Ananevi tasavvurda kadýn ve erkek
Hakikatin farklý iki formda tecellisi anlamýna geliyor
Üst yapýda bu ayrýlýk, bu ikilik yok; bizatihi birlik/bütünlüðü var
Fiziki evrenin, dünya hayatýnýn bir gerekliliðidir bu ayrýþma, mutlak olmayan, izafi olan ikilik




Eril ve diþi olanlarýn birbirine akmasý
Dünya hayatý için gerekli, çünkü hayat bu ikiliðin münasebetiyle mümkün oluyor
Kur’an-ýKerim de, “Biz her þeyi çift yarattýk!” deniyor. Yani sadece kadýn ve erkek üzerinde
görülmüyor erillik ve diþilik, yani kozmik yapýnýn bütününde karþýmýza çýkýyor




Varlýk nedir? Hayat nedir sualleri
Ve hatta varlýk ve hayatta erkek olmak ne manaya gelir?
Niçin bu sorularýn cevabýný arayan bir eðitim mümkün olmasýn? Bugünkü erkeðin
Sýkýntýsýný aþmak adýna, kaybettiðimiz ama hafýzamýzda duran bilge erkeði yeniden inþa etmek adýna




Hatta erkeðin mesuliyetinin altýnýn çizilmesi
Formel eðitimin yanýnda kalbin de eðitilmesi; erkeðin erkân ve edepten geçmesi
Bilmediðimiz bir erkek deðil bu; bir dönem yaþadý buralarda. Bu erkeði yoðuran ocaklar,
dergâhlarýmýz oldu, oralarda insan bu mekanlarda hem aklen ve hem de kalben besleniyordu




Böylelikle ortaya bir erkek/kadýn modeli çýkýyor
Þimdilerden baþka erkek ve baþka türlü bir kadýn. Birbirlerinin mukabili
Ve birbirlerinin yardýmcýsý olan. Sorun; kadýný Rabbinin emaneti olarak görmeyen
Kalbini yitiren, sadece bedeniyle kalan erkek zavallý ve sefil bir erkek olarak karþýmýza çýkýyor




Geleneðin rol daðýlýmýna ve bu daðýlýmýnda
Ortaya çýkan görece farklýlýklara feminist teoriyle yaklaþýrsak yanýlýrýz
Erkeðin reisliði ve kadýnýn ev hanýmlýðý ”efendi-köle” dikotomisiyle okunamaz
Anane veya dini metinlerdeki kimi esaslarý bütününden baðýmsýz okursak, doðal olarak
netice itibarýyla tahakkümcü bir erkeðe varmýþ oluruz




Erkeðin þekillenmesinde yanlýþ okumalarýn tesiri var
Geleneðin ruhu deforme olmuþ; erkek tahakküm etmiþ, kadýn da uðradýðý mahkûmiyet
sebebiyle buðz etmiþ bu durunm bir erkeðin ve kadýnýn asla bütünleþemeyecekleri iki farklý
varlýk olarak kabul görmesiyle sonuçlanmýþtýr




Mustafa CÝLASUN