..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevmek bir baþkasýnýn yaþamýný yaþamaktýr. -Balzac
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




30 Mart 2013
Hocaefendinin Selamý Var  
Mehmet Önder
Þükran teyzenin tarif ettiði yere yaklaþýrken, bir yandan da çatýlardaki, balkonlardaki çanak antenleri gözetlemeðe baþladým: Tek çanak, tek çanak, bu da tek çanak; hah çift çanak, Hocaefendinin evi burasý olmalý.


:AAHE:
HOCAEFENDÝNÝN SELAMI VAR

     

Bir gün bizim kasabaya derin mi derin bir muskacý hoca çýktý geldi. Bir ev tutup yerleþti. Çok memleketi iyi etmiþ, sýra bizim kasabalýyý iyi etmeye gelmiþ. Amaç, saðlýklý bir toplum yaratmak tabi. Hoca keskin olunca, ünü de kýsa sürede yayýldý. Memlekette dertsiz tasasýz kimse de yok; denize düþen de malum yýlana sarýlýr, inanan inanmayan herkeste, “Ben de bir görünsem ne yitiririm.” düþüncesi filizlenmeye baþladý.

     Ama bu iþ düþünmekle, istemekle de olmuyor. Gidebileni var gidemeyeni ver, çevreden çekineni var, her olasýlýða karþý oralarda görünmek istemeyeni var. Dayanýlmaz bir baþ aðrýsý yakýnmasý olan Þükran teyzem de kendini göstermek istemeyenlerden. Ama, gelen hoca da derin mi derin; kýyamýyor da. Ýþ sonunda yine benim baþýmda patladý. Neymiþ? Ben esnafmýþým, iþ için geldim, der geçiþtirirmiþim. Sonunda ýsrarlarýna dayanamayýp kabul ettim. Baþa geleni baþ çeker derler ya, artýk “Uyduracaðýz bir þeyler, inanýrlarsa da inanmazlarsa da…” deyip yola koyuldum.



Hocanýn mahallesi de maþallah bizim mahalleyi aratmýyor. Mahalledeki kadýn erkek herkesin hocanýn evinin bulunduðu mahallede iþi olmalý, yolda gördüðüm her üç kiþiden biri bizim mahalleden. Çoðu hýsým akraba ziyareti için gelmiþ olmalý. Baþka bir mahallede yabancýlýk çekmemek, hoþuma da gitmedi deðil doðrusu.

Þükran teyzenin tarif ettiði yere yaklaþýrken, bir yandan da çatýlardaki, balkonlardaki çanak antenleri gözetlemeðe baþladým: Tek çanak, tek çanak, bu da tek çanak; hah çift çanak, Hocaefendinin evi burasý olmalý.

Baktým kapý kýyýk, göz ucuyla þöyle bir süzer gibi yaptým, tamam burasý. Ama avlu hýncahýnç dolu. Oturup bekleyecek yer bulmak çok zor. O da ne, hýsým akraba ziyaretine gidiyor sandýðým bizim mahalleli tam kadro burada. Ama, ben dünyada giremem buraya. Girmek beklemek bir þey deðil de, toplumda alay konusu olmak var. Zaten görünmek sakýncalý olmasa, Þükran teyzem kendisi gelirdi.

Kapýdan içeri giremem ya, haydi girdim diyelim; ne diyeceðim soranlara? Hocaefendinin ikinci çanaðýnýn ayarý bozulmuþ ‘badeleme’de zorluk çekiyormuþ, ayar yapmaya geldim mi diyeceðim. Zor inanýrlar. Aklýma da baþka bahane gelmiyor.



Neyse, baþka bir yöntem bulacaðýz artýk. Ýlk iþ oradan hýzla uzaklaþtým. Hem yürüyorum hem düþünüyorum; Hocaefendiye gitmeden, elegüne rezil olmadan Þükran teyzemin saðaltýmýný nasýl yapacaðýz? Yürürken beynimde bir þimþek çaktý. Bu adamýn yaptýðý iþin bir ciddiyeti var mý? Ne gezer. Peki, bu iþlerin nasýl yapýlacaðý konusunda en az kýrk kiþiden dinlenmiþ duyumlarýmýz yok mu? O elbette var: “Mehmet” dedim, “Sen bu iþi kývýrýrsýn, hem de alâsýný!” Daldým yol üstündeki kahvehanelerden birine; her kahvede olduðu gibi, burada da kaðýt bol. Kahveci okeyciler, piþticiler için tomar tomar not kaðýdý hazýrlamýþ. Bir de çay söyleyip baþladým düþünmeðe.

Ýþ o kadar da kolay deðil; bildiðim kadarýyla üç ayrý yazý hazýrlamak gerekiyor. Birincisi þiþeye konulup üstüne su doldurulacak, günde üç ilâ beþ kez birer bardak içilecek, azaldýkça su eklenecek. On beþ gün; tedavi tam anlamýyla salâh kaydetmezse üç haftaya, hatta bir bir buçuk aya kadar uzatýlabilecek. Süreç kiþinin bünyesine göre deðiþiyor. Bu uygulama tedavinin en önemli kýsmý.
De, ne yazacaðýz. Bu konularda tek bilmediðim husus bu. Ama benim de elimde kozlarým var. En önemli kozum þu, Þükran teyzemin okumasý yazmasý yok. Tabi iþ böyle olunca saðaltým (tedavi) bir tür çocuk oyuncaðýna dönmüþ oluyor.

Hýým. Bu hým aklýma güzel bir düþünce geldiðinin hýmý. Yazacak þey mi yok, yukarýdan aþaðýya döþenirsin Beþiktaþ on birini. Al sana yazý. Tabi, Portekizcemizin zayýflýðý ilk anda sorun olmadý deðil. Ama kahvehanelerde tüm spor gazetelerinin bulunmasý o surunu da bir anda sorun olmaktan çýkarýverdi. Bu arada en alta iki de yedek oyuncu döþendim. Öyle ya, bunun sakatlýðý var, kartý kurtu var. Ýki topçu yüzünden saðaltým iþi yarým mý kalsýn?

     …

Þimdi geldik ikinci yazýmýza, bu yazý el ayak deðmeyecek, üstüne basýlmayacak ücra bir yere gömülecek. Örneðim kesik baþlarýna, evin delik kovuk bir yerine sokuþturulmasýnda büyük yarar var.

Neyse oralarýný Þükran teyzem halleder de asýl sorun buna ne yazýlacak?

Kahveye oturmak da öyle söðüt gölgesinde oturmaða benzemiyor; iþ uzadýkça masraf da artýyor. Kahveci oyun oynamadýðýmý, yanýma da kimsenin gelmediðini görüp her on dakikada bir çay getirmeðe baþladý. Tek de olsam masanýn dört kiþilik hasýlatýný benden çýkarmaða çalýþýyor.

Ikýn sýkýn “Hýým” dedirtecek güzel bir düþünce de gelmiyor ki, israf haram, deyip sývýþayým. Þöyle güncel bir þey yazayým bari. Bak þu olur; “Amerika Amerika Patriyotlarýný da al defol git.” desem; neden olmasýn? Amerikalýlar “Bizim ilgimiz yok. Siz istediniz Nato geldi yerleþtirdi” deyip itiraz edecek deðil ya kovuktaki yazýya.

Baþladým bunu da alt alta yazmaya, “Amerika Amerike Patriotlarýný da al defol git.” Malum takým galip gelince balkonlardan adam avlamaya alýþkýn, sporcu ruhlu bir milletiz, bunu da on bire tamamladým.

Ýþin üçte ikisi tamamdýr.

Bu arada, tek baþýma masa iþgal etmem, çay parasýyla da karþýlanmayacak sorunlar çýkarmaya baþladý. Hatta birileri oyun oynayacaklarýný belli ede ede baþýma dikildi, biri okey takýmlarýný getirip þaldýr þuldur masanýn üstüne yýðdý.

Daha bizim muska yapýlacak yazýnýn ilhamý bile gelmedi, ama ne yaparsýnýz. Þöyle masanýn köþesine doðru çekildim, baþladýlar taþ iþçiliðinin inceliklerini sergilemeye. En son gelen beni öncekilerden birinin arkadaþý sandý. Elimde kaðýt kalemi de görünce tek tek adlarýný yazdýrdý. Artýk ben de örgüttenim ya, biri “Çaylar beþ olsun.” diye baðýrdý. Tabi, olsun artýk o kadar, oyunun kaðýt üstündeki kýsmýný biz yönetiyoruz.

Ben bir yandan çayýmý yudumlarken bir yandan da muskaya yazacaðým yazý için ilham arayýþlarýndayým. Arada da biri beni azarlayýp duruyor. Neymiþ oyunu bunlar kazanmýþ, ben ötekilere yazmýþým, kafam nerdeymiþ. Yüzümü ekþitmesem, “Mö!” diye taklidimi yapacak, densiz. Çok lazýmdý sizin puanlarýnýz. Biz burada ilhamsýzlýktan mahsur kalmýþýz.

     …

Neyse ki, iþçi haklarý imdada yetiþti. Son kaðýda da iþçiyiz, hakkýmýzý söke söke alýrýz, taþeronlaþmaya son, emeðe saygý gibi söylemler sýralayýp tamamladým.

     Masadan uzaklaþýrken, o çeteleyi iyi tutamadým, diye ikide birde azar savuran hâlâ baðýrýyordu:

-     Nereye hooop!

     Benim hop mop dinleyecek vaktim mi var arkadaþ.

     …

     Bahçe kapýsýndan girerken baktým, Þükran teyzem yollarýmý gözlüyor. “Hocaefendinin selamý var.” deyip hemen yapacaklarýný anlattým, çok deneyimli, bir daha yineletmedi.

Zaten, ben sokak kapýsýndan içeri adýmýmý atarken, baþ aðrýsý da býçak gibi kesilmiþ; iþin özünü kaptýk anlayacaðýnýz.



av.mehmetonder@hotmail.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.