En tatlý sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
Sokrat: Meraklý Eþek Arýsý merhaba! Bugün senden bahsedeceðiz. Kaçmak yok. Meraklý Eþek Arýsý: Hoþ geldin Sokrat. Bahsedelim, bir yere kaçmýyorum. Ama ben senin yaptýðýn iyi tanýmýna uymuyorum. Çünkü kötü bir insaným. O nedenle de bahsetmeye gerek olmamalý. Sokrat: Olsun, uymaman seni dýþlamamý gerektirmez. Kötü hakkýnda ne söylediðimi hatýrlýyor musun? Meraklý Eþek Arýsý: Evet: “Hiç kimse bile bile kötülük iþlemez. Kötülük bilginin eksikliðinden ileri gelir.(s)” Demiþtin. Doðru mu hatýrlýyorum. Sokrat: Evet doðru, þimdi anlat bakalým hayatýnla ilgili eksik kalan taraflarý. Seni dinliyorum. Meraklý Eþek Arýsý: Aslýnda benim hayatýmda öyle anlatmaya deðecek pek önemli bir olay yok. Senin bunlarý dinlemek istemene de þaþýyorum doðrusu. Dedim ya, ben kötü düþünen, kötü davranýþlarda bulunan bir insaným. Sokrat: Ben senin kötü düþüncelerinle ilgilenmiyorum. Çünkü eðer aklýmýzdan geçen kötülüklere, yani kötü düþüncelere hapis cezasý verilmiþ olsaydý, dünyada çocuklardan baþka dýþarýda bir tane insan kalmazdý. O nedenle bana kötü diye nitelendirdiðin davranýþlarýndan söz et! Meraklý Eþek Arýsý: Ýstediklerini anlatmaya çalýþacaðým. Bana kalan mirasý daha iyi deðerlendirmek için iþimi deðiþtirmeye karar verdim. Önce büyük bir market açtým. Kýsa bir süre sonra burayý kapatmak zorunda kaldým. Çünkü marketçilik benim pek anladýðým bir konu deðildi. Sonra birkaç tane daha ufak tefek iþ giriþimim oldu. Bunlarýn bazýlarýnda da baþkalarý tarafýndan aldatýldým, zarara uðratýldým. Sokrat: Ne kendini aldat, ne de baþkalarýný. Kendini aldatmazsan kendinle barýþýksýn, baþkalarýný aldatmazsan baþkalarý ile barýþýksýn demektir. Bundan daha büyük bir barýþ ve huzur olabilir mi? Meraklý Eþek Arýsý: Ticaret hayatýndan sen anlamazsýn. Bu piyasada senin özdeyiþlerinle iþ yapamazsýn, barýnamazsýn. Sokrat: Ticaretten anlamadýðým doðru. Eðer anlasaydým ben de Atina’da tanrý heykelcikleri satýp zengin olabilir ya da en azýndan evimi barkýmý geçindirebilirdim. Gene de bu konuda bir söz daha söylemeden geçemeyeceðim: Bana göre aldatan, aldatýlandan üstün demek deðildir. Tam tersi. Meraklý Eþek Arýsý: Son söylediðin doðru mu deðil mi bilemem ama hiç olmazsa teselli verici. Çünkü aptallýðýmý biraz örtüyor gibi… Zaten bunlardan sonra ben de aldatýla aldatýla aldatmayý öðrendim. Sokrat: Nedense kötü davranýþlar iyilere göre daha kolay öðreniliyor. Meraklý Eþek Arýsý: Ben iþten anlamadýðýma göre anlayan birini bulup ortak iþ yapmaya karar verdim. Böyle birini buldum ve onunla, þirket kurup çeþitli alanlarda faaliyet göstermeye baþladýk. Kýsa sürede umduðumuzdan daha fazlasýný elde ettik. Ortaklýðýmýzýn üçüncü senesi bittiðinde kazanýmlarýmýz zirve yaptý. Tam o dönemde tekrar aldatýlabileceðim düþüncesi aklýma geldi. Bu nedenle o beni aldatmadan ben onu aldatmaya karar verdim. Bana çok güvendiði için bu çok kolay oldu. Sokrat: Biri dert yanýyor: “Daha önceki hatalarýna raðmen ona güvendim, ama o bir kere daha beni yanýlttý.” Diye. Bilge cevap veriyor: “Eðri cetvelden doðru çizgi çýkmaz.” Meraklý Eþek Arýsý: Eðri cetvel ben mi oluyorum. Sokrat: Yorum yok, nasýl istersen öyle kabul et. Meraklý Eþek Arýsý: Eðri, doðru her neyse sonunda ortaðýmý dolandýrdým iþte… Sokrat: Senin yaptýklarýna karþýlýk ortaðýn nasýl davrandý? Meraklý Eþek Arýsý: Önce direndi, sonra tehditle kaybettiklerini geri almaya çalýþtý. Bu da olmayýnca en sonunda yalvarmayý denedi. Tabii sonuç deðiþmedi. Sokrat: Bu kadar mý? Meraklý Eþek Arýsý: Hayýr deðil. Çünkü alacaklýlar kapýsýna dayanýp icralarda sürünmeye baþlayýnca bunalýma girdi ve bu duruma fazla dayanamayarak intihar etti. Sokrat: Demek ki kötüler sadece masallarda olmuyor, gerçek hayatta da varmýþ! Bunu dedim diye sakýn bana kýzma. Çünkü ben aslýnda Oruç Baba’nýn “Bu dünya iyilerin olduðu kadar kötülerindir de. Lütfen onlara da yer açýnýz.” Sözünü önemserim. Meraklý Eþek Arýsý: Masal deyince aklýma geldi. Sana geçen gün yazdýðým bir masalý anlatsam dinler misin Sokrat? Sokrat: Masal da mý yazmaya baþladýn? Bakalým seninle ilgili daha ne sürprizlerle karþýlaþacaðýz? Meraklý Eþek Arýsý: Baþlama gene! Yoksa anlatmam! Sokrat: Sadece biraz takýlmak istedim. Lütfen benim kusuruma bakma ve anlat! Meraklý Eþek Arýsý: Masallarýn baþýndaki “Bir varmýþ bir yokmuþ…” diye baþlayan klasik ifadeleri atlayarak anlatmaya baþlýyorum: Ormandaki günlük hayat her zamanki gibi sürüp gidiyormuþ. Orman kanunlarý bütün hayvanlara istisnasýz uygulanýyor, kanunlardan yana þikâyetler varsa da bunlar kaale alýnmýyormuþ. Yani güçlü olan her zaman ve her þartta daima haklýymýþ. Hiyerarþik sýralamanýn en üst basamaðýnda en güçlü olan yani ormanlar kralý aslan varmýþ. Onun dilekleri kesinlikle yerine getirilmesi gereken kanunlarmýþ. Sokrat: Bu anlattýklarýn aklýma þu soru ve cevabý getirdi: “Herkes için tüm þeyler ayný mýdýr? Hayýr. Çünkü birine göre adaletli olan þey, diðerine göre haksýzlýktýr; birine göre güzel olan, diðerine göre çirkindir; birine göre bilgelik olan, diðerine göre çýlgýnlýktýr.” Keþke güçlünün daima haklý olduðu kuralý sadece ormanda geçerli olsaydý. Zaman zaman kendini modern olarak tanýmlayan toplumlarda bile bu yanlýþ kural karþýmýza çýkýveriyor. Lütfen devam et! Meraklý Eþek Arýsý: Kral zamanýný yatarak, biraz da gezerek geçirir; acýktýðýnda yemek istediði yiyeceði söyler ve bu dileði anýnda yerine getirilirmiþ. Yemeði bazen bir ceylan, bazen bir zebra, bazen de manda yavrusu olabilirmiþ. Karný az acýktýðý günlerde ise bir tavþanla idare edebilirmiþ. Kýsacasý aslanýmýz ormanda bulunan yiyeceklerin hemen hemen hepsinin tadýna bakmýþ. Son zamanlarda ise her gün ayný yemeði istiyormuþ: Bir maymun. Kralýn bu yemek tercihi diðer hayvanlar arasýnda hem sevinç hem de þaþkýnlýk yaratmýþ. Seviniyorlarmýþ, çünkü bu sayede hayatlarý kurtuluyormuþ. Þaþýrýyorlarmýþ, çünkü neden bu tercihi yaptýðýnýn nedenini bir türlü bulamamýþken sonradan kralýn tilki tarafýndan ikna edildiðini öðrenmiþler. Acaba tilki bunu nasýl becermiþti? Sokrat: Tilki kümese girdiðinde seçme lüksüne sahip deðildir. Ne bulursa onunla karnýný doyuracaktýr. Herhalde aslana da bu telkini vermiþ deðildir! Meraklý Eþek Arýsý: Tilkide o cesaret ne gezer? Tilki bakmýþ ki kral her gün yiyecek konusunda farklý þeyler istiyor. O nedenle “yakýnda sýra bana da gelebilir” düþüncesiyle bu ihtimali ortadan kaldýracak bir plân yapýp kralýn huzuruna çýkmýþ. Ve demiþ ki “Efendim, geçenlerde insanlarýn bir toplantýsýný gizlice izledim ve oradaki konuþmalarý dinledim. Bir büyücü, maymun etinin yararlarýný anlattý. Maymun eti yemek genç kalmada, hastalýklara karþý dayanýklý olmada ve daha birçok konuda çok yaralýymýþ. Bu bilgiyi hizmetkârýnýz ve saðlýðýnýz için duacýnýz olarak size iletmek istedim.” Bu yalan bilgi aslan tarafýndan kabul görmüþ ve o günden sonra sofrasýna her gün bir maymun ister olmuþ. Maymunlar bu karardan hiç memnun kalmasalar da ellerinden gelen bir þey yokmuþ. Her gün aralarýndan seçtikleri bir maymunu gözyaþlarý dökerek aslanýn sofrasýna göndermeye baþlamýþlar. Gönderilecek maymunlarla ilgili aralarýnda bir toplantý yapmýþlar. Ýlk sýrada gidecek olanlar yaþlýlar olarak belirlenmiþ. Daha doðrusu yaþlý maymunlar “Biz yaþadýðýmýz kadar yaþadýk, þurada kaç gün ömrümüz kaldý ki?” diyerek gönüllü olarak ölüme gitmeyi kendilerini teklif etmiþler. Onlarý hasta olanlarýn, sakat olanlarýn, annelerin teklifleri izlemiþ. Sokrat: Masalýnýn sonunu merak etmeye baþladým. Meraklý Eþek Arýsý: Biraz daha var. Ormanda günler, aylar hatta yýllar böyle geçmiþ. Kral her gün maymun eti yemesine raðmen bedeni doðanýn kanunlarýna ister istemez yenik düþmüþ yani o da yaþlýlýðý tatmýþ. Artýk eskisi gibi dolaþamýyor, hemen yoruluyor ve dinlenme ihtiyacý hissediyormuþ. Ancak buna raðmen gene de kükrediði zaman sesi ormanýn ta öteki ucundan duyulabiliyor ve istediði hayvaný bir pençe darbesiyle öldürebiliyormuþ. Sokrat: Doða bizimle konuþur. Üstelik çok da yalýn bir dili vardýr. Doðanýn dilini anlayabilmek için ona dikkatle bakmak yeterlidir. Doða ana biz canlýlara verdiði caný o gün geldiðinde mutlaka geri alacaktýr. Sen zenginsin, sen kralsýn diye düþünmez ve hiçbir canlýya bu konuda iltimas geçmez. Meraklý Eþek Arýsý: Doða anaysa biz de onun evlatlarý mýyýz? Sokrat: Evet, doða cömert bir ana, tüm canlýlar da evlatlarýdýr. Evlatlarýndan bir tanesi yüzyýllardýr ona ihanet içerisindedir. Bu evlat insanoðludur. Ýnsanoðlu, sýnýrsýz ihtiyaçlarýný bu ananýn kýt imkanlarýyla karþýlamakta o kadar aþýrýya gitmiþtir ki doðanýn can çekiþtiðini gördüðü halde görmezden gelmiþtir. *** (Bu bölüm devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |