Maltepe Kaymakamlýðý Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Vakfý’nýn, Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü onayýyla 5,6,7, ve 8. sýnýfa giden 1000 öðrenciye daðýttýðý kitaplar, nefret diliyle þaþýrttý. (Radikal Gazetesi)

“Charles Robert Darwin: Küçük Charles’in iki derdi vardýr. Birincisi Yahudi’dir ve kendini gizlemek zorundadýr.Okuldan ziyade hayvanat bahçesine takýlýr, maymunlara fýstýk atar. Üç beþ tane renkli kertenkele görünce nesli kesilmiþ canlýlarla yaþayanlar arasýnda münasebet kurmaya çalýþýr. Tam 20 yýl boyunca tezine uyacak malzemeler araþtýrýr. Evet, þüphe içindedir ve kendini kandýrdýðýnýn farkýndadýr.

Albert Einstein:Okulu týrnaðý kadar sevmez. Çekilir köþesine, bol bol hayal kurar.Albert iletiþim özürlüdür. Çorapsýz dolanýr, ayda bir yýkanýr ve sabun yemekten çok hoþlanýr.Dâhimiz pistir, pasaklýdýr.

Thomas Edison: Akarken küpünü doldurmaya bakar.

Newton: Ýþte aðaç altýnda pinekleyip sineklendiði günlerden birinde kafasýna bir elma düþer. “Peki ay niye düþmüyor” dan hareketle yer çekimi ve merkezkaç kuvvet arasýndaki hassas dengeyi yakalar.

Charlie Chaplin: Babasý sirklerden sebeplenmeye çalýþan çulsuzun tekidir. Anasý deseniz ona keza. Bilirsiniz Amerika ’da parayý bulanlar ya karýlarýný deðiþtiriler ya da yeni bir araba alýrlar. Þarlo ikisini de yapar, güzel arabalar alýr ve alýmlý kadýnlarla takýlmaya baþlar.”

Çocuklara okutulan kitaplarda, bilim insanlarý nasýl aþaðýlanmýþ, onlara ne kadar çirkin sýfatlar yakýþtýrýlmýþ, gördünüz mü?

Bu haberi okuyunca , nutkum tutuldu. Tüylerim diken diken oldu. Vücudumun derisinin etlerimden ayrýldýðýný hissettim. Bu nasýl bir his demeyin. Ben de bilmiyorum. Ama inanýn, hissettiðim buydu.

Bilim adamlarýnýn buluþlarýndan her yerde, her zaman, her þekilde yararlanýp; bu kiþilere hakaret etmek, sadece bilim adamlarýný deðil, onlarýn dinini, aile bireylerini aþaðýlamak müslümanlýða ne kadar sýðar bilemiyorum. Bu kiþilere müslüman demek, ne derece doðru olur, onu hiç bilmiyorum.Þimdi diyebilirsiniz ki, bu münferit bir olay. Deðil, münferit deðil.Çünkü buna benzer birçok olayla karþýlaþýyoruz. Bilime, bilim insanalarýna, sanata, sanatçýya, cumhuriyete defalarca dil uzattýklarýný hatta yok saydýklarýný biliyoruz.

Bilim insanlarýna aþaðýlýk damgasý vuran, onlara çirkin sýfatlar veren bu zihniyete sormak istiyorum:

AKP'nin Kýrklareli'nde daðýttýðý, "Hazreti Muhammed'in nüfus cüzdaný"nda çocuklarýndan birinin adýný "Tayyip" olarak yazanlara, acaba nasýl bir sýfat verirsiniz?

Orman vasfýný kaybetmiþ diyerek (2B)orman arazilerini satýþa çýkaranlar, yeterli talep olmayýnca da Ýslâmda doðal denge saçmalýðýyla camilerde hutbe okutanlara hangi sýfatý uygun görürsünüz?

Halka; “Size nikâh ebediyyen haram olmayan hala, teyze, amca ve dayý kýzlarý ile baldýz, eniþte, kayýnbiraderle birlikte oturmamanýz, bir sofrada yememenizi, haremliðe selamlýða azami derecede riayet etmenizi þiddetle vasiyet ederim. Yedi yaþtan yukarý yahut aþaðý olsa da gösteriþli olan kýz yavrularýmýza el öptürmememizi de özellikle tembih ederim." diyerek; bizi akrabalarýmýzdan, kan baðýmýz olan kiþilerden “ günah” diyerek uzaklaþtýranlara hangi sýfatý verirsiniz?

Sýnýfta öðrencilerine “Kimlerin annesinin baþý açýk? Onlarý uyarmazsanýz siz de günahkâr ve cehennemlik olursunuz. Þunu yaparsanýz dinden çýkarsanýz, bunu yaparsanýz dinden çýkarsýnýz.” diyerek, henüz on- onbir yaþýndaki çocuklarýn yüreðine korku salan, onlarý dinle korkutan ve görevi çocuklarýmýza sadece yabancý dil öðretmek olan öðretmenler, nasýl bir sýfatý hak ediyorlar?

Yabancý bilim adamlarýný müslüman olmadýklarý için aþaðýlayan, çocuklarýmýzýn annelerinin baþýnýn açýk mý kapalý olduðunu sorgulayan; onlarýn en küçük yanlýþlarýnýn bile kendilerini dinden çýkaracak sebepler olduðunu söyleyerek yavrularýmýzýn gece kâbus görmelerine sebep olan ve dolayýsýyla çocuklarýmýzý bilimden- sanattan- hayatýn gerçeklerinden uzak tutmaya çalýþan zihniyetten nefret ediyorum. Allah tez zamanda bunlarýn- belâlarýný demeye dilim varmýyor- cezalarýný versin.