..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir kuþum; uçtum yuvadan... Artýk ben nerede, eve dönme isteði nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Özcan Nevres




19 Eylül 2001
Heder olan Umutlar  
Heder Olan Umutlar

Özcan Nevres


Ýçki almak ister misiniz? Þermin Ahmet'in gözlerinin içine dikti gözlerini


:BCJI:
Küçük bir kasabada gelmiþti dünyaya. Babasý küçük bir memurdu. Aldýðý aylýkla ancak kýt kanaat geçiniyorlardý. Evleri kendilerinindi. Ev iskan hakký olarak verilmiþti kendilerine. Evleri gibi iskan hakký olan on dönümlük baðlarý vardý. Arazi oldukça kumsal olduðundan verimsizdi. Akmasa damlar derler. Her yýl ailece baðlarýný umutla iþlerlerdi. Ne kadar emek verirlerse versinler, yine de emeklerinin karþýlýðýný alamýyorlardý. Hemen yaz baþlangýcýnda baða göçerler ve en az altý ay kalýrlardý. Sýcak yaz günlerinde erkenden kalkýp bað için gerekli iþleri hep birlikte yaparlardý. Baðlarýn iþi hiç bitmezdi. Yabani otlarý ayýklamak, hele hele o ayrýk otlarý yok mu, insaný canýndan bezdirirdi. Minik elleri ayrýk otunun direncine dayanamaz ve hýrsýndan aðlardý. Zaman zaman elleri kanardý. Daha çocuk yaþta elleri nasýr baðlamýþtý. Okullarýn açýlmasýna çok sevinirdi. Çocuklarýn en doðal hakký olan oyuna, ancak okulu açýldýktan sonra kavuþurdu. Hele o yýllar yazlýðý, denizi, yoksul aileler gibi, zengin aileler bile bilmezlerdi.
Komþu baðýn sahibi zengin bir avukattý. Altý kýzý vardý. Hepsi birbirinden güzel. Kýzlarýn en küçükleri kendine akrandý. Ne o akraný olaný, ne de diðerleri yüz vermezlerdi kendisine. Kahrolurdu. Hele onlarýn sahip olduðu bir sandalla sulama kanalýnda kahkahalar atarak gezmeleri onu çileden çýkarýyordu. Umutla kanalýn üzerine çýkar ve kendisine
Hadi sen de gel bin demelerini beklerdi. Demezlerdi ve hiçbir zaman da demediler. Yaz sonuna doðru bu bezden yapýlma sandal yýrtýlýp kullanýlmaz hale geldiðinde delicesine sevinmiþti. Hele ben bir büyüyeyim, sandallarýn en iyisinden alýp geleceðim. Tek baþýma doyasýya gezeceðim kendi sandalýmla. Onlarýn hiç birini bindirmediðim gibi kullanmalarýna da izin vermeyeceðim. Gece yataða girdiðinde hep sandallar hayal ederdi.
Ýlk okulu bitirdiðinde gücümüz yok diye orta okula gönderilmedi. Bir terzinin yanýna çýrak verdiler. Yolunun üzerindeki kadýn terzisinin dükkanýna girip çýkan kadýnlarý gördükçe, gönlü kadýn terziliðine kaydý. Kaç kez dükkandan içeri girip,
Usta elemana gereksinimin varsa, ben sizin yanýnýzda çalýþýrým demeye niyetlendiyse de bir türlü cesaret edip giremedi. Babasý ne derdi bu iþe? Ya kýzarsa? Bir gece babasýna,
Baba o kadar çok erkek terzisi var ki anlatamam. Oysa kos koca beldede tek bir kadýn terzisi var. O kadar çok müþterisi var ki anlatamam sana. Eðer izin verirsen bana, gidip onun yanýnda çalýþmak istiyorum.
Bakýyorum bitin çabuk kanlandý. Hemen postu kadýnlý bir iþe sermek istiyorsun. Erkek terziliði fena meslek deðil. Hiçbir zaman iþsiz kalmazsýn. Hem kaç sene oldu o ustanýn yanýnda çalýþýyorsun. Adam demez mi?
Tam iþi öðreniyordu çekip gitti. Nasýl bakarýz onun yüzüne?
Baba ustam bana kaç kez söyledi.
Bizim bu meslekte iþ kalmadý. En iyisi mahalle arasýnda bir bakkal dükkaný açmalý diye. Akmasa damlar diyor.
Peki oðlum, hele ben yarýn ustanla bir konuþayým. Helallaþmaya razý olursa çaresine bakarýz.
                         ***
Ustasý babasýna,
Oðlun çok haklý demiþti. Bizim bu meslekte iþ kalmadý. Genç olsaydým ne yapar yapar bende kadýn terziliðine baþlardým. Bu yaþtan sonra o iþi kavramak olasý mý? Benim kadýn terzisi Naci ustayla merhabam var. Belki kýrmaz beni. Ben Ahmet’i elimle getireceðim ona. Ýnþallah adama gereksinimi vardýr. Ne de olsa usta çýraðýnýn yarý babasýdýr. Hadi sen iþine bak. Bað bakýmýnýn en yoðun olduðu zaman. Zamanýný boþa heder etme. Ben Ahmet için gerekeni yaparým.
Ahmet hadi bakalým, elini çabuk tut. Þu ceketin yakasýný ütüyle güzelce bastýr. Bitince Naci ustanýn yanýna gideceðiz. Sevinçten uçacak gibiydi. Hýzla bitirdi iþini. Yola çýktýklarýnda içini bir kuþku kemiriyordu.
Ya elemana gereksinimim yok derde bizi boþ geri çevirirse? Naci ustanýn dükkaný önüne geldiklerinde kalbi sanki yerinden fýrlayacaktý. Ustasý,
Kadýn iþi yapýlan yere paldýr küldür girilmez dedi. Hele bir seslenelim bakalým. Kapýyý týklatarak,
Naci usta bakar mýsýn? Naci usta gözlüðünü alnýna doðru kaldýrarak kapý önüne baktý. Gelenin beldenin en eski terzilerinden biri olan Yörük Halil usta olduðunu görünce elindeki iþi sehpaya býrakarak kalktý ve kapýyý açtý ve saygýyla,
Buyur Halil ustacým, bir emrin mi var? Hem ne duruyorsunuz öyle kapý önünde, elmiyiz? Hadi içeri buyurun. Halil usta içeri girerken sýrtýný sývazlayarak,
Benim için ne büyük þeref. Ustamýzý hangi rüzgar attý buraya?
Benim kalfam Ahmet çok iyi ve oldukça çalýþkan bir çocuk. Bildiðiniz gibi artýk yaþlandým. Eski iþler de kalmadý artýk. Ahmet senin bu iþe merak sarmýþ. Eðer uygun görürsen Ahmet’i sana getirdim.
Ýsabet etmiþsin ustacým. Gerçekten benim Ahmet gibi bir kalfaya gereksinimim var. Gerçi bizim bu iþ sizinkinden oldukça deðiþik. Eli iðne tutuyor ya, gerisi kolay. Çabuk öðrenir. Ýþe eli çabuk yatar. Bende bildiklerimi esirgemem kendisinden. Askere gidene dek usta ederiz onu. Askerlik dönüþü dilerse beraber çalýþýrýz. Dilerse kendi iþini kurar. Size ikramda bulunmak isterdim ama, yakýnda ne bir kahvehane ne de çay ocaðý var.
Gönüller bir olsun be Naci usta. Ýçmiþ kadar oldum. Benim de dükkanýmda biraz iþim var. Ýþ erbabý, iþ erbabýnýn halinden anlar. Ýþ erbabýný fazla meþgul etmeye gelmez. Bana izin ver gideyim.
Ýzin sizin ustam. Tokalaþtýlar. Ahmet eski ustasýný elini öperek uðurladý. Halil ustaya evlat gibi bellediði Ahmet’ten ayrýlmak aðýr gelmiþti. Göz yaþlarý fark edilmesin diye, arkasýna bakmadan hýzla uzaklaþtý. Naci usta,
Yanlýþ anlamadýmsa adýn Ahmet deðil mi?
Evet Ahmet ustam.
Bak oðlum, bizim iþimiz kadýnlarla. Bu iþ çok ciddi olmayý gerektirir. En ufak bir hata bu iþi bitirir. Buraya gelen hanýmlarýn tümü annen ve kardeþlerin gibidirler. Onlara kesinlikle kötü gözle bakýlmaz. Ýþ adabý namus kadar mukaddestir. Ben sana þimdi ne yapacaðýný göstereceðim. Anlayamadýðýn, takýldýðýn olursa çekinmeden sor bana. Ahmet sevinçle iþe koyuldu.
Ahmet yeni mesleðine kýsa zamanda uyum saðladý. Yýllar akýp gidiyordu. On sekiz yaþýna girdiðinde, ustasý ona prova yapmayý da öðretti. Önce provalarý Ahmet yapýyor, ustasý kontrol ediyordu. Uygun bulmadýklarýný gösteriyor ve bir daha yanlýþ iþler yapmamasý için uyarýyordu. Bizim bu iþimizde acelenin yeri yoktur. Bizim iþimizde dikkat, göz zevki ve hatasýz iþ yapmak hep ön planda olmalýdýr. Kadýn müþteriler erkeklere benzemezler. Onlar hiçbir hatayý af etmezler ve çabuk küserler. Her küsen kadýn çevresiyle birlikte kayýp demektir. Tek olduðumuza güvenme. Birileri gelir yakýnýnda bir yerde bir dükkan açar, müþterilerinin o tarafa yöneldiðini gördüðünde kahrolursun. Onun dükkaný dolup taþarken sen sýkýntýdan dükkanýnda bile duramaz, çýkar dükkanýn önünde oturup bazýlarý ile göz göze gelip gözlerinle özür dilersin. Bir kaçý eski günlerin hatýrýna sana döne bilir ama, seni kurtarmaya yetmez. Hatanýn küçüðü büyüðü olmaz. Batarsýn. Tek çaren kalmýþtýr. Bir baþka yere, tanýnmadýðýn bir yere göç etmektir. Göç etmek kolay iþ deðildir evlat. Akar suyun dibine kurmuþuz tezgahýmýzý. Su bol geliyor diye sakýn aldanma. Suyu senin oluða taþýyan yataðý boþlama. Bir yerlerden yataðýný yarýp baþka yöne yatak yapmasýn. Ýþte müþteri o su yataðýndaki su gibidir. Kýrmayacaksýn onu. Yenilikleri günü gününe takip edeceksin. Yenisi çýktý diye eskiyi boþlamayacaksýn. Kimileri yeniliklere geç uyum saðlar. Ýllede yenilik diye dayatýrsan, yenilikleri geç kabullenenleri yitirirsin. Su yataðýný kendi elinle yararsýn. Can kulaðýyla dinlerdi ustasýný. Tüm söylediklerini beynine kazýrcasýna bellerdi.
Oldukça yakýþýklý bir delikanlý olmuþtu. Oldukçada nazik yetiþtirmiþti ustasý. Genç kýzlar onu elde etme umuduyla sýk sýk elbise diktirir olmuþlardý. Oysa onun gözü kumaþlardan ve kullandýðý aletlerden baþka bir þey görmüyordu. Zaten askerliðini yapmadan evlenmeyi düþünmüyordu.
Ayþe sözünü esirgemeyen, ailesinin tek kýzý olduðu için de dilediðini yapan bir kýzdý. Bu yüzden adý hoppaya çýkmýþ, bazýlarý ona deli lakabýný uygun görmüþtü. Kýz arkadaþlarý bu deli dolu yaþayan kýzý çok severlerdi. Bu yüzden onun evinde sýk sýk buluþurlardý. Evlilik konusu onlar için her zaman günceldi. Kim kiminle konuþuyor, kim sevgilisi tarafýndan terkedilmiþ veya kim sevgilisini terk etmiþ? Genelde hep bunlar konuþulurdu. Terk edilenler aðlamaklý olur, diðerleri tarafýndan teselli edilirlerdi. Terk edenlerin ise havasý bir baþka olurdu. Gururla anlatýrlardý sevgililerinin nasýl yýkýldýklarýný. Nermin,
Arkadaþlar dün ne yaptým biliyor musunuz? Diðerleri,
Ne yaptýn ki dercesine gözlerini Nermin’e çevirdiler. Nermin fýkýr fýkýr anlatmaya baþladý.
Dün terziye gittim. Provam vardý.
Ne provasý kýz, daha ne oldu yeni elbise diktirdiðin?
Fazla mal göz çýkarmaz. Aslýnda amaç baða girip üzüm yemek deðil. Üzüm bahanesine baðcýyý dövmek dedikleri gibi benimkisi de. Amacým elbise bahanesiyle terzi Naci’nin kalfasýna asýlmak. Oda çok mu toy, yoksa iyiden iyiye kelek mi bilmiyorum? Bir iki kez omuzumu dayamayý denedim. Çaylak benimle omuzu temas etmesin diye yanlamaktan neredeyse yere düþecek. Seninle konuþmak istiyorum, nerede buluþalým diye fýsýldadým. Mos mor kesildi. Eli ayaðý biri birine dolandý. Kalp sektesinden ölecek diye korktum. Naci usta durumu çaktý. Provaya kendisi geçti. Gülmemek için zor tuttum kendimi Deli Ayþe,
Senin yaptýðýnda iþ mi yani. Sen gemini yanlýþ limana sokmuþsun kýzým. O iþ yerindeki kumaþ ve takýmlardan baþka hiçbir þeyi görmeyen salaðýn biri. Senin o yaptýklarýn benim yaptýklarýmýn yanýnda hiç kalýr. Ben ona mektuplar mý yazmadým? Karþýlaþtýðýmýzda, etraftaki insanlara aldýrmadan ayaðým burkuldu numarasýyla düþer gibi yapýp ona sarýlmadým mý? Ne yaptýysam kar etmedi. Belki de erkekliði yoktur diye düþündüm sonunda. Koyuverdim yakasýný. Yakýþýklý olmasýna yakýþýklý ama, ne yapayým öyle yakýþýklýyý. Ola bildiðince toy, çekingen ve de korkaðýn biri. Ne yapayým ben öyle erkeði. Bence erkek dediðin sarýldý mý kemiklerimi kütürdetmeli. Bin nazla deðil, ben istemem dedikçe çýkmalý üstüme. Hamur gibi yoðurup, hamurdan beter etmeli beni. Kýzlar gülüþtüler. Nurten,
Sen de erkeðe ne kadar açmýþsýn be abla dedi. Bence erkek nazik olmalý. Kadýnýný incitmeden sevmeli.
Hadi kýzým hadi, sen ne anlarsýn? Evlilik hayatýnda deli dolu yaþamýn ne denli kýsa olduðunu bilir misin? Daha evliliðinin ilk yýlýnda bebeklenirsin. Bebek büyümeden yenileri eklenir. Büyürler, her þeyi anlar duruma geldiklerinde kocanla çýlgýnca seviþmek, güzel anýlar olarak çok gerilerde kalmýþtýr. Kocanla o eski günlerinizdeki gibi çýlgýnca seviþmek için ne yer kalmýþtýr ne de mekan. Çocuklara çaktýrmadan nasýl becerirsen becer o iþi. Cinsellik zevk olmaktan çýkar, dert olur. Güçlü bir erkeðin güçlü kollarýnýn arasýnda hamur gibi yoðrul ki anýsý bir ömre bedel olsun. Kýzlar baþlarýný önlerine eðdiler. Bir aðýzdan,
Haklýsýn abla dediler. Erkek dediðin senin anlattýðýn gibi olmalý.
                    ***
Ahmet askere gideceði gün bile diðer arkadaþlarý gibi sokaklara çýkýp davul ve zurna eþliðinde gezmedi. Mesleði kadýnlarla ilgili olduðu için erkek arkadaþlarý da olmadý. Çýkýp onlarýn arasýna katýlsa, belki de ,
Bu ne arýyor bizim aramýzda derlerdi. En iyisi sessizce hazýrlanmaktý. Önce ustasýyla vedalaþtý. Akrabalarýyla vedalaþmaya gerek yoktu. Onlar kendisini tren istasyonundan uðurlayacaklardý.
Askerlikte geçirdiði iki yýl hiç sýkýntý çekmedi. Bölük komutaný onun kadýn terzisi olduðunu öðrenince alayýn terzihanesine verdi. Askerlik günlerini sivil hayatýndaki gibi tamamladý. Ýstanbul’a hayran kalmýþtý. Terhis olduðunda Ýstanbul’da kalmaya karar verdi. Terhisine yakýn kendisine iþ araya bileceði yerler kestirdi gözüne. Taksim civarýný kadýn terziliði için en ideal yer olarak seçti. Terhisinde önceden belirlediði dükkanlardan birine girip iþ istedi. Yüzüne bile bakan olmadý. Patron olduðu belli olan asýk suratlý biri,
Ýþ yok diye tersledi kendisini. Üç yere daha uðradý. Yanýtlar hep aynýydý. Ýþ yok. Umudunu kaybetmedi. Baþka dükkan sahiplerine de baþ vurdu. Sonunda biri kendisiyle ilgilendi.
Meslekte iyi misin diye sordu?
Ýyi olduðum söyleniyor.
Daha önce nerede çalýþtýn?
Ýzmir’de.
Ýçinde mi?
Yok kasabada.
Nasýl olur bilmem ki. Kasaba iþçiliðiyle buranýn iþi biri birine benzemez ki.
Biliyorum benzemediðini. Kýsa zamanda uyum saðlayacaðýma güveniyorum.
Peki öyleyse. Ýþe ne zaman baþlamak istersin?
Hemen.
Ne kadar haftalýk istersin?
Sizin takdirinize býrakýyorum.
Oðlum burasý Ýstanbul, burada ekmek aslanýn aðzýndadýr. Ýstanbul’un taþý topraðý altýndýr derler. Hani nerede? Sen þimdiye kadar gezdiðin yerlerde hiç altýn gördün mü?
Görmedim usta.
Sen hemen çalýþmaya baþla. Ben iþçi hakký yemek istemem. Yeteneðin neyi gerektiriyorsa o kadar veririm. Mesleðine güvendiði için hemen iþ baþý yaptý.
Hafta sonu haftalýklar daðýtýldý. Eline tutuþturulan para sadece yüz liraydý. Þimdilik otelde kalýyordu. Ev kiralarýnýn en ucuzunun bile aylýðý yüz liradan aþaðý deðildi. Bu parayla ev mi kiralayacaktý? Yoksa karnýný mý doyuracaktý?. Yüz lira haftalýk dört yüz lira aylýk demekti. Ne yapa bilirdi bu denli az bir parayla? Gizliden gizliye yeni bir iþ aramaya baþladý. Mesai sonrasý gezerken gözüne bir ilan iliþti. ( Dolgun ücretle kadýn terzisi usta aranýyor. Müracaat üst kata) Hemen okun iþaret ettiði yere doðru yürüdü. Merdivenlerden çýktý. Terzi yazýlý kapýnýn zil düðmesine dokundu. Kapý hemen açýldý. Kapýyý açan genç bir bayandý.
Buyurun efendim hoþ geldiniz. Ne istiyorsunuz?
Aþaðýdaki ilan için geldim efendim.
Ýçeri buyurun lütfen. Kapýdan hemen salona giriliyordu. Salon dikimhane olarak düzenlenmiþti. Salon bir hayli büyüktü. Salonu geçip bir hole girdiler. Karþýlýklý odalardan birinin yazýhane, diðerinin prova odasý olarak kullanýldýðý belliydi. Yazýhaneye girdiler. Haným masanýn önündeki koltuðu iþaret ederek,
Buyurun oturun diyerek karþý koltuða da kendisi oturdu.
Daha önce nerede çalýþýyordunuz efendim?
Taksim’de bir yerde çalýþýyorum. Aldýðým ücret çok düþük olduðu için, kendime yeni bir iþ aramak zorunda kaldým.
Ne kadar alýyorsunuz?
Söylemeyeyim. Sýr kalsýn.
Peki burada çalýþmak için ne kadar istersiniz?
Ben askerlikten yeni terhis oldum. Piyasayý bilmiyorum. Lütfen ne kadar vereceðinizi siz söyleyin.
Yanýmda çalýþanlarýn hepsine haftada iki yüz elli lira veriyorum. Sizde ayný þekilde baþlarsýnýz. Aslýnda bana bir usta baþý gerekli. Eðer iþini beðenirsem, usta baþý yaparým sizi. Haftalýðýnýzý o zaman arttýrýrým.
Tamam anlaþtýk dedi. Siz nasýl isterseniz öyle olsun.
Ne zaman iþ baþý yaparsýnýz?
Hafta sonuna iki gün kaldý. Patronuma ayrýlacaðýmý söylerim. Ýþe hafta sonuna kadar devam et derse devam ederim. Yok hemen git derse, yarýn gelir iþ baþý yaparým.
Senin sigorta iþlemler için resim gerekecek. Gelirken getirmeyi ihmal etme.
Tamam efendim diyerek ayaða kalktý. Ýþ yeri sahibi haným da kalktý. Elini uzattý. Tokalaþtýlar. Tuttuðu elden sým sýcak bir þeyler aktý içine. Þimdiye kadar böyle bir duyguyu hiç yaþamamýþtý. Neredeyse düþüp bayýlacaktý. Hýzla merdivenlerden inip dýþarýya çýktý.
Oh be dedi. El deðil de sanki yýldýrýmlarý tuttum. Neydi o elin sýcaklýðý öyle? O gece sabahý zor etti. Patronu ayrýlmak istediðini öðrenince tepkisi ne olacaktý. Haftalýðýný arttýrayým mý diyecekti. Yoksa kýzýp hakaret mi edecekti. Sabah uykusuz geçen gece yüzünden geç kalktý. Sabaha karþý uyuyup kaldýðýný fark etmemiþti bile. Geç kaldýðýný fark ettiðinde hemen giyinip sokaða çýktý. Ýþ yerine vardýðýnda, neredeyse öðlen oluyordu. Patron öfkeyle karþýladý kendisini.
O beyefendi, feneri nerde söndürdün. Gece bekçileri görmedi mi seni.
Kusura bakma patron. Gece rahatsýzlandým da.
Ne o içkiyi fazla mý kaçýrdýn?
Yok be patron, ben içki kullanmam.
O halde niye geç kaldýn? Sen benimle dalga mý geçiyorsun? Geç içeriye hesabýný keseyim. Bana senin gibi kaytarýcý adam gerekli deðil. Biraz para görünce hemen azýyorsunuz be.
Patron, lütfen uzatma. Böyle hakaret etmeye hakkýn yok. Zaten ben de size iþten ayrýlacaðýmý söylemeye geldim.
Ya...öyle mi? Al hesabýný defol. Gözüm görmesin seni. Çekmeceden çýkardýðý paradan yetmiþ lirasýný ayýrýp uzattý.
Hadi yürü de boyunu göreyim deyince Ahmet’in tepesi attý.
Sen ne diyorsun be. Sen bana verdiðin paranýn iki katýna bile adam bulamazsýn. Acemiliðimden yararlanýp emeðimi sömürdün. Önce bana, neden sigorta yaptýrmadýn. Onun hesabýný ver. Utanmadan birde ileri geri konuþuyorsun. Patron ne diyeceðini þaþýrmýþtý. Derler ya yumuþak atýn tekmesi sert olur diye. Yumuþak atýn tekmesinden beter etmiþti bu genç adam kendisini.
Özür dilerim, bir an boþta bulundum. Gel de bir tokalaþalým. Dargýn ayrýlmayalým. Ahmet uzanan eli görmemezlikten gelerek sert adýmlarla iþ yerini terk etti.
                    ***
Yeni iþ yerinde zevkle çalýþmaya baþladý. Sabah herkesten önce iþ baþý yapýyor, herkesten geç ayrýlýyordu. Patronuyla göz göze geldiklerinde içinde bir þeyler burkuluyor ve oldukça heyecanlanýyordu. Patronu evli deðildi. Evli olsa parmaðýnda yüzük olur diye düþünüyordu. Kaç yaþýndaydý? Yaþý biraz kendinden büyük gösteriyordu. Ne önemi vardý yaþýn? Düþüncelerinden kurtulmak için iþini hýzlandýrdý. Ýðnenin kumaþ üzerindeki hareketini fark etmek olasý deðildi.
Ýþ yerinde bir ayýný doldurmuþtu. Patron haným yazýhaneye çaðýrdýðýnda,
Hayýrdýr inþallah diyerek kalktý ve yazýhaneye gitti.
Buyurun efendim bir emriniz mi var.
Var tabi Ahmet bey. Bu güne kadarki çalýþmandan çok memnun oldum. Bundan böyle usta baþýsýn. Bir süre provalarý beraber yapacaðýz. Ýki anahtar uzattý.
Al bunlarý. Biri yazýhanenin, diðeri de prova odasýnýn. Benim olmadýðým zamanlarda tam yetkili sensin. Aklýma gelmiþken bir þey sormak istiyorum. Nüfusundaki yaþ, gerçek yaþýn mý?
Evet efendim gerçek yaþým.
Hayret bir þey, yaþýndan çok daha olgun gösteriyorsun. Çok iyi yetiþtirmiþler seni. Elini uzattý.
Yeni görevinde baþarýlar dilerim sana. Böyle giderse ortak ta oluruz. Uzanan eli heyecanla tutup hafifçe sýktý. Yüzü kýp kýrmýzý kesildi. Kekeleyerek,
Teþekkür ederim dedi. Kýzýn elinden sým sýcak bir sevginin sel gibi tüm bedenini sardýðýný hissetti. Gidip yerine oturup iþe baþladýðýnda aklý patronundaydý. Aþýk mý olmuþtu ona. Neydi tüm bedenini saran ateþ gibi þey böyle. Göz göze geldiklerinde bir sevgi seli oluþuyordu ikisinin de gözlerinde.
Oda mý bana aþýk. Yoksa bir abla sevgisi miydi onunki ?
                    ***
Þermin yýllar önce açtýðý bu iþ yeri yüzünden evlenmeyi aklýna bile getirmemiþti. Evlilik özlem duyduðu bir þey de deðildi. Belki evlenmek için geç kalmýþtý. Otuz iki yaþýný geride býrakmýþtý. Bu Ahmet’te ne vardý ki, kendisini bu denli etkilemiþti. Onu ilk gördüðünden beri evlenip bir yuva kurma özlemiyle yanýp tutuþmaya baþlamýþtý. Oysa onun yaþý kendi yaþý yanýnda çocuk sayýlýrdý. Ahmet bir býçak gibi saplanmýþtý beynine. Onu bir türlü söküp atamýyordu. Sanki yýldýrým aþkýyla tutulmuþtu ona.
Ýþler iyi gidiyordu. Usta baþý yaptýðý bu kibar çocuk yüzünden müþterilerinde umulmadýk bir artýþ olmuþtu. O gün bir hazýr giyim maðazasýndan yüklü bir sipariþ almýþlardý. Hazýr iþ almýyorlardý ama, yapýlan teklif çok cazipti. Bu yüzden iþi kabullendiler. Akþam,
Ahmet, bu akþam beraber yemek yemeye gidelim. Bu baþarý senin esrin. Baþarýný beraberce kutlayalým. Baþýný kaldýrýp baktý. Yanýlmamýþtý ses patronunun sesiydi. Heyecanla,
Baþ üstüne patron dedi.
Bana niye patron diyorsun. Yoksa benim adýmý öðrenemedin mi daha?
Hayýr biliyorum.
Lütfen bana bundan böyle adýmla hitap et. Ne bu resmiyet böyle?
Baþ üstüne Þermin haným. Ýþçiler gittikten sonra iþ yerini kapatýp caddeye indiler. Bir taksi çevirip bindiler.
Nereye efendim?
Boðaza doðru gidelim. Orada yemek yiyeceðiz. Siz taksiciler nerde iyi yemek yenileceðini bizden iyi bilirsiniz. Uygun olan bir yere götür bizi.
Emredersiniz efendim. Yol boyu Ahmet koltuðun en ucuna oturdu. Bedeninin Þermin ile temasýndan korkuyordu sanki. Þermin Ahmet’in sýkýlganlýðýnýn farkýndaydý. Üstüne gitmedi.
Araba bol ýþýklý bir gazinonun önünde durdu.
Buyurun efendim, geldik. Burasý sizin gibi yeni evliler için en ideal yer. Teþekkür ederek indikten sonra hesabý ödediler. Gazinonun dýþý ýþýl ýþýl olmasýna raðmen içerisi oldukça loþtu. Garson deneyimliydi. Hemen onlarý arka taraftaki masalardan birine buyur etti. Oturmalarýný bekledi.
Ne emredersiniz efendim?
Balýk ve salata.
Ýçki almak ister misiniz? Þermin Ahmet’in gözlerinin içine dikti gözlerini. Ne diyecek diye bekledi. Ahmet’in bir þey diyecek hali yoktu. O bir taþra çocuðuydu. Gazinonun egzotik havasý þimdiden sarhoþ etmiþti onu. Þermin,
Bir ufak votka ve iki bira dedi garsona. Garson,
Emredersiniz diyerek uzaklaþtý. Hiç konuþmadan bekliyorlardý. Konuþurlarsa, sanki kendilerini mest eden bu egzotik hava yok olup gidecekti. Garson elindeki tepsiyi yandaki boþ masaya býrakarak önce balýðý masanýn üzerine koydu. Sonrada votka, bira ve su þiþelerini uygun gördüðü yerlere koydu. Getirdiklerinin orta yerine de alev alev yanan bir mum yerleþtirdi.
Baþka bir emriniz var mý efendim. Þermin teþekkür ederek baþka bir istekleri olmadýðýný söyledi.
Hadi Ahmet ne duruyorsun? Böyle yerlerde servisi erkekler yapar.
Ben böyle yere hiç gelmedim. Ýçki nedir, nasýl bir þeydir hiç bilmedim. Lütfen bana nasýl yapmam gerektiðini söyleyin.
Önce büyük bardaklara bira koy. Aðzýna kadar doldurma. Votka için pay býrak. Sonrada küçük bardaklardan birine votka doldur. Yarýsýný bir bira bardaðýna, yarýsýný da diðer bira bardaðýna boþalt. Önce biraz atýþtýralým. Sonra da içmeye baþlarýz. Bir süre yedikten sonra Þermin bira bardaðýnýn birini eline alarak kaldýrdý ve
Haydi bakalým beraberliðimize içelim dedi. Ahmet güçlükle bira bardaðýný eline aldý. Bardaklarý biri birine týklatarak
Þerefimize dediler birlikte. Ahmet içkisini yudumlarken, yüzünü buruþturuyor ve aklýndan
Bu zehir gibi þeyi nasýl içiyorlar diye geçiriyordu içinden. Þermin’e uymak zorundaydý. Onun gibi bardaðý yarýsýna kadar içti. Sanki içtiði elektrik akýmý gibiydi. Tüm bedenine hýzla yayýlmýþtý. Avuçlarýnýn içi tabanlarý cayýr cayýr yanýyordu. Aðzýndaki acýlýðý gidermek için balýktan ayýrdýðý kocaman bir parçayý aðzýna attý. Az sonra Þermin bira bardaðýný yine kaldýrdý.
Hadi bakalým yine þerefimize. Bardaklarý biri birine çarparak aðýzlarýna diktiler. Boþalan bardaklarý fark eden garson hemen yanlarýna seðirtti.
Emriniz var mý efendim?
Lütfen iki bira daha getirir misiniz?
Emredersiniz efendim. Þermin Ahmet’in birden açýlýp bira istemesine þaþýrmýþtý. Belli ki içtiklerinin etkisi baþlamýþtý. Ahmet bira bardaklarýný bira ve votka ile doldurduktan sonra Gözlerini Þermin’in üzerinde kilitledi. Derin bir iç geçirdi. Þermin sanki Ahmet’in düþüncelerini gözlerinden okuyordu. Ayaða kalkýp sandalyesini Ahmet’in sandalyesinin yanýna koydu ve oturdu. Omuzunu omuzuna dayayýp,
Nasýl buldun bu geceyi? Hayatýndan memnun musun dedi. Ahmet titrek bir sesle,
Çok, çok memnunum. Ya sen?
Ben çok mutluyum bu gece. Bacaklarýný Ahmet’in bacaðýna doladý. Alnýný alnýna dayadý.
Bu güne kadar evlenmeyi düþündün mü?
Hayýr. Ya sen?
Seni görünceye kadar hayýr. Seni ilk gördüðümde aþýk olduðumu söylesem bana inanýr mýsýn?
Peki ben de sana ayný þeyi söylesem bana inanýr mýsýn ? Þermin cevabýný beklemeden dudaklarýný Ahmet’in dudaklarýna yapýþtýrdý. Soluklarý tükeninceye kadar sürdürdüler öpüþmeyi. Þermin bira bardaðýna uzandý. Kaldýrarak,
Hadi sevgilim aþkýmýzýn þerefine içelim. Program güzeldi. Þarkýcýlar, dansözler, yemekler ve içkiler, hepsi biri birinden güzeldi. Ýçkinin bile tadý deðiþmiþti. Hayatýnda ilk kez içki içen Ahmet’in ilk bardaktaki mimiklerindeki tiksinti ifadesi yok olup gitmiþti. Ýçkisini oldukça rahat yudumluyordu. Belki de Þermin’in dudaklarýna kondurduðu o ilk öpücük tad alma duyumlarýnýn tümünü uyuþturup yok etmiþti. Ýlk kez bir kadýnla bu denli yakýn olmuþtu.Ýlk kez dudaklarýna bir kadýn dudaðý deðmiþti. Gerçek yaþamýn içinde miydi? Yoksa hiç tanýmadýðý bir baþka dünyada mýydý? Bilmiyordu ve bilmek te istemiyordu. Tek bir þey düþünüyordu. Ýçinde bulunduðu bu yaþam þeklinin hiç bitmemesi ve ölünceye kadar sürüp gitmesi. Sabaha karþý, garsonun getirdiði hesap pusulasýyla gitme zamanýnýn geldiðini anladýlar. Getirilen hesap seksen beþ liraydý. Þermin çantasýndan çýkardýðý beþ yüz lirayý Ahmet’in eline sýkýþtýrdý. Ahmet eline sýkýþtýrýlan paraya baktý. Bu da ne der gibi bir hali vardý. Þermin,
Hadi Ahmet, ne duruyorsun? Hesabý ödesene. Ahmet hesabý nereye ödeyeceðim der gibi Þermin’e baktý. Þermin gözleriyle parayý garsonun getirdiði tabaða koymasýný iþaret etti. Garson tabaðý alarak gitti. Az sonra ayný tabakla geri döndü. Ahmet tabaktaki dört yüzlüðü alarak cebine koydu. On beþ lirayý garsona bahþiþ olarak býraktý. Garson saygýyla eðilerek selamladý.
Baþka bir emriniz var mý efendim. Ahmet etrafýna bakýndý: Çýkacaklarý kapýyý kestiremedi.
Bize nereden çýkacaðýmýzý gösterir misiniz dedi. Garson,
Baþ üstüne efendim, þöyle buyurun diyerek taksi duraðýna kadar gitmelerine yardýmcý oldu. Sýradaki taksiye iþaret etti. Taksi hemen hareket edip yanlarýna geldi. Güçlükle bindiler. Sürücü,
Nereye efendim?
Taksim’e. Bir baþka dünyadaydýlar sanki. Yol boyunca hiç konuþmadýlar. Araba geniþ bir meydanda durdu. Sürücü,
Taksim’e geldik efendim. Dilerseniz kaldýðýnýz yere kadar götüreyim sizi. Þermin,
Zahmet etmeyin. Evimiz meydana çok yakýn.Sürücünün yardýmýyla arabadan indiler. Ahmet ne yapacaðýný bilmemenin kararsýzlýðý içinde olduðu yerde dikildi kaldý. Düþmemek için Þermin’e sarýldý. Aðýr adýmlarla Þermin’in evine doðru yürüdüler. Neyse ki ev birinci kattaydý. Zorlanmadan eve ulaþa bildiler. Þermin,
Hadi sevgilim. Önce soyun, sonrada banyoya gidip elini, yüzünü, ayaklarýný yýka da açýlasýn. Ahmet banyoya yöneldiðinde Þermin yatak odasýna gitti. Çeyiz sandýðýný açýp evlendiði gece giymek için kendi eliyle diktiði geceliðini özenle çýkardý. Bir süre eliyle okþadý. Kararsýzdý. Böyle mi olmalýydý evliliðe ilk adýmýný atýþý. Aradaki yaþ farký sorun olacak mýydý? Ama böyle, ama baþka türlü, sonuç bekarete veda etmekle eþti. Alkolle uyuþmuþ bedenine raðmen hýzla soyunup geceliðini giydi. Geceliðin dýþýnda üzerinde hiçbir þey býrakmadý. Gece lambasýný yakýp ýþýðý söndürdü. Gece lambasýnýn loþ ýþýðý altýnda aynadaki görüntüsüne baktý. Oldukça sevimli ve seksi buldu kendini. Makyaj masasýndaki ithal parfümden bolca süründü. Salona çýktý. Ahmet halen banyodaydý.
Ahmet!
Efendim caným?
Hadi ne duruyorsun orada, gelsene.
Geliyorum caným. Banyodan çýktý. Gözlerine inanamadý. Karþýsýndaki Þermin miydi? Yoksa rüya mý görüyordu? Düþmemek için duvara dayandý. Þermin yanýna gidip koluna girdi.
Hadi caným ne duruyorsun? Yataðýmýz bizi bekliyor. Yatak odasýna girdiler.
Hadi soyun. Ahmet’te soyunacak hal mi kalmýþtý. Þermin’in yardýmýyla soyundu. Þermin’in yatak üzerine koyduðu Pijamaya uzandý. Þermin ondan evvel davranýp pijamayý alýp odanýn bir köþesine fýrlattý. Ahmet’i yataðýn içine itti. Geceliðini çýkarýp, çýrýl çýplak Ahmet’in yanýna uzandý. Ahmet tam bir teslimiyet içindeydi. Akþamüzeri yataktan çýktýlar. Þermin artýk kadýndý.
                    ***
Þermin hamileydi. Evliliklerinin hemen ilk günlerinde hamile kalmayý yeðlemiþti. Doðacak çocuk evliliðinin sigortasý olacaktý. Yaþ farkýný eþi sorun etmiyordu ama, o yine de yaþ farkýnýn sorun olacaðýný bir türlü aklýndan silemiyordu. Hamilelik geçimsiz bir kadýn olmasýna neden olmuþtu. Ahmet eþinin bu hýrçýn davranýþlarýnýn doðumdan sonra düzeleceðine inanýyordu. Doðan kýzlarýna olan sevgisi yüzünden eþinin devam eden hýrçýnlýðýna çaresiz katlanýyordu.
Ah diyordu kýzým büyüsün. O zaman yapacaðýmý ben bilirim. Yýllar akýp gidiyordu. Uçup giden gençlik ve yüzlerde derinleþen çizgiler. Tek kýzlarýný evlendirdikten sonra döner diye umduðu eski mutlu günleri dönmek bilmiyordu. Adý evinin içinde pis, görgüsüz taþralýya dönmüþtü. Eþinin huysuzluðu yetmezmiþ gibi, huysuzluðuna asalet budalalýðý eklenmiþti. O doðma büyüme Ýstanbulluydu. Bu nedenle asildi. Eþi ise taþralý bir görgüsüzdü
Sen taþralýsýn. Memleketine gidip aileni gördüm. Sefil bir yaþamlarý vardý. Hayvanlarla ayný evi paylaþýyorlardý. Ahmet’in sabrý taþtý. Gidip karýsýný yakasýndan tutup sarsmaya baþladý.
Sen ne diyorsun be. Benim ailem hangi hayvanlarla ayný evi paylaþýyordu. Aðzýný topla.
Toplamazsam ne olur?
Aðzýný burnunu kýrarým. Yüzünün çerçevesini daðýtýrým. Ýnsan içine giremeyecek hale koyarým seni.
Yalan mý? Ailen hayvanlarla ayný evde yaþamýyor muydu?
Biz kýr insanýydýk. Atýmýz bizim her þeyimizdi. Onu evimize bitiþik damda bakmayacaktýk ta nerede bakacaktýk? Evimizin bitiþiðinde hayvan damý olmasý, hayvanlarla ayný evi paylaþmak mý olur.
Evet. Onun için sen de o hayvanlar gibisin. Hayvan olmasan yakamý böyle tutup beni tehdit etmezdin. Yumruðunu sýktý. Kaldýrýp eþinin yüz hizasýna getirdi. Vurmakla vurmamak arasýnda kararsýz kaldý.
Sen vurmaya bile deymezsin diyerek kolunu indirdi. Evden çýkýp gitmek istedi. Tüm vücudunu ter kapladý. Nefes alamaz oldu. Sanki görünmeyen bir el boðazýný sýkýyordu. Komþularýn yardýmýyla hasta haneye kaldýrýldý.Yoðun bakýma alýndý. Duran kalbi þoklarla yeniden çalýþtý. Týkalý kalp damarlarý balonlarla açýldý. Hayata dönmesi için uzun bir tedavi gördü. Taburcu edildiði gün evine dönmek istemedi. Kýzý dönmesi için çok ýsrar etti. Kýzýný kýramadý. Eve dönmeyi kabul etti.
                         ***
Eþinin asalet budalalýðý kýzýnýn yuvasýný da etkiledi. Kara bir çalý gibi kýzýyla damadýnýn arasýna girdi. Sonunda beklenen oldu. Kýzýnýn yuvasý yýkýldý. Tek bir celsede boþandýlar. Ýki kiþilik huzursuz yaþamlarýna þimdi kýzlarý da eklenmiþti. Yine fýrtýnalý bir gündü. Þermin eþine hakaretler yaðdýrýyordu.
Ne yapmaya geldin Ýstanbul’a? Ýstanbul’u kirletmek için mi? Pis taþralý, o layýk olduðun hayvan damýný niye terk ettin? Benim baþýma bela olmak için mi? Kalkýp eþinin yanýna gidip oturdu. Eþi kalkýp gitmek istediðinde kolundan tutup zorla yanýna oturttu.
Bana þöyle iyice bak dedi. Bu güne kadar hep ben sustum sen konuþtun. Þimdi ben konuþacaðým sen dinleyeceksin.
Hayýr dinlemeyeceðim seni.
Otur oturduðun yere. Beni dinlemeden hiçbir yere gidemezsin. Önce sana þunu söyleyeyim. Bizim evliliðimiz bitti artýk. Beni hiçbir güç sana katlanmaya zorlayamaz. Kýzýmýz bile. Ýyi düþün. Ben sana ne zaman evlenmemizi önerdim. Hiçbir zaman deðil mi? Ola bildiðince sarhoþ ettiðin bir gecenin sabahýnda senin yataðýnda buldum kendimi. Bu güne kadar ne o geceyi, ne de aramýzdaki yaþ farkýný baþýna kakmadým. O gece beni sarhoþ edipte yataða sokan sen deðil miydin. Yoksa o yataða seni ben zorla mý soktum? Senin böylesine iðrenç ola bileceðini düþünmedim bile. Yýllardýr tüm çirkefliklerine kýzýmýn hatýrý için katlandým. Gidiyorum artýk. Bir daha geri dönmemek üzere. Benim ölüm senin gibi bir çirkefin yaþadýðý bu kentte gömülmemeli. Benim ölümü kendi memleketim kucaklar ancak. Bu evliliði yine de seninle, kýzýmýn hatýrý için dostça bitirmek isterdim. Olmadý. Bunun sorumlusu kaderimiz deðil, sensin. Yaþadýðým sürece seni hep lanetleyerek anacaðým. Sakýn piþmaným diye kýzýmý arkamdan göndermeye kalkma. Onu bu pisliðin içine karýþtýrma. Onun çilesi kendisine yeter. Kalkýp küçük bir valize gerekli gördüðü birkaç parça eþyasýný yerleþtirdi. Gözlerindeki yaþlarý kuruladýktan sonra çýkýp gitti. Kýzý eve geldiðinde babasýnýn yokluðunu hemen fark etti.
Anne babam nerede?
Caný sýkýlmýþ memleketine gitti.
Anne bana gerçeði söyle. Benim babam bana haber vermeden hiçbir yer gidemez.
Sen öyle bil. O nankör köpek bir daha dönmeyeceðini söyleyerek gitti. Sana bir selam bile býrakmadý. Nesrin babasýnýn neden gittiðini çok iyi biliyordu. Odasýna kapanýp saatlerce göz yaþý döktü.
Aradan geçen günler Nesrin’in babasýna duyduðu hasret çekilmez olmuþtu. Sabah kalkar kalkmaz yol hazýrlýðýna baþladý. Valizini salona çýkardý. Annesi,
Bu valiz ne böyle kýzým?
Babamý almaya gidiyorum.
Ne yapacaksýn o ayýyý?
Anne aðzýný topla. Benim babam gerçek bir insan. Hem de sana laik olmayacak kadar iyi bir insan. Öyle olmasaydý, senin yýllarca kahrýný çeker miydi?
Defol evimden. Haram olsun sana geçen bütün emeklerim.
Evet anneciðim, sen söylemeseydin bile ben bu evden gidecektim. Ben babamla birlikte yaþayacaðým evi kiraladým bile.
Defol!!! Halen utanmadan konuþuyor. Nesrin valizini alýp sessizce evden çýktý. Annesi arkasýndan halen baðýrýyordu.
Gitmen olsun da dönmen olmasýn inþallah.
                    ***
Nesrin babasýný babaannesinin evinde buldu. Ýki katlý kýrmýzý kiremitli, beton avlulu bu eve hiç gelmemiþti. Çiçek yetiþtirilmek için býrakýlmýþ toprak bölmelerdeki çiçekler kurumuþlar, hüzün verici bir görünümdeydiler. Merdiven çýkmamak için babasý alt kattaki odada kalýyordu. Babaannesi ancak Ýstanbul’a gittiðinde göre bildiði torununu karþýsýnda görünce çok þaþýrdý.
Hoþ geldin kýzým diye içtenlikle sarýldý torununa.
Ahmet!!! Diye baðýrdý oðluna. Gel oðlum gel, bak kim geldi oðlum. Ahmet merakla dýþarý çýktý. Kýzý karþýsýndaydý. Hastalýðýna raðmen koþarcasýna gidip kýzýnýn boynuna sarýldý. Kaldýðý odaya buyur etti kýzýný. Hep beraber odaya girdiler.Kýzýna oturmasý için yataðýna yakýn bir koltuðu gösterdi. Kendisi de yataðýnýn üstüne oturdu. Babaannesi,
Kýzým sen yoldan geldin. Karnýn açtýr. Hazýrda bir þey yok ama hemen hazýrlarým. Baban da ben de perhizdeyiz. Ýkimize de yaðlý etli þeyler yasak. Neyi seversen söylede hemen hazýrlayayým.
Babaanneciðim hele otur biraz. Önce hasretimizi giderelim. Ben sonra mutfaða girer gerekenleri hazýrlarým. Ahmet merakla sordu.
Hayrola kýzým, bu zamansýz geliþinin nedeni ne? Senin iþinde olman gerekmiyor mu?
Ýzin aldým baba.
Ýyi ki tatilini geçirmek için burayý seçtin. Bizim buranýn en güzel zamaný. Karpuzun, kavunun ve her türlü meyvenin en bol zamaný. Foça’ya gideriz. Karþýyaka’ya gideriz. Senin sayende ben de gezmiþ olurum.
Arabanla buraya gelmek için yola çýktýðýný duyunca aklým baþýmdan gitti baba. Bu hasta halinle arabayý nasýl kullandýn bu denli uzun bir yolda?
Annenin dilinden ölmektense arabanýn içinde ölürüm diye çýktým yola. Yaþayacak günlerim varmýþ daha demek, sað salim geldim iþte.
Ben tatile gelmedim baba. Kýsa bir izin aldým buraya gelip seni alýp götürmek için. Bu gece iyice dinleniriz. Babaannemi de alýr hep beraber gideriz.
Ne olur kýzým bunu bizden isteme.
Biz burada babaannenle çok mutluyuz. Geride ömür olarak ne kaldý ki. Görüyorsun babaannenin halini. Annenin dili deðil, beni topraðým çekti buraya. Býrak ta biz topraðýmýzda ölelim. Gelirken resmini aldým yanýma. Bak baþ ucumda duruyor. Ona bakarak hasretini gidermeye çalýþýyorum. Senden ayrýlmak çok acý benim için. Ama bunu sineye çekmeye mecburum. Annenle bir araya gelmek mi? Asla. Ölümü bin defa tercih ederim.
Baba, senden annemle kalmaný kim istiyor? Senin haberin yok. Annemle ben de kavga ettim. Beni evinden kovacaðýný biliyordum. Bu yüzden ayrý bir ev tutup döþedim. Hem de annemden çok uzak bir yerde. Hep beraber gideceðiz yeni evimize.
Olmaz kýzým. Yeni evin hayýrlý olsun sana. Daha çok gençsin. Yeniden evlenmelisin. Ýlk evliliðindeki baþarýsýzlýktan biz sorumluyuz. Seni annenden koparamadým. Onun asalet budalalýðý senin de yuvanýn yýkýlmasýna neden oldu. Evlen ve kocaný annenden de benden de uzak tut. Bir yastýk iki baþ içindir. Bizi düþünme. Biz burada mutluyuz. Sen de kuracaðýn yeni yuvanda mutlu olursun inþallah. Nesrin babasýný geri dönmeye razý etmek için çok dil döktü ama baþaramadý. Umudu ertesi güne kaldý. Olmadý. Babasýyla beraber garaja gidip Ýstanbul’a dönüþ için biletini aldý. Gece saat yirmi birde garaja yine beraber gittiler. Minibüsler beþ dakikada bir kalktýklarý için babasýyla hemen vedalaþýp minibüse bindi. Meraklý bakýþlara aldýrmadan yol boyunca doyasýya aðladý. Ah anne ah diye geçirdi içinden. Tüm bunlarýn nedeni sensin.
Zaman akýp gidiyordu ve yaþam devam ediyordu.
                    ***
Huzurlu bir ortam ve doðup büyüdüðü beldenin ter temiz havasý Ahmet’in saðlýðýna çok iyi gelmiþti. Kýzýyla sýk sýk telefonlaþarak hasret gideriyorlardý. Þermin haným yalnýz kalýnca bunalýma girdi. Gördüðü psikolojik tedaviler bile onu hýrçýnlýktan koparamadý. Giderek saðlýðý daha da bozulmakta. Ah onun o asalet tutkusu. Bir kopa bilse o aptalca tutkudan, gidip kocasýnýn dizlerine kapanýp af dileyecek ama kopamýyordu. Belki de onun o asalet tutkusu, hayatýný bir ruh hastalýklarý kliniðinde noktalayacak. Boþuna dememiþler etme bulursun diye. Asalet budalalýðý onu kocasýnýn hastalýðýndan beter etmiþti ama, o yine de bildiðini okuyordu ve gittiði kötü yoldan dönüþ ola bileceðini aklýna bile getirmiyordu.
                                   Özcan NEVRES

















.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Onu Ölesiye Sevmiþti
Severek Ayrılalım
Neden Terk Ettin
Güz Gülleri Gibi
O Yalancının Biriydi
Aþk Bu Mudur
Ölümüne Aşk
Aðlatan Anýlar
Unutulmayan acý
Aþk Nedir

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhabbet Kuþlarý Nasýl Üretilir
Mutluluðu Ölümü Ararken Buldu
Mustafa Efe
Bir Zamanlar Ben De Politikacýydým
Baðýmsýz Aday Deli Osman
Tarýmda Neden Ýlerliyemiyoruz
Bebek Can
Giritli Nevres Cafer Aða
Çýldýrtan Aþk
Yasak Aþk

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Acýlarla Yaþamak [Þiir]
Özleyiþ [Þiir]
[Þiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Þiir]
Sevgiliye [Þiir]
Seni Düþündüm Yine [Þiir]
Alýn Götürün Beni Dalgalar [Þiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Þiir]
Bir Rüzgardýr Yaþamak [Þiir]
Uyan Be Memet [Þiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Ümit Yaþar Oðuzcan Fazýl hüsnü Daðlarca


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.