Tüm mutsuzluklar yokluktan deðil, çokluktan gelir. -Tolstoy |
|
||||||||||
|
Bizi yöneten siyasilerin vatandaþý ciddiye almamalarý, ikide bir sen kim oluyorsun þeklindeki çýkýþlarý, bizi hiçbir þeye lâyýk görmemeleri; kendileri bolluk içinde yaþarken vatandaþtan neredeyse hava ve su ile idare etmelerini istemeleri, insanýn midesini bulandýrýyor, sinirlerini bozuyor. Bakan Faruk Çelik’in “Sekiz yüz lira iyi para.” demesi, kendisinin, vatandaþýn hayati ihtiyaçlarýný nasýl yok saydýðýnýn bir göstergesi. Yazýklar olsun! Hadi ayda sekiz yüz lirayla yarý aç yarý tok geçindik diyelim. Bir baþýmýza deðiliz ki. Üstüne üstlük baþbakanýn istediði gibi bir de üç çocuk yapacaðýz. Ailemizi bu parayla geçindireceðiz. Býrakýn bu parayla üç çocuða bakmayý; býrakýn ahýrýnýzdaki üç ineði, koyunu, keçiyi beslemeyi; kümesteki üç tavuða bile para ayýramayýz. Çünkü 800T.L. bize yetmez ve tavuklarýmýza bir avuç bile yem alamayýz. Ama, bakana göre sekiz yüz lira iyi para. Çünkü, tok insan aç insanýn halinden anlamaz. Senin ölün, bir baþkasýna uyuyor gibi gelir. Ayrýca bakan bizi aþaðý tabaka olarak görüyor. Aþaðý tabakanýn ne ihtiyacý olabilir ki? Bakan bizi þöyle bir çerçeve içinde görüyor olmalý: Vatandaþ dediðin, çocuk doðurmayacak. Baþbakanýn bu konuda fýrça atmasýný içine sindirecek. Kuru ekmekle karnýný doyurup, açlýktan ölmediðine þükredecek. Elektrik kullanmayacak, mumla idare edecek. Zaten elektriði bulan kiþi ecnebi. Ýktidar yanlýlarý, ecnebilere benzememek gerektiðini her fýrsatta söylüyorlar. Çamaþýr makinesi, bulaþýk makinesi de kullanmak yok. Bunlar da gâvur icadý. Ecdadýmýz çamaþýr makinesi mi kullandý? Osmanlý döneminde bulaþýk makinesi mi vardý? Sen kim oluyorsun da, makine kullanacaksýn. Ellerin armut toplamýyor ya. Yýka elinde çamaþýrýný, bulaþýðýný. Bir kýyafeti yýllarca giy. Giysinin üzerinde ne kadar yama olursa, o kadar sevap. Çünkü, dinimizde israf haramdýr. Telefon kullanmak, sizin için lüks; bizim için zorunluluk. Zamanýnda atalarýmýz dumanla haberleþiyorlardý. Ýþte siz, böyle bir neslin çocuklarýsýnýz. Tv izlemek de haddiniz deðil. Zaten, tv dizileri ahlâk bozuyor. Ekmek satýn almak size mi kalmýþ? Ekmeðini kendin piþir. Unun mu yok? Bir partiye üye olduðunda bedava unun gelir. Hem de malum partiye otomatikman üye yapýlýrsýn. Tatile gitmeyi düþünmen bile saçmalýk. Tatile, sizi yönetenler gider, yüksek tabaka gider. Nal çakýlan at’a özenip, ayaðýný nalbanta uzatan kurbaðanýn durumuna düþmenin âlemi yok. Tatile memurlar gitmez, üst tabaka gider. Hatta bakan ve vekillerin çoluk çocuk yaptýklarý yurt dýþý gezilerinin masraflarý devletçe karþýlanýr. Vatandaþ, kendini bu kiþilerle bir tutma gafletinde bulunamaz. Hindi gibi yumurtlamak isteyen tavuðun g.tünün nasýl yýrtýldýðý darbýmeseli, vatandaþa caydýrýcý olmalýdýr. Ev kirasý sizi zorluyor mu? Sen kimsin ki, kiralýk evde oturuyorsun? Git babanýn köyüne, yýkýlmaya yüz tutmuþ baraka gibi evde otur. Saray yavrusu evlere siyasiler lâyýktýr; yabancý dil bilmeyen dýþiþleri elemanlarý lâyýktýr. Onlara oy veren- vermeyen vatandaþ Allah’a emanet. Aç mezarý yoktur. Otur, haline þükret. Dünya malý dünyada kalýr. Mezara giderken, yanýnda evini götüren var mý hiç! Ýþte bize çizilen þablon bu. Bakan; “ Eðer ona mahkumsanýz 800 lira da büyük paradýr. Geçinirsiniz. Netice itibariyle peynirin kilosunun fiyatý belli, ekmeðin fiyatý belli.” demekle þunu söylemek istiyor :” Biz canýmýzýn istediði her þeyi yiyoruz, içiyoruz sizin adýnýza. Siz peynir ekmekle idare edin. Ancak; bir bütün ekmeðe bir dilim peyniri katýk etmek þartýyla. Aksi taktirde, 800 T.L. yetmiyor diye isyan edersiniz.” Vatandaþýn ihtiyaçlarýný önemsemeyen; vatandaþý kapýya gelen dilencinin eline ne verildiyse onunla idare etmesini istemek gibi bir yaklaþým gösteren bakana yazýklar olsun. Eðer bakan böyle bir yaklaþým, böyle bir bakýþ açýsý içinde olmasaydý; 800 lira iyi para demezdi. Bakanýn bizi, yukarýda yazdýðým çerçevenin içinde gördüðü çok açýk. Vatandaþý, yemek artýklarýyla beslenen kedilerle bir tutan bakaný þiddetle kýnýyorum. Böyle insanlarý seçip baþýmýza getirdiðimiz için b(s)izi de kýnýyorum. Aðacý kesen baltanýn sapý, nasýl aðaçtan yani kendindense; bize ayda 800 T.L.’yi yeterli gören bakan da bizden. Bizim oylarýmýzla orada. Suçlu kim dersiniz? Hiç gýkýnýzý çýkarmayýn. “ Ayda 800 T.L. lik bir gelir, vatandaþý geçindirmez. Geçindirmez ama, açlýktan öldürmez de. O halde oturun oturduðunuz yerde, ölmediðinize þükredin. Var mý ölümden daha ötesi? “ Haydý bakalým sevgili okurlar; siz sað, ben selâmet.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |