Günlerdir Ýstanbul kokuyor, daha da kokmaya devam edecek.

Sokaklarý sabunla ya da deterjanla yýkandý da ondan mý kokuyor?

Hayýr.

Öyleyse ne mi kokuyor?

B.. kokuyor. Daha kibarca söylersem hayvan dýþkýsý kokuyor.

Megakent olmasýyla ve çað atlamasýyla(!) övünülen Ýstanbul’un her yanýna kurbanlýk satýþ yerleri kuruldu. Hem de yerleþim yerlerinin tam ortasýna, evlerin hemen yaný baþýna.

Vatandaþ, kapýsýný penceresini açamýyor, balkona çýkamýyor. Havalarýn sýcak geçmesi de bu iþkenceyi çekilmez hale getiriyor.

Bir de astým hastalarý ve diðer solunum yolu rahatsýzlýklarý olan insanlar açýsýndan ele alýrsanýz, olayýn vahametini daha iyi anlarsýnýz.

Bu ilkelliði ise dillendiren hemen hemen hiç yok. Sadece geçen gün Kanal-D haber bülteninde ele alýndý. Çekmeköy’de vatandaþlarýn bu iðrenç kokudan yakýnmalarý verildi.

Ben de bu Çekmeköy’deki kurbanlýk satýþ yerine 400-500 metre uzakta oturuyorum. Yüzlerce dönümlük bir araziye binlerce kurbanlýk hayvan getirilmiþ. Satýþ yeri apartmanlarýn, sitelerin bitiþiði…

**

Saygýdeðer(!) siyasilerimiz!

Güzel Ýstanbulumuzu bazýlarýna rant saðlama gayreti ile beton yýðýný haline getirip çað atlattýnýz.

Ýstanbulumuzun trafiðini içinden çýkýlmaz bir hale getirerek çað atlattýnýz.

Deprem olduðunda vatandaþýn koþacaðý binlerce toplanma yerini binalarla doldurarak çað atlattýnýz.

Ýstanbulumuzun yeþilini yok ettiniz, dolayýsýyla doðallýðýný öldürerek çað atlattýnýz.

Þimdi de:

Býrakýn medeni olanýný, Afrika’nýn geri kalmýþ bir ülkesinde bile rastlayamayacaðýnýz kokulu bir þehir, mega bir ahýr yaratarak Ýstanbulumuza çað atlattýnýz!

Doðrusu emeði geçenleri kutlarým(!)

Kutlarým da, sahi “bunu nasýl baþardýnýz?” diye sormaktan da kendimi alýkoyamýyorum.

**

Evet, artýk ben de Ýstanbul’a çað atlattýðýnýza(!) inanmaya baþladým, ama bu atlatýþ ileriye deðil, geriye doðru…