ALGI DAÝRESÝ BÖLÜM 6
(Geçmiþe Dönüþ)
HASSAS ADAMLAR KULÜBÜ
Gri boyadan, uzun ve kasvetli koridorlardan, eski Türk filmlerindeki aklýnýza gelebilecek en acýklý sahnenin ýþýkçýsýnýn üç kuruþ yevmiyesi ile puslu Galata sokaklarýnda dolaþmasýndan derbeder kýlýklý okulun toplama kampý komutaný endamlý müdürü her pazartesi sabahý olduðu gibi tek sýra dizilmiþ öðrencileri görmekten anlaþýlamaz bir zevk almasýna beþ dakika kala fýsýldaþýyorlardý. Kasýmda Çanakkale’de çýkan lodos fýrtýnasý bilirlerdi ki depresif, karamsar ve hatta sevdikleri kýzý bile tuttuklarý kaya balýklarý gibi sevimsiz yapabiliyordu onaltý yaþýndaki retinalarýna. Rüzgar sabahýn ilk ýþýklarýnda bu memur ve iþçi sýnýfýndan kafi gelen orta direk çocuklarýnýn evde yakýlan sobalarýn isi yüzlerine sinmiþçesine karþýlamaktaydý. Her zamanki gibi kapýdaki nöbetçi öðrenci yýlda bir kez denk gelen ve kasvetli derslerden kurtulmasýný mümkün kýlan cebberrut görevinde içten içe büyük bir vakur ile kapýda beklemekteydi kraldan çok kralcý dökümü ile. Basket potalarý hafta sonu duvarlarý aþýp okul bahçesine giren öfkeli çocuklar tarafýndan çoktan kýrýlmýþ ve “keþke bir basketbol takýmýnýz olsaydý” dercesine hüzünlü bir boyun eðiþle sabah içtimasýný bekleyen bu pejmürde grubu gözlerken, eðitim reformunu yýllar yýllar önce yapan bir kuzey ülkesindeki çocuklar yarýn okula gitmenin heyecaný ile evlerine dönmüþlerdi bile.
-Akþam b r film izledim oðluuuum
-Ne izledin
-“Ölü Ozanlar derneði” izleyebildiniz mi? TRT verdi…
Gülüþmeler oldu kýs kýs, ama utanmadan birbirlerinden çünkü sadece beþ kiþilerdi. Tüm dünyayý ve tüm okyanuslarý Öðretmen evi karþýsýndaki kayalýklarda demirli eski teknelerle geçebileceklerini sanan beþ kiþi , uzun ömürlü bir zeytin aðacýndan onda bir küçük yaþlara denk.
-“Ýzledim bende” dedi en yakýþýklý olanlarý, ileride uzun yol kaptaný olacaðýndan bihaber. Bir çeþit doðal nedenlerde ötürü bu gruba liderlik eden, mavi ceketi her daim temiz, kravatý her daim usüle baðlý dolaþan bu genç adam ayný zamanda bir çeþit süper kahraman gibiydi beþlik dünyalarýnda. Dümdüz liselerinde düz bir yaþamdan gelme sivilceleri ile pek sayarlardý onu. Bir keresinde okulun pitbul tavýrlý külhanbeyi herkesin ortasýnda ona vurup yere düþürdüðünde kalkýp beton kaplý okul bahçesinden “ bir daha vur bakalým” demiþ , gücünce mukavemet etmiþ, pitbul ve çetesinin saygýsýný ve dokunulmazlýðýný bile kazanmýþtý. Ýçlerinde biri vardý ki nasýl anlatsam Saroz körfezinde en ayak basýlmamýþ koy gibi sütliman, yada Kazdaðlarý’na altýncýlar girmeden evvelki korkak ayýlarýn inleri sessizliði gibi bekleþmeyi yeðlemiþ duruyordu. Ergence isim takmaca oyununda ona “sakin” derlerdi. Hiç konuþmaz ve fakat zihni ülkeye yeni gelen Fransýz menþeyli Reno 12 otomobil motoru gibi sýký çalýþýrdý doktor olacaðýndan habersiz. Derken bir diðeri
-Oðlum bizim burada o filmdeki gibi idealist bir öðretmenimiz yok ve olmayacak aklýna sok bunu öte yandan bu okuldaki bin adamdan sadece beþ kiþiyiz biliyorsun biz onlara göre tuhaf tipleriz!
Tuhaftýlar çünkü kitap okurlardý. Tuhaftýlar çünkü bu güruha garip gelen zevkleri vardý, tuhaftýlar kýzlara karþý hep kibardýlar, tuhaftýlar toplaþýp þiir okurlardý, tuhaftýlar adaletsizliðe karþý bir duruþlarý vardý, tuhaftýlar her yýlbaþýndan 10 gün sonra Çanakkale kayalýklarýnda oturmaya yemin billah etmiþlerdi. Tuhaftýlar, tuhaftýlar iþte…
Gülüþmeler devam ederken orta halli, bol sivilceli, sesi en çatlak olaný
-Dün çamur atölyesi var ya mahallede onun artýk killeriyle bir heykel yaptým akþama uðrayýnda bakýn
Dedi. Okulun en kýymetli kýzý bile komþu olarak bazen bahçesinde yaptýðý derme çatma siluetleri görüp, iki kolu önünde gereksiz bir sürü kitabý sýkýþtýra sýkýþtýra geçerken bu derme çatma oðlana Assos’taki yýdýzlar misali bakardý da seninki utanýrdý ergen aklýyla. Bilemezdi ki ileride yaþamýný paylaþacaðýný . DEVAM EDECEK.
Cumhur Ç.