Elimize aldýðýmýz ince belliden ýþýl ýþýl bakan nazenini dudaklarýmýza götürürken onun süzülüp geldiði iklimleri aklýmýza getirmeyiz hiç. Özünden suya saldýðý usareye kapýlýrýz anýnda. Dudaklarýmýza her dokunuþunda
ayrý bir efsaneye tanýklýk ederiz. Sükutun koynunda bir muhabbete baþlarýz.
Kelimeler buðulanýr cümleler sýmsýcaktýr.

Camýn hayalini süsleyen berrak gamzeli peri, emsalsiz buseler kondurur dudaklarýmýza. Cam büyülenir onun gamzesinin ýþýltýsýyla biz mest oluruz.
Çay denilen gizemli nihal, suya saçlarýný çözünce suyun rengi deðiþir, baþý döner. Demlik, bu güzelliði sinesinde taþýdýðý için kutsanýr. Mevsim ister kýþ, ister
bahar olsun o her dem tazedir, taze bir baþlangýçtýr. Hayallerimizi tütsüleyen
ýtýr simidimize yoldaþtýr.

Çayýn suyundaki gizemi anlatmaya mecalimiz yetmese de kalemimizle büyülü bir iklimde dolanýr dururuz. Kelimeler bereketlenir, cümleler buðulanýr.
Karýnca kararýnca yansýtmaya çalýþýrýz çaydaki gizemi. Porselen demliðin bardaðabaþ eðmesindeki tevazuyu düþünürüz. Çaydanlýðýn ateþe baðrýný veriþindeki hikmeti
anlamaya çalýþýrýz. Çay suyundan süzülen ilhamý, gönlümüzde damýtýr demlikle, semaverle, bardakla ve dostlarýmýzla paylaþýrýz.

Elimiz kalem tuttuðu, ocaðýmýzda çaydanlýðýmýz kaynadýðý sürece bu alýþkanlýk terk etmez bizi. Çayýmýzý yudumlamaya, çay suyundaki gizemi izah etme-
ye çalýþýrýz.
Ankara, 04.12.2012 Ý.K