Herþeye imgelem karar verir. -Pascal |
|
||||||||||
|
Baþka gözlerinle bak akýp giden aleme Baþka gözlerinle bak taþa ve altuna Evrenin tüm tarihi saklý gözünün kýyýsýndan yorgun yanaklarýna inen bir damla yaþta Ve uykusuz gözleri bir lapak kan olan dai Aþka dair en büyük simyayý saklamakta O kýzartý doðan ve batan bir güneþ gibi Biliyorum az sonra gitmen gerekir Baþka bir iklim olmayacak atýný ýlgarlayýp ayrýldýðýn Bulutlarý toynaklayarak koþan küheylan Hüznü satýrlara döken kalemin kaný Ve dardaðan olmuþ þehirler Rüzgârda uçuþan kanlý pankartlar Yaðmacýlar talancýlar cellâtlar Ki sana andacým olsun oradan geçen rüzgâr Ben senin kalbinden sökülen þafaðým Yaralýyken zordayken faka düþmüþken Beni mutlaka anýmsa Bana yüreðinle bak Deðilse bir daha gördüðünde Tanýman mümkün olmayacak kadar suretim acýlardan deðiþmiþ olacak Bana yüreðinle bak O zaman silemez zaman Yüzümüze balyozla dövülen þiiri Kalbimize umutla diktiðimiz bayraðý Hoþça kal Yüzünde þarapnel asminleri açan þaki Gözlerine gökyüzünün düþtüðü Bulutlarýn kanýný sildiði yerde Hüzün aç bir kurt gibi ulurken aya karþý Baþka bir ýssýzý kazmaya devam edeceðim bilesin Sevdanýn çaðlanýný ýþýða taþýmak için Hoþça kal Dante'nin cennetinden kaçmýþ yedikçe acýkan kurt Uluyor hayatýn üzerinde Bize Alamut’un esrarýný söyleyen dai Yüzü zümrüt bir tabletle ýþýrcasýna sakallarý þelale Harrani dininden gelen bir aðaca bakarak arada bir Gözleri irþadi bir uhrevilik içinde söylüyordu “Hiç yalan olmadan doðrudur, kesindir ve çok gerçektir. “(1) Uzaktan gelen atlýnýn sesini duyamazdý kimse o sýra Etekleri yýrtýlmýþ yalýn ayaklý kavruk kalabalýk Hiçlenmiþ ömürlerinde yürüdüler bir kez daha Kendileri yarattýðý o ýþýða tapýnmaya “Aþaðýda olan yukarýda olan gibidir, yukarýda olan da aþaðýda olan gibidir, ve birlikte tek bir þeyin mucizesini gerçekleþtirirler.”(2) Alamut'tan kalmýþ bir sýr olmalý rüzgâr kadar görünmez olmasý atýnýn üzerinde Uzaklardan gelen atlýnýn gözleri dehþet Binlerce yýl sonra falan bomba saðanaklarý altýnda bir dünyada Herifin biri aþaðýda olanla yukarýda olana dair polemik Etrafta ceset-leþ-sýrtlan ve kemik ”Yüksek olaný güçlendirdikten sonra, aþaðýdaki bölgeye, kasýklarýn üstünde ve böbreklerin alýndaki esas dirilik boþluðuna iner. Orada alt bölgeyi güçlendirir (duyular, rafine irade gücü ve hisler) . Bu þekilde güçlendirilmiþ olarak sübtil beden içinde dünyanýn ihtiþamýna sahip olursunuz. Sübtil bedenindeki evriminizden dolayý, üst ve alt geliþmeden dolayý, güçlerin en büyüðüne sahip olursunuz: Þeylerin esasýný bilmek (3) vs vs Ezoterik kaþlý sýr bekçisi zamandýþý sustu Sanki tüm zamanlarý dinlercesine Ve tekrar Ve tek tek Ve ürperterek titrek sakallarýndan bir su gibi döküldü esrarlý sözleri “Ve bütün her þey bir olandan geldiðinden, bir olanýn düþüncesinden gelmiþtir. Böylece her þey bu tek olandan uyum saðlayarak çýktý. Güneþ onun babasýdýr, Ay annesidir. Rüzgâr onu karnýnda taþýmýþtýr, Toprak beslemiþtir. Dünyanýn bütün gücünün babasý budur. Onun gücü eðer topraða dönerse her þeye yeter. Topraðý ateþten ayýracaksýn, ince olaný kalýn olandan; bu büyük bir maharetle olmalý. “ (4) 1164 yýlýnda, Ýsmailli Ýmamý 2. Hasan, Ramazan ayýnýn ortasýnda þeriatý kaldýrdýðýný açýklamýþtý. Oruç tutmanýn yanýsýra, namaz kýlma ve diðer ibadet zorunluluklarýnýn da kalktýðýný duyurmuþtu.Kýyamet falan kopmadý orada..Irak’ta bir buçuk milyon insan ölürken de kýyamet falan kopmadý (5) Zamandýþý þaki bunlarý biliyor gibi sürüyordu atýný Hangi sýrrýn bekçisiydi belirsizdi gözleri Bir dai hançeriydi býyýklarý bulutlarý biçiyordu Bütün dinler harmanlanmýþ gözleri iki ateþten yýldýz Baktý mý daðlarý taþlarý delip geçiyordu Yine de geçtiði ýssýz köylerde evlerine kapanýp namaza duruyordu ahali Bilmezsiniz her daim bir þaki vardýr bir yerlerde at süren Þimdi þu anda ve sonra ve daha önceleri Bir þaki vardýr daðlarda bozkýrlarda çöllerde Kutsal kâseleri devire devire devirden devire koþar Her þaki daðlarýn alýn yazgýsýdýr Kadim simyagerlerin bildiði Aðaçlarýn taþlarýn ve sularýn dilini konuþmaya yargýlý Gece baskýn gibi iner uzak mezralara Yol iz bilmez Dil diþ bilmez Yaban Bir su gibi düþer aþk sine üzre Bir ateþten dövmedir kalbin baðrýnda Yalýmlarý ölümden sonra da devam eder Bir yalým dövmedir aþk yârin dudaklarýnýn Sine üzre deðdiði yerde Yaban ýssýzlarda yol yitiren mecnunlar Onlarý görerek yol bulur karanlýk gecelerde Ömür dedikleri nedir ki gardaþ Sürünürsün karýn karýn - dizin dizin yerlerde Bir aþk kalýr ömründen rüzgârda Rüzgâr biraz da yapraktýr Yaprak biraz da su Su gibi akmaktýr ömür biraz da Oralarda Sözün ve dilin olmadýðý aþklarda yaþanýr Kadim kitaplara bakmadan bilenler diyarýnda 'Ve Musa'nýn çölde yýlaný yukarý kaldýrdýðý gibi, böylece Ýnsanoðlunu da yukarý kaldýrmak gerekir, ta ki iman eden her adamýn onda ebedi hayatý olsun.' (6) ayetini okumadan suyu ve göðü okumuþlardýr içinin aynasýndan bakarlar dünyaya yüzü paramparça olmuþ burnu yanaklarý birbirine karýþmýþ olanlar bir hilkat garibesi gibi görünmez oralarda “el insanü remz'ül vücud” sözünün anlamý bilinir –bu sözü kimse anlamaz siz söyleseniz bütün varlýklar sonsuz tekâmülü içinde görülür bilinmez bir sonsuzdan baþlayan macera bilinmez bir baþka sonsuza giderken aldýðý bütün biçimlerin dýþýnda özüyle görülür her þey bütün taþlar altundan daha deðerli bütün sular biraz yaprak biraz kuþ biraz yar gözü biraz can sen biraz bensin biraz yaðmursun biraz fýrtýnasýn biraz hiç görmediðin denizlerin tuzu var gülüþünde bütün biliciler sapkýndýr biraz bu yüzden ölümden korkmaz kimse ve yalýmlarda yürürken yanmaz ateþbaz simyacý aþksýz yüreðe aþk eken rençperdir bulutlarla ellerini silmesi yaðmurlarda çimmesi bundan sýrrýný doðarken yanýnda getirir yolculuðumuz insanýn taa içindedir sen bakma ýssýzlarda dolaþtýðýma çünkü ayrý deðil insandan ne karýnca ne kangal dikeni ne göçmen turna hoþça kal sevdasýna fak kurulmuþ þaki ikimiz de ayný yolun yolcusuyuz bir bakýma sen özgürlükler için kelle koymuþsun ben insanýn içinde ararým zincirler nasýl kýrýlýr onu aðalar beyler sultalar zulumlar olmasa insanoðlu nasýl kardeþ yaþardý er geç altuna dönüþür taþ ve altun da bir taþtýr herkes kendi içindeki taþýný altun etsin dedi bir bilge acýnýn birikip ateþten bir yumruk olmasý gibi yalnýzlýðýn kabuðunu kýran bir badem gibi yarýlmasýna benzer sen onu çoktan aþtýn ey þaki dünyanýn daðlarýnda bin yýllardýr bütün zulumlara karþý can vere vere altüst ettin bütün simyayý yedi kat gök yedi maden nefsin yedi katý taþla altun arasýnda yedi merhale insan-ý kâmile varmadan önce yedi basamak bütün bunlarý bilmeden bilirlerdi oralarda bütün aþýklar Hýzýr'dan baþkasý deðildi Deyrul Umur yanýnda kýnýfýrlar lal açar gölgesi mor bir aðaç gördüm bir tepenin baþýnda ak sakalý nur içinde konuðumsun benim otur gel göynümün baþ köþesine oturup Hint inciri yedik Adana’da bir pýnarýn dibinde konuðumsun nere gitsem yanýmdasýn sensiz yiterim ýssýzlarda yelle yüzünü yýkayan bir rençperdir göynüm benim baðrýna taþ basmýþ da gezen ömürler tanýðý dostum yýldýzlar kadar mý uzak bizim hasretlerimiz ben anlatayým da sen dinle yanýþýmý yani ben yanayým gözlerinin önünde cayýr cayýr sen beni anla iþte hiçbir dil anlatamaz kalbimizdeki simyanýn esrarýný biz taþý altýn diye bastýk baðrýmýza ömür taþ üstünde açan yosundur biraz uzasan çýnarlar gibi uzamasan yosun kalsan ne fark eder yüzünü gökyüzüyle yumayý öðrenmemiþsen serhiþin çiçekleri karda mavi gülüþür kuzu yitmiþ dað baþýnda kuzgun bölüþür saðýr mýydý kulaklarýn-kara kafalý halklarýn tanrýsý Utu saðýr mýydý gök tanrýsý-erlik han ve diðerleri Kumarbi-Zeus ve daha pek çok tanrý kuzu yitmiþ dað baþýnda –kuzgunlar etin bölüþür tanrýlar saðýr kesilmiþ bir acý çýnlar bataklýklarýnda insanlýðýn acýlar ki yýlký yýlký halýmýza gülüþür titrek sakallarýnda rüzgâr dolaþan aziz yalýn ayaklarýyla yollarý kutsayýp gider nefsini çilehaneye kapatan keþiþ kendi içinde bir cennetin sarp yollarýnda aðlar huþudan haberin var mý ey bilge akan sudan zýkkýmdan katrandan sarý buðdaydan binyýllara iz býrakmýþ katýrlardan ve develerden haberin var mý kara bodun odun yakarcasýna sürüldü ölüm ocaklarýna benden ne kaldý sende bütün kavgalarda kýrýlan ekmeði kanla karýlan mazlum korkak suspus ve namussuz kalabalýklarým ben bütün köleleriyim tarihin ve onlar bakýþlarda aþk aradýlar bombalar yaðarken masumiyete sözlerde aþk sakladýlar dize dize dizeleri sarmaþýklar ve akasyalar gibi çiçekler içindeydi bir yerlerde boðazlanýrken namus þeref insanlýk onur keman seslerinde cuþa gelip þatafatlý gecelerde düzüþtüler aþk adýna kýrbaç altýndaydý mezralar daðlar kýrbaç altýnda aç ömrü baç bahtý kýraç ömürler büzüþtü bir sürüngen gibi yalýn ayaklarý kan içinde tarih daðlarýn baþýnda eriyen karlar gibi bir þeyler var þuramda nasýl anlatsam yýldýzlarýn ve kertiyen dikenlerinin bendeki macerasýný uzaklardan geliyorum kaçaðým bu adam mý sizin aziz dediðiniz mübarek kiþi beyaz sakallarý dizlerine deðen bilmediðimiz bir dilde dualar okuyan tuhaf canlý Allah’ýn kutsadýðý bir simyacý mý bu yoksa bir evliya falan mý? daha güzel bir hayata ait hissederek geçirdi ömrünü daha yüce ve anlamlý bir dünyanýn insaný olduðunu düþünerek daha farklý olmalýydý dostlarý arkadaþlarý hayatýn onu ittiði kýyýda olamazdý ona ait aþk ne yana zorlasa rüzgâr onu geri itti basit ve seviyesiz insanlarýn arasýnda tükeniþini izledi gün be gün oysa yaný baþýnda çirkli suda gülen kadýnýn bir kilimdi sesi ve buluttan gülüþü vardý hayat kendi tarihini beter kazýmýþtý yan komþusu ýrgatýn suratýna kuþkusuz onun yüzündeki yazýlarda saklýydý en kadim simyagerlerin sýrrý devlet hastanesinin kapýsýnda sabahýn köründe uzak köylerden gelmiþ insanlar kuþkularýný saklayarak gülerken þair sarhoþ yataðýndan kalkýyor tanýmadýðý bir kadýnýn on bin yýldýr kara sabanla çift sürmeye devam ediyor kýracýn baðrýnda bir köylü ve yukarda bir yerlerde aðaçlar arasýnda türbe sanki oradan aþaðýya bakarcasýna beter gözleriyle yazgý tutkularýný ruhunun hücrelerine kapatýrken keþiþler iki milyon insan öldüðünü yazýyor gazeteler azizler haçlarýný öpedursun ilham perileri ne diyor bu duruma tarikat þeyhleri hangi zikri çekiyor azman nefislerini halatlamak için insan haklarý hayvan haklarý kadýn haklarý ne buyurmaktadýr haklanan halklara dair þakinin sakallarýndan kýrlangýçlar uçarak geldiðini gördüler burnundan ateþ soluyan al bir küheylana binmiþ bu mu dedi-tanrýyla insan arasýnda köprü olduðunu söyleyen þýh bu mu ruhlarýmýzý ateþten kurtaracak olan aziz karþýda oturmuþ nurani yüzünde derin anlamlar saklayan adamý göstererek çocuklar mermi çekirdekleri çitliyordu öte çöl akþamýnda çýdam ehli sabýr kalesi nefsini kesip atmýþ mürþit sorun ona nedir kanýn simyasý bütün eski zaman yatýrlarýnýn kabirleriyle hasbýhal etsin artýk asýl ait olduðu yere göndermek gerek onu ve mavi bir bulut çýkarttý kýlýnç yerine azizin aziz ruhunu aldý kellesiyle bir sonra gidip karþýdaki huþ aðacýnýn altýna oturdu sessiz yapraklarla konuþmaya baþladý sakallarýna kuþlar kondu sonra bindi ateþten küheylanýna bozkýrda akýp gitti deli bir su olarak ………………………………………………………………. “Harun yüzünü Leylâ'ya çevirdi sordu: «Leylâ sen misin? » «Evet Leylâ benim. Ama Mecnun sen deðilsin. Mecnun'un baþýnda olan o gözler senin baþýnda yok.» Þiir: Baþkalarýna baktýðýn gözle, Leylâ'yý nasýl görebilirsin? Onu göz yaþlarýnla tertemiz yýkamadýkça! Bana Mecnun'un gözüyle bak; sevgiliye, seven gözlerle bakmalý” (7) 03.09.2008 Notlar: Ezoterik, ezoterizm: Grekçe 'iç, içsel' anlamýndaki 'esoterikos' sözcüðünden ya da 'görüyorum, içsel olan, gizli olan' anlamlarýna gelen 'eisotheo' sözcüðünden türetilmiþtir. Karþýt anlamlýsý 'egzoterizm'dir. Zümrüt Tablet: hermes trimegistis’in cesedinin bulunduðu karanlýk maðarada, ellerinin arasýnda bulunmuþ simya üzerine yazýlý sýrlarý içeren zümrüt tableti. Alamut: Alamut Devleti'nin merkezi olarak sarp daðlarýn tepesine yaptýrýlan bir kaledir. Ýddialara göre burasý Hasan Sabbah'ýn fedailerine sahte bir cennet vaat ederek kendi Haþhaþilik öðretisini yaydýðý mekândýr. Dante'nin Cennetinden Kaçmýþ Yedikçe Acýkan Kurt: Dante, Cennet’inde yedikçe daha çok acýkan bir kurt'tan söz eder. Bu kurt Katolik kilisesini simgelemektedir. Templiyerlerin ölümüne neden olan Papa 5. Clement'i de çoban kýlýðýnda bir aç kurt olarak nitelendirir. Utu: bir Sümer tanrýsý Kumarbi: Hitit mitolojisinde babasýna saldýrýp onun erkeklik organýný kopartan bir tanrý Çýdam:Sabýr 'El Ýnsanü Remz'ül Vücud' (Tasavvuf Terimi) 'Ýnsan varlýðýn sembolüdür' Deyrul Umur: Midyat’ta bir manastýr Kýnýfýr: Urfa yöresinde Karanfile verilen ad Serhiþin: Kar Sümbülü, Kar Çiçeði, Dað Sümbülü de denilen, Mavimsi beyaz türlerinin yaný sýra, beyaz veya mavimsi beyaz renklerde çiçek açan türleri de olan çiçek. Van, Bitlis yöresinde bol bulunur Asmin: Diyarbakýr yöresinde Üç bin metrenin üzerinde yetiþebilen, lacivert çiçekli, bir hoþ bitkidir. Farsça gökyüzü anlamýndaki asuman sözcüðünden geliyor. 1-2-4: (Zümrüt Tablet, Yazan Erhan Altunay, Kaynak; internet) 3-.”(Simya Ýnisiyasyonunun Üç Mücevheri, Lynn, one of ONE, Tercüme eden Kemal Menemencioðlu, kaynak, internet 5- Haþiþiler Kimdi? , Kemal Menemencioðlu, kaynak internet 6- Yuhanna 3:14-15, Kitabi Mukaddes 7- Makalat-I_Semsi_Tebrýzý 03.09.2008 Adnan Durmaz
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © adnan durmaz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |