Cumhuriyet fikir serbestliði taraftarýdýr. Samimi ve meþru olmak þartýyla her fikre saygý duyarýz. -Atatürk |
|
||||||||||
|
SENDEN SONRA BEN HASTAHANE ODASI 7 Aralýk 1995 ;Ankara Hastahanesi Onkoloji Bölümü 21 nolu oda.Senenin son günleri ömrün son günlerini hatýrlatýyor.Hastahanenin boþ koridorlarýnda ses yok.Her odada sessiz bir direniþ , olur da tuvalette karþýlaþtýðýnýz yüzlerde bile soðuk ve isyankar bakýþlarla sakýn sorma ifadeleri hakim.Dýþarýda Ankara kar aðlýyor.En az kar kadar bu karlý þehri de seviyorum.Ama þimdi aklýma gelen tek þey bu adýnýn bile korkusu olan hastahanenin , korku ve umudu harmanladýðým odasýnda yatan hastasýydý.Bu þehir ; umutlarý ve oðlumun doðumunu hatýrlatýrdý bana , karsa ölümün huzurunu, odada yatan hasta ise hayatýmýn son dört yýlýnýn odak noktasýný. Hastahaneye kaldýrýrken elini tutarak verdiðim söze yürekten inanýyordum.Asansörde sedyedeki hastanýn baþucunda: -Buradan birlikte çýkacaðýmýza söz veriyorum; yine elele çýkacaðýz.Ben, Rabbimin içindeki hastalýðý söküp attýðýna inanýyorum.Bundan sonra inan bana çok daha iyi olacaksýn.Mevlam bize yardým etti. Yüreðimde öyle bir hafiflik var ki anlatamam. Gerçekten de inanýlmaz bir huzur ve sükunet vardý yüreðimde.Öyle ki bütün sýkýntýmýz sona ermiþ ve hayatýmda bana direnç ve dayanak olan bu insanýn birlikte çektiðimiz acýlarý sanki sona ermiþti.Bana gülümserken þimdi hatýrladýðým tek þey onun yüzündeki huzurdu.Sanýrým O da benim gibi düþünüyordu.Ya da her zaman yaptýðý gibi her þeyin farkýndaydý da benim üzülmemem için bana hissettirmiyordu. Odada bir yatak ve refakatçinin yatacaðý ya da dinlenmesi için bir çekyat vardý.Arkadaþlarýnýn yardýmýyla -ki hastabakýcýlara býrakmamýþlardý- yataða yatýrýlan hastanýn muayenesini yapan doktor çýkmadan önce beni dýþarý çaðýrdý.Hastanýn nefes almakta sýkýntý çektiðini ,odanýn mümkün olduðunca boþ býrakýlmasýný temin etmemi ve de herhangi bir þekilde parfüm –kolonya gibi kokularýn hastanýn nefes almasýný zorlaþtýracaðý için odada kullanýlmamasýný , ne olursa olsun hastaya bir þey verilmemesini , suyun bile pamukðu ýslatarak aðzýna damlatýlmasýnýn önemli olduðunu söyledi. Hastahaneye geliþimizdeki sebep ikindiden sonra hastada kan kusarak baþlayan ve boðazýný týkayýp nefes almasýný engelleyen içinde birikmiþ olan pýhtýlaþmýþ kanýn durdurulamamasýydý.Acile getirmeden hemen önce ellerimle boðazýndaki birikmiþ kan pýhtýsýný çekmiþtim.Çünkü nefes alamýyordu.Sonrasýnda da eðerek kanýn boþalmasýný saðlamaya çalýþmýþtým . Yüzü ,sakallarý kan içindeydi.Kýzýmýn koþarak getirdiði çamaþýr leðeni yarýsýna kadar kan dolmuþtu.Bir taraftan yüzünü temizliyordum ,sakallarýný kýzýmla öperek siliyorduk; bir taraftan da acile götürmek için yalvarýyordum. -Lütfen gidelim ,acilde doktorlar bir baksýn.Çok kan kaybettin.Ne olur gidelim.Kan verirler.Kendine gelirsin.Bak Mevlam bize yardým etti.Kanserli bölüm çýktý.Bu rahmettir.Yalvarýrým gidelim. Ben yalvarýrken O akciðerinden beyninin sað tarfýna sýçramýþ olan kanserin etkisiyle felç olan vücuduyla sadece gözleriyle hayýr diyordu.Ne kadar yalvarýp ikna etmeye çalýþtým bilemiyorum.Sonunda arkadaþlarýndan biriyle hastahaneye gitmeye razý olmuþtu.Koþarak telefon ettim. -Çabuk gelin Serhat çok kan kaybetti.Sadece sizinle hastahaneye gitmeye razý oldu. Aradan ne kadar süre geçti bilemiyorum.Zaman anlamýný yitirmiþti.Arkadaþý Yavuz zili çaldýðýnda kapýdamýydým , kapýyý önceden açýp Serhat’ýn yanýndamýydým hatýrlayamýyorum.Arkadaþý kucakladý ve hemen hastahanenin aciline götürdük.Orada acil kan verildi ve ambulansla Bayýndýr Hastahenesi’ne götürdük.Onkoloji servisi olmadýðýný söyleyen görevli Ýbni Sina Hastahanesi’ne götürmemizi söyledi.Ambulans bu seferde kulaklarý deðil asýl yürekleri çýnlatan sesiyle bu sefer de üçüncü hastahaneye doðru gidiyordu.Elini tuttuðum hayat arkadaþýmla bu son yolculuðumuzda acý çeken , kendinden geçmiþ sedyede yatan mýydý yoksa elini tutarak ona hayat vermeye çalýþan ben mi billemiyorum.Acildeki muayeneden ve doktorun bana yönelttiði sorulardan sonra yoðun bakým ünitesindeydik. -Ayaklarým üþüyor. -Tamam caným. Bir taraftan elimle ovalayarak ýsýtmaya çalýþtýðým ayaklarý buz gibi soðuk ve cansýzdý.Üzerimdeki kabaný çýkartarak üzerine örttüm.Doktor içkanama olduðunu söylemiþti.Gece yarýsý yoðun bakýmda Serhat’ýn hemen yanýndaki hastanýn vefat etmesiyle bizi de Ankara Üniversitesi Onkoloi Servisi’ne özel odaya kaldýrdýlar.Cebeci ‘deki Onkoloji Servisi hayatýmdaki yerini istemesemde hep acýyla,boðazýmda yutkunamadýðým yumruyla almýþ oldu.Bir daha bu semte asla uðramadým.Asansörde odaya çýkarken öyle derinden hissediyordum ki , sabah buradan birlikte çýkacaktýk. SON DEMLERMÝÞ 25 yaþýndaydým,oldukça hayata karþý toydum.Ölümle hiç tanýþmamýþtýk.Hayatýmda eksikliðini hissettiðim sevdiklerim olmuþtu ama hiç biri ölümün getirdiði bir ayrýlk deðildi.Eþimin arkadaþlarý tarafýndan , doktorlar tarafýndan hep uyarýlmama ragmen eþime ölümü yakýþtýramýyor ve iyileþeceðine inanýyordum.Hatta bazen nefes alýyor mu diye kontrol ettðimde de iyileþecek diyordum.Hatta akciðerdeki kanser beynine kadar yayýlýp felç olmasýna sebep olduðunda bile iyileþecek diyordum. Ýþte þimdi baþkaydý.Saat gece yarýsýný geçmiþ ,iki civarýndaydý.Serhat beni yanýna çaðýrýp kulaðýma fýsýltýyla -16 gün daha yatacaktýn ama ………………diyorlar.Ölüyorum.Arkadaþlarým bekliyor , ordalar ,dedi. Gülümsedi.O zaman anladým ki gerçekten zor yýllarýmýzýn yoldaþlýðýný yaptýðýmýz , birlite geçirdiðimiz dört yýl boyunca bana eþ deðil sýrdaþ olan, gücünü en zayýf anlarýmda destek bulduðum hayat arkadaþým gidiyordu.Otuz iki senelik çileli hayatýna veda ediyordu.Gözlerim, son altý aydýr hep tuttuðu gözyaþlarýma bu sefer hakim olamadý.Tekrar bana döndü: -Betül beni bekler, O’ na armut al.O küçük , sulu armut sever. -Tamam, alýrým. Sözleri sanki ben söylemiyordum.Yutkunamýyordum.Sadece dudaklarýmdan dökülen iki sözcük tamamen ben istemeden çýkan seslerden oluþuyordu.Kendimde deðil gibiydim.Zamaný da mekaný da yitirmiþtim.Sanki boþlukta bir yatak ,üzerinde Serhat ve bir de elini tutarak ona baðlanan ben vardým. -Oðlum mu geldi? Ahmet ‘in kokusu var. Oðlumuz Mayýs ayýnda dünyaya gelmiþti.Serhat ile sadece kýrk yedi gün birlikte olmuþ , altý ayýný yeni bitirmiþ bir oðlumuz vardý.Serhat ; Ahmet doðduðunda sevinçten doðumhaneye girmiþ ve çocuðu kucaklamýþtý.Hastabakýcýlar dýþarý çýkartmýþlardý.Ýlk çocuðumuzun rahatsýz oluþu ikimizi de korkutmuþ ve çocuðumuzun saðlýklý oluþuna çok sevinmiþtik.Serhat benim sütüm olduðu halde sýrf kendisi kucaðýnda beslemek için geceleri biberonda mama yapar ve oðlumuzu doyururdu.Ancak kýrk günlük olduðunda Serhat oðlumuzu yýkamak için eve geldiðinde elinde akciðer filmleri vardý.Bir süredir öksürüyordu, doktora gitmiþti.Oðlumuzu yýkadýk ve kýzýmýzda yardým etti.Ben oðlumu uyuturken Serhat çay demlemiþti.Tam çay yudumlamýþtým ki filmler ve doktorla görüþmesini sordum.Elimi tuttu, çayý elimden aldý ve doktorun muayene ettiðini , þikayetlerini söylediðini ve akciðer filmi çektirdiðini,tomografide netleþeceðini ama doktorun teþhis koyduðunu söyledi. -Tüberküloz mu? -Deðil. -………? -Tümör. -Ne! -AKCÝÐER KANSERÝ… O gün ben mi onu teselli etmek için elini tuttum , baþýmý omzuna koydum ; O mu beni teselli etmek için elimi tutup omzunda aðlamama izin verdi bilmiyorum.Farketmez de zaten…..Sonuçta hemen tedaviye baþlamamýz gerektiðine karar verdik.Ben hep yanýnda olmak istiyordum. Bunun için üç yaþýndaki kýzýmýzý ve kýrk günlük oðlumuzu anneme býrakmaya karar verdik.Daha sonra çocuklarý memelekete götürüp býraktýk.Oðlumuzu son görüþüydü.Benim de son emziriþim yavrumu aðlayarak oldu.Daha sonra tedaviye baþladýk ve Serhat kýzýmý getirmemi söyledi.Oðlum annemde kalmýþtý.Þimdi kokusunu hissettiði oðlumuzun büyüyüþünü de hiç görmedi. Ölüm böyle bir þeyse hiç korkunç deðil diye aklýma geldi.Zira Serhat çok deðiþmiþti.Mesala hastahaneye gelirken felçliydi, þimdi inanýlmaz þekilde iyiydi.Yine inanýlmaz bir koku odayý sarmýþtý.Çok güzel , hoþ bir kokuydu.Ama asla ayný kokuyu bir daha koklamadým.Hatta doktor kontrol için geldiðinde uyardý. - Odaya hacý miski mi sürdünüz? -Hayýr. -Bu koku nedir? -Bilmiyorum. -Camý açýn , hasta nefes alamaz. - Tamam. .Biraz sonra bambaþka bir þey daha oldu.Serhat’ýn tam alnýnda keskin bir yara vardý.Daha iki gün once yataktan kalkmak ve evi dolaþmak istemiþti.Vücudu hastalýktan zayýflamýþtý ama yine de benim çelimsiz vücuduma göre aðýrdý.Yataðýna yatýrýrken düþmüþtük ve alnýný yataðýn kenarýndaki keskin böiüme çarpmýþ ve derin bir yara oluþmuþtu.O acý hissetmemiþ ama benim yüreðimde acý derin bir iz býrakmýþtý.Ýþte o yara hastahaneye gelirken vardý.Çünkü hem yeni hem de derindi.Ama þimdi kaybolmuþtu.Hatta hastahanede kapýda bekleyen arkadaþý içeri girdiðinde Serhat’ýn alnýndaki yaranýn izinin kalmadýðýný görünce alnýndan öpüp aðlayarak odadan çýktý. -Gül…Bana oku … -Ne okuyayým? - Yasin… - Peki… Gözlerim yaþlardan açýlmaz halde elimde Kur’an-I Kerim , dilimde ayetler …Ne kadar okuduðumu bilemiyorum.Birden Serhat’ýn sesiyle sanki farklý alemden beni çaðýrýr gibi irkildim.Yatakta oturmuþ ve su istiyordu .Ablasý su vermeye çalýþýrken O bana seslenmiþti. Benim vermemi istiyordu.Koþarak suyu elime aldým.Tam aðzýna deðdirdim .Bana bakarak gülümsedi.Sonra bir yere bakarak kaldý.Gitmiþti.Bir eli elimde diðer elim bardaktaydý.Eli elimde ama kendisi yoktu. SÖZ VERMÝÞTÝM Hasta olduðunu öðrendiðimizde önce tedavi için uðraþtýk.Yurtdýþý dahil bütün olasýlýklarý deðerlendiriyorduk.Kanada’da Kanser Araþtýrmalarý yapan bir hastahaneden gelen cevap’’Kanserli bölgenin akciðer ve bronþlar arasýnda ve nefes borusuna baðlý olduðunu hiç bir operasyon yapýlamayacaðýný ,kemoterapi ve ameliyatýn hastanýn nefes borusunu deleceðini bu durumda hastanýn bir aylýk ömrü olduðu’’þeklindeydi. Serhat týbbýn çaresiz kaldýðýnýn farkýnda ,ölümün kaçýnýlmazlýðýna teslimdi .Sürekli benimle ölümünü konuþur olmuþtu.Bu her ikimize de zor geliyordu ama Serhat benden daha gerçekçi ve daha ailemize karþý eþ – baba sorumluluðuyla bana ölümünde ve sonrasýnda yapmam gerekenleri söylüyordu. -Ölüm beni korkutmuyor;gülüm.Benim korkum sen ve çocuklar.Sizden ayrýlmak. -Lütfen böyle konuþma.Biz birlikte yaþlanacaðýz.Çocuklarýmýzýn büyü… -Gülüm. -Ne olur sus. Diye baþlayan birlikte gözyaþlarýmýzýn sessizliðine býraktýðýmýz ortak sükunetimizle son bulan konuþmalar haftalarca adým adým biraz daha cümle eklenerek devam ediyordu.Bir baþka zaman;baþka bir konuþmanýn akabinde söz yine ayný yere geliyordu. -Biliyor musun ,ben hep bir aile hayal ederken eþim ve çocuklarým gözümün önüne gelir ama kendimi onlarýn arasýnda düþünemezdim. -Ama þimdi beraberiz.Böyle de sürecek. -Gülüm,ben bu hastalýðý yenerim.Buna yürekten inanýyorum.Ama Rabbim ölümü takdir ettiyse buna da hazýrlýklý olmamýz gerekir. Ben Serhat’ýn yanýnda hep naz yapmaya alýþkýndým.Evliliðimiz boyunca hiç büyümemiþ bir kýz çocuðu gibi Serhat tarafýndan þýmartýlmýþtým.Kendi ailemle baðlarýmýzýn kopukluðu hayatýmda Serhat’ý tüm ailemin yerine koymuþtum.Bunu þimdi daha iyi farkediyorum.Serhat ‘ýn evliliðimiz müddetince bana hayatý öðreten bir tarafý hep olmuþtu.Onunla hayatý ve onunla ölümü öðreniyordum. -Olurda seninle yalnýzken ölürsem kendini býrakma.Beni kimseye muhtaç býrakma.Nasýl ölümün geleceðini bilmiyoruz.Üzerimi sen çýkart,baþkasýna býrakma.Korkma,bedenimi terketsem de ben seni terkedemem.Yanýnda olduðumu unutma. -Bitanem bu nasýl söz! -Ben sana güveniyorum. -Lütfen, þimdi sýras ýmý bunlarýn? -Rabbim seni bizden ayýrmayacak,inanýyorum. -Gülüm; bana söz ver. O an için gerçekten bunlarýn olma ihtimalini düþünmeden söz verdim.Sadece bu konuþma bitsin istiyordum. Þimdi Serhat’a verdiðim sözü tutma zamaným gelmiþti.Söylediði gibi gözyaþlarý içinde üzerindekileri hastabakýcýlarla beraber çýkarttýk.Ablasýna sakinleþtirici vermiþlerdi.Hastabakýcýlar benim odadan çýkmamý istedilerse de söz vermiþtim,çýkamazdým. Yüzünde tebessüm duruyor ve hala gözleri açýk bana bakýyor gibiydi.Hastabakýcýlar gözlerini kapatmamý istediler ama kapanmadý.Gülen gözlerle hayata , bize veda etmiþti, öyle de kaldý…Çarþafa geçici olarak sardýlar.Morga kaldýrýlacaðýný söylediler.Sedyede hastahane odasýndan çýkarttýk.Çarþafýn altýnda da olsa elini tutuyordum.Sýcacýktý.Söz verdiðim gibi asansörden sabaha karþý birlikte , elele hastahaneden çýkýyorduk.O baþka diyarlara ben baþka…Yanýmda olduðunu ve bana cesaret ,güç verdiðini þu an adýmý bildiðim gibi biliyorum.Bunu çok derinden hissediyordum .Zira gerçekte aciz ve zayýf yaratýlýþlýyýmdýr.O an Serhat’ýn yanýmda olduðunu düþünerek dayanýklý olduðumu sanýyorum.Bir de Yüce Mevlam sabýr veriyordu. Hastahanenin kapýsýnda iki arkadaþý bekliyordu.Onlarla beraber morga götürdük.Serhat’I orda býrakmak zoruma gidiyordu. -Ben burda beklerim.Siz ablamý götürün. -Olmaz , yenge .Sizi de götürelim.Artýk yapacak bir þey yok.Takdir-I Ýlahi. -Ama ben topraða girinceye kadar yanýnda olmalýyým. -Yenge sen elinden geleni yaptýn.Buraya kadar… Kimseye halimi anlatamadým.Ama bedenen de olsa eþimin dünya üzerindeki son birkaç saatinde yanýnda olmak istiyordum.Sabaha karþý dört civarýydý.Yaklaþýk bir saat once nefes alan ve benimle olan Serhat artýk yoktu.Ne yapacaðýmý bilemez haldeydim.Koluma girerek arabaya götürdüler.Cebeci ‘den ayrýldýk.Serhat orada kaldý.Sabah ezanlarý okunuyordu.Sanki kalbim aðlýyor , kalbimin acýsýný ezanlar seslendiriyordu.Hüzün ve acý.Sabah ezanýndaki duygulardý.Hayatýmýn bir çok zamanýnda sabah ezanlarý bana farklý duygularý çaðrýþtýrýrdý.Üniversite yýllarým gibi.Ama bu dakikadan sonra sabah ezanlarý bana Serhat’ýn vefatýyla duyduðum acýyý hatýrlatacaktý. EVÝMÝZ Evimizin kapýsýndan Serhat olmadan girmek çok zordu.Bir çok kez onsuz bu eve girmiþtim elbette.Ama farklýydý.Bir daha bu eve ben onunla asla giremeyecektim.Kapýnýn önünde ben anahtarý bulmak için çantamý karýþtýrýrken O çoktan açar ve -Buyrun hanýmefendi. Diyerk elini uzatýrdý.Çantamdan anahtarý aldým ,kapýyý açacaktým ki içerdekiler sesi duyarak açtýlar.Serhat’ýn annesi , babasý ve abisi evdeydi.Dün hastahaneye kaldýrýnca haber vermiþtik, memleketten gelmiþlerdi.Onlar sessiz , biz sessiz.Kelimelerin anlamsýzlaþtýðý zamanlardandý.Herkes kendi köþesinde sessizce aðlýyordu. Serhat’ýn arkadaþlarý bizimleydi.Onlar da arkadaþlarýna son vazifelerini yapmak istiyorlardý.Serhat ölmeden önce yine beni düþünmüþ ve defin iþlemleri ile ilgili her þeyin bana sorulmasýný arkadaþlarýna tembih etmiþti. -Yenge nasýl yapalým ,nereye defnedilsin? -En yakýn evliya kabrinin yanýna defnedin , lütfen. -Baðlum’da Abdul Hakim Arvasi Hazretlerinin kabri var. -Tamam. -Cenazenin yýkanmasý için aklýnýzda biri var mý? -Evet.Ýsmail Hocaefendi yýkasýn. -Namazý nerde kýlýnacak?Bugün Cuma.Hacý Bayram Camiini severdi.Orada kýlýnsýn. -Tamam yenge.Yýkandýktan sonra görmek ister misiniz. -Hayýr.Serhat’ý o halde görmek istemiyorum. Hayat zormuþ ama yirmi beþ yaþýnda böyle bir sorumluluðu almak nasýl bir þey þu anda bile anlayamýyorum.Nasýl bir teslimiyetle kabullendim.Elli yaþýndaki bir insana bile zor gelen bu sorumluluðu nasýl üstlendim , bilemiyorum. Aileme haber vermemi kayýnpederim hatýrlattý.Bu da benim görevimdi.Telefonu elime aldým.Sabahýn bu saatinde çalan telefonu babam uykulu açmýþtý. -Baba… -Kýzým? -Serhat… Artýk gerisi gelmiyordu.O ana kadar sadece yüreðim gizli gizli kanýyordu.Ýþte þimdi taþtýðým andý.Hýçkýrýyordum.Elimden nihayet biri telefonu alýp ‘’ Serhat’ý kaybettik ‘’diyebildi.Serhat yoksa baþka kimse istemiyordum, Çevremdeki herkes anlamsýzdý.Susamýyor , hýçkýrýyordum.Kendimden geçmiþim. Kendime geldiðmde herþey aynýydý.Serhat yoktu.Evlendiðimizden beri ilk kez onsuz kalýyordum.O kadar inanmýþtým ki beni býrakmayacaðýna.O iþ için Ýstanbul’a gittiðinde bile gece döner ve ertesi gün tekrar Ýstanbul’a giderdi.Arkadaþlarý ve ailesinin dalga geçmelerine ragmen bu hep böyle devam etmiþti. Bir gün Antalya’ya gitmesi gerekmiþti.Üç gün sürecek bir iþ seyahatiydi.Serhat üç gün boyunca her gece Ankara’ya gelmiþ ve sabah tekrar Antalya’ya dönmüþtü.Bir daha da gitmedi. -Kendine eziyet etme .Gelme olur mu? -Söz veremem.Aklýma geldiðin anda burdayým.Ben senden ayrý duramýyorum. -Lütfen gelme. Ýçim ezilirdi.Ama hep geleceðini beklerdim.Bilirdim ki gelir. Askere giderken bile beni de götürmüþtü. Bir buçuk ay askerliðini Burdur’da yapmýþtý daha doðrusu yapmýþtýk.Orada ev buldu ,haftasonlarý beraber kaldýk. Þimdi Serhat yoktu.Son dört senemde hiç onsuz kalmamýþtým. Kayýnvalidem baþucumda elimi ovalýyor ve -Oðlum eþine çocuklarýna doymadan gitti.diyordu. Neydi bu Allahým.Rüyaysa uyanmak istiyordum.Böyle bir gerçeði kabullenemiyordum.Ýlk kez ölümün soðuk yüzüyle karþýlaþmýþtým. Ölüm nasýl birþeydi.Güzel olmalýydý çünkü gülümsüyordu.Ben ilk kez hayatýmda ölümü Serhat’ýn yüzünde görmüþtüm.Evet güzeldi.Serhat sert mizacýyla bilinen biriydi.Ama ölümü gülümseyerek olmuþtu.Ablalarý Serhat’ýn benimle evlendikten sonra güldüðünü gördüklerini söylerlerdi.Önce abarttýklarýný düþünmüþtüm.Sonra bir gün Serhat bana; -Bana gülmeyi sen öðrettin, demiþti.O zaman inandým. Çünkü Serhat sonunda ölüm olsa yine de yalan söylememesiyle bilinirdi.Ve ölüme gülümsemiþti.O zaman þu anda iyi olmalýydý.Ama ben acý çekiyordum.Hiç onsuz bir hayat düþünmemiþtim.Kim eþinin ölümünü düþünebilir ki. Kýzýmýz uyuyordu.Ben nasýl söyleyecektim.Babasýna o kadar düþkündü ki.Yavrumu öptüm , kokladým, ruhum huzur buldu.Ýlaç gibi gelmiþti.Veren O;alan da O.’’O’ndan geldik;!O’na dönücüleriz.’’ CENAZE NAMAZI Eve haber geldi;yýkama iþlemleri tamamlanmýþ ,cenaze namazý için bizi almaya geliyorlarmýþ.Ablam ve kayýnvalidem kefeni içindeki yüzüzünü görmek istediler. Ben tabutta Serhat’I görmek istemedim.Artýk bu kadarýna dayanamazdým.Uzaktan gelen arkadaþlarýndan da yüzünü dünya gözüyle görmek isteyenler oldu.Her gören þaþkýn , gözü yaþlý -Gülümsüyor.Serhat ‘I hiç gülümserken görmedim, diyordu.Arkadaþlarýmýn kollarýnda zor duruyordum.Ayaklarým sanki yoktu.Vücudum titriyordu , sinirlerime hakim olamýyordum.Konuþmak istesem de dilim dönmüyordu.Gözyaþlarým benden habersiz akýyordu.Zamaný geri almak isterdim.Sadace bir kaç saat önce hayatta olan eþime ,hayat arkadaþýma söyleyecek o kadar çok þey cardý ki.Benim için ne kadar deðerli olduðunu söyleyemedim hiç.Daha baþka bir çok söylenmemiþ sözü söyleyebilseydim keþke.Þimdi haykýrsam beni duyar mýydý? O gün Hacý Bayram Camii’nde üç þehitin daha cenaze namazý kýlýnýyordu.Serhat’la birlikte namazlarý kýlýndý.Karþýmda tabutta Serhat yatýyordu. Namaz bitti.Asýrlar gibi geçiyordu zaman.Yoksa zaman durmuþ muydu.Titriyordum ,kalbim titriyordu.Eðer arkadaþlarým býraksa yere yýðýlacaktým ya da koþup tabuta sarýlacak ve asla býrakmayacaktým. Tabutu omuzlarýna aldýlar ve önümden geçirerek cenaze arbasýna koydular.O anýn acýsýný anlatamam çünkü zaten bedenime aðýr gelen bu acýya dayanamayarak kendimden geçmiþim.Kendime geldiðimde evimizdeydim. -Ne oldu? Serhat nerde? - Son kez evin önüne getirdik.Þimdi defnediliyor. -Beni yanýna götürün. -Dayanamazsýn Gül , gitmeyelim. -Hayýr söz verdim, topraða verilinceye dek yanýnda olmalýyým. -……….. MEZARLIK Ankara soðuk , yüreðim üþüyor ,bedenim titriyor.Hayatýmda adýný duymadýðým Baðlum Mezarlýðý’nýn önündeyiz.Arkadaþlarým kollarýmdan tutuyorlar.Ayakta deðil hayatta durmakta zorlanýyor gibiyim.Mezarlýkta, yukarý doðru çýkýyoruz.Karla kaplý yol.Mezarlýk bembeyaz sadece Serhat için açýlmýþ mezarýn yeri kara bir toprak yýðýný…Rabbim bana yardým etmiþti ki topraða veriliþini görmemiþtim.Asýl o anýn çok zor olduðunu daha sonra öðrendim.Arkadaþlarý yanýndan uzaklaþýrken ben toprak yýðýnýna yaklaþýyordum.Topraðýn baþ ve ayak ucunda tahta dik olarak duruyordu.Baþucundaki tahtada ise eþimin adý yazýlýydý.Gördüðüm an yere yýðýldým .Artýk bedenimi taþýyamayan bacaklarýmý hissetmiyordum. -Serhat! Baþka bir þey söyleyemiyordu dilim.Aciz , yorgun ve bitmiþti yüreðim.Aklým bunu algýlamaktan uzaktý. -Rabbim! Rabbim sen ona yardým et.Sana emanet ediyorum Mevlam, sen ona yardým et. Diyebildiðimde aradan ne kadar zaman geçmiþti bilemiyorum.Yanýmdaki arkadaþlarýmda artýk dermansýz düþmüþ , onlarda aðlýyor , dua ediyorlardý.Adýnýn yazýlý olduðu tahtaya bakamýyordum.Arkadaþlarým -Gül ,hadi artýk gidelim. Bir an onu orada býrakamýyacaðýmý düþündüm.Sonra arkadaþým beni anlamýþ gibi baktý ve -Ölenle ölünmez. Bu o kadar acý bir sözdü ki. Sanki bir býçakla vücudum parçalara ayrýlýyordu.Artýk kendimde deðildim , çevremdekiler benim yerime düþünüyor ve ben deonlarýn kollarýnda külçe gibi bedenimle söylediklerini yapýyordum.Bedenimle ruhum aykýrýydý sanki . Ruhum onunla kalmak istiyor , bedenimse yavaþ yavaþ oradan uzaklaþýyordu.Býraksalar düþüp kalacaktým.O gün ayrýldýðým mezarlýktan ondan sonraki üç yýl boyunca her gün geleceðimi bilmeden ayrýldým. AHMET EVDEYDÝ Eve geldiðimizde Kur’an –I Kerim kýraatý vardý.O ulvi ses dýþarýdan duyuluyordu.Ýlk kez Yasin-i Þerif için bu hüznü duydum.Sanki ölümü anlatýyordu ,acý ve hüzün vardý o seste.Serhat’ýn ölümünü ve sadece birkaç saat önce ben bu sureyi baþucunda okurken bana sesleniþini hatýrlatýyordu. Beni oturttuklarý odada hasret kaldýðým oðlumun olduðunu gözyaþlarýmýn kapattýðý gözlerim görememiþti. - Oðlun gelmiþ Gül , kollarýna alsana. Anlam veremiyordum söylenenlere.Aylardýr göremediðim kýrk yedi günlükken býraktýðým ,bir ay kadar sonra Betül’ü almaya gittiðimde uyurken gördüðüm oðlum vardý benim.Kokusunu unutamadýðým , geceleri Serhat uyurken özlemiyle aðladýðým oðlum vardý evet.Ýþte buradaydý canýmýn parçasý.Kucaðýma verdiklerinde gayri ihtiyari dudaklarýmda tebessüm olmuþ. -Görüyor musun anneliði.Yavrusunun kokusuyla derdini unutur anne. Kulaðýma gelen ses kime aitti hatýrlamýyorum.Ama doðruydu.Yavrumun kokusu , ona dokunabilmek ,öpüp koklayabilmek, içinde bulunduðum durumu deðiþtiremese de bir an sanki uzaklaþtýrmýþtý..Hayat böyle miydi?Rabbim gerçekten bir taraftan yakarken bir taraftan sonsuz rahmetiyle gönlümü sulamýþtý.Eþimi kaybederken oðlumu kucaðýma aldýrýyor ve acýmý hafifletiyordu.Hayat döngüsünü böylelikle öðreniyordum.Gençtim ,yirmili yaþlar hayatýn öðrenildiði deðil hayattan zevk alýndýðý yýllar olmalýydý.Ben yirmi beþ yaþýnda Serhat’ýn ölümüyle gençlik yýllarýmdan da ayrýlýyordum. Kucaðýmdaki oðlumun gözlerinde hüzün vardý.Hiç kaybolmayacak olan bu hüzün sadece beni deðil onu gören herkesi mahzunlaþtýrýr.Ýri siyah gözleri, hemen gözyaþlarý süzülecekmiþ gibi bakar.O günden beri oðlum her acýmda dayanaðým ,hayat sevincim ve umudum oldu.Minik elleriyle yüzüme dokunuyordu ,ben de pamuk ellerini öpüyordum.O gönlüme dokunuyor , ruhuma sükunet veriyordu.O kadar deðiþmiþ , o kadar büyümüþtü ki.Býraktýðýmda küçücüktü , þimdi ise kucaðýma sýðmýyordu.Gözümden yaþlar akýyor ve yavrum onlara dokunuyordu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Gülsüme Kaldýroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |