Güzellik her yerde karþýlaþýlan bir konuktur. -Goethe |
|
||||||||||
|
Güçsüz karga feryat figan ederek F Tipi cezaevinin kocaman çatýsýna düþtü. Bunca yükseklikten düþmesine karþýn, çatý üzerinde birikmiþ yeni yaðmýþ pamuk gibi yumuþacýk kar onu yaralanmaktan ve de ölmekten kurtarmýþtý. Yalnýzca sersemlemiþ kýsa süreli bir baygýnlýk geçirmiþti. Düþmenin tesiriyle kendini çatýda, kar yýðýnýn üzerinde bulmuþ, oracýkta yýðýlýp kalmýþtý. Kendine gelir gelmez kanatlarýný çýrparak silkindi, üzerindeki birikmiþ karlardan kurtuldu. Gözlerini yukarýlara dikti, çok uzaklara baktý. Hiçbir þey görünmüyordu; yalnýzca lapa lapa kar yaðýyordu. Kanatlarýný çýrptý, uçarak arkalarýnda yetiþmek istediyse de baþaramadý bunu. Bir kez daha yýðýlýp kaldý olduðu yere. Güçsüz ve çelimsizdi. Kendini yorgun ve çaresiz hissediyordu. Zaten bu yüzden düþmemiþ miydi? Kaderine boyun eðdi, bir daha da uçmayý denemedi. Hava soðuktu; bu ayazda kalýrsa, donup ölebilirdi. Öncelikle baþýný sokacak sýcak bir yer, bir kovuk bulmalýydý. Aramaya baþladý. Zordu ama bulmak. Her yer karla kaplýydý. Yine de sürdürdü aramasýný. Tam yenilgiyi kabul ediyordu ki, önünde, az ötesinde bir kovuk gördü. Umutlandý birden. Cesaretlenmiþti. Son bir gayretle kovuða yönelip gitti. Baþýný kovuðun içine sokmasý ile dýþarý çýkarmasý bir oldu. Ýrkildi korkmuþtu. “Defol buradan rezil karga!” diye baðýrdý kovuðun sahibi. Bu bir erkek baykuþtu; baþý kocaman, tüylü ve kuyruðu kýsacýktý. Öne doðru yönelmiþ, iri gözlerinde þimþekler çakýyor, nefretle soluyordu. ”Kendi çöplüðüne dön!” diye baðýrdý. “Bizi rahat býrak!” “Bana kýzmayýn bay baykuþ, kötü bir niyetim yok benim” diye yalvardý güçsüz karga.”Donuyorum, baþýmý sokacak sýcak bir yer arýyorum yalnýzca. Bahara kadar kalayým, sonra giderim. Size söz veriyorum.” “Olmaz, olamaz!” diye kestirip attý erkek baykuþ. ”Benim de bir ailem var” diye ekledi. “Yeterli yiyeceðimiz yok zaten. Kýþ vaktidir, yiyecek bulmak da zor. Bakamam sana, boþuna yorma çeneni.” “Ne olursunuz bay baykuþ acýyýn bana, merhamet edin.” diye üsteledi.“Sizden yemek de istemem. Yalnýzca kalacak bir yer istiyorum.” Gürültüye ve baðrýþlara uyanan bayan baykuþ iki yavrusuyla çýkageldi, kovuðun giriþine. Bayan baykuþ kocasýnda iriydi. . Gagasý kývrýk, pençeleri keskin, kanca týrnaklý ve döner parmaklýydý. Kocasýna; “Burada neler oluyor?” diye sordu. Sesi ürkünçtü. “Bir þey yok hayatým. Þu sefil karga sürüden düþmüþmüþ, kendine sýðýnacak bir yer arýyor.” “Olmaz olmaz, kalmasýna izin veremeyiz. Biz zaten zor sýðýyoruz… Kesinlikle olmaz!” dedi. Karganýn suratýna tiksintiyle baktý. “Siz kargalarý çok iyi bilirim. Dost olmaz sizden” dedi. “Tohum, leþ ve küçük kuþlarý avlayýp yersiniz. Yetmezmiþ gibi kuþlarýn yuvalarýnda yumurta ve yavrularýný çalar, ekinleri kýrýp zarar verirsiniz. Bu yüzden çiftçiler sevmez sizi. Bir de fare ve yavru tavþanlarý da avlarsýnýz… Benim de iki yavrum var. Onlara zarar gelsin istemem” diye son noktayý koyuverdi bayan baykuþ. Ýki küçük yavru baykuþ, meraklý gözlerle, karþýlarýnda soðuktan tir tir titremekte olan güçsüz kargaya bakýyorlardý. Bakýþlarýnda sevgi ve merhamet parýltýsý vardý. Bir aðýzdan: “Ne olursun anne ona bir yer verelim. Yanýmýzda kalsýn.” Dediler. ”Baksanýza zavallýcýk nasýl da titriyor, neredeyse donacak” “Hayýr, olmaz!” gibilerden kývrýk gagasýný yukarýya kaldýrdý baba baykuþ. “Ne olursun baba, anne” diye yalvarmaya, yakarmaya baþladýlar. Ardýndan aðlayýp, sýzlanmaya… Baba ve anne baykuþ yavrularýnýn aðlayýp sýzlanmalarýna daha fazla dayanamayýp yumuþadýlar biraz. Aralarýnda konuþup, “yanýmýzda kalabilir ama bir þartýmýz var: Eski kullanýmda olmayan kovukta kalacak. Ýç iþlerimize karýþmayacak. Ve sizinle arkadaþlýk kurmayacak. Elbette siz de onunla… Anlaþtýk mý?” Baþkaca çareleri olmayan iki yavru baykuþ, “Anlaþtýk” dedi. Havalar gittikçe soðuyor, yaðan kar üst üste yýðýlýyor, büyüyordu. Kar kalýnlýðý bir metreyi geçmiþti. Kovuk sýcaktý ve bay ve bayan baykuþ bir köþede sýzýp kalmýþtý. Yavru baykuþlardan biri, ötekini, gagasýyla dürterek uyandýrdý. “Abla, uyansana” diyordu. Abla uyandý. “Ne var, yine ne oldu?” dedi.”Ýki de bir uyandýrýp duruyorsun beni.” Diye sitem etti kardeþine. “Hiç” dedi.”uyuyamadým, uykum kaçtý da.” Abla baykuþ nedenini iyi biliyordu oysa. Göz ucuyla anne ve babasýný kontrol etti. Ýkisi de mýþýl mýþýl uyuyordu. Tam harekete geçecekleri anda birden baba baykuþ uyanýverdi. Yavru baykuþlar olduklarý yerde uyuyormuþ numarasý yaptýlar. “Yiyecek bir þeyler bulmalýyým” diye kendi kendine söylenerek, kovuktan çýktý bay baykuþ, bir insan boyunu aþan kanatlarýný çýrparak sessizce uçup karanlýða karýþtý. Yavru baykuþlar rahatladý. Depoladýklarý yiyeceklerin içinden birkaç parça eti kursaklarýna indirdiler hemencecik. Diðer kovuða, güçsüz karganýn olduðu bölüme sessizce geçtiler. Uyandýrdýlar onu. Korkmuþtu güçsüz karga.”Korkma, “dedi abla baykuþ. “sana yiyecek bir þeyler getirdik” Ýki yavru baykuþ, anne ve babalarýndan öðrendikleri gibi, kursaklarýndaki yiyeceði güçsüz karganýn aðzýna kusup yedirdiler ona. Karný doyunca, mutlandý, gözlerine fer gelmiþti. Minnettardý onlara. Hem barýnacak yer vermiþler hem de karnýný doyurmuþlardý. “Sað olun kardeþlerim” dedi güçsüz karga -ki þimdi kendini güçlü hissediyordu. “Bizim yerimizde kim olsa, aynýsýný yapardý” dedi abla baykuþ mütevazý bir þekilde. “Gidelim abla, babamýz dönmeden.” Kovuklarýna dönüp huzur içinde uyudular. Günler geçtikçe karga ile iki yavru baykuþun arkadaþlýklarý ilerliyor, aralarýndaki bu köprü dostluk baðlarý ile güçlü bir þekilde örülüyordu. Anne ve babalarýnýn birlikte ava çýktýklarý bir gecede, kargayý ziyarete gittiler. Küçük baykuþ, kendini tutamayarak, “siz kargalara hem aptal hem de besle kargayý oysun gözünü sözünü neden diyorlar?” Diye sordu. “Anne ve babam karga ile tilkinin masalýný anlatýp duruyor ikimize… Doðru mu bu?” Abla baykuþ, kardeþine çýkýþtý, kýzdý ona.”Ne dediðinin farkýnda mýsýn kardeþim?” dedi. “Çabuk özür dile!” “Özür dilerim karga kardeþ. Özür dilerim.” “Ben gücenmedim ki!” dedi karga.”Hem iyi ki sordunuz! Olayýn aslýný anlatmamý ster misiniz? Baþlarýný “isteriz” anlamýnda sevinçle aþaðýya doðru salladýlar. Karga baþladý anlatmaya: “Bir gün dedelerimin dedelerinden biri, çöplükte bir parça beyaz peynir bulmuþ, onu yerden alarak, uçup bir dala konmuþ. Peynir gagasýndaymýþ hâlâ. Oradan geçmekte olan kurnaz tilki, dedemi ve gagasýndaki peyniri görmüþ. Ve ‘karga kardeþ,’ demiþ. ‘Ne güzel sesin var senin’ O da bu iltifat üzerine þiþinmeye, havalara girmiþ hemen. Kurnaz tilki ‘karga kardeþ ne güzel sesin var senin’ diye baþlamýþ yinelemeye. ‘Bir kez ötüver de, herkes duysun, kýskansýn sesini’ O da gaza gelmiþ hemen oracýkta. ‘Gak’ deyince, aðzýndaki peynir yere düþmüþ, tilki yerdeki peyniri kaptýðý gibi, sinsi sinsi gülerek uzaklara, ta ormanýn içerlerine doðru kaçýp gözden kaybolmuþ… Ýþte hikâyenin aslý budur” dedikten sonra iki yavru baykuþa dönerek; “Size daha sonra ne olduðunu, masalýn sonunu da anlatayým” deyip baþlamýþ anlatmaya: “Buradan atalarým kýssadan bir hisse çýkarmýþlar. O günden sonra bir daha ayný hataya düþmemiþ, peyniri de tilkiye kaptýrmamýþlar. Tilki her seferinde aðacýn altýnda, eli boþ, boynu bükük ve avucunu yalar bir hâlde ayrýlmak zorunda kalmýþ… Annem bunu bana sýklýkla anlatýr ‘hatalardan ders çýkarmayý, ayný hataya ikinci kez düþmemeyi’ öðütler durur hep.” Annesi aklýna düþtü birden. Üzüldü, özlem duyuyordu. ”Caným annem,” diye hayýflandý.”Yanýmda olsaydýn þimdi. Ne çok özledim seni bir bilsen.” Kargayý büyük bir dikkatle dinleyen abla baykuþ, “sað ol karga kardeþ.” dedi.”Bu öðüdünü hiçbir zaman unutmayacaðýz!” Kardeþine dönerek, “Deðil mi kardeþim?” dedi. “Evet, abla unutmayacaðýz” Kovuklarýna döndüler. Abla ile kardeþ baykuþ kendi aralarýnda konuþuyorlardý. “Abla,” dedi merakla.”karga neden bizim kardeþimiz olamýyormuþ?” Abla baykuþ, “beni iyi dinle kardeþim,” diye söze baþladý.”Bu doðanýn bir yasasýdýr. Her canlý kendine benzer bir canlý meydana getirir. Bu böyledir hep. Ýnsandan insan, serçeden serçe, kargadan karga, baykuþtan baykuþ türer…” Abla baykuþ kardeþini kanatlarýnýn altýna aldý, onu gagasýyla sevip okþadý.”Baþka canlýlarý da sevebiliriz” dedi.”Onlarla dost da olabiliriz.” “Abla ‘hem onlarý sevmeliyiz’ diyorsun hem de babam ve annem onlarý avlayýp getiriyor sonra oturup birlikte yiyoruz. Ýþte ben bunu anlayamýyorum!” Abla baykuþ böylesi bir sorunun karþýsýnda bocaladý, ne diyeceðini bilemiyordu. Baþýný yere eðip bir süre düþündükten sonra, “bu da doðanýn bir yasasýdýr kardeþim.” dedi ve ekledi. ”Canlýlar yaþamak zorundadýr. Bunun için su, hava, et, protein gibi þeyler gerekli… Bir keresinde babam anlatmýþtý; oradan biliyorum ben de… Mesela kuþlar tarlalar için zararlý olan sinekleri, solucanlarý yerler ve bu sayede toprak verimli olur. Fareler tahýl ambarlarýný, kemirerek her þeyi yiyerek zarar verirler. Biz de fareleri yiyip fazla zarar vermelerini engellemiþ oluruz. Kýsacasý kardeþim her canlý baþka bir canlýyý yiyerek yaþamýný sürdürür. Ama insanlar farklý kardeþim. Onlardan uzak durmalýyýz. Doymaz onlar. Önüne gelen her þeyi avlarlar. Uzak durmalýyýz onlardan.” “Peki ya denizler de mi böyledir?” “Oralarda da büyük balýklar küçük balýklarý yer” Ablasýný dinlerken, gözleri yorgunluktan kapandý, derin bir uykuya daldý. Günler birbirlerinin ardýna sýralanmýþ taþýtlar gibi hýzla ilerliyordu… Havalar ýsýnmaya, karlar erimeye baþlamýþ çatýdan aþaðýlara süzülüyordu. Bahar “ben geliyorum” diyordu sevinçle. Mart kedileri çatýlara çýkmýþ, flört ediyor, baharýn geliþini kutluyordu. Doða yeþil örtüsünü tekrardan giyinmeye baþlamýþtý. Ýki yavru baykuþ uyanmýþ, etraflarýna merakla bakýnýyorlardý. Karlar erimiþ, ortalýk ýsýnmýþ, bahar gelmiþti. Baharýn gelmesine sevinemediler, üzgündüler. Söz vermiþti çünkü karga, ”Bahar gelince gideceðim buralardan” demiþti. Ve gelmiþti bahar…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Necmettin Yalcinkaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |