdýr. Yahut ihtilalcilerin önce Davud’un iktisadi politikasýnýn ne olacaðýný soruþturmasý; onu krallýk politikasýyla ilgili (devrik kralýn izinden gidip gitmeyeceði, ya da onun yandaþý olup olmadýðýnýn) denendiði zannýna sevk etmiþ de olabilir. Her iki durumda da Hz. Davud, istemeden tahta oturmayý bir fitne (imtihan/sýkýntý) olarak düþünmüþ veya zannetmiþ olmalýdýr…
Yazýnýn birinci bölümünde, Sad suresi 21. ayetin ihtilalin/devrimin ruhunu özetlediðini belirtmiþtik. Þayet Hz. Davud önceden kral olmuþ olsaydý; bu siyasi darbenin öncülerini ve galeyan içindeki halký, daha baþta kraliyet askerleri karþýlayacaktý. Oysa ayette geçen, ihtilalcilerin önündeki tek engel “evin dýþ duvardýr.” Büyük gürültü ve taþkýnlýk içinde olan kalabalýk, muhtemel bahçe kapýlardan sýðmayan ihtilalciler; bahçe duvarlarýný gürültüyle aþýp, adil kralý bir an önce tahta oturtmak istemiþ olmalýdýr. Yine aralarýnda, zengin tüccarlarý ve yoksul çobanlarý ayrý ayrý temsil eden sözcülerin olmasý, devrimin organizeli olduðu ve köklü bir süreçten geçtiðini gösterir. Muhtemelen, devrik kralla birlikte umutlarýný yitirmiþ olan antik-kapitalistler de; yeni iktidara hoþ gözükmek ve eldeki parsayý korumak için devrimin son perdesine dahil olmuþlardýr…
22. ayette Hz Davud, mihrabýna (özel mülküne) gelen sözcüleri; adaletli kral/yönetici olmasýný (her iki tarafý da gözeten; fasl’el hýtâbi/faslý hitap) isteyen ve kendisini krallýða seçtiklerinin beyaný olarak anlamýþtýr. 23. ayette söz edilen konuyu iyice dinleyen (bilen) Hz. Davud; kendisinden beklenen adil hüküm (yönetsel düþüncesini) cevabýný 24. ayette açýklamýþtýr…

Bir Peygamberin Antik-kapitalizme Müdahalesi…

Ýktidara asla talip olmayan, fakat yapýlan bir devrim ve halkýn (tercihi) isteðiyle kendisini krallýkta bulan Hz. Davud; iktidarý kendisi için bir “imtihan/fitne” olarak görür. Çünkü iktidar, “halkýn hukuku için Hakka karþý sorumludur.” Yönetim sýrasýnda; olumsuz ve adaletsiz her durumun sorumlusu artýk kendisidir. Bir peygamber için iktidar/krallýk, herhalde yeryüzündeki en zor iþ olmalýydý…
Bütün toplumlarý ayakta tutan birincil güç; doðru ve adil yapýlanmýþ bir ekonomik sistemdir. Küçük tüccarýn; iþçilerin/memurlarýn ve çiftçilerin emeðinin korunmasý için, ticari piyasaya ve sermayenin haksýz rekabet gücüne/hareketlerine karþý önleyici müdahaleler gerekmektedir. Bunlar da adil yasalarla saðlanýr. Bunu saðlayan araç ise iktidardýr. Siyasal toplumu/iktidarý güçlü kýlan ise; izlediði “adil ekonomik yapýlanma” ve güvenliði saðlamadaki baþarýsýdýr. Biri (toplum) diðerine siyasi destek; diðeri ise (iktidar) halka adil yasalarla destek vererek, adýna iþbirliði de denen “devlet” organizasyonu ancak gerçekleþecektir. Böylece toplum ve siyasal çevre dengesi kurulmuþ olacaktýr. Bu ilkeden hareketle Hz. Davud, kendi halký ve ülkesine bu “araçsal sistemi” en adil bir þekilde yerleþtirmelidir. Çardaðýna (mihrabýna) yýðýlan devrimcilere vereceði cevaplar tatmin edici ve beklentileri karþýlamalýdýr…
Buradan söz konusu Kur’an ayetlerinin bilinen eksik meallerinden farklý, baðlam/kontekst iliþkili Türkçe çevirisini yapabiliriz. Aþaðýdaki ayetler, Hz. Davud’un halkýyla arasýnda geçen önemli/tarihsel görüþmesini aktarýr.
Sâd Suresi;

24: Onun, senin diþi koyununu (% 1’lik sermayeni) kendi diþi koyunlarýna (%99’luk sermayesine) katmasý (piyasanýn tamamýný ele geçirmesi) senin hakkýna büyük tecavüzdür. Ortaklardan (ticari þirketlerin/piyasanýn) çoðunun birbirlerine yaptýðý bu hak gaspý (monopolcü; tekelci sermaye) büyük zulümdür. Yalnýzca ahiret gününe iman edenler (merhamet ve adaletli olanlar baþkalarýnýn hukukuna saygý gösterir) ve erdemli çalýþanlar (bu haksýzlýðýn) dýþýndadýr. Ne yazýk ki bu durumda olanlarýn sayýsý çok azdýr. Davud (krallýðý nübüvvete tercihle) sýnandýðýný zannederek (krallýðý kabul ettiðinden dolayý/Ýlahi görevi ihmal korkusuyla) Rabbinden af dileyip yerlere kapandý. Sonra (kabullendiði görevde halkýn derdi için) eðilip, Hakka yöneldi.

25: Böylece af istediðinde (her konuda) ona baðýþlayýcý olduk. Ýþte gerçek de þu ki; onun (kaygýlandýðý þeyler zaten kusur deðildi) katýmýzda oldukça yüksek bir makamý vardýr; o makam ne kadar güzel bir (kabul) dönüþ yeridir.

24 ve 25. ayetlerden þunlar anlaþýlmaktadýr.
Ýhtilalcilerin ýsrarcý beklentilerine boyun eðen Hz. Davud; bu görevi halkýn hukukunu korumak ve ülkede adaleti saðlamak amacýyla onlara saygý gösterip, teklifi kabul etmek zorunda kalmýþtýr. Sonrasýnda da; adalet ve merhametten sapma korkusu Hz. Davud’u Allah’tan maðfiret/af dilemeye götürmüþ olmalý. Yönetsel (yasa koyma ve hukuku gözetme) iþlerden dolayý düþebileceði hatalar için Yüce Allah’tan hep af isteyip bütün iþlerinde ona (duaya) yöneldi.
Hz. Davud’un Allah’tan af/baðýþlanma istemesinin altýnda baþka bir neden daha olabilir. Talut’un ardýndan idari iþlerden/kraliyetten çekilmesiyle meydaný boþ bulan yeni kral ve kentli Yahudi antik tüccarlarýn, kýrsalda yaþayan (Daðlar) çobanlar aleyhine; ülkeyi ekonomik ve siyasi kargaþaya/çöküþe sürüklemiþ olmalarýdýr. Böyleyse bu durumda bir nebi olan Hz. Davud; olanlardan kendisini sorumlu tutmuþ ve Allah’tan af dileme düþüncesine gitmiþ olmasý da mümkündür…
Ve Hz. Davud; krallýðýn/iktidarýn gücüyle kibirlenmeden, hukuk karþýsýnda onlarla birlikte (rükû edip/eðilerek) halkla beraber oldu. Onlarýn derdiyle dertlenip tutuþtu; hak için halka hürmet gösterdi. Ancak bu þekilde görevini layýkýyla baþarabilirdi. Halkýn beklediði adalet karþýsýnda, hep yerlere (Allah’a) kapanarak her iktidar için lazým olan merhameti saðlamýþ olmalý. Toplumlar, ancak adil yasalarla yönetilirler ise küçük yanlýþlarý ve eksikleri görmezden gelebilir. Ýktidarýn saðladýðý genel memnuniyet; halký her devirde huzur sükûnete kavuþturur…
Yine bu ayetlerde þunu da okuyoruz, Hz. Davud (as) adil bir kral olarak halkýn nazarýnda; bir nebi olarak da Allah katýnda güzel bir makama ulaþmýþtýr. Krallýðýnýn veya ömrünün sonunda, oðlu Hz. Süleyman’a ve sonraki çaðlara örnek olacak bir adalet devleti býrakmýþtýr…
Yüce Allah sonraki ayette, iktidara getirilen Hz. Davud’a; onu kral yapanýn halk olduðu, onlarýn arasýnda adaletle hükmetmesini, halkýn hak ve özgürlüklerini korumasýný ister. Yine Kur’an, “Hz. Davud’un adalet iktidarý” üzerinden tüm (zamanlarýn) iktidarlarýný “adalet ve liyakat” ilkesine baðlayýp, “Allah yolundan” ayrýlan yöneticileri sert bir þekilde uyarmýþtýr. Halkýn, Kur’an’ýn bu uyarýsýna sýðýnarak; “zalim rejim ve yaðmacý iktidarlarý devrimle deðiþtirmeleri” mesajý ise kýyamete kadar kalýcýdýr…
Sâd Suresi;

26: Ey Davud! Gerçekten, seni bulunduðun topraklara halife (yaþadýðýn ülkeye siyasi bir lider; kral) yaptýk. Artýk insanlar arasýnda dosdoðru hüküm ver ve (ülkeyi adil yasalarla) yönet. Heva ve hevesine (kiþisel tutku ve arzularýna, çýkarcýlarýn istediði haksýz düzenlerine) uyma; yoksa Allah’ýn dosdoðru yolundan (halkýn hak ve desteðinden uzaklaþtýrýr) saptýrýrlar. (Ýktidarda olanlar iyice bilsinler!) Hesap gününü umursamayýp (unutup ta) Allah yolundan (hak ve adaletten) uzaklaþanlarýn göreceði karþýlýk; kesinlikle çok þiddetli bir (devrim ve) azaptýr.

Bu 26. ayetten de daha iyi anlaþýldýðý gibi Hz. Davud, “koyun devrimiyle” krallýða getirilmiþtir. Ayetteki “seni halife yaptýk” fiili halk adýna söylenmiþtir. Belki de tarihte halkýn isteðiyle (sivil seçimle/tercihen) iktidara getirilen ilk yönetici Hz. Davud’dur…
Bütün bunlarýn ardýndan MÖ 1000’li yýllarda; küçük tüccarlarýn, köylülerin ve çobanlarýn yaptýðý bu ihtilalin adýna “koyun devrimi” desek yeridir. Bu devrim belki de antik çað (insanlýðýn) yoksullarýnýn, sermayeye (prekapitalizme) karþý yaptýðý ilk devrimdir. Ama Hz Davut ve Hz. Süleyman Krallýðýnýn; peygamberler tarihinde devlet yönetimi ve adil iktidara model olma açýsýndan ilk olduðu ise tartýþýlmaz bir gerçektir. Bu gerçeðin ayrýntýlarý Yüce kitabýmýz Kur’an’ýn diðer surelerinde de anlatýlan “Davud ve Süleyman kýssalarýyla” pekiþtirilmektedir. Günümüzde doðal kaynaklarý ve piyasayý gasp etmiþ; yaðmacý ve sömürgeci “liberal kapitalist tüccarlara ve yine tefeci finans kapitalin (kartellerin) ele geçirdiði iktidarlarýna karþý, devrimci bir mücadele vermek, “Hz. Davud Adaleti” istemek her Müslüman’ýn hakkýdýr…


Kazým Bayar/06.09.2012

Kaynakça:
1- Kur’an’ý Kerim
2- Ýktisat Tarihi (Prof. Dr. Tevfik GÜRAN, Ýstanbul; 1999)
3- Siyasal Düþünceler Tarihi (Alâeddin ÞENEL, Bilim ve Sanat Yay. Ankara; 2008)
4- Ekonomi Sözlüðü (Erhan ARDA, Alfa Bas. Yay. Ýstanbul; 2002)
5- Hitit Kralý IV. TUDHALÝYA (Ýlknur TAÞ, Arkeoloji ve Sanat Yay. Ýstanbul; 2008)
6- Amurru Göçleri ve Amurrularýn Eski Ön Asya Tarihindeki Rolleri (Dr. Cemil Bülbül- http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/1575/17086.pdf)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn din kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hz. Davud ve 99 Diþi Koyun - 1 -

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Türkiyeli Ermeniler, Bayraðýmýz ve Ýstiklal Marþý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yusuf; Kuyu ve Zindan [Þiir]
Savaþ ve Çocuk [Þiir]
Ötzi'yi Kim Öldürdü? [Öykü]
Kur’an Ayetiyle Kadýnlarý "Döven" Din Âlimleri - 1 [Eleþtiri]
Allah; Tek Eþlilik Ýstiyor! [Eleþtiri]
Hac ve Kurban [Ýnceleme]
Ötzi'yi Habil Öldürdü [Ýnceleme]
Bu Yazýyý Okuyan Müslüman Oluyor [Bilimsel]


Kazim Bayar kimdir?

Kazým Bayar Biyografi 1964 yýlýnda Malatya’nýn Arapkir ilçesinde doðdu. Ýlk-Ortaokul ve Liseyi Arapkir’de bitirdi. Ýnönü Ünv. MYO Muhasebe ve Anadolu Ünv. Eðitim Fak. Fr. Öðretmenliði Bölümlerini okudu… Ýnsan Yayýnlarý, Haftaya Bakýþ Dergisi, Sýnav Dergisi ve Biliþim Yayýnlarýnda çalýþtý. Aktif Sýnavlara Hazýrlýk, Artýnet Yayýncýlýk ve Kalsiyum Yayýnlarýný kurdu… Ýslam ve tarih konularýnda araþtýrma ve yazarlýk yapmaktadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
M. Akif Ersoy


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kazim Bayar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.