..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yedi iklim dört köþeyi dolandým / Meðer dünya her tarafta bir imiþ. -Dadaloðlu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Tasavvuf > gönül yonar




25 Ocak 2013
Zamana Mühürlü Ýsimler: Evliya Tezkireleri  
Doðu Muhayyilesinin Ýmkanlarýna Doðru

gönül yonar


Evliya Menkýbeleri, Doðu muhayyile edebiyatýnýn önemli eserleri olarak, fantazyanýn bütün imkanlarýna sahipken, bu kaynaklarý görmezden gelmek anlaþýlýr gerekçelere dayanmamaktadýr.


:AHEJ:

Fars ve Türk edebiyatlarýnda þairlerin biyografilerine dair yazýlan eserlere verilen ad olan ‘tezkire’, ‘zikr’ kökünden olmakla, ‘hatýrlanmaya vesile olan þey’ lerin kaydedildiði önemli kaynak eserlerdir.
Ýlk, Ýran edebiyatýnda ortaya çýkan tezkire, bir biyografi türü olarak Türk edebiyatýnda seçkin örneklerle günümüze kadar gelmiþtir. Arap kültüründe ‘Tabakât’ da denilen bu tür, günümüzdeki edebiyat tarihi ya da þiir antolojilerinin yerini doldurmuþtur. Tezkireler, subjektif olma özellikleriyle gayri resmi tarihin takibedilebilidiði metinler olarak önemini korumaktadýr. Bir çoðunun günümüze ulaþtýðý tezkireler; edip, þair, alim ve mutasavvýflarý bir araya getiren önemli kaynaklar olarak görülmüþlerdir.
Tezkireler, Doðu düþünce dünyasýna toplu bakýþýn en önemli anahtarlarýndan birisi olarak da görülebilir. Baþta Devlatþah’ýn Ali Þir Nevayi’e ithaf ettiði Tezkiretü’þ-Þuara olmak üzere, Abdurrahman Cami’nin 38 þairin tanýtýldýðý eser olan Baharistân, 600’den fazla þairin tanýtýldýðý Nefehat’ül-Üns, tezkire geleneðine kaynaklýk etmiþ, kendinden öncekilerin etkisinin görüldüðü eserlerdir.
1590’da, Alâüddevle el-Kazvi’ninin yazdýðý Nefa’isü’l-me’aþir adlý eserde, Ýran ve Hint asýllý tam 350 þaire yer verilmiþtir. Yine 350 Buharalý þair ve edibin tanýtýldýðý Tacik asýllý þair Sultan Muhammed-i Mutribî’nin Tezkiret’üþ-þuara-yi Mutribi’si önemli bir birikimi günümüze kadar taþýmýþtýr. Benzer örneklerden biri de Taki-i Kaþi’ye aittir. Kaþi’nin 631 þairin biyografisini kaleme aldýðý Hulasat’ül-eþ’ar, dönemin edebiyat antolojisini toparlamýþ gibidir. Lutf Ali Beg’in 1779’da tamamladýðý Ateþkede’si de zengin içerikli bir tezkire olarak tarihe geçmiþtir.
Bir baþka ilginç çalýþma ise 1560 kiþinin biyografisinin toplandýðý Emin-i Ahmed Razi’ye ait olan Heft Ýklimi adlý eserdir. Yine, Bismil-i Þirazi’nin 185 þair ve edibi tanýttýðý Tezkire-i Dilgüþa’sý önemlidir. Ebu Nuaym el-Ýsfehani’nin Hilyetü’l-evliya’sý, Sülemi’in Tabakatü’s-sufiyye’si de sonraki eserlere kaynaklýk etmeleri bakýmýndan ayrý bir yere sahiptir. Rýza Kulý Han’ýn 1871’de Nasýrüddin Þah Kaçar adýna yazdýðý Mecma’ul- fuþahâ ise Ýran þiir tarihinin temel kaynaklarýndan bir olarak gösterilir. Bunlarýn yanýnda, kadýn þairler, mahalli, ayný nazým türünde yazan þairler, belli bir dönem þiir yazmýþ olanlar gibi spesifik alanlarda da tezkireler yazýlmýþtýr.
Türkçe tezkirelere daha çok Ýran tezkireleri kaynaklýk etmiþtir. Attar, Abdurrahman Cami, Devletþah, Avfi gibi isimler Anadolu sahasýný ele alan þuara tezkirelerini etkilemiþlerdir.
Ali ÞÝr Nevai (Mecalisü’n nefâyis), Lâmiî Çelebi (Nefahât), Sehi Bey (Osmanlý sahasýnda ilk-Heþt Bihiþt), Aþýk Çelebi (Meþairü’þ-þuara-Bu eserin diðer tezkirelerden farký, dönemin sosyal hayatýný da anlatmasýdýr), Kýnalýzade Hasan Çelebi (Tezkiretü’þ-þuara- verdiði þair sayýsý bakýmýndan tezkireler arasýnda ikinci sýradadýr), Kafzâde Fâizi (Zübdet’ül-eþ’ar-514 þair hakkýnda bilgiyle öne çýkar) gibi binlerce þuara tezkiresi ve bunlara yazýlmýþ zeyller mevcuttur. Esrar Dede’nin Mevlevi þairleri topladýðý Tezkiret-i Þuara-yý Mevleviyye adlý eseri de sahasýnda ayrý bir yere sahiptir.
Son dönem tezkirelerine baktýðýmýzda ise özellikle Ýbnülemin Mahmud Kemal tarafýndan Fatîn tezkiresine zeyl olarak yazýlmýþ Son Asýr Türk Þairleri, Saadettin Nüzhet Ergun tarafýndan hazýrlanmýþ Bektaþi Þairleri, Mehmet Nail Tuman tarafýndan hazýrlanan ve Cumhuriyet dönemi þairlerini de içine alan Tuhfe-i Naili gibi isimleri görmekteyiz.

ALÝ ÞÝR NEVAYÝ - MECALÝSÜ’N-NEFAYÝS
Anadolu sahasýnda Ali Þir Nevayi’nin Mecalisu’n-nefayis adlý tezkiresi, bilinen ilk Türk þuara tezkiresidir. Nevai, Devletþah’ýn Tezkiretü’l-þuara’sý ve Cami’nin Baharistan’ýndan sonra kendi çevresindeki þairleri de kapsayacak þekilde bu eseri kaleme almýþtýr. Bu çalýþma daha sonra Osmanlý þuara tezkirelerine de kaynaklýk etmiþtir.
Sekiz bölümden oluþan ve iki bölümünün Türk ve Ýran þairlerine ayrýldýðý eserin* ilk bölümü Nevayi’nin; zamanlarýna yetiþemediði þairlere, ikinci bölüm meclis hayatlarýný gördüðü þairlere, üçüncü bölüm çaðýnýn þairlerine, dördüncü bölüm çaðýnýn tanýnmýþ þairlerine, beþinci bölüm Horasan’la bazý bölgelerin mirzadeleriyle azadelerine, altýncý bölüm Horasan’dan baþka yerlerin tanýnmýþ kiþilerine, yedinci bölüm sultanlar ve þehzadelere ve sekizinci bölüm Sultan Hüseyin’e ayrýlmýþtýr. 469 kiþiden söz eden eserin baþýnda Ali Þir Nevayi, Mevlana, Abdurrahman Cami ve Emir Devletþah’ýn çaðdaþý olmakla onlarýn adýný birer tezkire ile ebedileþtirmelerini takdirle anmýþtýr.
Emir Kasým Envar ile baþlayan eser; Mir Mahmud, Hafýz Sa’d, Derviþ Mansur, Seyyid Abdulhak, Seyyid Hasan Erdeþir, Abdurrahman Cami, Emir Devletþah, Mir Haydar gibi bir çok isimi anarak Ebu’l Gazi Hüseyin Bahadýr Han’la sona eder.

FERÝDÜDDÝN ATTAR’IN EVLÝYA TEZKÝRELERÝ
Feridüddin Attar’ýn 1220 yýlýnda (hicri 617) yazdýðý Evliya Tezkireleri**, yetmiþ iki evliyanýn anýldýðý ve adýnda ‘tezkire’ ifadesini taþýyan ilk Farsça eserdir.
Attar’ýn, bu eseri, uzun yýllar þuara tezkirelerine kaynaklýk etmiþtir. Cafer-i Sadýk ile baþlayýp Hallac-ý Mansur ile son bulan eserde, Ýmam Ebu Hanife, Ýmam Þafi, Ahmed bin Hanbel, Veysel Karani, Rabiat’ül Adeviyye, Muhammed Bakýr, Beyazid Bistami, Cüneyd-i Baðdadî, ibni Atâ, Biþr-i Hafi, Ali Bin Ýsfehani, Ebu Muhammed Ceriri, gibi bir çok isim zikredilmiþtir. 988 menkýbenin bulunduðu eserin çoðunluðu Arapça kaynaklardan derlenmiþtir.
XIII. yüzyýlda Ali Tusi’nin Attar’ýn bu eserine ilaveler yaptýðý ifade edilmekteyse de bunun kaynaðý týpký Attar’ýn eseri hazýrlarken ifade ettiði kaynaklar gibi günümüze kadar ulaþmamýþtýr. Araþtýrmacýlarýn, tezkirelerin kaynaklarýna dair yaptýklarý araþtýrmalarda; baþta sözlü kültürün taþýdýklarý olmak üzere, hal tercümeleri, tabakatlar, daha önceki tezkire örnekleri zikredilmiþtir. Tezkire kültürünün varlýðý ve bu alanda oluþmuþ kronikler, Attar’ýn eserini yazarken mihenk aldýðý eserlerin günümüze kadar ulaþmamýþ olmasýndaki þüpheli konumlarý bertaraf etmekle beraber, ekleme ve eksiltmelerin olmasý uzun bir dönem aralýðý söz konusu olduðunda kaçýnýlmaz görünmektedir.
Attar eserinde, ‘tezkire’ sözcüðünün içerdiði ‘zikr’ den mülhem, ele aldýðý isimlerin baþýna ‘zikr’ sözcüðünü koymuþtur. Onun bu atfý, aslýnda tezkirenin bir tür olmanýn ötesinde zikirle kurduðu baðý muhkemleþtirmek amacýyla evliya/veli isimlerinin yanýna eklenmiþtir. Kaynaðýný Kur’an ve sünnetten alan ve kýssa kültürünün devamý niteliðinde olan menkýbe sahiplerine bu sýfatýn eklenmiþ olmasý, edebi inceliðin ruhani mahfazasý gibi þýk bir nitelik kazanmýþtýr.
Evliya Tezkireleri, tasavvuf tarihine kayýt düþmesi ve tasavvuf edebiyatý olarak bilinen alan içinde yekün bir yer tutmasýyla dikkati çeker. Ýsimlerinden çok eserleriyle anýlmak istenilen sufi gelenekte tezkirelerin önemi, tarihe düþülen notlar olarak daha da önem kazanmýþtýr.
Tasavvufi hayatýn sýrlý perdelerinin aralandýðý bu eserlerde, dönemin alimlerinin, yöneticilerinin tepkisini çekmemek için yumuþatýlmýþ ifadeler mevcuttur. Zahir ile batýnýn Ýslam coðrafyasýnda sürekli tartýþýldýðý ortamlarda evliya tezkireleri bazý yerlerde fazlaca tepki almýþ, bu nedenle müellifler daha dikkatli ve yumuþak bir üslup ile tasavvuf tarihinin bu eþsiz eserlerini inþa etmiþlerdir.
Sufiler tarafýndan yaþanan ruhani hayatýn, her okuyucuya eþit sirayet etmeyeceði gerçeðinden hareketle, günümüzde dahi bu tezkireler bir çok eleþtiriye maruz kalmýþtýr. Kur’an’ýn batýnî yorumu üzerine inþa edilen ruhani hayatlarýn ‘sýradýþý’ tecrübeleri, bazen abartý, bazen uydurma, hurafe, bazen þirk, bazen de Hakk’tan sapma/sapýtma þeklinde suçlamalara maruz kalmýþ, günümüzde ise en popüler piyasa kurgularýna ‘fantastik’ vecheleri ile sirayet etmiþtir.
MENKIBELER VE FANTAZYA
Son tesbitten hareketle, evliya tezkirelerinde anlatýlan menkýbelerin ‘fantastik’ olarak yorumlanmasý, elbette bir kavram karmaþasýnýn üründür. Fantastik (uydurma, hayal ürünü, gerçek dýþý) kurgular, edebiyata verdiði güç ile bugün ‘inanýlmasý güç olan’ýn ya da ‘varolmayan’ýn etiketi haline gelmiþtir. Halbuki gerçek dýþý olanýn ‘gerçek’ ile zorunlu bir baðý vardýr. Kendisini tanýmlarken bile ona muhtaçtýr. Kendinden olaný kendinden kopararak deðilleme mantýðý, bütünü de inkar etme mantýðýný getirecektir. Bu þu demektir: Gerçek dýþý bir þey, kendisini bizzat ‘dýþ’a iterek içinden çýktýðý þeyi yoksayar. Halbuki, tersten baktýðýmýzda gerçek dýþý þey, kendini o þeyin (gerçeðin) dýþýna alarak bizzat ‘gerçek’i ispatlamýþ, varlýðýný kabul etmiþ sayýlýr. Çünkü olmayan bir þeyin ‘dýþý’da yoktur.
Sözü uzatmadan; evliya tezkirelerinde geçen ‘gerçek dýþý’ olaylarý/olgularý modern akýl hapishanesine týkýlmýþ insanlar olarak, yalnýzca aklýn sýnýrlarý içinde, bizzat ‘gerçek’in dýþýna atarak okursak, ‘deli saçmasý’ndan baþka bir þeyle karþýlaþmayýz. Ateþin yakmadýðý bedenler, su üstünde yürüme, görünmez olma, bir anda birden fazla yerde bulunma, aklýndan geçenin uzak bir bölgede vuku bulmasý, maddenin/cisimlerin kuvvet uygulanmadan yerlerinden kýpýrdamasý ve harekete geçmesi gibi bir çok menkýbe olayýný (aslýnda olgusunu) ‘gerçek dýþý’ kabul edebilme özgürlüðümüz var elbette. Fakat bu özgürlüðün, ‘kýsýtlanmýþ akýl’la ya da sýkýþtýrýlmýþ önyargý bloklarýyla çepeçevre kuþatýlmýþ olduðunu görebilmek için de yine o özgürlüðe ihtiyacýmýz var.
Modern insanýn gerçek dýþý algýsý, akýl sýnýrlarýnýn kendisine dayattýðý bir inkar olarak ‘Gerçek’ olaný asla perdeleyemez, onu görmezden gelsek bile o varolduðu, boþluðunu doldurduðu alanda durmaktadýr ve diridir. Bu konuyu bir baþka çalýþmaya ayýrmak üzere þimdilik nokta koyalým.
Gönül yonar – edebistan 2013 ocak
*Ali Þir Nevayi, Mecalisü’n-nefayis, AÜ, Türk Araþtýrmalarý Enstitüsü, 1995 Erzurum
** Feridüddin Attar, Evliya Tezkireleri, Kabalcý, 2007 Ýstanbul



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


gönül yonar kimdir?

Araþtýrmacý-yazar


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © gönül yonar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.