Doðallýk sahip olunan deðil, kazanýlmasý gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
Ahmet böyle þeylere hiç mi hiç alýþýk deðildi. Tüm sýnavlarý ve engelleri aþýp devlet memurluðu denen saðlam iþe girmiþti. Artýk onun yaþamýnýn “Karada ölüm yok!” sözüyle birebir eþlenebileceði düþünülüyordu. Ama her þey beklendiði gibi olmadý, orada baþka sorunlarla karþýlaþtý. En önemli sýkýntý da, “Bu þefindir, amirindir; her þeyi ondan öðreneceksin, onu iyi dinle, saygýlý ol!” dedikleri kiþinin devlet malýný yarýya girmesi, sürekli bir þeyler aþýrmasýydý. Gördüklerinden çok rahatsýz oluyordu genç memur Ahmet. Daha bir yýlýný doldurmadýðýndan, o þefin Ýyi hal raporuna olan ihtiyacý da belini büküyordu. Ama bir çaresi olmalýydý. … Ucundan kýyýsýndan arkadaþlarýna açýldý, onlar da iþin farkýndaydý ama, yanýtlarý olumsuzdu. Genellikle “Adamýn arkasý saðlam. Baþýna iþ açarsýn, iþinden olursun, sepetlenirsin!” diye uyarýlarda bulunuyorlardý. Adamýn yaptýklarýný bilmeyen yoktu; ama, üstüne gitmeye cesaret edilemiyordu. Ya arkasý çok saðlamdý ya da öyle gösteriyordu. Bir araya geldiklerinde “Adamýn evinde karýsýndan baþka her þey daireden aþýrma; bir gün daireyi arabasýnýn arkasýna takar götürürse hiç þaþýrma” gibi tekerlemeler üretiyorlar, iþ baþa düþünce her birinin önemli bir iþi çýkýveriyordu. Bu sinmiþ tavýrlar da “Devlet malý deniz …”ci zihniyeti daha bir cesaretlendiriyordu. … Sabrý gitgide taþan Ahmet, artýk dayanamýyordu; bir þeyler yapmalýydý. Bu rahatsýzlýkla dairedeki en üst amiri olan þube müdürünün huzuruna çýktý. “Sayýn müdürüm durum böyleyken böyle, þu þef olacak adama bir þeyler söyle!” diyerek derdini açtý. Müdür doðru dürüst dinlemedi bile. Hatta kýzdý. “Nereden çýktý bu çatlak herif!” diye düþünüp kapýyý gösterdi; elinin dýþýyla da “Çýk çýk!” iþareti yaptý. … Çaresiz ilk izinli gününde soluðu bölge müdürünün karþýsýnda aldý. “Sayýn bölge müdürüm” dedi, “Yenge helaldir, bir sözüm yok. Aþýrdýklarýnda da hiç mi hiç gözüm yok. Ama týrnak kadar bir þey kalmýyor aþýr aþýr. Sonra bu millet baþýný nasýl kaþýr?” Bölge müdürü dinledi dinledi, saate baktý; saat de ona mý baktý bilmem, uzun süre bakýþtýlar. Duygusal bir görüntü oluþtu. Bu duygusallýk dinlemesine engel olmalýydý. Ahmet, kendini kapý dýþarý ettirmeden odadan çýktý. Bölge müdürünün bir üstü genel müdür; ama o da Ankara’da. Buna ne vakti yeterdi ne de nakdi. … Günler geçiyor, þef aþýrýyor; Ahmet, amirlerinin ilgisizliðine þaþýrýyordu. Düþündü düþündü; aklýna en üste, ta bakanlýk katýna yazmak geldi. Bu arada arkadaþlarýnýn “Baþýna iþ açacaksýn. Devlet malýný korumak sana mý kalmýþ?” uyarýlarý süredursun, aldý kalemi eline; baþlýk: “Bakanlýk Yüksek Makamýna.” Ve dizelerine “Sayýn bakaným, anlatacaðým çok” diye baþladý, “Sakýn yanlýþ anlaþýlmasýn, tek helal olaný odur; yengeye bir sözüm yok” diye bitirdi. Not olarak “Adýmýn gizli tutulmasýný saygý ile dilerim!” diye ekledi en alta. Bunu istemekte de yerden göðe kadar haklýydý. Þikayet ettiði kiþi, þefi, zordan öte, olanaksýzdý daireden def’i. Gitti mektubunu postaya verdi, yanýt beklemeye baþladý. … Bu önemli durum karþýsýnda bakanlýk da gereken duyarlýlýðý gösterirdi elbet. Nitekim, öyle de oldu. Mektubun ulaþtýðý anda bakanlýkta bir hareket baþladý. Ne demekti öyle o? Biri çýkacak, devletin malýna mülküne ortak olacak; o mal kimin malý? Herkesin malý. Bizzat bakan hazretlerinden tutun da Ahmet’in kendisine, “Baþýna iþ açacaksýn, sana mý kalmýþ devlet malýný korumak!” diyen korkak mesai arkadaþlarýna, aþýrmacý þeften daðdaki çobana, hatta memleketin en ücra köþesinin tüyü bitmemiþ yetimine dek herkesin malý. Bu duruma bakanlýkça özen gösterilmesinden daha doðal ne olabilirdi? Tez elden genel müdürlük makamýna yazý yazýldý. “Taþra teþkilatýmýz memurlarýndan Ahmet Öztürk’ün ayný bölümde çalýþan ve þefi pozisyonunda bulunan memurun devlet malýna tenezzül ettiði… yönündeki ihbarýn ivedilikle araþtýrýlmasý, sonucundan bilgi verilmesi …” Ve yazýnýn sol alt köþesine, önemlidir kaydýyla bir dipnot düþüldü: “Adý saklý tutulsun.” … Yazýnýn ulaþmasýyla birlikte, genel müdürlükte de bir telaþ bir koþuþturma baþladý. Ne demekti öyle o? Birileri kimin malýna sahip çýkýyordu! Halkýn el emeðini, göz nurunu, tüyü bitmemiþ yetimin hakkýný gaspa cesaret etmek ne demek oluyordu? Hemen yazýþmalar baþladý. Genel müdür imzasýyla bölge müdürlüðüne yazýlan yazýnýn içeriði týpký bakanlýk makamýnýn direktifinin aynýydý. Bu yazýnýn sol alt köþesinde de ayný önemli not düþüldü: “Önemi haiz olup, Ahmet Öztürk’ün adý saklý tutulsun.” Yazýnýn bölge müdürlüðüne ulaþtýðý anla, ortalýðýn ayaða kalkýþý ayný ana denk geliyordu. Odacýnýn yazýyý önüne koyduðu sýrada duvardaki saate bakmakta olan bölge müdürü, yazýyý okuyunca yerinden fýrladý. Tüm bölge müdürlüðü personelini yanýna çaðýrýp karþýsýna dizdi, “Benim yetki alaným içinde böyle çirkin bir olay yaþanýyor ve emrimdeki adamlarýn haberi yok. Ayýptýr, günahtýr. Tüyü bitmemiþ yetimin boðazýndan kesip size maaþ veriyoruz!” diye veryansýn etti. Ardýndan yazýþmalar baþladý. Bakan hazretlerinin kurduðu güzel tümceler burada da yinelendi. Ve mektubun sol alt köþesine ayný önemli tümce dipnot olarak düþüldü: Önemlidir! Ahmet Öztürk’ün adý saklý tutulsun. … Bu yazýnýn þube müdürlüðüne geliþi hepsinden sarsýntýlý oldu. Müdür bey derhal yanýna çaðýrdýðý aþýrmacý þefe, savunmasýný vermek üzere yazýyý teblið etti ve þefe Ahmet Öztürk’ün adýnýn açýklanmamasý konusunu ayrýca sözlü olarak tembih etti. Þef iþinin baþýna dönerken, müdürün sesi bu kez daha gür inledi: - Ahmet Öztürk buraya gel! Herkes daha bir dikkat kesildi, sessiz bir bekleyiþ baþladý. Müdür odasýndan kýsa bir süre sonra çýkan Ahmet, hiç kimse ile konuþmadan usulca kapýya yöneldi ve hiç bir þey demeden çýktý gitti. Onu bir daha ne gören oldu, ne de haber alan.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |