Materyalist bir dünyada yaþýyoruz, ve ben de materyalist bir kýzým -Madonna |
|
||||||||||
|
24 yýl olmuþ. O günden bu yana çok þey deðiþmiþ. Her þeyden önce ben deðiþtim. Artýk genç deðilim. O yýllardaki gibi düþünmüyorum. Ama gördüklerime de biraz üzüldüðümü itiraf etmeliyim. Size mitingden hiç olmazsa bir paragraf yanlý –taraf tutan- bir izlenim yamak istiyorum. Kalabalýklar slogan atarak coþkulu bir þekilde Çaðlayan Meydanýný doldurdular. Meydan onbinlerle dolduktan sonra gruplar akýn akýn gelmeye devam ettiler. Savaþlarda ölenler için bir dakikalýk saygý duruþundan sonra katýlýmcý sivil toplum kuruluþlarýnýn sözcüleri konuþtular. Konuþmacýlarýn sözleri ‘Savaþa Hayýr’ sloganlarýyla sýk sýk kesildi. Miting olay çýkmadan daðýldý. Baþarýlý bir miting olsaydý. Böyle sözler söylemek gerekirdi. Ama baþarýlý deðildi. Yine de bazý hoþ þeyler oldu. Miting alanýna girmeden önce polisleri ve barikatlarý görünce biraz çekindim. Bir karýþýklýk olsa iþin bir ucunda en azýndan dayak yemek vardý çünkü. Ama cesaretimi topladým ve Mecidiyeköy tarafýndan giriþ yaptým. O sýrada Eczacýlar Odasý üyeleri de giriyorlardý. Yol boyunca genç üyeler (yaþlýlar da vardý) geçtikleri yerlerde insanlara, çocuklara þeker daðýttýlar. Birinde avuç dolusu þeker alan çocuða normal giyimli bir polis “Haydi sen de git arkadaþlarýna daðýt” diye akýl öðretti. Ters yönde yürüyen birkaç kiþi “Savaþ olmasýn, savaþa hayýr” diye gülerek baðýrdýlar. Ama aslýnda dalga geçiyorlardý. Yaþlý, þiþman bir çiçekçi kadýn da dualar okuyarak bizi desteklediðini belli etmeye çalýþtý. Barikatlardan geçtikten sonra Þiþli’den gelen baþka gruplarla karþýlaþtýk. Sloganlar duyulmaya baþladý. Slogan attýranlarýn elinde pilli hoparlörler vardý. Biz de Çaðlayan meydanýna doðru yürüyen korteje katýldýk. Ýleride TMMOB pankartýný gördüm. Ben de mimarým ya, yerim burasý olmalý diye düþündüm. Gittim baktým, Makine Mühendisleri Odasý üyeleri imiþ. Mimarlar ortada yoktu. Ben de onlarla yürüdüm. Yol zaten kýsaydý. Meydana geliverdik. Arada bizi gören pek olmadý ama kameralar sürekli film çekiyorlardý. Alana geldikten sonra kortejden ayrýldým. Biraz yüksek bir yere çýktým. Amacým kalabalýðý görmek. Yol kenarýnda yukarý çýkýnca, meydaný da iyice algýlamýþ oldum. Buraya meydan demek pek doðru olmaz. Ýki yolun kesiþtiði bir kavþak demek daha doðru. Ýki yanýnda büyükçe iki cami var. Kavþaðýn bir yaný, çevresi telle çevrili, içine girilemeyen bir futbol sahasý. Bir yaný duvarla çevrili özel bir alan. Yani kalabalýk toplamak için hiç de elveriþli bir yer deðil. Meydan dolduktan sonra geriye kalanlar iki yol boyunca uzamak zorunda kalýyorlar ve merkeze yaklaþamýyorlar. Birbirlerini de göremiyorlar. Meydanda kurulan ses tesisatýnýn önünde birileri konuþuyor ama neredeyse kimse onlarý dinlemiyor. Mitinge küçük küçük birçok sivil toplum kuruluþu katýlmýþ. Hepsinin de sayýlarý az. Bütün kalabalýðý toplasanýz 10bin kiþiyi geçmez. Bir benzetme yapacak olursam, ayný gün Ýstiklal Caddesinden yarým saatte geçen insanlar daha fazladýr. Yani böyle bir kalabalýk için bir bölük robocop 6 tane polis köpeði getirmenin gereði yok. Az bir grup polis yeter artar bile. Üstelik bir örgütlenmeden, gruplarýn birlikte çalýþmalarýndan söz etmek mümkün deðil. Sanki herkes oraya kendisini göstermeye gelmiþ. Bir grup, Çinlilerin yýlan ejderine benzer uzun bir bez maketin altýnda ayný Çinliler gibi gösteri yapýyor, baþka bir grup halay çekiyordu. Herhalde mitinge deðil eðlenmeye gelmiþlerdi. Bir grup da Fenerbahçe’nin maç davul ve trampetleri eþliðinde ‘Eylem Anarþi’ diye slogan atýyordu. ‘Anarþi’ diye slogan olur mu? O zaman burada ne iþin var? Uzun plastik sopalý siyah bayraklarý bana ortaçað Japon savaþçýlarýný anýmsattý. Baþka gruplarda da benzer bayraklar vardý. Ölenler için bir dakikalýk saygý duruþunda gösteriler, davullar susmadý, Çinli dansý durmadý, halay çekilmeye devam etti. Çünkü konuþulanlarý dinlemiyorlardý. Orada birileri baðýrýp çaðýrýyor, savaþ konusunda olsa gerek, bir þeyler söylüyordu. Perpa-Taksim tarafýndaki yolda, mitingden ayrýlýrken gördüðüm meydana girememiþ bir grup, yerlerde parçalanarak savaþa karþý hazýrladýklarý oyunu oynuyorlardý. Bu noktada her kimse, organizasyon komitesinin de hatasý var. Ýnsanlarý bir yere toplamakla iþin bitmediði görüldü. Halktan toplu bir katýlým isteði olsa, ne yapacaklarýný þaþýracaklarýna bahse girebilirim. Böyle bir organizasyonsuzluk kasýtlý davranýþlara da açýk bir durumdadýr. Provokasyonlara demek istiyorum. Kimin kim olduðu bilinmediði için birkaç kiþi iki grubu birbirine düþürür, olur biter. Katýlým çok azdý. Dört sendika Türk-iþ, Hak-iþ, DÝSK ve KESK’in ne kadar üyesi olduðunu bilmiyorum. Ama bunlar Türkiye’nin bütün emekçilerini kapsýyor. DÝSK ki 70li yýllarda tek baþýna 15-16 Haziran olaylarýna sebep olmuþ, askeri birlikler ancak durdurabilmiþ, sýkýyönetim ve sokaða çýkma yasaðý ilan edilmiþti. ÖDP, TKP gelip yalnýzca bayrak gösterdiler. 200-300 kiþi ancak vardý. 70li yýllarda tek baþýna Taksim Meydanýný dolduran Devrimci Gençlik küçük bir grup olarak bulunuyordu. ‘Halkýn Birliði’ isimli bir grup yalnýzca beþ kiþiden oluþuyordu. Onlar da ancak büyük bir bez pankart taþýyabiliyordu. Mimarlar Odasýnýn Ýstanbul’da 6-7bin üyesi var. Mimarlar mimarlýðýn ev ya da hazýr mutfak satarken firmalarýn promosyonu olmasýndan yakýnýyorlar. Ama ortada yalnýz bir kiþi var. O da benim. Mimarlar ki, biraz da mesleklerinin gereði olarak, toplumlarýn en aydýn, en ilerici kesimini oluþtururlar. Mitingin duyurusunun iyi yapýlmadýðý konusunda da eleþtiriler olmuþ. Bir derece doðru. Bana mitingi bildiren yalnýz bir yazý geldi, o kadar. Ýstanbul’da bireysel yapýlmýþ afiþler gördüm. Yani herkes kendi afiþini basýp duvarlara yapýþtýrmýþ. Belki birbirlerinin üstüne bile yapýþtýrmýþlardýr. Doðru bile olsa böyle mazeret olmaz. Duyursaydýlar. Ama kendi egolarýný yenemedikleri için ne kendileri bir þey yapabiliyor, ne de baþkalarýna yaptýrýyorlar. Sol artýk bir güç olmaktan çýkmýþ, marjinal birkaç grubun eline kalmýþtýr. Bunlar da birlikte hareket etmeyi öðrenmedikleri sürece de bir varlýk gösteremeyecektir. Savaþa karþý birçok dernek var. Ama ortada yoklar. Atatürkçü olmakla övünen dernekler, vakýflar ortada yok. CHP, DSP, YTP gibi partiler yok. DEHAP’ýn demokrat kesimi olduðunu iddia edenler yok. Halkýn katýlýmý yok. Ancak cesaretini toplayan, önüne yemek olarak konaný yemeyenler gelebilmiþ. Çünkü eski mitinglerden edinilmiþ bir deneyim var. Daha yakýn zamanlarda, sanýrým 5-6 yýl önce Kadýköy’deki 1 Mayýs mitinginde olan rezalet var. Anarþi olsun diye camlarý kýrýp arabalarý ateþe vermiþlerdi. Ýnsanlar belki savaþa karþýlar ama hem söylemek cesaretini gösteremiyorlar, hem de kendilerine yol gösterecek doðru bir öncü göremiyorlar. Mitingden biraz erken ayrýldým. Polis barikatlarýn ötesinde baþka bir yaþam var gibi geldi bana. Sakin bir Pazar günü, Çaðlayan’dan, Þiþli üzerinden Sultanahmet’teki panayýra kadar yürüdüm. Ayný gün yaþadým ama panayýr ayrý bir konu. Burada bir konuya daha deðinmeliyim. ‘Savaþa Hayýr’ mitinginde yalnýz solcular yoktu. Örneðin Abdurrahman Dlipak oradaydý. Hak-Ýþ’ten olduðunu sandýðým bir Sendika kendi hoparlörlerinden “Ölürüm Türkiye’m’i çalýyordu. Anlayacaðýnýz solun yok olmasýndan daha vahimi, Türkiye’de savaþýn çýkmasýna karþý çýkacak bir kamuoyu gücü bulunmuyor. Savaþ çýkarsa ne yazýk ki sonuçlarýna hep birlikte katlanacaðýz. Bu hepimizin suçu olacak. Son olarak ne düþündüðümü, nasýl davranacaðýmý anlayamayanlar için þunu söylemeliyim. Çýkacak olasý bir savaþ bizim savaþýmýz deðildir. Tersine, bizim zararýmýza olacak bir savaþtýr. Yani kendi elimizle kendimize zarar verebiliriz. Savaþýn çýkmamasý için elimden geleni yaparým. Ne yapabilirsem. Ama diyelim ki savaþ çýktý, bu kez savaþý kazanmak için elimden geleni yaparým. Çünkü biz ayný teknedeyiz. Hem kiþisel, hem toplumsal çýkarlar bunu gerektirir. 2.Aralýk.2002
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |