Konuþ ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Umut uzun boylu, kývýrcýk saçlý, ela gözlü, ince bir genç adamdý. Leyla ne kadar da Ural’a benziyor diye geçirdi içinden. Hoþ sohbet bir gençti Umut. Güzel bir sohbet’in ve yemeðin ardýndan "Neden master için kadýn çalýþmalarýný seçtin merak ettim?” diye sordu Leyla. Umut biraz gözleri nemlenerek “Belki Deniz size sonra anlatýr efendim” diye yanýt verdi. Leyla’nýn meraký artmýþ ancak sorusunu tekrarlamamýþtý.Güzel bir akþamýn sonunda delikanlý Leyla’ya “Müsade ederseniz sizi evinize býrakayým efendim” dedi. Leyla genç adamýn nezaketinden mutlu olmuþtu. Eve geldiklerinde saat gece 12’yi geçiyordu. Deniz çok heyecanlý, cývýl cývýl öten bir kuþ misali “Nasýl buldun anneciðim, mükemmel biri degil mi?” dedi. Mükemmel sözüne takýldý Leyla. Ýçinden ben de bir zamanlar Ural için böyle düþünüyordum diye geçirirken “Mükemmel diye birþey yoktur sevgili yavrucuðum, kimse mükemmel deðidir, akýllý ve hoþ bir gence benziyor ama zamana býrak ve taný“ dedi. Sonra “Hadi anlat bakalým bu kadýn çalýþmalarý masterýna ve kadýn haklarý grubuna neden takýlmýþ Umut, tamam seni anlarým feministsindir biraz” dedi. Deniz “Annecigim çok güzel bir geceydi, ne olur bu gecenin büyüsünü bozmayalým, biraz buruk bir hikaye. Söz, yarýn Cumartesi kahvaltýda anlatýrým” dedi. Leyla zaten seminer ve yemek derken yorulmuþtu. Biraz iþine geldi. Bir duþ alýp yattý. Sabah erkenden kalkýp camlý balkonunda güzel bir kahvaltý hazýrladý kýzýna. Yine muhteþem bir sonbahar sabahýydý. Balkon kýrmýzý, pembe, beyaz, lila renkli sardunyalarla doluydu ve bir bahçe kadar güzeldi. Çiçekler kat kat ve renk renk açmýþlardý. Sonbaharda hep coþar bu çiçekler dedi kendi kendine. Sardunyalarý Ural’da çok severdi. Saat 9 oldu Deniz uyanmadý, 10 oldu uyanmadý, 11 oldu uyanmadý. Uyartmaya kýyamadý kýzýný. Bunun üzerine Ural’ýn her sabah yaptýðý gibi kasýtlý gürültü yapmaya baþladý. Deniz gürültü üzerine uyanýp saatine bakýnca “Anneciðim saat kaç olmuþ, neden beni uyartmadýn” diye serzeniþte bulundu. “Saat 12’de Umut ile buluþacaktýk. Bugün kadýna þiddete hayýr yürüyüþüne katýlacaðýz, hay Allah nasýl yetiþeceðim” derken, Leyla kahvaltý etmeden giderse müsade etmeyeceðini söyledi. Gerçi Deniz annesinden müsade istememiþti ama ayak üzeri birþeyler atýþtýrdý, hýzlýca giyinip çýktý. Güzelim kahvaltý masasýnda yalnýzdý Leyla þimdi. Yalnýz kahvaltý yapmak hala zoruna gidiyordu. 5 yýl geçmiþ ama alýþamamýþtý yalnýz kahvaltý yapmaya, Özellikle hafta sonlarý daha zordu yalnýz kahvaltý sofrasý. Oturdu bir fincan kahve aldý. Kahvaltýlýklar ona o kahvaltýlýklara bakýyordu. Birden yýllar öncesinde buldu yine kendisini. Ural kahvaltý yapmadan evden çýkmaz ve genellikle kahvaltýyý o hazýrlardý. Hele ki hafta sonlarý bir tek kuþ sütü eksik olurdu sofralarýnda. Her sabah kahvaltý sofrasýný hazýrladýktan sonra uykucu kýzlarým benim diyerek hem Leyla’yý hem Deniz’i öperek, þarký söyleyerek uyartýrdý. Çok mutlu ve sevimli bir aileydiler. Ne olmuþtu da bu sevimli aile parçalanmýþtý. Gözü balkon duvarýndaki Monet resmine takýldý. Evin her köþesine birlikte karar vermiþler, en küçük eþyayý birlikte almýþlar, birlikte döþemiþlerdi. Ayný þeylerden keyif alýyorlar, ayný renkleri seviyorlar, hatta Deniz’in ismini vermek için konuþurken ikisinin de aðzýndan Deniz ismi ayný anda çýkmýþtý. Ural ruh ikizim derdi Leyla’ya. Gülümsedi biran “Neredesin ruhum?” Sanki el dokunuþlarýný saçlarýnda hissetti! Ne ayrýldýklarýnda ne de Uralý’ýn ölümünün ardýndan, gözünden damlalar süzüldüyse de hiç dolu dolu aðlamamýþtý Leyla, ama þimdi haykýra, haykýra aðlamak istiyordu. “Neredesin, ruh ikizim, nerede? Her yerde sen varsýn sanki, sensizlik içimi her geçen gün acýtýyor...” Kahvaltý yapmadan kaldýrdý sofrayý. Üzerini giyinip Tunalýya Kuðulu Parka koþtu, sanki Ural’la buluþacaklatmýþ gibi giyinip süslenmiþti. Yine çok güzel bir sonbahar günüydü. Leyla ÜNAL (30 Kasým 2012) Devam edecek...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Leyla ÜNAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |