..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Materyalist bir dünyada yaþýyoruz, ve ben de materyalist bir kýzým -Madonna
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Ýtiraflar > Ömer Faruk Hüsmüllü




18 Nisan 2013
Sokrat ile Meraklý Eþek Arýsý - 17  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Sokrat: Sorunun cevabýný sana karýnca versin: Karýnca her gün gelip geçtiði yolunun üzerinde bir taþ görmüþ. Taþýn etrafýndan dolaþýp gidebilirmiþ ama gene de doðrudan, kestirmeden gitmek varken dolanarak yolu uzatmak istemediðinden taþý oradan kaldýrmaya karar vermiþ ve itelemeye baþlamýþ. Tabii taþý yerinden bile oynatamamýþ. O sýrada þarkýsýný söylemekte olan aðustos böceði saklandýðý otlar arasýndan baþýný uzatýnca kan ter içinde kalmýþ olan karýncayý görmüþ. Ona seslenmiþ: “Ne yapýyorsun orada?” Karýnca “Görmüyor musun ne yaptýðýmý, taþý yolumdan kaldýrmaya çalýþýyorum.” Demiþ. Bu laf aðustos böceðini kahkahalarla güldürmüþ. “Hiç güleceðim yoktu doðrusu, ama sen beni güldürdün. Sen kendini ne zannediyorsun? Bir kendine bir de itelediðin taþa bak! Senin etin ne budun ne?” Deyince karýnca tekrar cevap vermiþ: “Sen kendi iþine bak, þarkýný söylemene devam et. Benim iþime karýþma! Ýteliyorum çünkü ileride keþke deneseydim demek istemiyorum. Denemeden baþarýp baþaramayacaðýmý bilemezdim.”


:HIE:





Sokrat: Merhaba Meraklý Eþek Arýsý! Nasýlsýn, ne yapýyorsun, günlerin nasýl geçiyor?

Meraklý Eþek Arýsý: Merhaba Sokrat! Çok iyiyim. Yeni yeni tatlarýn, hazlarýn peþindeyim?

Sokrat: Mesela!

Meraklý Eþek Arýsý: Mesela artýk doða ilgimi çekiyor ve bana haz veriyor. Gerçi doðayý tam olarak anladýðýmý söyleyemem ama gene de onda hoþuma giden çok þey olduðunu fark ettim.

Sokrat: Sen anlasan da anlamasan da doða yine de gerçekleri sana kendi diliyle anlatacaktýr. Doða iyi bir öðüt vericidir.

Meraklý Eþek Arýsý: Ben sadece insan öðüt verir sanýrdým. Doða da mý öðüt verir?

Sokrat: Evet. Ýnsanýn öðüdü doðanýnkinin yanýnda ne ki?

Meraklý Eþek Arýsý: Öyleyse bu öðütlerden faydalanmak için doðanýn dilini, daha doðrusu ne dediðini anlamak gerekir. Ben bunu nasýl anlayacaðým?

Sokrat: Doðanýn konuþtuðu dili tercüme edecek tercüman bulamazsýn. Bunu doðanýn içinde yaþayarak öðreneceksin. Sezgilerin doðayý tanýmaný, dilini anlamaný saðlayacaktýr.

Meraklý Eþek Arýsý: Galiba haklýsýn. Geçen gün hava oldukça güzeldi. Biraz nehir kýyýsýna doðru yürüyüþ yaptým. Nehrin kenarýna geldiðimde yorulduðum için bir aðacýn altýndaki çimenlerin üzerine oturup etrafý seyrettim. Çýðlýk atarak uçuþan kuþlar olduðu gibi nehirden su içmeye çalýþan kuþlar da vardý. Çimen kokusunu derin derin çekerek ciðerlerime doldurdum. Benden birkaç metre ileride tek baþýna topuyla oynayan küçük, sevimli bir kýz gördüm. O da kuþlarýnkine benzeyen sevinç çýðlýklarý atýyordu. Bu çýðlýklar topunu nehre kaçýrýnca kesildi.

Sokrat: Maalesef güzellikler çoðunlukla bir olumsuzluk tarafýndan sonlandýrýlýr.

Meraklý Eþek Arýsý: Evet öyle.Küçük kýz dereye kaçýrdýðý topunun arkasýndan baka kalmýþtý. Çünkü burada su derin ve hýzlý akmaktaydý. Küçük kýz, gözden kayboluncaya kadar suyun üzerinde hýzla uzaklaþan topunu izledikten sonra aðlamaya baþladý. Gözyaþlarý yanaklarýndan süzülüyordu. Ýlk defa bir insanýn gözlerinden bu kadar çok yaþ çýktýðýný görüyordum. Onun bu durumu beni etkiledi ve yanýna gidip bildiðim halde neden aðladýðýný sordum. Yüzüme “Bilmiyormuþ gibi yapýp sorma!” der gibi baktý ve sonra da aðlama nedenini anlattý. Gözyaþlarýný silmesini, yeni bir top almasý için gereken parayý ona vereceðimi söyledim. Elimi cebime sokup çýkardýðým parayý uzattýðýmda beklemediðim bir tepki ile karþýlaþtým. Parayý almak istemiyordu, çünkü elimi itelemiþti. “Ben topumu isterim” Deyince oradan ayrýlýp gittim ve ona yeni kocaman bir top alýp getirdim. Fakat topu kýza vermek istediðimde gene ayný tepkiyle karþýlaþtým: “Ben, topumu isterim.” Topu kýzýn yanýna býrakýp gitmeyi düþündüm ama onun dönüp de topa bakmadýðýný bile fark edince, dere boyunca suyun götürdüðü topu aramaya karar verdim. Bulmam zayýf bir ihtimaldi, ancak gene de bir umut vardýr, diye düþündüm. Gerçekten de umut varmýþ. Çünkü iki yüz metre kadar gittikten sonra topun derenin kenarýndaki bir aðacýn dalýna takýlý olduðunu gördüm. Eðilip, aldým. Eski, solmuþ ve küçücük plastik bir toptu. Kýz beni elimde topla kendisine doðru geldiðimi görünce aðlamayý kesip yerinden fýrladý ve koþmaya baþladý. Kýza topu verirken dedim ki: “Onca gözyaþý döktüðün top bu muydu? Deðer mi?” Kýz, elindeki topu elbisesinin eteði ile kurulayýp silerken bana cevap verdi:” Evet deðer. Çünkü bu benim ilk topum ve ben bunu harçlýklarýmý biriktirip aldým.”

Sokrat: Bu yaþadýðýn olay da bize gösteriyor ki her þeyin deðeri herkese göre ayný olmayabilir. Senin için pek deðerli olmayan o küçük, soluk plastik top, sahibi kýza göre büyük bir öneme sahipmiþ. Tabii farklý þeyler için de bu deðerlerin deðiþmesi söz konusudur. Mesela elmas da taþ da yontulur; ama yontulduktan sonraki deðerleri ayný deðildir.

Meraklý Eþek Arýsý: Ýnsanlar için de ayný deðil mi? Benim beðendiðim, deðer verdiðim birisi senin için ayný deðerde olmayabilir.

Sokrat: Ayrýca bugün beðendiðimizi daha sonra beðenmeyebiliriz veya tersi de olabilir. Madem söz beðenmeden açýldý, bununla ilgili sana bir hikâye anlatayým: Kral eskiden söz ve davranýþlarýna güldüðü soytarýsýndan son zamanlarda artýk hoþlanmamaya baþlamýþtýr. Nitekim yaptýðý soðuk bir espri üzerine soytarýyý huzurundan kovar ve bir daha da oraya uðramamasýný sert bir dille söyler. Zavallý soytarý, üzülür üzülmesine de yapacak baþka bir þey olmadýðýndan baþýna gelenlere katlanmak zorundadýr. Sarayda izbe bir yere sýðýnýr ve burada kralýn öfkesinin geçeceði günü beklemeye baþlar. Ancak beklenen gün bir türlü gelmez… Bu arada eskiden kralýn ona gösterdiði ilgiyi çekemeyenler de soytarý ile alay etmekte ve gördükleri her yerde kahkahalarla gülmektedirler. Kralýn kendisini çaðýracaðýndan iyice umudunu kesen soytarý “Sonunda ölüm bile olsa kralýn huzuruna çýkýp kendimi affettireceðim.” Der ve bir yol bulmaya çalýþýr. Bulduðunda da hemen kralýn ayaklarýna sarýlýp kendisini affetmesini ister. Kral “Sen artýk beni eðlendiremiyorsun. Seni beðenmiyorum” Diyerek bu isteði reddeder. Bunun üzerine soytarý “Yüce kralým, sizi eðlendiremiyorum ama saraydaki onca insaný aylardýr eðlendiriyorum.” Deyince kral sorar: “Nasýl beceriyorsun? Buna inanayým mý?” Soytarý, “Benim becerimden kaynaklanmýyor bu eðlendirme. Siz beni kovduktan sonra saraydaki herkes benimle alay edip eðlenir oldu.” Der. Bu cevap kralýn çok hoþuna gider ve bir kahkaha atýp, onu gene yanýnda görmek istediðini söyler. Ayrýca bir kese altýn vererek gönlünü de alýr.

Meraklý Eþek Arýsý: Doðrusu soytarý der geçeriz, küçümseriz ama soytarýlýk bile beceri ve akýl gerektiriyormuþ.

Sokrat: Doðru. Az önceki anlattýðýn topunu kaçýran küçük kýzla ilgili olayý sen gerçekten yaþadýn mý? Yoksa…

Meraklý Eþek Arýsý: Neden bana inanmýyorsun ve neden benim her davranýþým karþýsýnda hayrete düþüyorsun?

Sokrat: Sana inanmýyorum ama inanmak istiyorum. Senin her davranýþýna da hayret etmiyorum. Ýyi olan davranýþlarýna hayret ediyorum. Aslýnda iyi davranýþlarýna tanýk oldukça sevinç de duyuyorum.

Meraklý Eþek Arýsý: Arada sýrada yaptýklarým beni iyi insanlar sýnýfýna koymaný gerektirmez deðil mi? Böyle bir niyetin varsa vazgeç derim.

Sokrat: Ben insanlarý olduklarý gibi kabul etmekten yanayým. Bak, Meraklý Eþek Arýsý, eskiden ister iyi ister kötü davranýþlar yapmýþ ol. Bunun fazla bir önemi yok. Önemli olan bugündür. Ýyi bir bugün yaratmak için de kiþi yaþamýný sorgulamalýdýr. Çünkü sorgulanmamýþ bir yaþam, yaþamaya deðmez.(s)

Meraklý Eþek Arýsý: Ben kendimden de yaþamýmdan da memnunum. Ýstesem de yapamam dediðini, çünkü sorgulama nedir, nasýl yapýlýr bilmiyorum.

Sokrat: Bütün açýk yüreklilikle yaþamýndaki iyi ve kötü olaylarý düþünebilirsin. Bunu yaparken vicdanýný ve aklýný kullanmalýsýn. Ama mutlaka denemelisin.

Meraklý Eþek Arýsý: Denemezsem ne olur? Bana ne zararý var?


Sokrat: Sorunun cevabýný sana karýnca versin: Karýnca her gün gelip geçtiði yolunun üzerinde bir taþ görmüþ. Taþýn etrafýndan dolaþýp gidebilirmiþ ama gene de doðrudan, kestirmeden gitmek varken dolanarak yolu uzatmak istemediðinden taþý oradan kaldýrmaya karar vermiþ ve itelemeye baþlamýþ. Tabii taþý yerinden bile oynatamamýþ. O sýrada þarkýsýný söylemekte olan aðustos böceði saklandýðý otlar arasýndan baþýný uzatýnca kan ter içinde kalmýþ olan karýncayý görmüþ. Ona seslenmiþ: “Ne yapýyorsun orada?” Karýnca “Görmüyor musun ne yaptýðýmý, taþý yolumdan kaldýrmaya çalýþýyorum.” Demiþ. Bu laf aðustos böceðini kahkahalarla güldürmüþ. “Hiç güleceðim yoktu doðrusu, ama sen beni güldürdün. Sen kendini ne zannediyorsun? Bir kendine bir de itelediðin taþa bak! Senin etin ne budun ne?” Deyince karýnca tekrar cevap vermiþ: “Sen kendi iþine bak, þarkýný söylemene devam et. Benim iþime karýþma! Ýteliyorum çünkü ileride keþke deneseydim demek istemiyorum. Denemeden baþarýp baþaramayacaðýmý bilemezdim.”

Meraklý Eþek Arýsý: Birbirinin zýttý özelliklere sahip iki hayvan: Biri dalgacý, tembel, keyif çatmayý seviyor; diðeri ufacýk ama hiç durmadan çalýþýyor.

Sokrat: Tembellik çok tatlý, ancak çalýþmanýn ve öðrenmenin tadý ise bir baþka…

Meraklý Eþek Arýsý: Öðrenmenin kolay bir yolu var mý?

Sokrat: Kolay bir yolu var mý yok mu bilemem. Ama öðrenmek için öncelikle istekli olmak, sonra da çaba harcamak gerekir. Tabii her þeyi biliyorum, diye düþünüyorsan bunlar da yetmez. Çünkü ne kadar az bildiðinin bilincine varýrsan, o zaman daha fazlasýný öðrenmek için çaba harcarsýn. Bir kral, Öklit’e ‘’Geometriyi kestirmeden öðrenmenin yolu yok mu?’’ diye sorduðunda, Öklit; ‘’Kusura bakmayýn ama geometriye giden bir kral yolu yoktur’’ diye karþýlýk vermiþ.

Meraklý Eþek Arýsý: Bu taþ bana geldi…

Sokrat: Olabilir. Çoðunlukla atýlan taþ boþa gider, bazen de iþte böyle yerini bulur! Hayattan ve insanlardan ne istediðine ne beklediðine doðru karar vermelisin. Ne istediðini ne beklediðini bilmeyen insan sudan çýkmýþ balýk gibidir.

Meraklý Eþek Arýsý: Bir filmde erkek kýza diyordu ki: “Fazla bir þey istemiyorum: Bana aþký ve mutluluðu anlat, bütün hayatýmý ayaklarýnýn altýna sereyim.”

Sokrat: Doðrusu gerçekten de fazla bir þey istemiyormuþ! Binlerce yýl bu konular yazýlmýþ çizilmiþ, daha da binlerce yýl yazýlýp çizilecek ve gene insanlar “Aþk nedir, mutluluk nedir?” sorularýný soracaklar.

Meraklý Eþek Arýsý: Sokrat, aþkta sadakat önemli midir?

Sokrat: Bence evet önemlidir ama aþk, sadakatten önce cesaret ister.

Meraklý Eþek Arýsý: Sýk sýk âþýk olan insanlar var. Öyleyse onlar çok cesur olmalýlar.

Sokrat: Aþk trenine bindin diye her istasyonda inmen gerekmiyor. Çünkü her iniþin bir bedeli vardýr.

Meraklý Eþek Arýsý: Âþýklar o yüzden mi çok dertlidirler?

Sokrat: Âþýk, aþkýn meyvesinin acýlýðýndan yakýnmaz. Ona ýstýrap veren o meyveye ulaþamamaktýr.

Meraklý Eþek Arýsý: Aþk bitince ne olur?

Sokrat: Aþkýn büyüsü bozulduysa bitmiþ demektir. Aþkýn büyüsü bozulduktan sonra geriye kalan ise sadece derin bir çaresizliktir.

Meraklý Eþek Arýsý: Aþkýn acýsýnýn ilacý, merhemi var mý?

Sokrat: Aþk acýsýnýn merhemi, baþka bir sevgilinin kalbindedir. Verirse sürersin, acýn da böylece diner.

Meraklý Eþek Arýsý: Aklýma çok soru geliyor, ancak sohbeti bitirmek için sabýrsýzlandýðýný da hissediyorum. O nedenle son bir sorum olacak: Aþk mý dostluk mu daha deðerlidir.

Sokrat: Bu konuda kesin bir hüküm vermeye yetkili deðilim. Ancak þu kadarýný söyleyeyim: Dostluðun aþka karþý gösterdiði hoþgörüyü, aþktan dostluða karþý göstermesini isteme!

Meraklý Eþek Arýsý: Teþekkür ederim.

Sokrat: Aþk konusunu daha önce de tartýþmýþtýk. Demek ki o tartýþmamýz yeterli olmamýþ. Nitekim bugün de ayný konu gündeme geldi. Ýleride tekrar aþktan bahsedersek doðrusu hiç þaþýrmam.

Meraklý Eþek Arýsý: Bu benim aþk konusundaki cehaletimden kaynaklanmýþ olabilir.

Sokrat: Belki de bu konuda ben de seninle ayný durumdayýmdýr. Hoþça kal.

Meraklý Eþek Arýsý: Güle güle Sokrat.

● ● ●



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýtiraflar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Daire Ýçinde Bir Nokta Mýsýnýz,yoksa Sadece Bir Nokta Mýsýnýz?
Oruç Baba Ýle Bir Damla Sohbetleri - 2
Sen Gittikten Sonra
Oruç Baba Ýle Bir Damla Sohbetleri - 1
Oruç Baba"dan Aforizmalar - 16
Düþündüren Sözler - 98
Düþündüren Sözler - 97
Düþündüren Sözler - 96
Oruç Baba’dan Aforizmalar - 43
Oruç Baba"dan Aforizmalar - 18

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Meczup Yakarýþý
Bu Dünyaya Veysel Olarak Geldi Âþýk Veysel Olarak da Gitti
Sevgili Ölüm Dost Muyuz?
Nasreddin Hoca Fýkralarýna Güler Misiniz?
Gidenlerden Son Kareler
Gülerken Göbek Çatlatan Çok Komik Temel Fýkralarý
Aþk Üzerine Kýkýr Kýkýr Fýkralar
Varoluþ ve Ölüm
Yüreðin Ýlâcý: Sevgi
Düþünen Kafalardan Düþündürücü Cevaplar

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.