Hiçbir þey yaþam kadar tatlý deðildir. -Euripides |
|
||||||||||
|
Sokrat: Merhaba Meraklý Eþek Arýsý! Mantýk sorgulamasý yapmak ister misin? Meraklý Eþek Arýsý: Hoþ geldin Sokrat! Mantýk okullarda okutulan bir ders deðil mi? Ben öðrenci miyim de ders çalýþacaðýz? Öðrenciliði sevmiþ olsaydým liseyi bitirir ve de üniversiteye giderdim. Eleþtiriden eleþtiri yapmak varken, mantýk hiç iþime gelmez. Sokrat: Korkma, ders ama biz okuldaki gibi yapmayacaðýz. Ýstiyorum ki hem hoþça vakit geçirelim hem de eðlenelim. Meraklý Eþek Arýsý: Tamam Sokrat, kaptan sensin… Ben ise kabul etmek zorundayým. Çünkü kayýðýný kendin yapmadýysan, yüzdürenin baþkasý olmasýndan dolayý þikâyet etmeye hakkýn da yoktur. Sokrat: Ne güzel bir söz! Bu ara sözlerinle beni þaþýrttýðýný itiraf etmek zorundayým. Meraklý Eþek Arýsý: Aklýma geleni söylüyorum iþte… Bu ve daha önceki söylediklerim benim gerçek düþüncelerim deðil. Çoðunu onaylamýyorum, hatta önemli bir kýsmýnýn tam da tersini düþündüðümü ifade edebilirim. Sokrat: Önemli deðil! Þöyle veya böyle olmasý o sözlerin deðerini azaltmaz. Baþlayalým mý? Meraklý Eþek Arýsý: Baþlayalým. Önce bana mantýðýn ne demek olduðunu açýklar mýsýn? Sokrat: Doðru düþünmenin, doðru akýl yürütmenin yollarýný gösteren bir bilim. Meraklý Eþek Arýsý: Mantýk bilimini bilmeyen doðru düþünemez mi? Dünyada benim gibi mantýktan habersiz milyarlarca insan vardýr. Bu insanlar doðru düþünemiyorlar mý? Sokrat: Mantýk bilimini bilmeyen insanlar da doðru düþünebilirler. Çünkü gündelik yaþamlarý sýrasýnda farkýna varmadan bu yollarý öðrenmiþ olabilirler. Ancak mantýk bilirlerse daha sistemli bir düþünce ortaya koyabilirler. Meraklý Eþek Arýsý: Öyleyse baþlayalým mantýklý, sistemli düþünmeye! Sokrat: Doðru düþünmek için mantýkta 3 tane akýl yürütme yolu vardýr. Bunlarý kullanmamýz gerek. Meraklý Eþek Arýsý: Kullanalým öyleyse. Sokrat: Birinci yolda, tümel bir önermeden hareket edilir. Tümel önerme bir sýnýfýn bireylerinin hepsini gösterir. Dýþarýda kalan birey yoktur. Bütün, her, tüm, hiçbir kelimelerini içeriyorsa o cümle tümeldir. Hiçbir kelimesi tümel olumsuz, diðerleri tümel olumlu önermelerde vardýr. Eðer bir önermenin sonunda “deðildir” sözcüðü varsa, buradan da onun olumsuz olduðu sonucunu çýkarabilirsin. Bana bir tümel olumlu önerme söyleyebilir misin? Meraklý Eþek Arýsý: Bütün kuþlar uçar. Sokrat: Bir tane de kuþ söyle! Meraklý Eþek Arýsý: Serçe bir kuþtur. Sokrat: Birincisi tümel olumlu bir cümleydi, ikincisi ise tekil olumlu bir önermedir. Çünkü seçe bir kuþtur, diyerek bir sýnýfýn sadece tek bir bireyine iþaret etmiþ oluyorsun. Akýl yürütmeyi tamamlamak için bu iki önermeye dayanarak bir çýkarým yapmaný istiyorum. Yani, 1-Bütün kuþlar uçar. 2-Serçe bir kuþtur. Öyleyse… Meraklý Eþek Arýsý: Öyleyse, serçe de uçar. Sokrat: Evet, kutlarým. Doðru bir akýl yürütme yaptýn ve vargýya yani sonuca ulaþtýn. Meraklý Eþek Arýsý: “Öyleyse, serçe uçmaz.” Deseydim, ne olurdu? Sokrat: Yanlýþ bir akýl yürütme yapmýþ olurdun. Çünkü olumlu önermelerden olumsuz bir sonuç çýkarmaya çalýþýyorsun. Meraklý Eþek Arýsý: Olumsuz sonuç nasýl çýkaracaðým? Sokrat: Önermelerinden en az biri olumsuzsa sonuç(vargý) da mutlaka olumsuz olur. Meraklý Eþek Arýsý: Mesela, “Hiçbir insan dört ayaklý deðildir. Ali bir insandýr.” Dediðimde sonuç(vargý) mutlaka olumsuz mu olacaktýr? Sokrat: Evet. Verdiðin örnekten zorunlu olarak çýkmasý gereken sonucu da söyle lütfen! Meraklý Eþek Arýsý: Öyleyse, Ali de dört ayaklý deðildir. Sokrat: Bu yaptýðýmýz akýl yürütmeye mantýkta tümden gelim deniyor. Yani, bütünden parçaya geçiþ. Meraklý Eþek Arýsý: Aklýn ne kadar önemli olduðunu þimdi daha iyi anladým. Sokrat: Evet öyle. Her insan akla önem verdiðini söyler. Ýnsanlarýn çoðu da nedense hep kendi akýllarýný beðenirlermiþ. Hani, herkes ölmüþ ve öteki dünyada akýllar çýkarýlýp dizilmiþ. Ve denmiþ ki: “Herkes dilediði aklý alsýn!” Ne mi olmuþ? Herkes gitmiþ gene kendi aklýný almýþ. Meraklý Eþek Arýsý: Bir de akýl vergisiyle ilgili bir kýssadan hisse duymuþtum, ancak þimdi tam olarak hatýrlamýyorum. Sokrat: Þu mu? Dostlarýnda biri, Fransýz kralý 15. Lui’ ye “Majesteleri” demiþ. “Akýl vergisi almayý hiç düþündünüz mü? Hiç kimse budalalýðý kabul etmeyeceðine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder.” Kral, alaylý alaylý gülerek demiþ ki: “Hakikatten enteresan bir fikir, bu buluþunuza karþýlýk, sizi akýl vergisinden muaf tutuyorum” Meraklý Eþek Arýsý: Evet bu. Sokrat: Bir tane de Montaigne’den anlatayým: Diogenes, lahanalarýný derede yýkarken yanýndan geçen Aristippos’a “Lahana ile yaþamasýný bilseydin, bir zalime dalkavukluk etmezdin” demiþ. (O dönemde Aristippos devrin hükümdarýnýn yaðcýsý olduðundan ömrü saraylarda geçiyor. Bu gariban da dere kenarýnda bir fýçý içinde yaþamaya çalýþýyor.) Aristippos da ona “Ýnsanlar arasýnda yaþamasýný bilseydin, böyle lahana yýkamazdýn!” diye cevap vermiþ. Bakýn akýl ayrý ayrý görüþleri insana nasýl kabul ettiriyor. Ýki kulplu bir çömlek; ister saðýndan tut, ister solundan... (Montaigne-Denemeler) Meraklý Eþek Arýsý: Galiba Nasrettin Hoca gibi “Sen de haklýsýn, sen de haklýsýn!” demek tek çýkar yol. Sokrat: Evet, düþünce tarihi böyle örneklerle dolu. Bir düþünür diyor ki: “-Bilimle ahlaký birbirinden ayýrmak gerekir. Bir bilim adamýný ahlaksýz olduðu için suçlamak yanlýþtýr.” Bu görüþe karþý çýkanýn cevabý ise þu oluyor: “- Bilim, ahlaksýz bir adamýn elinde, kötülük yapmak için güçlü bir silahtýr.” Ýþte Montaigne’nin deyimiyle, iki kulplu bir çömlek daha… Meraklý Eþek Arýsý: Galiba eleþtiriden eleþtiriye döndük gene? Sokrat: Hayýr, mantýða devam ediyoruz. Bu anlattýðýmýz akýl yürütmede yani tümden gelimde bütünden parçaya geçiþ vardýr. Ýkincisinde yani tümevarýmda ise tam tersi, dersem bu akýl yürütmeyi nasýl tanýmlarsýn? Meraklý Eþek Arýsý: Parçadan bütüne geçiþtir. Sokrat: Evet, tek tek parçalardan tümele, genele, bütüne geçiþ yapýlýr. Pozitif bilimlerin kullandýðý yöntem budur. Bilim adamý çok sayýda gözlem ve deney yapar. Bunlardan hareketle genellemelere, genel sonuçlara ulaþýr. Örnek verecek olursak: Elime aðýrlýðý olan deðiþik cisimler alýyorum ve atýyorum. Mesela taþý attým yerçekiminin etkisiyle yere düþtü. Demiri attým düþtü, aðacý attým düþtü v.b. Bu deneyden nasýl bir sonuca ulaþabilirsin? Meraklý Eþek Arýsý: Derim ki; aðýrlýðý olan bütün cisimler atýldýðýnda yerçekiminin etkisiyle yere düþerler. Sokrat: Doðru. Bu yaptýðýn tümevarýma dayanan bir akýl yürütmedir. Meraklý Eþek Arýsý: Geriye ne kaldý? Sokrat: Bir akýl yürütme yolumuz daha var. Bilinen ve benzeþen özelliklerden hareketle bilinmeyen özellikleri bulmaya çalýþmak. Buna analoji(andýrma) deniliyor. Meraklý Eþek Arýsý: A’daki özellikler B’de de varsa A’da bulunduðunu bildiðim ama B’de bulunup bulunmadýðýný bilmediðim bir özelliðin B’de de olduðunu söylemem midir? Sokrat: Çok yaklaþtýn. Þöyle düzelteyim: Olduðunu deðil, olabileceðini söylemendir. Çünkü analojinin sonuçlarý kesin deðil, ihtimallidir. Kesinlik kazanmasý için araþtýrma ve deneylerin sonucunda kanýtlanmasý gerekir. Bir analoji örneði verebilir misin? Meraklý Eþek Arýsý: Ben aylaz, okumayý sevmeyen bir öðrenciydim. Ailem de benim tahsil hayatýmla pek ilgilenmezdi. Ve sonunda okulu býraktým. Benim oðlum da okumaktan hoþlanmýyor, aylaz ve ben onun tahsili ile ilgilenmiyorum. Öyleyse benim oðlum da okulunu býrakabilir. Sokrat: Bilinen özelliklerden hareketle bu ihtimalli sonuca varýyorsun. Gözlemde bulunup yaptýðýn analojinin sonucunun doðrulanýp doðrulanmadýðýný görebilirsin. Belki de oðlun senin bilmediðin bir özelliðin etkisiyle okulunu býrakmayacaktýr. Eðer böyle olursa analojin yanlýþlanmýþ olur. Meraklý Eþek Arýsý: Demek ki aklý kullanmak da bazý kurallara baðlý? Sokrat: Evet. Kendi aklýný kullanmayý bilirsen, kendini baþkalarýna kullandýrtmamýþ olursun. Meraklý Eþek Arýsý: Ýnsan aklýný kullanarak her türlü sorunun üstesinden gelebilir mi? Sokrat: Hayýr. Bazen bu mümkün olmayabilir. Aklýný kullanarak üstesinden gelemediðin sorunlar varsa bir de sezgini denemelisin… Bir bilge þöyle nasihat ediyor: "Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkýnýz kalmaz. Hayatýn küçük bir parçasýna bakýp tamamý hakkýnda karar vermekten kaçýnýn. Karar aklýn durmasý halidir. Akýl insaný daima karara zorlar ve gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi baþlar. Bir kapý kapanýrken, baþkasý açýlýr. Bir hedefe ulaþýrsýnýz ve daha yüksek bir hedefin hemen oracýkta olduðunu görürsünüz." Meraklý Eþek Arýsý: Bugün bana öðrettiklerin de çok deðerli bilgilerdi. Teþekkür ederim. Sokrat: Aaaa, sen teþekkür etmeyi de biliyormuþsun! Meraklý Eþek Arýsý: Alay etmenden hoþlanmýyorum. Sokrat: Özür dilerim. Hem ben sana yeni bir þey öðretmiþ deðilim. Zaten sende var olanlarýn ortaya çýkarýlmasýna yardýmcý oldum. Meraklý Eþek Arýsý: Senin doðurtma yönteminin ne iþe yaradýðýný þimdi daha iyi anladým. Sokrat: Gelecek sohbette kaptan sensin. Hazýrlýðýný öne göre yap! Meraklý Eþek Arýsý: Ýki þartým var: Birincisi hazýrlanmam için bana on beþ gün süre vereceksin. Ýkincisi ise beðenmezsen “Kýlavuzu karga olanýn…” gibi sözler söylemeyeceksin. Sokrat: Tamam, anlaþtýk. Þimdi hoþça kal. Meraklý Eþek Arýsý: Güle güle Sokrat! ● ● ●
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |